İçeriğe atla

Ahmed eş-Şerif es-Senusi

Ahmed eş-Şerîf es-Senûssî
Senusi Lideri
Hüküm süresi1902-1933
Önce gelenMuhammed El Mehdi
Sonra gelenI. İdris
Doğum1873
Cağbub Senusi Zaviyesi, Trablusgarp, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm10 Mart 1933
Medine, Arabistan
Çocuk(lar)ıFatma El-Şerif
Tam adı
Seyyid Ahmed eş-Şerîf b. Muhammed eş-Şerîf b. Muhammed b. Alî es-Senûsî
HanedanSenusi
BabasıMuhammed eş-Şerif
DiniSünni İslam

İlk Yılları ve İşgale Direnişi

Senusiyenin kurucusu Sidi Muhammed bin Ali es-Senussi'nin torunudur. 1873 yılında Cağbub'daki Senusi zaviyesinde dünyaya geldi. 1902 yılında hareketin başına gelip Afrika'da sömürgeci İngiliz, Fransız ve İtalyan güçlerine karşı direnen dinsel hareket Senusiye tarikatının lideri oldu.

Trablusgarp Savaşı esnasında İtalya'nın Osmanlı Devleti'ne bağlı olan Libya topraklarını işgale başlaması üzerine bölgeye gelen Ahmed eş-Şerif, Enver Bey, Mustafa Kemal Bey gibi Osmanlı subayları ile birlikte İtalyanlara karşı direnişi örgütledi.[1] 1. Dünya Savaşının başlangıcıyla birlikte Teşkilat-ı Mahsusa'yla koordineli bir şekilde Mısır'ın batısındaki İngiliz güçlerine saldırılar düzenledi.[2]

Türkiye Ziyareti

Kuzey Afrika'da gerek İtalyan gerek de Fransız ve İngiliz güçleriyle mücadele eden Ahmed Şerif'in bu itibarı başta Enver Paşa olmak üzere Osmanlı Hükûmetince kullanılmak istendi. Teşkilatı Mahsusa aracılığıyla İstanbul'a davet edilen Şerif 21 Ağustos 1918'de Ukayle Limanından bir Alman denizaltısıyla Avusturya-Macaristan'ın Pula Limanına oradan da Balkan treniyle 30 Ağustos 1918'de İstanbul'a geldi. Varışının 2. günü Vahdeddin'in kılıç kuşanma merasimine denk geldiğininden yeni padişaha kılıç kuşattı.[3] Osmanlı'nın Hükûmetinin Şerif'in itibarını çeşitli yolculuklarla kullanma planları olsa da Mondros Mütarekesi sonucu bu gerçekleşmedi. Mütareke sonrası Vahdeddin'in İngiliz yanlısı politikaları sonucu arası açılan Şerif 5 Kasım 1918'de Bursa'ya geçti ve burada 2 yıl ikamet etti. Ahaliden de büyük ilgi gören ve baştan Ali Fuat Paşa olmak üzere Milli Mücadele'nin önemli isimleriyle temas kuran Şerif şehrin 8 Temmuz 1920'de Yunan işgaline uğraması üzerine Bursa'dan ayrılarak Konya üzerinden 15 Kasım 1920'de Ankara'ya ulaşan Şerif burada yetkililerce özel olarak karşılandı.[2] Atatürkle de özel bir muhabbeti ve hediyeleşmesi olan Şerif Kurtuluş Savaşı yıllarında hükûmetinin İslam dünyasındaki propaganda aracı olarak gerek doğu illerinde gerek de İslam dünyasının kalanında Milli Mücadelenin haklılığını kongreleri, hutbeleri, vaazları ve yazılarıyla anlatmaya çalıştı. Musul meselesinde de aktif olarak çalışan Şerif için Irak'ta Türkiye yanlısı bir hükûmet kurma planı olduysa da bu gerçekleşmedi. Musul'a geçmek için Ocak 1923'te Diyarbakır'a gitmesine rağmen İngiliz müdahalesi sonucu faaliyetleri güneydoğu ve doğu illerinde Türk hükûmetinin haklılığını anlatmakla sınırlı kaldı. Cumhuriyet'in ilanının ardından Mersin, Tarsus ve Adana yörelerinde pasif bir yaşama çekilen Şerif azalmış da olsa hükûmetle ve de Atatürkle iletişimi sürdü. Memleketine dönmek istediyse de bu İtalyan baskısı yüzünden gerçekleşmedi. Atatürk tarafından ikameti Türkiye dışında olmak şartıyla hilafet teklifi aldıysa da teklifi hilafetin Osmanoğullarında kalması gerektiği düşüncesiyle reddetti. Çeşitli ikamet ve sosyal sorunlar yaşayan Şerif hükûmet tarafından yarı rica yarı emir bir şekilde yurt dışındaki Osmanlı Hanedan mensuplarıyla temas halinde olduğu gerekçesiyle Türkiye'den ayrılması istendi, 30 Ekim 1924'te Suriye'ye geçti.[4]

