İçeriğe atla

Adem Özkan

Adem Özkan (25 Ocak 1947, Balıkesir - 13 Ocak 1983, Balıkesir), tarlalarını satarak geçimini sağlayan dedesi Hüseyin Örs'ü 1976 yılında son tarlaları da satışa çıkarması üzerine uykudayken eldivenle boğarak öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Öncesi

Adem Özkan, anne tarafından dedesi olan Hüseyin Örs ile yaklaşık on senedir birlikte yaşamaktaydı. Dedesi Örs, geçimini sağlamak için tarlalarını satıyor, torunları Adem Özkan ve Recep Özkan ise bu duruma karşı çıkıyordu. Tarla satışlarını önlemek isteyen Özkan kardeşler, dedelerine engel olamadılar.

Cinayet tarihinden bir süre önce Örs, kalan tarlalarının satışı için köy odasına ilan verdi. Özkan kardeşler, tarlaların satışını engellemek ve tarlaların kendilerine verilmesi için dedelerini ikna etmeye çalıştılar ancak dedeleri bunu kabul etmedi. Bunun sonucunda Adem Özkan ve kardeşi Recep Özkan, dedelerini öldürmeyi planladı.

Cinayet

Adem Özkan, 27 Ocak 1976 gecesi kardeşi Recep Özkan ile birlikte uyuyan dedesinin yatak odasına girdi. Özkan kardeşler, önceden temin ettikleri eldivenleri giydiler. Adem Özkan, dedesinin boğazını sıktı. Recep Özkan da aynı şekilde dedesinin boğazını sıktı. Özkan kardeşler, dedeleri Hüseyin Örs'ü boğarak öldürdüler.[1] Cinayetten sonra Recep Özkan kaçtı. Adem Özkan ise köy imamına giderek "dedesinin aniden fenalaştığını" söyledi ve imamdan "Kur'an okumasını" istedi.

Yargılama ve idam

Hüseyin Örs'ün yapılan otopsisinde Örs'ün boyun bölgesindeki morluk ve ekomozlar ile akciğerlerin köpüklü görünümü, ölümün ecele bağlanamayacağı sonucunu verdi. Açılan adli tahkikat sonunda Özkan kardeşler, suçlarını itiraf ettiler.

28 Aralık 1976'da Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesi, olay tarihinde 18 yaşından küçük olduğu için Recep Özkan'ı 20 yıl ağır hapis cezasına, Adem Özkan'ı ise ölüm cezasına mahkûm etti. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, cezayı 20 Mayıs 1977'de onadı. 12 Eylül 1980'de Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koymasının ardından idam kararları da infaz edilmeye başlandı. Önce Danışma Meclisinden geçen Özkan'ın idam kararı, son olarak 11 Ocak 1983 günü Cumhurbaşkanı Kenan Evren başkanlığındaki Millî Güvenlik Konseyinin 127. birleşiminde kabul edildi.[2] Özkan, 13 Ocak 1983'te Balıkesir Kapalı Cezaevi'nde asılarak idam edildi.[3]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

Türkiye Cumhuriyeti'nde ölüm cezası, 1984'ten bu yana uygulanmamaktadır ve 2004'te kaldırılmıştır. Ölüm cezası önce 2001'de savaş tehdidi ve terör suçları hâlleri dışındaki suçlar için kaldırılmış, 3 Ağustos 2002'de "savaş ve çok yakın savaş tehdidi hâllerinde işlenmiş suçlar hariç" şartı ile kaldırılmıştır. 7 Mayıs 2004 tarihli 5170 sayılı Kanun ile Anayasa'dan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, 14 Temmuz 2004 tarihli 5218 sayılı Kanun ile Türk Ceza Kanunu'ndan ölüm cezaları ile ilgili maddeler çıkarılmış, böylece ölüm cezası Türk Hukuku'ndan tamamen kaldırılmıştır.

