İçeriğe atla

Agathodaemon (simyacı)

Agathodaemon
Ἀγαθοδαίμων
OkunuşAgathodaimōn
Doğumy. 300
Etnik kökenAntik Yunan
MeslekSimyacı
DönemRoma İmparatorluğu
Agathodaemon, bir minerali (muhtemelen realgar (burada görülüyor) veya orpiment) natron (hidratlı doğal sodyum karbonat) ile kaynaştırarak "yanıcı bir zehir" yarattı.

Agathodaemon (GrekçeἈγαθοδαίμων, Agathodaimōn; y. 300 ), geç Roma Mısır'ında bir simyacıydı. Başta Anepigraphos olmak üzere, 3. yüzyıla ait olduğuna inanılan eserlerine atıfta bulunan, Orta Çağ simya incelemelerinde kullanılan alıntılarıyla tanınaktadır.[1]

Helenistik veya Roma dönemine ait bilinmeyen bir yüzyılda yaşamış eski bir simyacı ve yazar Agathodaimon adıyla bilinir ve aynı adı taşıyan İskenderiyeli haritacı ile karıştırılmamalıdır. Hem Zosimos hem de simyacı Olympiodorus tarafından birkaç kez bahsedilir. Agathodaemon'un Orpheus kehaneti üzerine bir Yorum yazdığına inanılıyor. Bununla birlikte, bunun gerçekte var olmayan kurgusal bir kişi olması daha olasıdır.

Esas olarak, elementlerin ve minerallerin çeşitli tanımlamalarıyla, özellikle de gümüş üretme yöntemi[1] ile kendi yarattığı, "yanıcı bir zehir" olarak adlandırdığı bir madde hakkındaki açıklamalarıyla bilinir. Yanıcı maddenin, oldukça toksik bir amfoterik oksit olan arsenik trioksit olduğu düşünülür.[2]

Bir minerali (muhtemelen realgar veya orpiment) doğal bir madde olan natron (doğal olarak oluşan sodyum karbonat) ile karıştırmanın "alevli zehir" olarak adlandırdığı berrak bir çözelti oluşturduğunu ve bu çözeltiye bir bakır parçası koyarsanız, bakırın yeşil renk aldığını söyledi. Bu, kullandığı mineralin (her ikisi de arsenik cevheri olduğu için) muhtemelen arsenik içerdiğini gösterir çünkü arsenik bakırı yeşil yapmasıyla bilinir.[2]

Arsenik ve ilgili maddeler sonraki yüzyıllarda düzenli olarak zehirlenme ve cinayet aracı olarak kullanıldığından, Agathodaemon'un keşifleri ilerleyen yıllarda zehir kullanımının temellerinin bir parçası olarak kabul edilir. Varlığına dair tek kayıt sonraki eserlerdeki referanslar olduğu için uydurma olabilir. Öte yandan, yaşadığına inanılan sıralarda simya pratiğinin azalmaya başlaması nedeniyle de yazılarının çoğu kaybolmuş olabilir.[1] Nasturiler tarafından toplanan bu bilgiler sonradan Araplara geçti ve böylece o bölgede ve onların ellerinde simyanın gelişmesine katkıda bulundu. Modern İngilizcedeki "alchemy" kelimesi Arapçadan gelmektedir ve batılı ülkelerde simyanın temellerinin çoğu Araplar tarafından atılmıştır.[2][3]

Ayrıca bakınız

  • Agathodaemon (anlam ayrımı)
  • "Agathodaemon" adlı bir homunculus (cüce minyatür) yarattığından bahseden kabaca çağdaş Mısırlı simyacı Panopolisli Zosimos
  • Set (tanrı), Mısır tanrısı, daha sonra Yunan agathodaemon'uyla karıştırıldı ve muhtemelen aynı zamanda İslam simyasında anılan simyacı.
  • To ένα από τα λήμματα «Αγαθοδαίμων» στη Νέα Ελληνική Εγκυκλοπαίδεια «Χάρη Πάτση», τόμος 1 (1972), σελ. 118

Kaynakça

  1. ^ a b c Brian P. Copenhaver, Hermetica: the Greek Corpus Hermeticum and the Latin Asclepius in a new English translation, with notes and introduction. Cambridge University Press, 1992. 978-0-521-36144-6
  2. ^ a b c John Emsley, The Elements of Murder: A History of Poison. Oxford University Press, 2006. 0-19-280600-9.
  3. ^ Joseph Jastrow, Story of Human Error. Ayer Publishing, 1936. 0-8369-0568-7

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Bakır</span> Atom numarası 29 olan, 1B geçiş grubundaki metalik element

