İçeriğe atla

Agranülositoz

Agranülositoz
UzmanlıkHematoloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Agranülositoz, vücutta ani ve sık gelişebilen tehlikeli bir lökopeni (akyuvar sayısının azalması)dır. Aslında agranülositlerin artması anlamında olsa da genellikle granülosit sayısının azalması olarak kullanılır. Granülositopeni ile yakın anlamdadır. Granülosit sayısının (bu sınıf nötrofil, bazofil ve eozinofilleri içerir) 500/ml'nin altında olmasıdır.[1]

Belirtiler ve semptomlar

Agranülositoz, asemptomatik olabileceği gibi ani ateş ve boğaz ağrısı ile de kendini gösterebilir. Herhangi bir organın çok hızlı ilerleyen enfeksiyonu da olabilir. (Örn:pnömoni, idrar yolları enfeksiyonu). Hızlı bir şekilde sepsis de gerçekleşebilir.

Çok sayıda ilaç da agranülositoz sebebi olabilir. Antiepileptikler, tiroid baskılayan ilaçlar (karbimazol, metimazol),metamizol, antibiyotikler (penisilin, kloramfenikol ve kotrimaksazol), sitotoksik ilaçlar, altın, NSAID'ler (indometazin, naproksen, fenilbütazon), bazı antipiskotikler (atipik antipsikotik olan klozapin) agranülositoza yol açabilir.[2] Mirtazapin kullanan bazı hastalarda akyuvar sayısında ve mutlak nötrofil sayısında düşme görülmüştür. Fakat bu reaksiyon genellikle idiyosenkratiktir, bununla birlikte uzmanların hastaları, agranülositoza bağlı enfeksiyonlar konusunda, özellikle ateş ve boğaz ağrısına karşı uyarmaları gerekmektedir.[3]

Nötropeni ve agranülositozda periodontal hastalık görülebilir.[4]

Tanı

Tanı hastanelerde kolaylıkla ve düzenli yaptırılabilen bir test olan tam kan sayımı ile konulur.

Nötrofil sayısı 500'den düşüktür, hatta sıfır bile olabilir. Diğer kan değerleri normal değerlerindedir.Myelogram (kemik iliği örneği)da normal hücrelerle birlikte olgunlaşması durmuş promyelositler görülür. Agranülositoz tanısı normalde aplastik anemi, paroksismal noktürnal hemoglobinüri, myelodisplazi ve lösemi ile karışabileceğinden kemik iliği incelemesi mutlaka yapılmalıdır.

Sınıflandırma

Agranülositoz, granülositopeni ve nötropeni biribirine karışabilen tanımlar olmasına rağmen, agranülositozda, granülositopeniden daha ciddi bir hücre sayısı eksikliği vardır ve nötropenide sadece nötrofillerin sayısında azalma vardır.

Nötropeni, mutlak nötrofil sayısının mikrolitrede 500'den az olmasıyken, agranülositozda bu sayı mikrolitrede 100'den daha azdır.

Aşağıdaki tanımlar granülosit alt tiplerinin eksikliklerinde aldıkları isimleri göstermektedir.

  • nötrofil -- nötropeni
  • eozinofil -- eozinopeni - çok kullanılmaz
  • bazofil -- bazopeni - çok nadir kullanılır

Tedavi

Eğer hastada enfeksiyon belirtileri yoksa, seri kan sayımları ile hasta takip altında tutulur, ilaç vermekten kaçınılır ve ateş yükselmesine karşı dikkatli olunması konusunda dikaktli olunur.

Enfeksiyon gelişen düşük akyuvar sayılı hastalarda ise acilen geniş spektrumlu penisilin, sefalosporin (piperasilin tazobaktam, seftazidim veya tikarsilin klavulonat) veya meropenem ile gentamisin veya amikasinin kombine edilmiş halleri ile tedaviye başlanır.[5]

Eğer antibiyotik tedavisine rağmen 4-5 gün içinde hala hastanın ateşi düşmüyorsa ve enfeksiyona sebep olan mikroorganizma tespit edilememişse, antibiyotik tedavisine genellikle glikopeptid yapılı ilaçlar (örnek: vankomisin) ve mantar ilaçları (örnek: Amfoterisin B) eklenir. Agranülositoz durumunda rekombinant G-CSF (Granülosit-Koloni Stimüla Faktör) kullanımu hematolojik tablonun düzelme si için kullanılır.[]

Granülosit transfüzyonu problemi çözmekte yardımcı olabilir. Fakat granülositler kan dolaşımında, normalde yaklaşık 10 saat kalırar ve bu yüzden transfüzyonun entkisi çok kısa sürer. Ayrıca transfüzyon esnasında pek çok komplikasyon gelişebilir.

