Akçakışla, Şarkışla
Akçakışla | |
---|---|
Sivas'ın Türkiye'deki konumu | |
Akçakışla Akçakışla'nın Sivas'taki konumu | |
Ülke | Türkiye |
İl | Sivas |
İlçe | Şarkışla |
Coğrafi bölge | İç Anadolu Bölgesi |
Rakım | 1276 m |
Nüfus (2021) | |
• Toplam | 533 |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (TSİ) |
İl alan kodu | 0346 |
İl plaka kodu | 58 |
Posta kodu | 58402 |
Akçakışla, Sivas ilinin Şarkışla ilçesine bağlı bir köydür. Geçmişte nahiye (bucak) statüsünde olan Akçakışla'nın belediyesi kapatılarak belde olma niteliği kaldırılmıştır. İlkokul; Ortaokul ve Sağlık Ocağı bulunmaktadır. Jandarma Karakolu ise kapatılmıştır. Köyün sınırları içerisinden Kaldırak Özü adı verilen ırmak akmaktadır.[3]
Tarihçe
Osmanlı dönemine ait 1574 tarihli "Defter-i Mufassal-ı Liva-i Sivas" adlı kayıt kütüğünde "Ağca-Kışla" olarak adı geçer.[4] 1899 (Hicri 1314) yılında nahiye (bucak) yapılmıştır. Nahiye binası olarak inşa edilen taş yapı 1990'lı yıllarda belediye binası olarak kullanılmıştır. Yörede "Yelli Dere" olarak bilinen bir bölgenin bulunduğu da yine aynı tarihi kayıtlarda yer almaktadır. 1530 tarihli kayıtlarda ise "Ağca-kışla (Gedük n.): 619" ve "Ağca-meşhed (Gedük n.): 621" ibareleri mevcuttur.[5] Osmanlı idari yapılanması içerisinde Emlek olarak adlandırılan kazanın statüsü değiştirilerek nahiye yapılmış ve merkezi de Cumhuriyet döneminde Akçakışla olarak tespit edilmiştir.[6]
Etimoloji
Akçakışla (eski yaygın adıyla Ağcakışla) köyünün isminin nereden kaynaklandığına dair bazı farklılıklarla da olsa anlatılan bir efsanenin varlığı değişik kayıtlarda yer alır. Bileşik bir kelime olup Akça/Ağca (beyaz renkli) ve Kışla (kışın kalınan yer) sözcüklerinden oluşmaktadır.
Ağca Bey ve Ağ Kayalar Efsanesi
Ağca Bey yazlarını Akdağ (Ağ/Ak Kayalar) yaylalarında geçirir. Çok istediği halde bir erkek çocuğu olmamıştır. Çok güzel olan tek kızının isteyeni çoktur fakat Ağca Bey kimseyi kızına layık görmez ve bakar ki kızını beylerden kurtarmanın yolu yoktur onu erkek kılığına sokar. Cirit, güreş, at koşturmada erkekleri geçer. Bahar gelince günün birinde sürülerini Akdağa çıkaran bir çoban herkesin uykuya daldığı dolunaylı bir gecede kavalını öyle bir üflerki, kız sese uyanır. Sese doğru gider ve görünce çobana sevdalanır ama atına atlayıp gider. Çoban il il gezer ama kızı bulamaz. Ertesi yıl yine Akdağ'a gelir. Kız Çobanın kavalını duyar duymaz atına atlayıp kaval sesine doğru gider ve çobanın yanına varır. Yıllarca bu böyle devam ederken fırtınalı bir günde kavalın sesini duyar atına atlayıp sese doğru gider ama ses her defasında değişik yerden gelmektedir. Rüzgarın oyunundan şaşıran kız atını bir sağa bir sola sürer. Kaval sesi gitgide uzaklaşmaktadır. Kız deliye döner ve Akdağın tepesine yönelir. Bir uçuruma geldiğinin farkına varmadan aşağıya Ak Irmağa (veya Ak Göle) düşer. Çoban da yiter gider, bir daha kimse ondan haber alamaz. Bu efsane Anadolu'da farklı biçimlerde, bazı isim farklılıklarıyla değişik yörelerde anlatılmaktadır. Akçakışla köyünün adı da bu efsaneden kaynaklanmaktadır ve anlatılanlara göre köy, Ağca Bey tarafından kurulmuştur.Kızın düşüp boğulduğuna inanılan yere Akçakışla halkı tarafından "Sultan Gölü" denir.[7] Ayrıca köyün ortasından geçen Kaldırak Özü (deresi, ırmağı) üzerindeki sulama amaçlı kurulan bazı bentler de yöre ahalisince "Sultanın Bendi" olarak adlandırılır.
