İçeriğe atla

Adana Katliamı

Kontrol Edilmiş
Adana katliamı
BölgeAdana
Tarih1909
Saldırı türü
Katliam
Ölü15.000-30.000
İşleyenlerOsmanlı/İttihat ve Terakki

Adana Katliamı (Kilikya Katliamı) veya Osmanlı Türkçesi ile Adana İğtişaşı (Ermenice: Ադանայի կոտորած) olarak da adlandırılan, 1909 Nisan'ında Osmanlı İmparatorluğu'nun Adana vilayetinde meydana gelen karşılıklı silahlı etnik çatışmalar sonucu Adana bölgesindeki Müslüman nüfus tarafından Ermeni mahalle ve köylerinde uygulandığı iddia olunan Ermeni karşıtı pogrom.[1] Olaylarda 15.000 ile 30.000 arasında Ermeni'nin öldürüldüğü rapor edilmektedir.[2][3][4] Osmanlı ve Türk kaynakları ile bunun aksi yönde iki tarafın karşılıklı çatışmaları neticesinde her iki taraftan ölenlerin olduğunu belirtmektedir. Bu olaylar üzerine hükûmet derhâl Rumeli'den Adana'ya asker sevk etmiş, bunların gelmesi üzerine olaylar yeniden alevlenmiş ama bu defa isyan çabuk bastırılmıştır. Cemal Paşa, Adana Vakası'nda 17.000 Ermeni ve 1.850 Müslüman öldüğünü, eğer şehrin nüfus oranı Ermenilerin lehine olsaydı bu sayıların tersine tecelli etmiş olacağını belirtmiştir. Yeni Tasvir-i Efkâr gazetesi de ölenlerin sayısını şöyle vermiştir: Müslümanlardan 1.186 kişi, gayrimüslimlerden ise 5.243 kişi. Ayrıca İsmail Hami; ölü sayısını 1.850 Türk, 1.700 Ermeni olarak tespit etmiştir. Öte yandan Patrikhane kendi yaptırdığı araştırma ile 21.300 ölü rakamı çıkarmıştır. Edirne mebusu Babikyan Efendi, meclise takdim etmek üzere bir rapor hazırlamıştı. Pek kısa bir zaman sonra öldüğü için mecliste görüşülemeyen bu raporda ölü sayısını 21.001 olarak gösteriyordu. Cemal Paşa'nın verdiği rakam, mahkemelerin bitmesinden sonraya ait olduğu cihetle, olay sırasında kaçıp da sonra geriye gelenler olabileceği düşünülürse ölen Ermenilerin 21.000'den ziyade 17.000'e yakın olduğu kabul edilebilir.[5][6]

Adlandırma

Yaşanan olayların farklı taraflarca farklı isimlerle anılır;[7]

  • Adana İğtişaşı (Adana Karışıklığı): Osmanlı yöneticilerine göre
  • Adana Vak’ası (Adana Olayları): Yerel hükûmet temsilcilerinin adlandırmasına göre
  • Adana Faciası: Ermeni kaynaklarına göre
  • Adana Katliamı: Misyoner kaynaklarına göre

Bu tanımlamaların yanında olaylar bazı kaynaklarda "Adana İsyanı" veya "Adana Ayaklanması" şeklinde de geçer.

Arka plan

Nüfus: Çukurova ya da antik ve Orta Çağ ismiyle Kilikya, Ermenistan devletinden önceki son uzun süreli Ermeni devleti olan Kilikya Ermeni Krallığı'nın kurulduğu coğrafi bir bölgedir. Önce Memlüklerin ve daha sonra da Osmanlı yönetimine altına giren bölge bu dönemlerde önemli bir Ermeni nüfusuna ev sahipliği yapmıştır. Bu bölge 1894-96 çatışmalarında zarar görmemiştir.[7] Ermeni milisleri ve Hamidiye Alayları arasında özellikle Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da gerçekleşen çatışmalardan korunan Ermeni nüfus, Adana ve çevresinde bu olaylarında sonrasına tarihlenen resmî Osmanlı 1914 müfus sayımında hâlâ belirgin şekilde 52.650 kişi (Müslüman nüfus: 341.903) ile bölgede varlığını korumaktadır. Bu Ermenilerin bölgenin önemli bir azınlığı olduğu göstermektedir.

