Ludwig Josef Johann Wittgenstein, Avusturya doğumlu filozof, matematikçi.
Dilbilim, dil bilimi, lengüistik ya da lisaniyat; dilleri dilbilgisi, söz dizimi (sentaks), ses bilgisi (fonetik), ses bilimi (fonoloji), biçimbilim (morfoloji) ve edimbilim (pragmatik) gibi çeşitli yönlerden yapısal, anlamsal ve bildirişimin çıkış bağlamını temel alarak sözlerin gönderimlerini ve iletişimde dilin yaptırım gücünü inceleyen bilim dalıdır.
Anlambilim, anlam bilimi, anlam bilgisi ya da semantik, anlamları inceleyen bilimdir. Anlam bilimi felsefî ya da mantıksal ve dilbilimsel olmak üzere iki farklı açıdan ele alınabilir. Felsefî ya da mantıksal yaklaşım, göstergeler ya da kelimeler ile bunların göndergeleri arasındaki bağlantıya ağırlık verir ve adlandırma, düz anlam, yan anlam, doğruluk gibi özellikleri inceler. Dilbilimsel yaklaşım ise zaman içinde anlam değişiklikleri ile dilin yapısı, düşünce ve anlam arasındaki karşılıklı bağlantı vb. konular üstünde durur.
Kısa çizgi veya tire, sözcükleri birleştirmek ve tek bir sözcüğün hecelerini ayırmak için kullanılan bir noktalama işaretidir. Tire kullanımına tireleme denir. Tirelenmemiş, tirelenmiş bir sözcük örneğidir. Kısa çizgi, daha uzun ve farklı kullanımlara sahip kısa çizgilerle veya eksi işareti ile karıştırılmamalıdır.
Edat veya ilgeç; farklı tür ve görevdeki kelimeler ve kavramlar arasında anlam ilgisi kurmaya yarayan yardımcı kelime. İlgeçlerin tek başına anlamı yoktur; diğer kelimelerle birlikte, cümle içinde görev kazanır.
Nesir ya da düzyazı, edebiyatta bulunan bir sanattır. Dil kurallarından başka hiçbir ölçüye bağlı olmayan düz ve tabu anlatma yolu.
Cümlenin ögeleri, cümlede yüklem ile görev ve anlam yönünden yükleme eşlik eden diğer parçalardan her biri. Cümlenin ögeleri tek bir sözcükten veya sözcük grubundan oluşabilir. Ögeler anlamlı ve doğru cümleler kurulabilmesini sağlar. Türkçede cümlenin ögeleri şunlardır:
- Yüklemler
- Yapım ekleri
- Çekim ekleri
- Nesneler
- Bağlaçlar
- Dolaylı tümleçler
- Zarf tümleçleri
- Edat tümleçleri
- Özneler
- Noktalama işaretleri
Araçsız üslûp, edebiyatta bir düşünceyi, duyguyu doğrudan doğruya söyleyenlerin ağzından aktarmak demektir. Monolog ve diyaloglar araçsız üslûba örnektir. Bu anlatım, yazıya, söze hareket, akıcılık ve canlılık verir.
Eklektisizm, farklı felsefî veya sanat sistemlerinden alınan unsurların yeni bir sistem içinde yeniden kullanılmasıdır. Sanattaki farklı çağ ve üsluplardan seçilip devşirilen unsurların yeni bir tasarım, ürün ya da düşünce akımı oluşturmak için ele alınması olgusunu ifade eder.
Paragraf, herhangi bir yazının bir satır başından öteki satır başına kadar olan bölümüne denir. Daha geniş bir ifadeyle, paragraf "bir duyguyu, bir düşünceyi, bir isteği, bir durumu, bir öneriyi, olayın bir yönünü, yalnızca bir yönüyle anlatım tekniklerinden ve düşünceyi geliştirme yollarından yararlanarak anlatan yazı türüdür. Kelimeler cümleleri, cümleler paragrafları, paragraflar da yazıları oluşturur. Paragraf bir yazının küçültülmüş bir örneğidir. Bu yönüyle yapı bakımından bir yazıya benzer.
Hititçe veya Hitit dili, Tunç Çağı'nda Anadolu'da yaşamış Hititlerin veya dillerinde kendilerine verdikleri isimleri ile Neşalıların konuşmuş olduğu, Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil. Dil, diğer Anadolu dilleri olan Luvice ve Palaca ile yakından ilişkilidir. Tarihte belgelenmiş en eski Hint-Avrupa dilidir.