Ağca Meşe
"Ağca Meşe" kavramı ise büyük olasılıkla yöredeki ormanlık bir alanı tanımlamaktadır ("Meşe" sözcüğü bazı Türk lehçelerinde orman anlamında kullanılmaktadır). Diğer bir ihtimal ise büyük bir meşe ağacının adı olmasıdır ki, "Ağca" nitelemesi ağacın yaşlı ve kutsal olması ile alakalıdır.[8]
Coğrafya
Köy; Şarkışla ilçe merkezine 26 km, Sivas il merkezine ise 106 km uzaklıkta bulunmaktadır.[9]
Ulaşım
- Eski yol: Kayseri - Sivas otoyolundan batıya dönülerek ilerlendiğinde Sarıkavak (eski adıyla Sevran) köyünden sonra Kızılırmak üzerindeki köprüden geçilerek Bozkurt köyünün yanından devam edildiğinde Akçakışla'ya ulaşılır. Bu yol günümüzde kapatılmıştır.[3]
- Yeni yol: Sivas - Kayseri otoyolunda, Şarkışla'ya 10 km mesafede batıya doğru dönüldüğünde Kazancık köyü yönünde ilerlenir ve daha sonra Kahvepınar'dan geçilir. Yaklaşık 1 (bir) km ilerdeki küçük köprüden sola dönülerek devam edilir. Birkaç km sonra da Bozkurt köyünün yanından geçilerek ilerlenir. Bu yol Akçakışla içerisinden geçerek Akdağmadeni yönüne gitmektedir.[3]
Coğrafi özellikler
Akçakışla dağlık, ormanlık ve sulak bir bölgede yer almaktadır.
Ağ kayalar
Ağ kayalar köyün batı/kuzeybatı yönünde 4–5 km kadar dışarısındadır. Günümüzde dahi önemli bir konum belirleyici olma özelliğini devam ettirmektedir. Onlarca metre yükseklikte kayanın içinde bulunan ve dışarıya da bir penceresi olan mağaranın girişinde ise dar ve derin bir çukur vardır. Bu çukurun dipsiz olduğu, Kaldırak çayının diğer tarafında kalan kilometrelerce ötedeki "İnin önü" bölgesindeki kayaların içinde bulunan başka bir mağara ile bu çukurun devamı niteliğindeki bir yeraltı geçidi olduğu söylenir. Ancak çukurun çok dar olması ve derinliğinin de ne kadar olduğu bilinememesi nedeniyle çok tehlikelidir. Mağara girişinde bu çukurun üzerine çoğu zaman bir tahta uzatılmış bulunur. Ağ kayaların üzerinde ise eskiden kar oyukları bulunduğu ve yaz aylarında gidilerek buradan kar getirildiği bilinmektedir.