Vefatı

Gerek Şam'da gerek de Filistin'de antiemperyalist politikalarına devam eden Şerif'in ikameti İngiliz ve Fransızlarca tehlikeli görüldü. Son olarak Arabistan'a geçen Şerif Asir bölgesindeki ikametinin ardından 10 Mart 1933'te Medine'de öldü.

Kaynakça

  1. ^ Philip H. Stoddard, Teşkilat-ı Mahsusa, Arma Yayınları, İstanbul, 2003.
  2. ^ a b "SENÛSÎ, Ahmed Şerif". TDV İslam Ansiklopedisi. 29 Kasım 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024. 
  3. ^ "Şeyh Ahmed Şerif Es-Senûsî". Atatürk Ansiklopedisi. 17 Eylül 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Haziran 2021. 
  4. ^ "Chapter X Turkey between Pan-Islamism and Nationalism: The Activities of Ahmad Sharif al-Sanusi in Anatolia, 1918-1924" (PDF). 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sykes-Picot Anlaşması</span> Birleşik Krallık ve Fransa arasında 1916 yılında yapılan gizli anlaşma

Sykes-Picot Anlaşması 1916 yılında Birleşik Krallık ve Fransa arasında imzalanan, Rusya ve İtalya tarafından onaylanan, Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması durumunda karşılıklı olarak kabul edilen etki ve kontrol alanlarını tanımlayan gizli bir anlaşmadır.

<span class="mw-page-title-main">VI. Mehmed</span> 36. ve son Osmanlı padişahı (1918–1922)

VI. Mehmed veya Mehmed Vahideddin, Osmanlı İmparatorluğu'nun 36. ve son padişahı ve 115. İslam halifesidir. Saltanatı döneminde, Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrıldı. İstanbul'un İşgali yaşandı ve İngilizlerin baskısı üzerine Meclis-i Mebûsan kapatıldı. Anadolu'da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ülke yönetiminde egemen olduktan sonra Vahideddin'in idaresi fiilen mümkün olmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">V. Mehmed</span> 35. Osmanlı padişahı (1909–1918)

V. Mehmed ya da Mehmed Reşad, Osmanlı İmparatorluğu'nun 35. padişahı ve 114. İslam halifesi.

<span class="mw-page-title-main">Mondros Mütarekesi</span> Osmanlı İmparatorluğunu fiilen sona erdiren ateşkes antlaşması

Mondros Mütarekesi ya da Mondros Ateşkes Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan mütarekename. Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır. Bu antlaşma ile beraber Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmecid Efendi</span> Osmanlı Hanedanının son halifesi

Abdülmecid Efendi veya II. Abdülmecid, 32. Osmanlı padişahı Abdülaziz’in altı oğlundan biri, Osmanlı hanedanından son İslam halifesi, iki kutsal caminin hizmetkârı, 16 Mayıs 1926 ile 23 Ağustos 1944 yılları arası Osmanlı Hanedan reisi, ressam ve müzisyen. Osmanlı hanedanının tek ressam üyesidir ve döneminin Türk ressamları arasında yer almıştır. Amcasının oğlu Mehmed Vahdettin’in 4 Temmuz 1918’de tahta çıkması üzerine Osmanlı tahtının veliahdı olan Abdülmecid; bu sıfatı 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılıncaya kadar taşıdı. TBMM tarafından 18 Kasım 1922’de halife seçildi. Osmanlı halifeliğine resmen son veren 431 sayılı Kanun'un kabul edildiği 3 Mart 1924 tarihine kadar “halife” unvanını taşıdı. Tarihe “Son Osmanlı Halifesi” olarak geçmiştir.

