
Anayasa, ülke üzerindeki egemenlik haklarının kullanım yetkisinin içeriğinde belirtildiği şekliyle devlete verildiğini belirleyen toplumsal sözleşmelerdir. Hans Kelsen'in normlar hiyerarşisine göre diğer bütün hukuki kurallardan ve yapılardan üstündür ve hiçbir kanun ve yapı anayasaya aykırı olamaz. Devletin temel örgüt yapısını kuran, önemli organlarını ve işleyişlerini belirleyen; ayrıca temel hak ve özgürlükleri tespit edip, sınırlarını çizen hukuk metinleridir. Toplumsal bir sözleşme niteliği taşır. Devlet faaliyetlerini ve oluşum biçimini düzenleyen yasa metnidir.

Rosa Louise Parks ya da doğum adıyla Rosa Louise McCauley, Amerikalı insan hakları savunucusu.

Martin Luther King Jr. veya doğum adıyla Michael King Jr., 1955'ten 1968'deki suikastına kadar sivil haklar hareketinin en önde gelen liderlerinden biri olan Amerikalı Baptist papaz, aktivist ve siyaset filozofuydu. Siyahi bir kilise lideri ve ilk sivil haklar aktivisti olan papaz Martin Luther King Sr.'ın oğlu olan King, Jim Crow yasalarına ve diğer yasallaştırılmış ayrımcılık biçimlerine karşı şiddet içermeyen direniş ve şiddet içermeyen sivil itaatsizlik yöntemlerini kullanarak Amerika Birleşik Devletleri'ndeki beyaz olmayan insanların sivil haklarını geliştirdi.

Jim Crow yasaları, 19. ve 20. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nin güney eyaletlerinde çıkartılmış ırksal ayırmacı (segregationist) yerel yasalardır. Yasalar, ABD'deki yeniden yapılanma döneminde Siyahilerin elde etmiş olduğu politik ve ekonomik kazançlara karşı çıkartılmıştır. Yasalar, Afroamerikalılar ile Beyazların sosyal ve politik hayatta ayrı kurumları kullanmalarını amaçlamış ve "ayrı, ama eşit" yasal doktrini ile temellendirilmişti.

Lucy Parsons, Meksikalı-Amerikalı sendikacı.

Afrika Ulusal Konseyi, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde çoğunluk yönetiminin kurulduğu Mayıs 1994'ten bu yana hükûmette bulunan merkez-sol çizgideki partidir. Parti Güney Afrika Sendikalar Birliği (COSATU) ve Güney Afrika Komünist Partisi'yle (SACP) birlikte bir üç parçalı ittifak içinde yer almaktadır.

Montgomery Otobüs Eylemi 1955 yılında Alabama eyâletinin Montgomery şehrindeki toplu taşımacılık sisteminde uygulanan ırkçılık politikasına başkaldırmak için başlatılmış sosyal ve politik bir protestoydu. Mücadele 5 Aralık 1955'ten 21 Aralık 1956'ya kadar sürdü ve sonuçta Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi Montgomery'deki ırkçı kanunlarının anayasaya aykırı olduğunu açıkladı.

William Edward Burghardt Du Bois kısa adıyla, W. E. B. Du Bois, Amerikalı sosyolog. 20. yüzyılın ilk yarısında ABD'de Siyah protesto hareketinin en önemli önderidir. 1909'da Siyahları Geliştirme Ulusal Derneği'nin (NAACP) oluşturulmasına katkıda bulundu.1910-1934 arasında derneğin yayın organı Crisis'in yönetmenliğini yapmıştır.

Steve Bantu Biko, Güney Afrika Cumhuriyeti'nde ırk ayrımına karşı mücadele eden halk önderi, Siyah Bilinç Hareketi'nin kurucusu.

George Corley Wallace, ABD'de dört dönem Alabama eyalet valiliği yapan Demokrat Partili siyaset adamı. 1960'larda federal hükûmetin ırkları birbiriyle kaynaştırma politikasına karşı Güney'in mücadelesine öncülük etmiştir.

1964 Medeni Haklar Yasası, Amerika Birleşik Devletleri'nde siyah ırka mensup kişilere okullarda, kamusal alanlarda ve işe alımda yapılan negatif ayrımcılığın yasaklanması konusunda dönüm noktası olan bir yasadır. 2 Temmuz 1964'te dönemin ABD başkanı Lyndon Johnson tarafından imzalanarak yürürlüğe giren bu yasa ile, ırkçı ayrımcılık yasa dışı kılınmıştır.

Apartheid, Afrika'nın güneyinde bulunan Güney Afrika Cumhuriyeti ile bu devlete bağlı Güneybatı Afrika'da (Namibya) 1948-1994 yılları arasında resmî devlet politikası olarak iktidarda bulunan Ulusal Parti hükûmeti tarafından uygulanan ve bu doğrultuda yasalar çıkartarak ırksal ayrımcılığı savunan sistemdir. Apartheid kelimesi Afrikaanca "ayrılık" anlamına gelmektedir. Bu süreç Avrupa kökenli beyazlar tarafından, baasskap adı da verilen ve beyaz ırkın diğer ırklardan üstün olduğunu savunan bir ideoloji ile yürütülmüştür.

Hindistan Bağımsızlık Hareketi Hindistan ve Güney Asya'da gerçekleşen siyasi organizasyon. Hindistan yarımadasında Britanya krallığının ve Doğu Hindistan Şirketinin egemenliğini sonlandırmak amacını güden bir hareketti. 1757'den 1947'ye kadar 190 yıl sürmüştür. İlk askeri bağımsızlık mücadelesi Bengal'de başladı. Daha sonra Hindistan'da devam etti.

