Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.
Türk Kanunu Medenisi, Türkiye'de 17 Şubat 1926'da İsviçre Medeni Kanunu örnek alınarak TBMM'de kabul edilen ve 4 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe konulan 743 sayılı kanundur. 1 Ocak 2002 kabul tarihli Türk Medeni Kanunu'nun yürürlüğe girmesiyle yürürlükten kalkmıştır.
Dava, bir hakkın, devlet kanalıyla devletin organları olan mahkemeler vasıtasıyla kullanılmasıdır. Dava; asli ve feri olur. İhtilaflı ve ihtilafsız veya ceza davası, hukuk davası, idari dava, amme (kamu) davası, şahsi dava olarak da tarif edilir. Tek başına dava sözcüğü, sıklıkla hukuk davalarını işaret eder.
Mahkeme, taraflar arasındaki hukukî anlaşmazlıkları (davaları) hukukun üstünlüğüne uygun olarak sivil ya da askerî, adlî veya idarî konularda adaleti sağlamak üzere yetkilendirilmiş, toplum yapısına ve kültüre göre değişiklikler gösterebilen bir yargılama formudur. Mahkemeler genellikle bir devlet kurumu şeklinde teşkilatlanır. Hem ortak hukuk, hem de medeni hukuk sistemlerinde mahkemeler, uyuşmazlıkların çözümü için merkezi araçlardır.
Türkiye'de kadın hakları konusu, Batı dünyasındaki gelişmelere paralel olarak 19. yüzyıl ortalarından itibaren gündeme gelmiştir.
İnsan Hakları Evrensel Bildirisi, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komisyonu'nun Haziran 1948'de hazırladığı ve birkaç değişiklik yapıldıktan sonra 10 Aralık 1948'de, BM Genel Kurulunun Paris'te yapılan 183. oturumunda kabul edilen 30 maddelik bildiridir.
Boşanma, evliliğin yasal olarak sona ermesidir. Günümüzde daha yaygın olmakla birlikte, eski çağlardan beri bütün toplumlarda boşanmaya rastlanmaktadır.
Aile hukuku, medeni hukukun kişilerin aile çevresindeki ilişkilerini düzenleyen kısmıdır.
Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.
Yasa ya da diğer adıyla kanun anayasal hukuk sisteminde, yetkili organlarca meydana getirilen hukuk kurallarıdır. Yasalar, tüzükler, yönetmelikler birer hukuk kuralıdır. Yürürlükte olan hukuk kurallarının tümüne mevzuat denir. Dar anlamında yasa, yasama organınca yapılan yasa adıyla gerçekleştirilen işlerdir. Hukuk karşılıklı hakları ifade eden üst mefhumdur, yasa ise bu hakları koruyan ve belirleyen kuralları ifade eder.
Türk Dil Kurumu sözlüğünde Arapça kökenli olan gayrimenkul kelime anlamı taşınmaz olarak ifade edilmektedir. Emlak ve taşınmaz sözlük anlamı olarak aynı anlamda kullanılmaktadır. Gayrimenkul arazi ve arazi üzerinde su kaynakları, ağaç, mineral, bina, ev, çit, köprü gibi insan eliyle yapılmış ve/veya doğada kendisi var olan arazi üzerinde yer alan daimi eklentilerini kapsamaktadır. Gayrimenkul mali değere sahip varlıklardan olsa da diğer mali varlıklardan ayrıldığı husus taşınmaz olması ve araziye bağlılıktan ileri gelmektedir.
İddet müddeti ya da bekleme süresi, Türk Medeni Kanunu'na göre boşanan kadının tekrar evlenmesi için beklemesi gereken üç yüz günlük süre.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.
Türkiye'de insan hakları, çeşitli uluslararası hukuk anlaşmaları ile koruma altına alınmıştır. 1982 Anayasasının 90. maddesine göre uluslararası hukuk kurallarının iç hukuka karşı üstünlüğü kabul edilmiştir. Fakat yaşam hakkı, işkence, ifade özgürlüğü, dini özgürlükler, örgütlenme özgürlüğü gibi konularda sorunlar ve tartışmalar sürmektedir. Bu nedenle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde yıllardır Rusya ile birlikte en çok sayıda davası görülen ülke konumundadır.
Türkiye'deki asliye hukuk mahkemeleri, Türkiye'de adli yargı kolunun içinde yer alan hukuk mahkemelerinden biridir. Sulh hukuk mahkemeleriyle birlikte temel hukuk mahkemelerini oluştururlar. Her iki hukuk mahkemesi de bulundukları il veya ilçenin adı ile adlandırılır.
Türk Medeni Kanunu kısaca TMK, Türkiye Cumhuriyeti'nde, 1 Ocak 2002 tarihinde yürürlüğe giren, medeni hukuk sisteminin temelini oluşturan yasal kanundur. 22 Kasım 2001'de ülkenin yasama organı olan Türkiye Büyük Millet Meclisinin kabul ettiği bu kanun Türk Kanunu Medenisi'nin yerini almıştır. Yaklaşık 1030 maddeden oluşmakta ve beş kitap halindedir.
İran'da kadın hakları, devleti yöneten rejimin şekline göre değişmiştir. Her rejimin yükselişiyle birlikte, kadın haklarına yönelik bir dizi zorunluluk ortaya çıktı ve oy haklarından kıyafet kurallarına kadar geniş bir yelpazedeki sorunları etkiledi.
Eğitim hukuku, "özellikle örgün eğitim kurumlarının organizasyonu, hukuki durumu, temel yapısı, yönetim biçimi, organları arasındaki ilişkileri, bunların temel hak ve görevlerini, öğretmen, öğrenci gibi doğrudan doğruya okul içinde, içinde bulunmakla beraber veli gibi okulla ilişkisi olan kişilerin hukuki durumlarını düzenleyen kuralların tümü”dür.
Suriye'nin yargı sistemi Osmanlı, Fransız ve İslam hukukunun bir sentezidir. Medeni, ticari ve ceza kanunları öncelikle Fransız hukuk uygulamalarına dayanmaktadır. 1949'da ilan edilen bu kanunlar, bedeviler ve dini azınlıklar arasında örf ve adet hukukunun uygulanmasını sınırlamak için onaylanmış özel hükümlere sahiptir. İslam dini mahkemeleri ülkenin bazı bölgelerinde işlemeye devam ediyor, ancak yargı yetkisi evlilik, boşanma, babalık, çocukların velayeti ve miras gibi kişisel statü meseleleriyle sınırlı. Bununla birlikte, 1955'te kişisel statünün birçok yönüne ilişkin bir kişisel kod geliştirildi. Bu kanun, kadının statüsünü iyileştirerek ve miras kanunlarını netleştirerek şeriatı değiştirdi ve modernize etti.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde öne çıkan Müslüman şeriat hukukunun bir bölümü de aile hukukudur. Bu yasa evlilik, çocuklar ve boşanma ile ilgilidir. Aile hukuku, Osmanlı İmparatorluğu'nda özel hukuk kategorisine girer. Aile ve miras hukuku, Osmanlı hukukunun tam merkezindeydi ve bu nedenle yabancı hukukun nüfuzundan en az etkilenmişti. Osmanlı İmparatorluğu'nda İslam toplumunda toplumsal cinsiyet rollerinin belirlenmesinde aile hukuku da önemli bir rol oynamıştır. Tanzimat Dönemi'nde Osmanlı Devleti'nin bürokrasiye ağırlık vermesiyle birlikte kendi idareleri altında yaşayan ailelerin doğum, evlilik, ölüm gibi bilgileri toplamaya başladılar.