
Ahmedî divan şairi ve hekim.
Divan-ı Hikmet, Hoca Ahmed Yesevî'nin söylediği "hikmet" adlı şiirleri bir araya getiren Türk tasavvuf edebiyatının bilinen en eski örneklerini içeren kitaptır.

Yunus Emre (1240-1320), Anadolu sahasında yetişmiş Türk şair ve mutasavvıf. 13. yüzyılın son yarısı ve 14. yüzyılın başlarında yaşamış Türkmen bir derviş olan Yunus Emre, Anadolu'da Türkçe şiirin öncüsüdür. Tarihî şahsiyeti hakkındaki bilgiler yetersiz, hatta birbirini yalanlayıcı nitelikte olmakla birlikte biraz da menkıbelere karışmıştır. Yunus Emre hakkında biyografik bilgi veren velayetnameler ile manzum şiirler dışında temel kaynak bulunmamaktadır.

Ahmed Yesevî ya da Ata Yesevî (Kazakistan Türkçesi: Қожа Ахмед Яссауи; Özbekistan Türkçesi: Xoja Ahmad Yassaviy; 1093, Sayram - 1166, Türkistan, kendi gibi Türk asıllı olan Arslan Baba'nın talebesidir. "Pîr-i Türkistan" lakabıyla bilinen bir mutasavvıf ve şairdir.
'Arslan Baba, Yeseviyye tarikatının kurucusu Ahmet Yesevî'nin mürşîdi olduğu söylenen mutasavvıf. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kaynaklarda herhangi bir bilgi yoktur. Mehmed Fuad Köprülü'ye göre, Arslan Baba Ahmed Yesevî'nin babası Şeyh İbrâhimin kardeşi, yani amcası olabilir. Sefîne-î Evliya müellifi Osmanzâde Hüseyin Vassâf, Arslan Baba'dan bahsetmiştir.
Yesevîlik, adını Nakşibend’îyye tarikâtı şeyhi Yusuf Hemedanî'nin müritlerinden Hoca Ahmed Yesevî'den alan, İslâm'da kadın-erkek denkliğini yaşatan, Anadolu Alevîliği üzerinde bir hayli tesirleri olan, Bektâşî Tarikâtı'nın da beslendiği tasavvufî yol ve Türk tarikatı.

Çarhnâme-i Ahmed Fakıh der Bîvefâî-i Rûzigâr , 13. yüzyılın ilk yarısında Ahmed Fakih'in kaside biçiminde yazmış olduğu 83 beyitlik tasavvuf manzumesidir.
Ahmed-i Dâ'i, 14. yüzyılın ikinci yarısıyla 15. yüzyılın başında yaşamış olan, çok eser vermiş alim bir şairdir.

Hacı Bektâş Velî ; mistik, seyyid, mutasavvıf, âlim ve İslam filozofu. Alevi-Bektâşiliğin fikir ve isim öncülerindendir. Kendisinin yolunu takip edenlere Bektâşi adı verilir.
Edip Ahmet Yükneki 12. yüzyılda yaşamış bir şair.

Dursun Fakih, Osmanlı Beyliği'nin kurucusu Osman Bey'in devrinde yaşamış bir fakihtir.

Muhammed bin Cerîr Taberî, 9. yüzyılda yaşamış din ve tarih bilgini. İran'da tarihî bir bölge olan Taberistan'da doğduğu için 'Taberî' olarak ünlenmiştir.
Muhammed bin Ahmed el-Kurtubi,, Eserlerinde Ehl-i Sünnet'i savunan, başta Mu’tezile olmak üzere İmâmiye, Râfiziyye, Kerrâm’îyye gibi fırkaları eleştiren âmelde Malikî, i'tikatta Eş’ari olmakla birlikte, mezhep taassubuna karşı tavır takınan ve taklitçiliği bir metot olarak benimsemediğini dile getiren Endülüslü ve Arap, muhaddis, müfessir, fakih, dilci ve kıraat âlimi.

Tirmizi, 9. yüzyılda yaşamış Fars hadis bilgini.
Aşıkpaşazade Derviş Ahmet Âşıkî, Vefai dervişi ve Osmanlı tarihçisi. Asıl adı Derviş Ahmed ve mahlası Aşıkî'dir. Fakat büyük dedesi Âşık Paşa olduğu için "Aşıkpaşazade" adıyla anılmaktadır.
Hoca Dehhani, Horasanlı şair ve bilim insanı. Divan Edebiyatı'nın ilk şairidir. 13. yüzyıl ile 14. yüzyıl arasında yaşamıştır.
Menâkıbnâme ; velilerin, tarikat büyüklerinin ve şeyhlerin kerametlerini konu alan eserlere verilen addır.

Muhammed Kubbesi, aynı zamanda Elçi Kubbesi veya Peygamber Mihrabı ve Kubbesi olarak da bilinir. Mescid-i Aksa'da yer alan bağımsız bir kubbedir. Kubbetü's-Sahre'nin kuzeybatısında, Miraç Kubbesi'nin yakınında yer almaktadır.
Hıtta Kapısı ya da Babü'l-Hitta', Mescid-i Aksa'nın kapılarından biri. Kelime anlamı itibarıyla Af Kapısı anlamına gelmektedir. Kuzey kapılarından biri olarak, Abwab Mihrab Mariam'ın karşısında ve Kerimiye Medrese ile Evhadiye Türbesi arasında yer almaktadır. Kuzey Duvarı'nın doğu köşesine yakın bir yerde bulunmaktadır. Al-Ratrout'un (2002) araştırmasına göre, kapının adı tarih boyunca değişmiştir. Bu değişikliğin yıllar içinde yapılan restorasyonlardan kaynaklandığına inanılır ve Le Strange bu kapıya antik Esbat Kapısı adını verir. Hıtta Kapısı; günümüzde sabah, akşam ve yatsı namazları için açık olan üç kapıdan biridir.
Kitâbu Evsâfı Mesâcidi'ş-Şerîfe, Ahmed Fakih'e ait halk tipi mesnevidir. 1350'li yıllarda yazıldığı düşünülmektedir. Divan ve Halk edebiyatının bileşim noktasında olduğu öne sürülen eserde Kudüs, Halilürrahmân, Mekke, Medine ve Şam'dan bilgi ve izlenimler ile seyahatlerden hatıralar anlatılmaktadır. Sosyal ve yerel tarih açısından dönemsel anlatımlar içermektedir. Kendisinden sonra yazılmış bazı eserlere ilham kaynağı olmuştur.