Musul Sorunu, Osmanlı Devleti'ne bağlı Musul Vilayeti'nin toprak sorunudur.

<span class="mw-page-title-main">Hilâfet</span> Muhammedin ölümünden sonra oluşturulan devlet başkanlığı makamı

Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı cepheleri</span> 29 Ekim 1914 ve 30 Ekim 1918 tarihleri arasında Osmanlı İmparatorluğunun savaştığı cepheler

Osmanlı cepheleri, Osmanlı İmparatorluğu'nun I. Dünya Savaşı'nda çarpıştığı cephelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Teşkîlât-ı Mahsûsa</span> Osmanlı İmparatorluğu’nda faaliyet göstermiş gizli bir örgüt

Teşkîlât-ı Mahsûsa, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır. II. Meşrutiyet dönemi sonrası 1913-1918 yılları arasında etkinlik gösteren istihbarat ve propaganda işleri yürüten bir topluluktur. İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve İslamcı siyasi görüşleri doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı istihbarat, propaganda, örgütlenme, suikast eylemlerinde bulunmuştur. Oluşumun isim babası Miralay Rasim Bey’dir. Çeşitli şahit ifadelerine göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 17 Kasım 1913’te resmen kurulmuş ve daha sonrasında da 5 Ağustos 1914'te Harbiye Nezareti'ne bağlı resmî bir örgüte dönüştürülmüştür. 8 Ekim 1918'de İttihat ve Terakki hükûmetinin iktidardan ayrılması ile birlikte Teşkîlât-ı Mahsûsa da resmen tasfiye edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Karakol Cemiyeti</span> Osmanlı İmparatorluğu‘nda istihbarat örgütü

Karakol Cemiyeti, Mütareke döneminde Osmanlı istihbarat örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Eşref Sencer Kuşçubaşı</span> Türk istihbaratçı

Eşref Sencer Kuşçubaşı ya da bilinen adıyla Kuşçubaşı Eşref, Çerkes asıllı Türk istihbaratçı ve savaşçıdır.

<span class="mw-page-title-main">İttihat ve Terakki</span> Osmanlı İmparatorluğunda siyasal teşkilat

İttihat ve Terakki Cemiyeti, sonraları İttihat ve Terakki Fırkası, Osmanlı İmparatorluğu'nda İkinci Meşrutiyet'in ilanına önayak olup 1908-1918 yılları arasında faaliyet gösteren, 21 Mayıs 1889 tarihinde kurulmuş bir siyasal hareket ve siyasi partidir. Triumvira sistemi ile yönetilen bir meclis yapısında egemenlik sürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Arap Ayaklanması</span> Arapların, 1916-1918 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı başlattığı ayaklanma olayı

Arap Ayaklanması, Arap İsyanı veya Arap İhaneti, I. Dünya Savaşı sırasında Haziran 1916 tarihinde Yemen'de Aden, Suriye'de Halep'i kapsayan bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurmak amacıyla Şerif Hüseyin bin Ali tarafından başlatılan silahlı isyandır.

<span class="mw-page-title-main">İran Cephesi</span>

İran Cephesi veya İran'ın İşgali ya da Osmanlı'nın İran ile yaptığı son savaş olan 1914-18 Osmanlı-İran Savaşı, Osmanlı, Britanya ve Rusya ve Kaçar Devleti'nin arasında Kuzey Azerbaycan'da yaşanan bir dizi askeri çatışmadır. Cephenin, İran için yıkıcı olduğu aşikârdı. Çatışmalarda, İngiliz ve Rus faaliyetlerinin etkisiyle 1917-1919 yılları arasında yaşanan İran kıtlığı nedeniyle 2 milyondan fazla İranlı sivil öldü. Kaçar hükûmetinin I. Dünya Savaşı ve sonrasında ülkenin egemenliğini koruyamaması, 1921'de bir darbeyle Rıza Şah Pehlevi'nin ülkenin başına geçmesine ön ayak oldu.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Sabri Efendi</span> Osmanlı müderris, şeyhülislam

Mustafa Sabri Efendi, Osmanlı müderris, Meclis-i Mebusan mebusu, şeyhülislam.

