Afrika heavy metal

Afrika heavy metal, özellikle Kenya ve Uganda gibi Doğu Afrika ülkelerinde ve Namibya, Madagaskar, Angola, Botsvana, Güney Afrika, Mozambik ve Zimbabve gibi Güney Afrika ülkelerinde yapılan heavy metal müziği ifade eder. Ayrıca, Kuzey Afrika'daki Cezayir, Mısır, Libya, Fas ve Tunus gibi ülkelere de uzanır, ancak Kuzey Afrika bölgesindeki gruplar, kültürel ve sosyal tutarlılıklar açısından kendilerini daha çok MENA bölgesi ile ilişkilendirirler. Afrika heavy metal, genellikle Avrupa ve Amerikan metal türlerinin kullanılması, geleneksel Afrika enstrümanları ve müzik tarzları ile harmanlanmasıyla karakterize edilir, bu da bölgesel farklılıklar yaratır.

Yazar Edward Banchs, en belirgin metal sahnelerine sahip Afrika ülkelerini kapsamlı bir şekilde gezdi ve Sahra Altı ve ada ülkelerindeki müzisyenleri, bu sahnelerin yükselişini ve mücadelelerini konu alan bir kitap yayınladı.^[1] Banchs'a göre, Güney Afrika, mevcut müzik endüstrisi ve büyüyen metal sahnesini destekleyebilecek büyük nüfus nedeniyle yoğun bir şekilde gelişmiş bir metal sahnesi oluşturmuştur.^[2] Güney Afrika'da heavy metal, 1980'lerin ortasından 1990'ların ortasına kadar Johannesburg'da tanıtıldı ve Odyssey, Ragnärok, Urban Assault ve Voice of Destruction gibi grupların göreceli başarısıyla destek buldu.^[3] Ülkede metal müziğin gelişi tartışmalıydı. Örneğin, hükûmet ve N.G Kerk bazı plakların ithalatını yasakladı ve türün hayranları satanizm suçlamalarıyla halkın düşmanlığına maruz kaldı.^[3] 2000'lerin başında dans müziğinin yükselişiyle birlikte, türde bir gerileme yaşandı, ancak 2000'lerin ortalarında yeniden canlanma yaşandı. 2010 yılında, Güney Afrikalı müzik gruplarından bazıları, Red Helen, Facing The Gallows ve Betray The Emissary gibi, daha uluslararası standart ve yaklaşımlarla müzik yapmaya başladı. Güney Afrika'da, hayran kitlesi ve grup üyeleri çoğunlukla beyaz Güney Afrikalılardan oluşurken, Botsvana gibi diğer Afrika ülkelerinde hayran kitlesi ağırlıklı olarak siyah çoğunluktan oluşur.^[4] Güney Afrika'daki ilk tamamen siyah üyelerden oluşan black metal grubu, Demogorath Satanum, 2009 yılında kuruldu ve metal müziğin beyazlara özgü bir tür olarak algılanmasını değiştirmek ve daha fazla siyah hayranı Güney Afrika metal sahnesine kazandırmak için çalışmaktadır.^[5]

Botsvana heavy metal sahnesi, 1970'lerde klasik rock'ın tanıtılmasıyla başladı ve kovboy esintili bir estetikle belirgin bir alt kültüre dönüştü.^[6][7][8] Wrust, Overthrust ve Skinflint bazı uluslararası başarılar ve tanınma elde etti. 2014 yapımı March of the Gods: Botswana Metalheads belgeseli, Botsvana'daki heavy metal sahnesini belgeliyor.

Mozambik, Namibya, Zimbabve ve Madagaskar gibi diğer Güney Afrika ülkeleri de gelişen metal sahnelerine sahiptir. Mozambik metal sahnesi, Terra Pesada belgeselinin konusudur.^[9] Namibya, 2007 ile 2014 yılları arasında aralıklı olarak Windhoek Metal Fest adlı bir metal festivali düzenledi.^[10] Zimbabve, 2015 yılında Harare'de ilk belgelenmiş metal konserini düzenledi^[11] ve 2018'de Shona dilinde kaydedilen ilk black metal albümü Dzimudzangarayı yayınladı.^[12] 2020 itibarıyla, Madagaskar'da Therush, Beyond Your Ritual ve Death Power gibi birkaç aktif heavy metal grubu bulunmaktadır.