Ters soru işareti (¿), dünyada konuşulan diller arasında sadece İspanyolcada bulunan bir noktalama işaretidir. Soru cümlesinin başına ters soru işareti, sonuna ise soru işareti eklenir. Soru bildiren özel kelimeler olmadığı için yazıda soru olduğunu vurgulamak için kullanılır.
Sıfat ya da ön ad; isimlerin ya da diğer sıfatların önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, renk, biçim, bıraktığı izlenim gibi çeşitli yönlerden tanımlayan, tarif eden kelime türüdür. Sıfat ile nitelediği veya belirttiği ismin oluşturduğu kelime grubuna "Sıfat Tamlaması" denir. Her sıfat, bir Sıfat Tamlaması kurar. Sıfatın olduğu heryerde aynı zamanda Sıfat Tamlaması'ndan da sözedilir. Sıfat Tamlaması'nın çeşitleri yoktur.
Açıklık, duruluk, vuzuh, clarete bir yazıda belirtilmek istenen duygu ve düşüncelerin, herhangi bir ek yoruma veya açıklamaya gerek duymadan kavranabilir olmasıdır. Ayrıca güşâde, rûşen, lâyıh olarak da anılır.
Anlatım biçimleri, anlatılacak olay veya kavramların nasıl anlatıldığını belirten edebiyat terimidir; yazarın anlatımını yaparken kullandığı üsluba, başvurduğu yönteme anlatım biçimi denir. Anlatılacakların türüne ya da amacına göre değişik anlatım biçimleri kullanılır. Örneğin romanda kullanılan anlatım biçimi ile bir makalede kullanılan anlatım biçimi birbirinden farklıdır.
Üslûp ya da biçem; sanatçının özel yapış yolu, yazarın duyuş, düşünüş ayrılığı; cümlelerin uzunluğu, kısalığı; kelimeleri seçişi, yazısının âhengindeki ayrılıklardır. Üslûp için; ifade tarzı, usul, yol da denilebilir. Sanat eserlerinde, insanın düşünüşlerine, duygularına, hayallerine, heyecanlarına verdiği biçim Üslûp'tur.
Biçimbilim, yapıbilim, biçim bilgisi, şekil bilgisi, morfoloji veya yapı bilgisi dilbilimde sözcüklerin içyapısını inceleyen alt dalıdır. Temel inceleme nesnesi, dilin anlam taşıyan en küçük parçaları olan biçimbirimlerdir. Biçimbilim, sözcükleri, nasıl oluşturulduklarını ve diğer sözcüklerle ilişkilerini inceler ve sözcüklerin kök, gövde ve ek gibi bileşenlerinin yapısını çözümler.
Bildirme eki veya bildirme koşacı, Türkçede yükleme kesinlik, belirsizlik, ihtimal gibi anlamlar katan -dir eki. Türkçedeki dört ek-fiilden biridir. Eklendiği kelimedeki ses kurallarına uyarak -dır, -dur, -dür, -tir, -tır, -tur ve -tür hâllerine dönüşebilir:
- cevherdir, elmadır, yüzüktür, gelmiştir, dönüyordur
Wernicke alanı, Wernike'nin konuşma alanı olarak da adlandırılır, serebral korteksin konuşmaya bağlı olan iki bölümünden biridir, diğeri Broca'nın alanıdır. Dilin üretiminde yer alan Broca'nın aksine, yazılı ve sözlü dilin anlaşılmasında rol oynar. Geleneksel olarak, sağ elini kullananların yaklaşık% 95'inde ve sol elini kullananların %60'ında sol yarıküre olan baskın serebral yarımkürede üstün temporal girusta yer alan Brodmann bölgesi 22'de bulunduğu düşünülmektedir.
Geçiş ve bağlantı ifadeleri, cümleyi yönlendirmek, farklı yerlere çekmek ve anlamı güçlendirmek için kullanılan çeşitli ifadelerdir.Bu ifadeler cümlenin tamamlanması ve doğru şekilde anlaşılması için önem teşkil etmektedir. Geçiş ve bağlantı ifadeleri üçe ayrılır:
- Düşüncenin yönünü değiştiren ifadeler
- Destekleyici ve açıklayıcı ifadeler
- Özetleyen ve sonuç bildiren ifadeler