Bakır, Cu sembollü ve 29 atom sayılı bir kimyasal elementtir. Çok yüksek termal ve elektrik iletkenliği olan yumuşak, dövülebilir ve sünek bir metaldir. Yeni açığa çıkmış saf bakır yüzeyi pembemsi-turuncu renklidir. Bakır, ısı ve elektrik iletkeni olarak yapı malzemelerinde, çeşitli metal alaşımların bileşiminde, som gümüş gibi kuyumculukta, kupronikel denizcilik donanımı ve madenî para yapımında ve konstantan yük ölçerlerde ve sıcaklık ölçen termokupllarda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Zehir</span>

Zehir, ağı veya sem, hücrelere ve yaşayan dokulara kimyasal, biyokimyasal ya da radyoaktif nitelikte zararlar veren her türlü maddeye verilen isimdir. Zehrin en tipik özelliği bu zararlı etkisini en küçük dozlarda bile göstermesidir.

<span class="mw-page-title-main">Nikel</span> atom numarası 28 olan ve simgesi Ni olan kimyasal bir element

Nikel, atom numarası 28 olan ve simgesi Ni olan kimyasal bir elementtir.

<span class="mw-page-title-main">Arsenik</span> sembolü As, atom numarası 33 olan element

Arsenik sembolü As atom numarası 33 olan elementtir. Arsenik, çoğu mineralde, genellikle kükürt ve metallerle bir arada veya saf bir element kristali olarak bulunur. Arsenik bir metaloiddir. Çeşitli allotroplara sahiptir, ancak yalnızca metalik bir görünüme sahip gri form endüstri için önemlidir.

<span class="mw-page-title-main">Antimon</span> sembolü Sb ve atom numarası 51 olan kimyasal element

Antimon, sembolü Sb (Latince: stibiumʼdan) ve atom numarası 51 olan kimyasal elementtir. Parlak gri bir metaloid, doğada esas olarak bir kükürt minerali olan stibnit (Sb2S3) olarak bulunur. Antimon bileşikleri eski zamanlardan beri bilinmektedir ve genellikle ilaç ve kozmetik olarak kullanılmak üzere toz haline getirilmiştir. Metalik antimon da biliniyordu, ancak keşfinde yanlış olarak kurşun olarak tanımlandı. Batıda metalin bilinen en eski açıklaması 1540 yılında Vannoccio Biringuccio tarafından yazılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Simya</span> Ölümsüzlük iksiri ve Felsefe Taşını bulmayı amaçlayan sahtebilim

Simya veya alşimi hem doğanın ilkel yollarla araştırılmasına hem de erken dönem bir ruhani felsefe disiplinine işaret eden bir terimdir. Simya; kimya, metalurji, fizik, tıp, astroloji, semiotik, mistisizm, spiritüalizm ve sanatı bünyesinde barındırır.

<span class="mw-page-title-main">Felsefe taşı</span> Efsanevi madde

Felsefe taşı, Simya ilmine göre dokunduğu her nesneyi altına dönüştüreceğine inanılan taştır. Kimya bilimine göre herhangi bir maddeyi altına dönüştürmek mümkün değildir. Zira altın bir bileşik değil bir elementtir. Bu taşı elde edebilmek için birçok formül ve deneme yapılmıştır. Bu çalışmalar altın elde etmekte başarısız olmuşlardır ama bu çalışmalar modern kimyanın temellerinin atılmasına vesile olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Zünnûn-ı Mısrî</span>

Zünnûn-ı Mısrî veya Zû'n-Nûn el-Mısrî, tasavvuf felsefesinin kurucuları arasında gösterilen Mısırlı Arap düşünürdür. Tam ismi ise Zünnûn Ebû'l Faid Savban ibn İbrâhim el-Mısrî olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Simyasal simge</span>

Simyasal simgeler, aslında simyanın bir parçası olarak tasarlandı ve 18. yüzyıla kadar bazı elementleri ve bazı bileşikleri göstermek için kullanıldı.

<span class="mw-page-title-main">Paris yeşili</span>

Paris yeşili inorganik bir bileşiktir. Yeşil pigment olarak Schweinfurt yeşili, zümrüt yeşili veya Viyana yeşili olarak da bilinir. Toksisitesine rağmen, bir rodentisit ve böcek ilacı, ve ayrıca bir pigment olarak kullanılan, oldukça toksik bir zümrüt yeşili kristal tozdur. Havai fişeklerde mavi renklendirici olarak da kullanılır. Paris yeşili renginin, çok ince öğütüldüğünde soluk mavi bir yeşille, kaba öğütüldüğünde daha derin bir yeşile kadar değiştiği söylenir.