Kaldırak Özü
Kaldırak Özü coğrafi adıyla bilinen (yörede ise yalnızca "Öz" olarak söylenen) akarsu Akdağlardan iki kol halinde doğar ve Alaman Çermiği önünde birleşir, Bozkurt Köyü yakınlarında ise Kızılırmak’a karışır. Şarkışla'nın kuzey batısında yer alır ve Akçakışla içerisinden geçer. Köyü tam ortadan ikiye bölen akarsuyun üzerinde köy içerisinde beton bir köprü bulunmaktadır. Daha eski dönemlerde aynı yerde tahta bir köprü bulunduğu ve büyük bir selde yıkıldığı bilinmektedir. Akçakışla'nın tarımsal sulamasında geçmişten günümüze büyük bir etkiye sahip olmuştur. Sulama amacıyla değişik yerlerde önü kesilerek (bent vurularak) kanallarla tarlalara akıtılmıştır. Rakım olarak Akçakışla'nın aşağısında kalan Bozkurt köyüne geçmişte Kaldırak adı verildiği de bilinmektedir. Akarsu içerisinde değişik balık türleri, su yılanı, yengeç, kurbağa, evlerden gelen evcil ördekler ve kazlar gibi canlı türleri bulunmaktadır. Eskiden daha sık rastlanan ve günümüzde az da olsa Kızılırmak'tan yukarıya çıkarak gelen ve köy ahalisinin "Su-iti" olarak adlandırdığı susamurları da barınmaktadır. 50-60 yıl öncesine kadar varlıklı ailelerin balıkların yavrulama dönemlerinde büyük tepsilerle suya peynir döktükleri bilinmektedir. Irmağın yukarı kesimlerinde yer alan Emlek Kale köyü yakınlarında eski bir kale kalıntısı bulunmaktadır ki adı kayıtlarda "Kaldırok Kalesi" veya "Kaldurak Kalesi" olarak geçmektedir.[10] ("Öz" kelimesi özellikle İç Anadolu'da dere, ırmak, akarsu anlamlarında kullanılır.[11])
1957 Taşkını
Akçakışla'nın içinden de geçmekte olan Kaldırak çayında her yıl birkaç sel gelmektedir. Fakat bunların çoğunda su seviyesi zarar verecek düzeyde yükselmez. 1957 yılında coğrafi eğim olarak daha yukarıda bulunan Alaman köyü yakınlarında köy ahalisi tarafından durumun fark edilmesi üzerine bir atlı haberci yola çıkarılarak Akçakışla'ya haber verilmek istenmiştir. (Alaman köyü dere yatağına göre daha yüksek bir alanda kurulmuş olduğu için önemli bir zarar görmemiştir.) Ama sel bu haberciden kısa bir süre önce köye ulaşmıştır. Köyün ortasındaki tahta köprüyü de yutarak yok eden suyun gürültüsü dakikalar önce duyulmuştur. Su seviyesi o kadar yükselir ki, insanlar kurtulmak için çatılara çıkarlar. Yıkılan tahta köprünün daha sonra bir taş köprü yapılır.
Karlıyurt Yaylası
Akçakışla ahalisi topluca yaz aylarında köyden yaklaşık 30 km (araçla 45 dakika - bir saat süren) uzaklıkta bulunan Karlıyurt Yaylası'na çıkmaktadır. Bu geleneğin yaklaşık 250-300 yıldır sürdüğü tahmin edilmektedir.
Geçmişte kağnılar ve at arabaları ile gidilmekte ve yaylada çadırlar kurulmaktaydı. Günümüzde ise küçük evler bulunmaktadır. Hayvan sürüleri ise genelde birkaç gün önceden yaylaya götürülmektedir.
Yaylaya çıkış dönemi köy halkına sesli ilanla bir hafta önce bildirilir ve Temmuz ayı içerisindedir.
Tepesidelik
Karlıyurt yaylası yakınlarında "Tepesidelik" adı verilen eski bir krater çukuruna sahip olan bir dağ bulunur. Akçakışla'ya 25 km uzaklıkta ormanlık alandaki bu doğal tepe üzerinde yaklaşık 90x90 m ölçülerinde eski bir yerleşim alanının kalıntıları vardır. Elde edilen buluntulara göre Milattan önce binli yıllara tarihlenen bu alan ayrıca Roma döneminde de kullanılmıştır. Etrafında bir sur yığıntısının var olduğu anlaşılmaktadır. Kuzeybatı yamacındaki ana kayaya oyulan basamaklar olasılıkla aşağıdaki derelere inişi sağlamıştır.[12] 2000 yılında bu bölgede kaçak kazı yaparak ele geçirdikleri tarihî eserleri bu dağın içindeki kratere saklayan ve bölge ahalisinden olmadıkları anlaşılan kişiler jandarma ekiplerince yakalanmıştır.