Türkiye'de idam edilenler listesi, ülkede mahkemelerce ölüm cezası almış ve cezası TBMM ya da diğer yetkili organlarca onaylanarak infaz edilmiş insanların listesidir. Türkiye'de ölüm cezası en son 1984'te uygulanmış, 2004'te hukuk sisteminden tamamen çıkarılmıştır.

İsmet Şahin, 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 50 mahkûmdan biridir.

Şahabettin Ovalı, 1976 yılında kan davasından bir kişiyi öldürdü. Yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Ednan Kavaklı, 20 Haziran 1976 günü tecavüz ettiği 16 yaşındaki Tuncay Abbas adlı çocuğu öldürdü. Yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Veli Acar, 27 Mart 1977 gecesi uykuda olan kardeşi Recep Acar'ı piknik tüpüyle başına vurarak öldürdü. Yargılandı ve idam cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Eşref Özcan Türk kiralık katil. 20 Ağustos 1976'da Şevket Gülyen'i silahla vurarak öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Halil Fevzi Uyguntürk veya doğum adıyla Halil Uyguntürk, 19 Kasım 1975'te, kendisiyle evlenmeyip başka biriyle nişanlanan Güngör Sülük'ün çalıştığı tarlaya gidip genç kızı, genç kızın annesi Fadime Sülük'ü ve Durdu Çaylıoğlu adında bir kadını öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Muzaffer Öner, 1975 yılında evi terk eden karısı Hatice Öner'i ve Öner'in sığındığı kayınbiraderi Mehmet Yıldız'ı öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Hüseyin Çaylı 29 Eylül 1974'te 6 yaşındaki Ergün Kahraman adlı erkek çocuğunu tecavüz edip öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Osman Demiroğlu, 26 Ağustos 1974'te karısının akrabası olan 12 yaşındaki Dudu Okan adlı kız çocuğunu tecavüz edip öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Ahmet Mehmet Uluğbay, kumarda kaybedip borçlandıktan sonra 1973 yılında bir taksi şoförünü, 1974 yılında ise araba almak için para biriktiren bir arkadaşını para için öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Duran Bircan, 30 Ekim 1978'de kendi öz annesini ve göz koyduğu yeğenini öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Rıdvan Karaköse, kardeşi Hasan Karaköse'nin Halil Çatal tarafından öldürülüşünden bir yıl sonra 1974'te diğer kardeşleri Cavit, Süleyman ve İsmail Karaköse ile bir olup Halil Çatal'ın karısını ve oğlunu öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. İsmail Karaköse hapiste öldü. 5 Şubat 1983'te kardeşleri Cavit Karaköse ve Süleyman Karaköse ile birlikte asılarak idam edildi. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Fatih Laçingil, askerliğini yaptığı sırada 14 Mart 1975'te bölüğe yeni katılan Şaban Dereli'yi parasını gasbedip öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Fayık Güngörmez 11 Ağustos 1980'de, kardeşi ile evlenmeyip başka biriyle evlenen Hatice Güngörmez'i öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Mustafa Başaran, Türk kiralık katil. 5 Mayıs 1976'da para karşılığında Veli Doğan'ı ve kaçarken Şaban Erkalay'ı öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Hüseyin Üye 12 Mart 1979 gecesi, kan güttüğü ailenin evine gidip, kapıları ve pencereleri içten açılmayacak şekilde kapatıp, damdaki bacadan içeri gaz döküp, gaz bidonunu da içeri atıp evi yaktı ve bir kadınla dört çocuğunun yanarak ölümüne sebep oldu. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Cafer Aksu (Altuntaş) 2 Nisan 1977'de kan davasından iki kişiyi öldürdü. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980-1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.

Abdülaziz Kılıç, Türk işçi. 12 Aralık 1978'de paralarını gasbetmek amacıyla işçi Nusret Ateş'i başına keserle vurarak öldürdü, üç işçiyi yaraladı. Yargılandı ve ölüm cezasına çarptırıldı. 12 Eylül Darbesi'nden sonra 1980–1984 arasında idam edilen 24'ü adli suçlu 50 mahkûmdan biridir.