31 Mart Vakası: Meşrutiyet yönetimde iktidarda olan İttihat ve Terakki partisi ile şeriat yanlısı diğer gruplar arasında 12-13 Nisan gecesi çıkan isyan, 13 Nisan'da (Rumi takvime göre 31 Mart) Hareket ordusu tarafından bastırılmıştır. Olaylar bu dönemde ülkedeki siyasi çalkantıyı ortaya koymaktadır. Adana Olayları ise hemen bir gün sonra 14 Nisan 1909'da patlak vermiştir. Bölgedeki İngiliz Elçisi, olaylardan önce kentte taraflar arasında yaşanan etnik gerilimi politik nedenlere bağlıyor ve şu şekilde rapor ediyor:[8] "Meşrutiyet'in ilanından sonra (24 Temmuz 1908), neredeyse Adana'da hiç kimse gerçekten tatmin oluşmamıştı. Türkler artık daha uzun süre efendi olamayacakları düşüncesinden nefret ediyorlardı. Ermeniler özerlik için acele etmek istiyorlardı. Yunanlar meşrutiyete güvenmiyorlardı çünkü kendilerinin onun oluşumuna katkısı olmamıştı ve çünkü meşrutiyette, eski rüşvet sisteminde sahip olmaktan memnun oldukları bazı imkânları kaybedecek gibi görünüyorlardı..."

Ermenilerin Silahlanması

Meşrutiyet öncesinde gayrimüslimlerin silah taşıması yasaktı. Bu yasak kalkınca Çukurova Ermenileri özellikle kilise destekli şekilde silahlanmaya başlamışlardır. Mısır'a kaçan Ermeni piskopos Muşeg'in silahlanma ve öldürme temalı sözleri önlemlidir;

"İntikam; cinayete karşı cinayet; silah satın alınız. 1895'teki her Ermeni'ye karşı bir Türk."
"Bir ceketi olan onu satıp silah almalıdır."[9]

Türklere yönelik provokasyonlar: Adana'nın yerel gazetelerinden İtidal, olaylarda Türkleri kışkırtan yazılara yer vermiştir. Gazetenin sahibi İhsan Fikri Bey kurulan mahkemede yargılanmıştır.

Olaylar ve kayıplar

Üstte yaşananlardan zarar görmemiş Adana'nın Müslüman mahallesi, altta onun birkaç yüz metre uzağında yıkılmış Ermeni yerleşim yeri
Cami ve talan edilmiş sokağı, Adana 1909

Mahkeme ve yargılanma

Şahitlerden birisi Hagop Terziyan idi. Yaşananları incelemek için İstanbul'dan iki heyet gönderildi. Biri Adana'da, diğeri Osmaniye'de olmak üzere iki savaş mahkemesi (Divan-ı Harb-i Örfi) kuruldu. Heyetlerden biri Mersin Mutasarrıfı Esad Bey başkanlığında Şura-yı Devlet üyesi Faik Bey ile Cinayet Mahkemesi üyesi Artin Mosmorciyan Efendi’den, diğeri ise Meclis-i Mebûsan üyeleri Yusuf Kemal (Tengirşenk) başkanlığında Babikyan Efendi, Arif Bey ve Musdikyan Efendi’den oluşuyordu.[7]

Özet olarak görüşler

Ermeni tezi: Olayları daha önce Çukurova ve ülkenin doğusunda yaşanan etnik çatışmalar ile 1915'teki 24 Nisan Tutuklamaları ve 27 Mayıs'ta çıkarılan Tehcir Kanunu'da bir bütün olarak görür. Yaşananları İttihat ve Terakki yönetimince planlanan bir Ermeni halkına karşı yapılan bir soykırım (Ermeni Soykırımı) olarak değerlendirir.[10][11][12][13][14][15][16]

Türk tezi: Yaşanan yıkım ve kayıpları Ermeni ulusal hareketince organize edilen Ermeni isyanlarının bir parçası olarak görür. Çatışmanın karşı taraf tarafından başlatıldığını, amacının ayrı bir devlet kurmak olduğunu savunur. Etnik çatışmada kayıp Ermeni rakamlarını abartılı bulsa da çatışmalarda Ermenilerin öldüğünü kabul eder. Bunun yanında olaylardaki Osmanlı karşıtı yabancı ülkelerden verilen desteğe ve kayıplar içinde yer alan Müslüman nüfusa vurgu yapar.[17][18]