Halk inançları
Hızır anlayışı
Kılık değiştirerek evlerin kapılarını çalan Hızır'ın genellikle de yaşlı, yoksul, dilsiz bir kişi gibi göründüğüne inanılır. Sebepsiz yere gelerek insanları deneyebildiği, bazen de birisine yardım etmeden önce onları sınadığı inancı halk arasında yaygındır. Azarlayıp kapıyı yüzüne kapatanlara, kendisini kovanlara, karnını doyurmaktan, bir bardak suyu ya da sütü vermekten kaçınan kişilere yardımını esirger hatta evlerinin, tarlalarının, sürülerinin bereketinin kaçmasına neden olur. Akçakışla köyünden Bekir oğlu İzzet Karakurt'un anlattığına göre karısı Hatice ilk çocuklarını doğuracağı zaman eve bir ebe çağırırlar. Doğumun uzaması üzerine dışarıya çıkan bir kadına sorduğunda, durumun hiç de iyi olmadığını öğrenir, ters giden bir şeyler olduğu söyler kadın. Kadın içeri geri girdikten sonra uzun bir süre daha geçer. Evin bahçe kapısına doğru yürürken yan komşunun evinin bahçesinde bir adamın uzaktan kendisine eliyle işaret etmekte olduğunu görür. Komşularının bir akrabasına benzettiği bu yaşlı, beyaz sakallı, orta boylu adamın yanına varıp ne istediğini sorduğunda ihtiyar elinin parmaklarının uçlarını birleştirerek ağzına götürüp dudaklarına vurur birkaç kez. Anlar ki yaşlı adam dilsizdir ve yiyecek bir şeyler istemektedir. Sağa sola bakınır, evlerindeki misafire yemek vermelerini söylemek için komşularına seslenir ama kimse duymaz. Eve döner fakat karısı doğum yaptığı için evde yemek yoktur. Bunun üzerine evliğe (kilere) giderek ters çevrilmiş çökelik (çökelek peyniri) küplerinden birini alır ağzını açar. Çökeleğin bir kısmını ekmeğin arasına koyar. Büyükçe bir mendil bularak onun da içerisine çökelek doldurur. Adamın yanına dönerek ona verir. Sonra da eve geri döner. Çok sürmez ki, dışarıya iyi haberi verir kadınlar. Bir oğlu olmuştur. Adamı unutur gider. Birkaç gün sonra komşularına sorduğunda kimse öyle bir misafirleri gelmediğini, yaşlı adamı görmediklerini söylerler.[13]
Kutsal ağaç / orman anlayışı
İnanışa göre bazı ağaçlara veya ormanlık arazilere dokunulmaz, kesilmez. Bu yerlerden bir ağaç kesen iflah olmaz, başına kötü bir iş gelir, bir musibet uğrar. Akçakışla köyü ve yöresinde yayladan çam ağacı kesenlerin başına felaketler geldiğine inanılmaktadır.
Alkarısı anlayışı
Yeni doğum yapmış lohusalara musallat olduğuna inanılır. Ayrıca ağaçların kovuklarından veya su kenarından çıkarak insanları bu ağaçların içine veya suya çektiği söylenir. Çocuklar, ıssız su kenarlarına veya ıssız yerlerdeki bu tür ağaçların yanına yaklaşmamaları için korkutulur.
Büyük oda
Köy içerisinde yer alan ve misafirleri ağırlamakta kullanılan mekanda geçmişte bir evliyanın (veya ruhunun) barındığına inanılır. Anlatılanlara göre bu evin önünden geçerken köy halkı sessiz olurmuş. Ancak burasının bakımsız kalması, kirlenmesi, çatısının çökerek harabeye dönmesi sonucu bu kutsal varlığın burayı terk ettiği söylenir.