Black Lives Matter, ABD'de yaşayan Afro Amerikan kökenli halka karşı özellikle polis tarafından uygulanan şiddete ve ırkçılığa karşı kurulmuş sivil toplum hareketidir. BLM, Birleşik Devletler genelinde öldürülen siyahlar ve ABD yasalarındaki ırk ayrımı yapan ceza hukukuna karşı düzenleme talep ederek gösteriler düzenler.

Coretta Scott King ABD'li bir yazar, aktivist, sivil haklar lideri ve Martin Luther King Jr.'ın karısıydı. Afro-Amerikan eşitliğinin aktif bir savunucusu ve 1960'lardaki sivil haklar hareketinin liderlerindendi. Coretta Scott King aynı zamanda sık sık insan hakları çalışmalarını müzik ile destekleyen bir şarkıcıydı. Coretta Scott King, kocasıyla Boston'da lisansüstü öğrenim görürken tanıştı. İkisi de Amerikan İnsan Hakları Hareketi'nde giderek daha aktif hale geldi.
Siyahi milliyetçiliği veya Siyah milliyetçiliği, Siyahların bir ırk olduğu inancını benimseyen ve Siyah ırksal ve ulusal bir kimlik geliştirmeye ve sürdürmeye çalışan bir milliyetçilik veya panmilliyetçilik türüdür. Siyah milliyetçisi aktivizm, özellikle beyaz kültüre asimilasyona direnmek ve belirgin bir Siyah kimliğini korumak için Siyah toplulukların ve insanların sosyal, siyasi ve ekonomik olarak güçlendirilmesi etrafında döner.
Amerika Birleşik Devletleri'nde ırk ayrımcılığı, ABD çapında barınma, sağlık hizmeti, eğitim, iş bulma ve ulaşım gibi toplumsal hizmet veya tesislerden ırklara göre farklı yararlanma sistematiklerinin belirlenmesini anlatır. Terim genel olarak Afroamerikalıların beyazlardan fiziki zor eliyle veya yasal olarak ayrılmasını anlatsa da diğer etnik azınlıkların yaşadığı ayrımcılığı da içerir. Genel olarak fiziksel ayrımlar anlatılsa da örneğin ırklararası evliliğe karşı alınan önlemler gibi farklı yönleri de bulunabilir. ABD Silahlı Kuvvetlerinde 1948 yılına kadar siyahiler beyazların bulunduğu birliklere alınmayıp ayrı şekilde idare edilseler de başlarında beyaz komutanlar bulunurdu. Toplumsal hayatta Afroamerikalıların uyması gereken düzenlemeler kamusal hayatta yer almakta, nerede yürüyebilecekleri, yiyip içebilecekleri veya dinlenebilecekleri belirlenmiş durumdaydı. Ayrımcılığa dair hukuk de jure olarak 1964 Medeni Haklar Yasasıyla garanti altına alınmış olsa da de facto olarak ayrımcılık günümüzde hala sürmektedir.

Separate but equal, Amerika Birleşik Devletleri anayasa hukukunda ayrı ama eşit bir hukuki doktrin bulunuyordu; buna göre ırk ayrımcılığı, sözde kanun kapsamında tüm insanlara "eşit koruma" garanti eden Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'nın On Dördüncü Değişikliğini ihlal etmiyordu. Doktrine göre, her ırka sağlanan olanaklar eşit olduğu sürece, eyalet ve yerel yönetimler hizmetlerin, tesislerin, kamuya açık konaklama yerlerinin, barınma, tıbbi bakımın, eğitimin, istihdamın ve ulaşımın ırka göre ayrılmasını talep edebilirdi; eski Konfederasyonun eyalet genelindeki durumda zaten böyleydi. Bu ifade 1890 tarihli bir Louisiana yasasından türetilmiştir, ancak yasa aslında "eşit ama ayrı" ifadesini kullanmıştır.
Brown v. Board of Education of Topeka, 347 US 483 (1954), ABD Yüksek Mahkemesinin, ayrılmış okullar eşit olsa bile, devlet okullarında ırk ayrımını tesis eden ABD eyalet yasalarının anayasaya aykırı olduğuna karar veren dönüm noktası niteliğinde bir karardı. Karar, Mahkemenin 1896 tarihli Plessy v. Ferguson kararını kısmen geçersiz kıldı. Her ırkın tesisleri kalite açısından eşit olduğu sürece ırk ayrımcılığı yasalarının ABD Anayasasını ihlal etmeyeceğini ileri süren bu doktrin, "ayrı ama eşit" olarak bilinen bir doktrindi. Mahkemenin Brown ve ilgili davalarında oybirliğiyle aldığı karar entegrasyonun önünü açtı, sivil haklar hareketinin büyük bir zaferiydi ve gelecekteki birçok etkili dava için bir model oldu.
Plessy - Ferguson, 163 US 537 (1896), ırk ayrımcılığı yasalarının, her ırk için tesislerin kalitesi eşit olduğu sürece ABD Anayasasını ihlal etmediğine karar veren dönüm noktası niteliğinde bir ABD Yüksek Mahkemesi kararıydı; bu doktrin "ayrı ama eşit" olarak bilinmeye başlandı". Karar, 1877'de Yeniden Yapılanma döneminin sona ermesinden sonra Güney Amerika'da kabul edilen ırk ayrımcılığını yeniden tesis eden birçok eyalet yasasını meşrulaştırdı. Güneyde yasal olarak uygulanan bu tür ayrımcılık 1960'lara kadar sürdü.