<span class="mw-page-title-main">Zehirin tarihi</span>

Zehirin tarihi, MÖ 4500'den günümüze kadar uzanır. İnsanlık tarihi boyunca zehirler en yaygın olanları silahlar, antiveninler ve ilaçlar olmak üzere birçok amaç için kullanılmış, toksikoloji ve teknoloji gibi birçok bilim dalında gelişmelere yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kimya tarihi</span> kimya biliminin tarihi

Kimya tarihi, antik çağdan günümüze kadar uzanan zaman aralığında kimya biliminin ortaya çıkışı ve gelişimini konu alır. MÖ 1000 yılına gelindiğinde antik uygarlıklar ileride kimyanın çeşitli dallarının temelini oluşturacak teknolojileri kullanmaktaydı. Ateşin keşfi, cevherlerden metal elde edilmesi, çömlek ve sır yapımı, bira ve şarabın fermantasyon ile elde edilmesi, ilaç ve parfüm yapmak için bitkilerden kimyasalların özütlenmesi, yağın sabuna dönüştürülmesi, cam imâli ve bronz gibi çeşitli alaşımların üretimi bu teknolojiler arasında sayılabilir.

Orta Çağ İslam dünyasında simya ve kimya, Ortaçağ döneminde Müslüman simyacı ve kimyacı bilim insanları tarafından yapılan geleneksel simya ve ilk kimya çalışmalarını tanımlamaktadır. Simya kelimesinin Arapça كيمياء (kīmiyā) kelimesinden türetildiği, bunun da bir Antik Mısır kelimesi olan kemi sözcüğüne dayandığı tahmin edilmektedir. İslami simya çalışmaları etkisini Batı Roma İmparatorluğu'nun çöküşünün ardından göstermeye başlar. Eserlerin ve çalışmaların iyi belgelenmiş olması sebebiyle İslami simya hakkında daha fazla bilgi bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Simyacılar listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bir simyacı, simya sanatında usta bir kişidir. Batı simyası Yunan-Roma Mısır'ı, Orta Çağ boyunca İslam dünyası ve ardından 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Avrupa'da gelişmiştir. Hint simyacıları ve Çin simyacıları sanatın Doğu çeşitlerine katkıda bulunmuşlardır. Simya, günümüzde hala az sayıda kişi tarafından ilgi duyulan bir alan olup simyacı karakterler son dönem kurgusal eserlerde ve video oyunlarında halen yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Eugène Canseliet</span> Fransız yazar (1899 – 1982)

Eugène Léon Canseliet, Fransız yazar ve simyacıdır. Fulcanelli olarak bilinen gizemli simyacının öğrencisiydi. Ustasının kitaplarına önsöz yazmıştı.

<span class="mw-page-title-main">Yahudi Meryem</span>

Meryem veya Yahudi Meryem, aynı zamanda Kâhin Meryem ya da Kıptî Meryem Yunan simya geleneği temsilcileri ve Panopolisli Zosimos'un çalışmalarıyla tanınan erken dönem simyacılardan biridir. Zosimos'un aktardıkları kapsamında İskenderiye'de milattan önce birinci ve üçüncü yüzyıllar arasında yaşamıştır. Birinci yüzyıldan daha erkene dayanmayan çalışmaları nedeniyle French, Taylor ve Lippman tarafından ilk simya yazarlarından biri olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Panopolisli Zosimos</span>

Panopolisli Zosimos MS 3. yüzyılın sonu ve 4. yüzyılın başında yaşamış bir Greko-Mısırlı simyacı ve Gnostik mistiktir. Panopolis'te doğmuş ve yaklaşık 300 yılında ölmüştür. Simya üzerine bilinen en eski kitapları yazmıştır. Bu kitaplara Yunanca "elle yapılan şeyler" anlamına gelen "Cheirokmeta" adını vermiştir. Bu eserin parçaları orijinal Yunanca dilinde ve Süryanice ya da Arapça çevirileriyle günümüze ulaşmıştır. Muhtemelen MS 7. veya 8. yüzyılda Konstantinopolis'te bir araya getirilmiş olan ve kopyaları Venedik ile Paris'teki el yazmalarında bulunan bir simya yazıları derlemesinde temsil edilen yaklaşık 40 yazardan biridir. İskenderiyeli Stephen da bir diğeridir.

Psikoloji ve Simya, C. G. Jung'un Toplu Eserleri'nin 12.cildidir, Carl Jung'un simya, Hıristiyan dogması ve psikolojik sembolizm arasındaki analojileri incelemesidir.

Testamentum Morieni, Morienus veya olarak da bilinen Liber de kompozisyon, yanlışlıkla Emevi prensi Halid ibn Yezid'e atfedilen simya üzerine bir çalışmadır.

Simya çalışmaları sayesinde daha sonra belirli kimyasal bileşikler veya bileşik karışımları olarak sınıflandırılan birçok kimyasal madde üretilmiştir.