Kültür

Kibaroğullarının Ağıdı (Müftü'ye Ağıt, Müftü'nün Ağıdı)[19] isimli Adana yöresine ait ağıt, 1909 Adana Olayları sonrası gerçekleşen idamlardan Bahçe Müftüsü için oluşturulmuştur. Ağıdın dönemi konusunda kaynaklar başka zamanlar ya da farklı idam yerlerine işaret etseler de, Prof. Dr. Ali Osman Öztürk yaptığı araştırma sonucu Bahriye Nazırı ve 4. Ordu Kumandanı Cemal Paşa'nın anılarından şu bölüme ulaşır:

“İdam olunan Müslümanlar arasında Adana’nın en eski ve en zengin ailelerine mensup gençler bulunduğu gibi, Bahçe kazası müftüsü de vardı. Bu müftünün o havali Türkleri nezdinde pek büyük bir nüfuzu vardı”.

Müftünün idamı konusuna Ahmet Kocaman şu şekilde ışık tutar:

"Sultan Reşad tahta çıktığı sıralarda, Çukurova’da Ermeniler devlete karşı ayaklanırlar. Bahçe Müftüsü, 'Ermenilerin kanı da malı da helaldir.' şeklinde fetva verdiği için, hükûmet tarafından Dörtyol’da astırılır. Anası, bunlar için ağıt yakar." (aslında Sultan II. Abdülhamit dönemi)

Ağıt, olaylara karışan provokatif bir müftünün idamının yani devlet tarafından cezalandırıldığının kültürel belgesidir.

Haçin Ağıdı, şimdiki adı Saimbeyli olan ilçenin Ermenice kökenli adı Haçin'dir. Çoğunluğunun Ermeni olduğu ilçede, Türk azınlık yaşamaktadır. Hikâye olayları Türklerin gözünden anlatır.

Mahşer kazanı kurmuşlar
Bebekleri kaynatırlar
Gün görmedik hanımları
Süngü ile oynatırlar

Adanayi Voghb (Adana Ağıdı), Simpad Pürad tarafından bestelenen, Ermeni ağıdı. Ermeni kayıpları için bestelenmiştir. Ağıttan bir bölüm:

Ateşler içinde üç gün üç gece,
İçerden kılıç, dışarıdan topla,
Sildiler Ermeniyi dünya yüzünden,
Kanlar akıyor berrak sulardan.
Adanalı Ermeni bir kadın, işkence gördü ve bıçak darbeleriyle sakat kaldı

Kasap Misak Ağıdı, Kapadokya kökenli Yunan müzisyen Theodoros Demircioğlu tarafından 1960 öncesinde plağa okunan bir ağıttır. Ağıt, Misak adlı Ermeni bir kasabın 1909 Adana Olayları sonrasında idam edilişini anlatır. Eserde Karamanlıca lehçe özellikleri görülür. Ağıttan bir bölüm:

Bu ne haldır, Kasap Misak?
Bu haline can dayanır mı?
Goyun gibi asıldın sen,
Seni gören inanır mı?

Tarsus'un Kırmızı Kilimleri (The Red Rugs of Tarsus), Tarsus Amerikan Lisesinde, o dönemdeki adıyla Aziz Paul Enstitüsünde görevli kadın öğretmen Hellen Davenport Gibbons'ın anılarını içeren kitap.