El verme
Dua okuyarak insanları nazarın (kötü gözün) olumsuz etkilerinden kurtarma gücüne sahip olduğuna inanılan kişiler (kadın veya erkek farketmeksizin) yaşlandıklarında, özellikle ölümlerinin yaklaştığını hissettiklerinde bu güçlerini başka birisine devrederler. Buna "El verme" denilir. ("Elini verdi" gibi cümlelerle de söylenir.) Bazen bu yaşlı kişilerin muziplik yaparak birden fazla kişiye el verdiklerine ve bunlardan birine asıl eli kendisine verdiğini, diğerlerini kandırdığını söylediklerine rastlanır. Nazarı kovma / çıkarma işleminin başarılı olduğu dua okuyan kişinin esnemesi ile anlaşılır. Ne kadar çok ve uzun esniyorsa karşısında oturan insan o kadar çok nazara uğramış demektir. Kimi zaman esnemekten gözünden yaşlar gelir. Hatta bazen nazara uğrayan kişi de esner.[14]
Nüfus
Yıllara göre belde/köy nüfus verileri | |
---|---|
2021 | 553[2] |
2020 | 578[2] |
2019 | 590[2] |
2018 | 608[2] |
2017 | 633[2] |
2016 | 659[2] |
2015 | 723[2] |
2014 | 749[2] |
2013 | 843[2] |
2012 | 918[9] |
2011 | 990[9] |
2010 | 1.076[9] |
2009 | 1.178[9] |
2008 | 1.243[9] |
2007 | 1.343[9] |
2000 | 1.897[9] |
1990 | 2.387[9] |
Yönetim
Belediye
İlk başkanı olan Ali Kurt'un girişimleri ile 31 Aralık 1991 tarihinde kurulan Belediye,[15] nüfusunun 2000 kişinin altına düşmesi üzerine 2013 yılında sona erdi.[16] Belediye binası ise daha sonra bir süre boyunca ortaokul olarak kullanılmıştır.
Belediye başkanlığı
Seçildiği yıl | Belediye başkanları[9] |
---|---|
2009 | Ahmet Turan Kılıç (AK Parti) |
2004 | Yusuf Ziya Güleryüz (BBP) |
1999 | Selami Ergen (FP) |
1994 | Ali Kurt (DYP) |
1992 | Ali Kurt (DYP)[17] |
Kaynakça
- Şarkışla'nın Akçakışla Bucağındaki Köy Odaları ve Kültürümüze Hizmetleri, Emin Kuzucular, Türk Folkloru, Cilt: 4, Sayı: 38, Sayfa: 20 - 25, Milli Kütüphane Yer No: (1980) SB 14
- Akçakışla Bucağında Ekin Yolma, Emin Kuzucular, Sivas Folklorü, Cilt: 2, Sayı: 16, Sayfa: 11-12 -23, Milli Kütüphane Yer No: (1973) SB 106
- Akçakışla Bucağında Bulgur Çekme, Emin Kuzucular, Sivas Folklorü, Cilt: 2, Sayı: 13, Sayfa: 18 - 20, Milli Kütüphane Yer No: (1973) SB 106
- Akçakışla Bucağında Bulgur Kaynatma, Emin Kuzucular, Sivas Folklorü, Cilt: 1, Sayı: 12, Sayfa: 12 - 13, Milli Kütüphane Yer No: (1973) SB 106
Dipnotlar
- ^ "Akcakisla, Turkey Page" (İngilizce). Fallingrain.com. 15 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2022.
- ^ a b c d e f g h i j "Sivas Şarkışla Akçakışla Köy Nüfusu". Nufusune.com. 15 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2022.
- ^ a b c Şarkışla İlçe Özel İdaresi, 2020 Raporu, Köyler ve Ulaşım
- ^ Defter-i Mufassal-ı Liva-i Sivas, Hicri: 982 (Miladi: 1574/1575), TKG.KK.TTd. No: 178, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı - Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Arşiv Dairesi Başkanlığı, Yayın No: 9 ("76. Mezra‘a-i Ağca Kışla Mezra‘a-i Yellü Dere tâbi‘-i m.")
- ^ Defter-i Hâkâni Dizisi: 4, 998 Numaralı Muhâsebe-i Vilâyet-i Diyâr-i Bekr Ve Arab ve Zü'l-Kâdiriyye Defteri (937/1530), Cilt-2, Bozok Livası (Sayfa:140), T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı, Yayın No: 40, 1999
- ^ Nişanyan, Sevan. "Index-Anatolicus: Türkiye yerleşim birimleri envanteri". nisanyanmap.com. 15 Nisan 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Nisan 2022.