Ayrıca bakınız

  • Tam kan sayımı
  • Granülositoz

Notlar

  1. ^ "Neutropenia: Practice Essentials, Background, Pathophysiology". 21 Kasım 2023. 22 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2024. 
  2. ^ Diaz, Jaime. How Drugs Influence Behavior. Englewood Cliffs: Prentice Hall, 1996.
  3. ^ Hartmann, P. M. (1 Ocak 1999). "Mirtazapine: a newer antidepressant". American Family Physician. 59 (1): 159-161. ISSN 0002-838X. PMID 9917581. 19 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2024. 
  4. ^ Carlsson, Göran; Wahlin, Ylva-Britt; Johansson, Anders; Olsson, Anders; Eriksson, Torbjörn; Claesson, Rolf; Hänström, Lennart; Henter, Jan-Inge (Nisan 2006). "Periodontal disease in patients from the original Kostmann family with severe congenital neutropenia". Journal of Periodontology. 77 (4): 744-751. doi:10.1902/jop.2006.050191. ISSN 0022-3492. PMID 16584360. 19 Ocak 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2024. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 12 Ocak 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Nisan 2008. 

Kaynakça

Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kan</span> hücrelerden meydana gelmiş yaşamsal sıvı

Kan, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati sıvıdır.

Akyuvarlar ya da lökosit olarak da adlandırılan beyaz seri kan hücreleri; ilikte ve lenf bezlerinde üretilirler. Bağışıklık sisteminin hücresel bileşenini oluşturan, vücudu bulaşıcı hastalıklara ve yabancı maddelere karşı korumaya koşullanmış hücrelerdir. Sağlıklı bir yetişkin insanın bir milyon hücreli kanında 4×103–11×103 adet, bir başka tanımla bir damla kanda yaklaşık 4.000 ilâ 11.000 arasında akyuvar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Eozinofil polimorflar</span>

Eozinofiller, bazende asidofiller denilen çeşitli beyaz kan hücreleridir ve omurgalılarda çok hücreli parazitler ve belirli enfeksiyonlarla mücadeleden sorumlu bağışıklık sistemi'nin bileşenlerinden biridir. Mast hücreleri ve bazofiller ile birlikte alerji ve astım ile ilişkili mekanizmaları da kontrol ederler. Kana geçmeden önce kemik iliği'nde hematopoez sırasında gelişen granülositlerdir bundan sonra son olarak farklılaşır ve çoğalmazlar. Akyuvarların yaklaşık %2-%3'ünü oluştururlar.

Lökopeni veya Lökositopeni dolaşımdaki kanda bulunan lökosit sayısının azalması durumuna verilen isimdir. Lökositlerin ana görevi enfeksiyonlarla savaşmak olduğu için, lökosit sayısındaki düşüş enfeksiyon oluşumu riskini yükseltmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Granülosit</span>

Granülosit, lökositlerin (akyuvarların) bir bölümünü oluşturan çeşitli hücre tiplerine verilen isimdir. Bu ismi almalarının nedeni granülosit hücre tiplerinin sitoplazmalarında bulunan farklı boyama özelliklerine sahip granüllerdir. Bu hücrelere farklı şekillere sahip, çoğunlukla 3 loba ayrılmış biçimdeki, hücre çekirdekleri nedeniyle "polimorfonükleer lökosit" de denir. Yaygın kullanımda polimorfonükleer lökosit tanımı çoğu kez nötrofil granülositini tanımlamak için kullanılır. Nötrofil granülositi, granülosit tiplerinin içinde en çok sayıda bulunanıdır.

Albendazol, birçok parazitik enfeksiyonun tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır.

Aplastik anemi, kemik iliğinin yeteri kadar veya hiç yeni hücre üretememesi durumudur.

<span class="mw-page-title-main">Lösemi</span> kemik iliğinde oluşan kan kanserleri

Lösemi, kan hücrelerinin özellikle de akyuvarların normalin üzerinde çoğalması ile kendini gösteren bir kanser türüdür.

