Tsunami [Japoncada liman dalgası anlamına gelen "津波" (つなみ) sözcüğünden] ya da dev dalga, okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, gök taşı düşmesi, deniz altındaki nükleer patlamalar, yanardağ patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi tektonik olaylar sonucu denize geçen enerji nedeniyle oluşan uzun periyotlu deniz dalgalarıdır. Ayrıca kasırgalar da tsunamiye neden olabilir. Önceleri tsunami dalgalarına gelgit dalgaları da denmiştir. Tsunamilerin %80'i Pasifik Okyanusu'nda gerçekleşir.
Gelgit veya med cezir, bir gök cisminin başka bir gök cismine uyguladığı kütleçekimi nedeniyle her iki cisimde meydana gelen şekil bozulmaları. En çok bilineni, her bir ay gününde Ay ve Güneş'in göreli konumlarındaki değişmeler sonucu kütleçekimlerinde meydana gelen farklılıklar nedeniyle deniz seviyesindeki yükselme ve alçalmalardır.
Hint Okyanusu, kuzeyde Asya, batıda Afrika ve Arabistan Yarımadası, doğuda Malay Yarımadası, Sunda Adaları ve Okyanusya tarafından çevrilen, dünyanın üçüncü büyük okyanusudur. Agulhas Burnu'nun güneyinde 20° Doğu boylamının geçtiği yerde Atlas Okyanusu'ndan; 147° Doğu boylamının geçtiği yerde de Pasifik Okyanusu'ndan ayrılır. En kuzeyde Basra Körfezi'nde, 30° enlemine kadar uzanır. Dünya sularının %20'sini kapsar. Afrika'dan Avustralya'ya kadar okyanusun genişliği 10.000 kilometre kadardır. Bu alanda yaklaşık olarak 73.566.000 km² yer kaplar. Hacminin yaklaşık olarak 292.131.000 km³ olduğu tahmin edilmektedir.
Ortalama deniz seviyesinden yükseklik veya ortalama deniz seviyesine göre yükseklik (AMSL); dağ, ova, yapı gibi coğrafi unsurların, meteorolojik olayların veya hava taşıtlarının yüksekliğini belirtmekte kullanılan bir kavram. Bunun için ortalama deniz seviyesi referans alınır. AMSL kısaltması, İngilizce above mean sea level kavramının akronimidir.
Deniz seviyesi, atmosfer ile deniz yüzeyinin birleştiği yükseklik. Deniz seviyesi, Dünya'nın bir veya daha fazla su kütlesinin ortalama yüzey seviyesidir. Yeryüzündeki tüm yüksekliklerin ve denizaltındaki tüm derinliklerin tanımlanmasında kullanılan referans seviyedir. Deniz seviyeleri birçok faktörden etkilenebilir ve jeolojik zamanlar içerisinde büyük farklılıklar gösterdiği bilinmektedir. Dünya üzerindeki herhangi bir bölgenin deniz seviyesi; gel-git, atmosfer basıncı ve rüzgâr gibi nedenlerle kısa süreli değişiklikler gösterir. Kısa vadedeki değişimler ise Dünya'nın iklim değişikliklerine bağlıdır. Örneğin; 20. yüzyılda mevcut deniz seviyesindeki yükselmenin küresel ısınmadan kaynaklandığı varsayılmaktadır. Deniz seviyesinin ölçülmesi; devam eden iklim değişikliğine ilişkin ön görüler sunabilir. Bu değişimler nedeniyle deniz seviyesini, deniz yüzeyinin uzun vadedeki tüm hareketlerinin ortalaması alınarak hesaplanmış olan ortalama deniz seviyesi şeklinde tanımlamak daha doğru olur. Ortalama deniz seviyesi, uluslararası şekilde MSL kısaltması ile gösterilir. Türkçe yayınlarda zaman zaman ODS kısaltması kullanılır.
Çanakkale Boğazı ya da tarihî adıyla Dardanelya, Asya ile Avrupa kıtalarını birbirinden ayıran ve Ege Denizi ile Marmara Denizi'ni birbirine bağlayan bir boğaz ve uluslararası su yoludur.
Delta ya da çatal ağız, bir ırmağın çatallanarak denize döküldüğü yerdir. Eski Yunan tüccarların Nil Nehri'nin denize ulaşan kısmında üçgen biçiminde kara parçaları olduğunu gördüler. Oluşan şekiller Yunan alfabesinin dördüncü harfi Δ (delta) ile aynı olduğu için tüccarlar buraya delta adını verdiler.
Anafor, deniz ya da ırmak sularının bir eksen çevresinde dönme hareketidir. Girdap olarak da bilinir. Denizlerdeki anaforların nedeni genellikle ters yönlü gelgit dalgalarının, akıntıların ya da rüzgârların karşılaşmasıdır. Irmaklarda ise kıyının çıkıntı yaparak suya dairesel bir dönme hareketi verdiği yerlerde küçük anaforlar görülebilir. Bir anaforda sular dairesel bir hareketle dönerken merkezkaç kuvvetinin etkisiyle çevreye doğru itilir ve dairenin ortasında bir boşluk oluşur. En ünlü anaforlardan biri, Norveç açıklarındaki Maelström'dür. Odysseia destanı'nda da denizin sularını yutup kusan deniz canavarı Kharybdis de çoğu zaman bir girdap olarak anılır.