Uganda ve Kenya'nın küçük ama sadık bir hayran kitlesi vardır.^[13] Kenya, Lords of Wrath, Absence of Light ve Last Year's Tragedy gibi en popüler gruplardan bazılarına sahiptir. Kenya metal sahnesinin en eski kayıtlı örneği, 2000'lerin ortalarında İskandinav death metal ve black metal sahneleri tarafından ilham alan metalcilerin tanıtımıyla başlar. 2014 yılında Kenya, Nairotic Death Fest'i düzenledi. Müzik festivali Nairobi'deki Club 101'de gerçekleşti.^[14]

Uganda'nın metal sahnesi 2000'lerin sonlarında Last Thrash Metal Warriors adlı bir kolektifin kurulmasıyla başladı. Bölgedeki en popüler gruplardan bazıları Threatening ve Vale of Amonition'dır. 2019 yılında, Kenya'daki metal hayranları ve grupları tarafından desteklenen, türün Uganda'da büyümesine yardımcı olmak amacıyla Uganda'nın ilk metal festivali düzenlendi.^[15]

Kuzey Afrika ülkeleri, Akdeniz'in diğer tarafındaki Avrupa ülkelerinden, özellikle Fransa'dan büyük ölçüde etkilenmiştir.^[2] Cezayir, Mısır, Fas, Libya ve Tunus'un heavy metal sahneleri, hem Avrupa hem de diğer Orta Doğu ülkelerinden ilham aldı. 1990'ların sonlarında, Arap dünyasının çeşitli ülkelerinde tanınmış metal grupları ile birlikte Cezayir'de de küçük bir metal müzik sahnesi gelişti. Wardaemonic, Lelahell, Nihil ve Infernal Curse gibi gruplar bu dönemde ortaya çıktı.

Mısır heavy metal sahnesi, 2000'lerin başında devletin metal hayranlarını ve müzisyenleri baskı altına almasıyla dikkat çekti. Bu olay, metal hayranlarına yönelik Şeytanist Davası olarak bilinen olayda doruğa ulaştı. Mısır polisi, Şeytanist olduklarına inandıkları kişilere karşı bir kampanya başlattı ve bu da birçok tutuklamaya ve cezalandırmaya yol açtı. Bu baskı, Mısır metal sahnesinde önemli bir gerilemeye neden oldu. Ancak 2010'ların başında sahne yeniden canlandı. Crescent, Scarab ve Wyvern gibi gruplar, Mısır'ın en tanınmış metal gruplarından bazılarıdır.^[16]

Fas, 2003 yılında "Casablanca Şeytanist Davası" olarak bilinen benzer bir olay yaşadı. Casablanca'da bir grup metal hayranı ve müzisyen, Şeytan'a taptıkları iddiasıyla tutuklandı ve yargılandı. Ancak, olay geniş çapta eleştirildi ve sanıklar sonunda serbest bırakıldı.^[17] Bu olay, Fas'taki metal sahnesinin direniş ve dayanıklılık sembolü haline geldi.

Tunus, metal müziğin gelişimine katkıda bulunan başka bir Kuzey Afrika ülkesidir. 2010'ların başında, Myrath gibi gruplar uluslararası alanda tanındı ve ülkede metal müziğin popülaritesini artırdı.

Nijerya ve Gana, Batı Afrika'daki heavy metal sahnesinin önde gelen ülkeleridir. Nijerya, DARK Suburb gibi gruplarla dikkat çekerken, Gana'da metalcore ve death metal gibi alt türlere ilgi artmaktadır. 2020'lerin başında, Batı Afrika'da metal müziğe olan ilgi artmaya devam etti.