Septisemi (kan zehirlenmesi), kana bakteri ya da toksin karışmasıdır. Septisemi birkaç yolla oluşabilir:

<span class="mw-page-title-main">Bronşektazi</span>

Bronşektazi, bronşların doğuştan ya da sonradan 'geri dönüşsüz' biçimde genişlemesidir. Bronş genişlemesine, çeşitli biçimlerde ve bronş ağacında değişken yaygınlıkta rastlanabilir. Doğumsal olduğu kadar, bronşlara yerleşen enfeksiyon etkenlerinden de kaynaklanabilen geri dönüşümsüz bir bozukluktur. İltihaplanma ilerlediğinde ilk kez iltihaba bağlı yüksek ateş, halsizlik, üşüme gibi belirtilerle enfeksiyon fark edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Doğuştan gelen bağışıklık sistemi</span> omurgalılarda bulunan iki ana bağışıklık stratejisinden biri

Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Pnömokok</span> Bakteri türü

Pnömokok, vücudun farklı bölgelerinde ciddi enfeksiyon hastalıklarına neden olan bir bakteri türüdür. Latince adı; Streptococcus pneumoniae şeklindedir.

<span class="mw-page-title-main">Piyelonefrit</span> Hastalık

Piyelonefrit böbreğin piyelumuna (pelvisine) ulaşmış bir yükselen idrar yolu enfeksiyonudur. Eğer enfeksiyon ciddi ise "ürosepsis" terimi ile eşanlamlı olarak kullanılır. Tedavisi için antibiyotik, ayrıca hastalığın temel nedeninin giderilmesi gerekir. Nefritin bir türüdür. Piyelit olarak da adlandırılabilir.

Bağışıklık yetmezliği veya bağışıklık eksikliği, bağışıklık sisteminin herhangi bir nedenle baskılanması ve doğal davranışlarının kısıtlanması sonucunda savunma sistemi elemanları arasındaki koordinasyonun bozulması olgusudur. Memelilerin fizyolojik savunma sistemi 3 ana parçadan oluşur:

Nötrofili, Nötrofilik lökositozis, Granülositozis, olarak da bilinir; Kandaki mutlak nötrofil sayısının 7.500/mm3 üzerinde bir değer alması olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Kala-azar</span>

Kala-azar hastalığı sıcak ülkelerde görülen, sıtmaya benzer bir hastalıktır. “Dumdum humması” da denir. Kala-azar mikrobu karaciğer, dalak ve kemik iliğinin makrofajlarını enfekte edip orada çoğalabilen hücre içi parazitik bir enfeksiyondur. Hastalık oldukça yüksek bir ateşle başlar ve yükselip alçalarak haftalarca sürer. Bu sırada hastanın dalağı, karaciğeri büyür, hasta günden güne zayıflar, kansızlığa düşer, derisi kararır. Hastalık bir yıl kadar sürer, bu arada hasta bir deri bir kemik kalır verem gibi bir hastalığın da karışması üzerine ölüme sürüklenebilir.

İntersitisyel nefrit (veya tübülo-intersitisyel nefrit) böbrek tübüllerini çevreleyen intersitisyumunu etkileyen bir nefrit türüdür. Bu hastalık akut, yani aniden veya kronik, yani yavaş seyirli olarak gelişip devam eden ve böbrek yetmezliğiyle sonuçlanan tablolar halinde ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Akut lenfoblastik lösemi</span>

Akut lenfoblastik lösemi veya kısa ismi ile Akut lenfoid lösemi, halk arasında 'kan kanseri' olarak bilinen Lösemi'nin hızla gelişen (akut) en bilindik iki türünden biri. Tıpta kısa olarak 'ALL' olarak tanımlanır. Her lösemide olduğu gibi ALL'de de akyuvarlar'ın evriminin önceki aşaması olan Lenfoblast Kemik iliği'de çoğalır ve kana karışır ve bölünme amaçlı bu hücre bölünmüş akyuvar, alyuvar ve trombositleri yok eder ve kişide enfeksiyon, kanama ve halsizlik oluşur. ALL genelde 18 yaşından küçük çocuklarda görülse de büyüklerde görülebilir. Akut Lenfoblastik Lösemi'ye yakalanmış kişilerin ilk şikayetleri; halsizlik, baş dönmesi, kalp çarpıntısı, kolay kanama, ciltte morarmadır. ALL isminden de bilidiği üzere lenf bezlerini bozduğundan lenf bezlerinde şişme, bununla birlikte Karaciğer ve dalak'ta da şişmeler tanı koymak için birkaç şikayettir.

Gansiklovir, sitomegalovirüs (CMV) enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılan antiviral bir ilaçtır.