Gelgit enerjisi, denizlerdeki oluşan gelgit olayından yararlanan yenilenebilir birincil enerji kaynağıdır.
Wadden Denizi, Kuzey Denizi'nin güneydoğusunda yer alan bir gelgit bölgesidir. Kıta Avrupası'nın kuzeybatısı ve Friz Adaları arasında bulunan bölge, çamurlu ve sulak alanlar oluşturmaktadır. Biyolojik çeşitlilik bakımından varsıl olan bölge 2009 yılında UNESCO Dünya Mirası listesine alınmıştır.
Sahil veya sahil şeridi, kara ile deniz veya okyanusların buluştuğu hat. Gelgit gibi etkenler nedeniyle sahil hattının net olarak belirlenmesi mümkün değildir.
Gelgit daireler olarak bilinen gelgit düzlüğü veya çamur daireleri, gelgit ya da nehir tarafından depolanarak oluşturulan kıyı sulak alanlardır. Bunlar; koylar,lagünler,haliç gibi korunaklı alanlarda bulunurlar. Jeolojik katmanlar olarak gelgit düzlüğü nehir ağzında silt, kil ve deniz hayvanlarının tortu birikimi sonucunda çamura maruz kalarak katmanlar halinde görülebilirler. Bir gelgit düzlüğü içinde tortu çoğunlukla gelgit bölgesinin içindedir. Günde yaklaşık olarak iki kez çamura maruz kalırlar.
Okyanus enerjisi, denizlerde oluşan dalgalardan, gelgit olaylarından veya deniz rüzgarlarından faydalanarak üretilen enerjidir.
Kıyı coğrafyası, kıyıların ve kıyıdaki yer şekillerinin oluşumu, oluşum koşulları ve dağılımı ile ilgilenen Fiziki coğrafya bilim dalıdır.
Sörf bölgesi, okyanus dalgalarının sahile yaklaşırken kırılıp, köpüklendiği, kabarcıklı yüzeye verilen ad. Bölgede kırılan dalgalar sörf bölgesini tanımlar. Sörf bölgesinde dalgalar kırılarak harekete devam eder ve sonra plaj eğimi yönüne doğru ilerler. Uprush denilen süslü su akıntısı oluşur, su daha sonra geri çalkantılı olarak tekrar çekilir. Yakın kıyı bölgesi üzerine gelen su dalgası nerede ise sörf bölgesi orasıdır. Sörf bölgesinde genellikle kesici sığ derinlik bölgesi 5-10 metre bu dalgaların kararsız olmasına neden olur.
Gelgit havuzları ya da kaya havuzları, deniz suyu ile dolu, deniz kıyısında kayalık havuzları vardır. Bu havuzların çoğu sadece düşük gelgit gibi ayrı ayrı havuzlardan oluşur.
Rip akıntısı, olarak adlandırılan bir rip akımı, dalgaların kırıldığı plajların yakınında meydana gelebilen, kırılan dalgaların ters yönünde akan belirli bir su akımı türüdür.
Okyanus akıntısı, dalga kırılması, rüzgâr, Coriolis etkisi, gelgitler, sıcaklık ve tuzluluk farklılıkları gibi ortalama akışa etki eden kuvvetlerin yönlendirdiği deniz suyu hareketidir. Derinlik konturları, kıyı şeridi konfigürasyonları ve diğer akımlarla olan etkileşimler bir akımın yönünü ve gücünü etkilemektedir. Bu nedenle, okyanus akıntıları öncelikle yatay su hareketleridir.
Kıyı morfodinamikleri kıyılar,zamana ve yere bağlı olarak daima değişime uğrar. Mesela alçak ve yüksek med ve cezir arasındaki farklara,yerküre,ay ve güneşin su üzerindeki etkisine bağlı olarak sürekli değişir. Kıyıdaki küçük değişimler yer kabuğunun hareketi sonucu meydana gelir. Yerin hareketleri emersiyon ve submersiyon olarak tanımlanır. Emersiyon arazide kıyı düzleşme eğilimi gösterir. Submersiyonda ise kıyı girintili çıkıntılı ve düzensizdir. Nehirlerin çok olduğu bölgede meydana gelen submersiyon nehir ağızlarını genişletir ve koy meydana gelir. Akıntı ve dalgaların, kıyıyı yavaş yavaş yemesi neticesinde tortu ve yumuşak kayalıklarda küçük koylar meydana gelir. Daha dayanıklı kayalar burun,yarımada olarak kalır. Tam tersine akıntı ve dalgaların meydana getirdiği tabakalar yarımada ve sahiller meydana getirir.