
Bağdat, Irak'ın başkenti ve en büyük kentidir.

Bâkî ya da asıl adıyla Mahmud Abdülbâkî, Türk divan şairi.

Hayâlî Bey (خيالى) Türk Divan edebiyatı şairinin mahlası. Asıl Adı Mehmet'tir. “Bekâr Memi” diye anılmıştır. Eserleri zengin bir hayal gücüyle yazılmış, ince ve duyarlı bir üsluba sahiptir.

Rüstem Paşa, Kanuni Sultan Süleyman saltanatı döneminde 28 Kasım 1544 - 6 Ekim 1553 ve 29 Eylül 1555 - 10 Temmuz 1561 tarihleri arasında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Tezkire, sözcük anlamıyla "zikredilen, zikri geçen" anlamına gelen, Fars ve Türk edebiyatlarında kişilerin yaşamlarını, eserlerini ve edebi kişiliklerini anlatan eserlere verilen ortak addır. Tezkireler ilk kez İran edebiyatında ortaya çıkmıştır.
Osmanlı Ordusu'nun doğuya yönelik en büyük ve en uzun süreli askerî harekâtlarından biridir. Irâk-ı Acem olarak adlandırılan İran'ın kuzeybatı kesimiyle, Irâk-ı Arap olarak adlandırılan Bağdat ve yöresine girilmesi sebebiyle tarihi kaynaklarda Irakeyn Seferi olarak adlandırılmıştır.

Ali Emîrî ya da Ali Emîrî Efendi, araştırmacı ve tezkire yazarı.
Mustafa İsen, Türk akademisyen, bürokrat, siyasetçi.
Zâtî, tanınmış bir Divan Edebiyatı şairidir. Ziya Paşa tarafından Türk şiirine temel koyan şairlerin üçüncüsü olarak anılmıştır. Çok sayıda şiir yazmış olması nedeniyle değişik eserlerin değişik estetik standartlarda olması sonucu ortaya çıkmıştır.

Âşık Çelebi, 16. yüzyıl şair, mütercim, yazar.

Şehzade Mustafa veya Mustafa Çelebi, Kanuni Sultan Süleyman ve Mahidevran Sultan’ın oğludur. 1533'ten 1541'e kadar Manisa, 1541'den 1553'e kadar ise Amasya valisi olarak görev yapmıştır. 1553 yılında, babasının emriyle idam edilmiştir.
İskender Çelebi , 16. yüzyıl Osmanlı devlet adamı.
17. yüzyıl klasik Türk edebiyatı; Nefi, Nabi ve Şeyhülislam Yahyâ gibi tanınmış divan şairlerinin yanında, Evliya Çelebi, Naima ve Kâtip Çelebi gibi önemli nesir yazarları da çıkarmıştır. Bu dönem, toplumsal ve iktisadi alanlarda büyük bir karmaşanın içine giren Osmanlı İmparatorluğu'nun Gerileme Dönemi'ne rastlar. Dönem içerisinde her ne kadar, belirli münşilerden bahsedilse de; bu dönemdeki nesir yapıtlar klasik tarzla sınırlı değildir. 17. yüzyılda İstanbul’daki Floransa konsolosu sekreteri Filippo Argenti, İtalyan papazlarından Pietro Ferraguto (1580-1656) gibi yabancıların Türkçeyi iyice öğrenip, nesir alanında önemli Türkoloji çalışmaları yaptıkları bilinmektedir. Ayrıca “Cizvitlerin misyonerlik faaliyetleri için” matbaa kurdukları ve bu matbaanın 1703'te kapatıldığı söylenmektedir.

Divan şairi, belli kıstasları ve mazmunları bulunan divan edebiyatı içinde eserler veren şairlere verilen addır. Eski Türk edebiyatını içerdiği gibi İslam coğrafyasındaki diğer dillerin edebiyatlarını da içine alan bu edebiyatta ortak bazı kurallar bulunmaktadır. Divan şairleri bu kurallara katiyen riayet etmiştir. 19. yüzyıla kadar yerel ya da bağımsız bir edebiyat anlayışı türetilmemiştir. Klasik Türk edebiyatı içerisinde şiir dışındaki yazı şekilleri rağbet görmüyordu. Yazılan her şey nazım- yani şiir şeklindeydi. Bu yüzden "divan şairi" tamlaması divan edebiyatçılarına işaret edebilir. Şairler divan edebiyatının ilk dönemlerinden beri tezkirelerde anılmıştır. Bu edebiyat tarihlerinde divan şairlerinin biyografileri, şiirlerinden örnekler bulunmaktadır. Osmanlı coğrafyasında yazılan tezkirelerde toplam 3182 şair yer almaktadır. Divan şairleri çeşitli mesleklere sahiptiler. İlmiye(%36), derviş(%5.7), bürokrat(%2.8), asker(%4), esnaf(%3.7) bunlardan birkaçıdır. En çok divan şairi yetiştiren yöreler bürokrasi ve saray eşrafının yoğun olduğu yerlerdir. İstanbul 609, Bursa 156, Edirne 150, Konya 69, Diyarbakır 40, Kastamonu 36, Bağdat 35, Gelibolu 30, Bosna 26, Kütahya 24 şairle önemli tezkirelerde yer alan yörelerdir.
Mecalisü'n Nefais, Ali Şîr Nevaî'nin tezkire türündeki eseridir. Türk edebiyatında varlığı bilinen ilk şuara tezkiresidir. Hüseyin Baykara adına Çağatay Türkçesiyle yazılmıştır.
Sehi Bey Divan edebiyatı yazarı ve şairi.

Hamdullah Hamdi (doğumu: 1449, Göynük - ölümü: 1503, Göynük) Türk divan şairi, mutasavvıf. Mesnevileri ile tanınmıştır.
Irak'ta sanat, Irak'tan çıkan görsel sanatlardır ve tarih boyunca birçok toplumsal ve siyasi olaydan etkilenmiştir. Bağdat, Abbasi Halifeliği döneminde sanatta Arap dünyasının merkeziydi fakat 1258'deki Moğol istilası'nda sanat eserlerinin tahrip edilmesi nedeniyle bu özelliğini kaybetti. Bağdat, kültürel olarak daha sonra Pir Budak'ın saltanatı ve Osmanlı'nın hakim olduğu dönemlerde gelişti. 20. yüzyılda, geleneksel ve modern teknikleri birleştiren birçok sanatçı yetişti. Bu sanatçıların bazıları Orta Doğu dışında da uluslararası tanınırlık kazandı.
Fazlî Çelebi Fuzûlî-zâde veya sadece Fazlî 16. yüzyıl Azerbaycanlı şairdi. Azerbaycan Türkçesi, Farsça ve Arapça eserler vermiş ve Azerbaycan şairi Fuzûlî'nin oğlu olmuştur. Fazlî, en çok şiirlerinde kronogramlar ve bilmeceler yaratmadaki yeteneğiyle tanınıyordu.