<span class="mw-page-title-main">Senusilik</span>

Senusilik, Sidi Muhammed bin Ali es-Senusi'nin 1837'de Kuzey Afrika'da kurduğu dinsel ve siyasal hareket.

<span class="mw-page-title-main">Senussi Cephesi</span>

Senussi Cephesi, Kasım 1915-Şubat 1917 tarihleri arasında Sennusiler ile Büyük Britanya ve İtalyan güçlerinin savaştığı cephedir. Büyük Britanya ve İtalya zaferi ile sonuçlanmıştır.

Hint Müslüman Hareketi olarak da anılan Hint Hilâfet Hareketi (1919-1924), Sünni Müslümanların lideri kabul edilen Osmanlı halifesini etkin bir siyasi otorite haline getirmek amacıyla Şevket Ali, Muhammed Ali Cevher, Hakim Ecmel Han ve Ebul Kelam Azad liderliğindeki Britanya Hindistanı Müslümanları tarafından başlatılan pan-İslamcı bir siyasi protesto kampanyasıydı. Hareket, Türkiye'nin daha olumlu bir diplomatik mevki kazandığı ve laikliğe yöneldiği 1922 sonlarında çöktü. 1924'e gelindiğinde Türkiye halifenin rolünü ortadan kaldırdı.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması</span> I. Dünya Savaşının ardından Osmanlı topraklarının parçalanması

Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması, I. Dünya Savaşı'nı takiben Kasım 1918'de İstanbul'un Britanya, Fransa ve İtalya askerleri tarafından işgal edilmesinin ardından başlayan jeopolitik bir süreçti. Parçalanma, özellikle Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanya ile ittifak kurmasının ardından yapılan Sykes-Picot Anlaşması gibi İtilaf Devletleri'nin savaşın ilk safhalarında yaptığı birtakım anlaşamalar üzerinden planlanmıştı. Eskiden Osmanlı İmparatorluğu'nu oluşturan büyük topraklar ve halklar, birkaç yeni devlete bölündü. Osmanlı İmparatorluğu; jeopolitik, kültürel ve ideolojik yönden önde gelen İslam devletiydi. Osmanlı'nın savaşın ardından parçalanması, Britanya ve Fransa gibi Batılı güçlerin Orta Doğu'ya hâkim olmasına sebep oldu ve modern Arap dünyası ile Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açtı. Anadolu Hareketi tarafından bu Batılı güçlere direnilse de, Osmanlı'nın ardıl devletleri kapsamında böylesi bir direniş II. Dünya Savaşı'nı takip eden hızlı dekolonizasyon sürecine kadar görülmedi.

<span class="mw-page-title-main">Yasin el-Haşimi</span>

Yasin el-Haşimi, iki kez başbakanlık yapan Iraklı bir politikacıydı. Irak'ın ilk liderlerinin çoğu gibi, el-Haşimi de ülkenin Osmanlı kontrolü sırasında askeri subay olarak görev yaptı. Siyasi olarak ilk çıkışını selefi Cafer el-Askerî'nin hükûmeti altında yaptı ve kısa bir süre sonra, Ağustos 1924'te onun yerine başbakan oldu. El-Haşimi on ay boyunca hizmet etti, ardından yerini Abdulmuhsin es-Sa'dun aldı. Sonraki on yıl boyunca çeşitli hükûmet pozisyonlarını doldurdu ve nihayet Mart 1935'te başbakanlık makamına geri döndü. 30 Ekim 1936'da Haşimi, General Bekir Sıdkî ve etnik azınlıklardan oluşan bir koalisyon tarafından yönetilen bir darbeyle görevden alınan ilk Irak başbakanı oldu. O zamanlar savunma bakanı olan el-Askerî'nin aksine, el-Haşimi darbeden sağ çıktı ve üç ay sonra öldüğü Suriye'nin Şam kentine gitti. Ağabeyi ve yakın müttefiki Taha el-Haşimi, 1941'de Irak Başbakanı olarak görev yaptı.