- ^ Bir Şarkışla Efsanesi, "Sultan Gölü", Emin Kuzucular, Sivas Folklorü, Yıl: 2 Sayı: 23, 1974, Sayfa: 12-15
- ^ Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu - "Şarkışla Merkez ve Köyleri İncelemesi", 2017 (Sayfa:17)
- ^ a b c d e f g h i j "Akçakışla Belediyesi". YerelNet.org.tr. 9 Eylül 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Aralık 2017.
- ^ Faruk Sümer, “Bozok Tarihine Dair Araştırmalar-I”, Cumhuriyetin 50. Yıldönümü Anma Kitabı, Ankara 1974, Sayfa: 328
- ^ "Öz" kavramının anlamı için: Mevzii Coğrafya Yönünden Kırıkkale-Keskin ve Delice 13 Ocak 2022 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Dr. Aydoğan KÖKSAL, 1968, Ankara Üniversitesi Coğrafya Araştırmaları Dergisi, 2, 219–250 sayfalar arasında muhtelif örnekler, (Sayfa: 224, "c- Özler" altbaşlığında; "Sahamızda «öz» sulu susuz, küçük veya nisbeten büyük derelere verilen isimdir," denilmektedir.)
- ^ Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Envanteri,Şarkışla 29 Aralık 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Envanter No: 58.09.1.02, Tescil No: 2729)
- ^ Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu - "Şarkışla Merkez ve Köyleri İncelemesi", 2017 (Sayfa:20)
- ^ Aşık Veysel Meslek Yüksekokulu - "Şarkışla Merkez ve Köyleri İncelemesi", 2017 (Sayfa:18)
- ^ "Belediye Kurulmasına Dair Kararlar" (PDF). Resmî Gazete. 2 Ocak 1992. 7 Mayıs 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021.
- ^ "İşte Kapatılacak 559 Belde !". kamudan.com. 10 Ekim 2012. 27 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Temmuz 2020.
- ^ Milliyet Gazetesi, 09.06.1992, sf. 19
Dış bağlantılar
- Akçakışla, Şarkışla için uzaydan görüntü siteleri: Google, Yahoo, Microsoft
- Yazılar - Emin Kuzucular (Akçakışla ve Yöresi Derlemeleri)
- Akçakışla Fotoğrafları (Yüksek Çözünürlüklü)
- Akçakışla - Logo
- Akçakışla Nüfusu 16 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Şehit Yıldırım Kuzucular 29 Ekim 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Halil Soylu - Duvar ustası, Âşık (20. Yüzyıl / Anadolu-Osmanlı-Türkiye) 25 Kasım 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Trilyonluk tarihi eser 16 Şubat 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- "Yoksul" Mustafa Soylu Şiirleri - Edebiyat Defteri
- "Yoksul" Mustafa Soylu Şiirleri - Edebiyatla 4 Aralık 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Ayrıca Halil Soylu'ya ait üç şiir de yer almaktadır)
- "Yoksul" Mustafa Soylu (kendi okuduğu şiirler), Yıl: 2012, Video (Süre: 14 dakika)
- Benim Reyhan Öğretmenim, Şahamettin Kuzucular, 2014 1 Ekim 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Akçakışla'da yaşanmış acıklı bir öykü)
- Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Envanteri, Akçakışla 27 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- Fotoğraf: Büyük Oda (Archive)
Ayrıca bakınız
- Emlek yöresi
- Alaman
- Bozkurt köyünün adının kökeni (köyün kuruluşunun Akçakışla ile bağlantısı için)
Fotoğraflar
- Karlıyurt Yaylası - Çam Ormanı
- Akçakışla - Köy içi görünüm
- Kaldırak Özü - Akçakışla, Ağ kayalar bölgesi, 2020
- Ağ Kayalar (Akçakışla)
- Akçakışla, Elma Ağaçları
- İn (Akçakışla)
- Akçakışla'da bir köy evi
- Çerkez'in Bendi (Akçakışla)