Kaynakça

  1. ^ "30,000 KILLED IN MASSACRES" (İngilizce). The New York Times. 25 Nisan 1909. 3 Aralık 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Eylül 2011. 
  2. ^ Akcam, Taner. A Shameful Act. 2006, page 69–70: "fifteen to twenty thousand Armenians were killed
  3. ^ Century of Genocide: Eyewitness Accounts and Critical Views By Samuel. Totten, William S. Parsons, Israel W. Charny
  4. ^ Walker, 1980, pp.182-88
  5. ^ "Adana Olayları". Sakarya Üniversitesi Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi. 14 Şubat 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ Osmanlı Belgelerinde 1909 Adana Olayları, T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Yayınları, Ankara, 2010.
  7. ^ a b c Ayşa HÜR (15 Nisan 2013). "1909 Adana İğtişaşı/ Faciası/ Katliamı". Taraf Gazetesi. 20 Mayıs 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Nisan 2013. 
  8. ^ The Armenian Rebellions-Ermeni İsyanları, The Adana insurrection (1909)-Adana İsyanı 31 Ocak 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Türkiye Dışişleri Bakanlığı
  9. ^ Ermeni Soykırımı Aldatmacası ve 1919-1920 Adana Katliamları[] Yrd. Doç. Y.Z. BİLDİRİCİ
  10. ^ Éditeur (1 Haziran 2015). "Sait Çetinoğlu: KİLİKYA 1909: Adana'da Adaletin Katledilmesi". Western Armenia TV. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  11. ^ "Ermeni Soykırımı (1915–16): Detaylı | Holokost Ansiklopedisi". encyclopedia.ushmm.org. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  12. ^ "Adana Katliamı". turkish.armenian-genocide.org. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  13. ^ "1909 Adana Katliamı – Behçet Çelik – Altüst Dergisi". 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  14. ^ "106. yıldönümünde Adana Katliamı'nın ardındaki gerçekler". Agos. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  15. ^ "Kilikya Katliamı 1909". HyeTert. 25 Nisan 2020. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  16. ^ "2009 Emirgan'ından 1909 Adana'sına: Sis'e, Darson'a, Haçin'e Bakmak - Aslı Odman". birikimdergisi.com. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  17. ^ "Adana İğtişâşı Sırasında Ermeni-Türk Propaganda Savaşları". 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  18. ^ "Sakarya Üniversitesi | Türk Ermeni İlişkileri Araştırma Merkezi | ADANA OLAYLARI". satemer.sakarya.edu.tr. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022. 
  19. ^ 1909 Adana-Ermeni Olaylarına bir Tanık:Kibaroğlullarının Ağıtı 14 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., Prof.Dr. Ali Osman ÖZTÜRK

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni isyanları</span> Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni ayaklanmaları

I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.

<span class="mw-page-title-main">Kilikya Ermeni Krallığı</span> Ortaçağda kurulmuş, Tarsus merkezli Ermeni krallığı

Kilikya Ermeni Krallığı, Kilikya Ermeni Prensliği ya da kısaca Kilikya, 1080-1198 arası prenslik ve 1198-1375 arası krallık olan Çukurova bölgesinde bulunan bir devlettir. Bölgedeki I. Ruben adında olan bir Ermeni beyi tarafından Bizans İmparatorluğundan aldığı toprak üzerine kurulmuştur ve zamanla daha geniş bir alana yayılmıştır. 1375'te Memlük Sultanlığı tarafından varlığına son verilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kozan Katliamı</span> 1920de Adanada yaşanan Ermeniler Türklere saldırması olayı

Kozan Katliamı veya Kozan Ermeni olayları, 1920 yılı Kaç Kaç Olayı'nda, Camili, İmamoğlu ve Ağzıkaraca, İmamoğlu'nda da Ermeniler Türklere saldırmış, pek çok insanı öldürmüştür. Kaç Kaç olayında, Fransız işgal günlerinde Kozan yöresinden İmamoğlu’na gitmekte olan Çamurdanzade ailesinden kadınlar ve çocuklar, Ağanın köprüsü başında öldürüldüler. Kozan Müftüsü Hafız Osman (Çamurdan)'ın Kızkardeşi Emine (Çamurdan) Hanım, Ermeni Kamavorlar tarafından "Namaz kılarken" İmamoğlu yakınlarında, Ağzıkaraca Köyü Ağanın Köprüsü adlı mevkiide öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi</span>

Ermeniler Tarafından Katledilen Şehit Türkler Anıt ve Müzesi ya da eski adıyla Iğdır Soykırım Anıt ve Müzesi, 1915-1920 tarihleri arasında bölgede yaşayan Ermenilerin Türklere karşı uyguladığı saldırıları sembolize etmektedir ve ilgili belgeler bulundurulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Süryani Katliamı</span> Osmanlı İmparatorluğu tarafından gerçekleştirilen sürgün

Süryani Soykırımı veya Arami Katliamı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ordusunun güneydoğu Anadolu ve İran'ın tarihi Azerbaycan bölgesinde, bazı Kürt aşiretlerinin yardımıyla Süryani Hristiyan azınlıklara karşı işlediği, tüm Süryani ve Süryani-i Kadim nüfusu 1914'de 58.983 iken bu sayının yaklaşık 5 katı olan 270 bin ila 300 bin arasında Süryani'nin öldüğü iddia edilen, sürgün etme ve katliamdır. Lakin daha sonra, alttaki Görüntüler kısmında bulunan resimden de görüldüğü üzere Rosie Malek-Yonan, Los Angeles, California'da bulunan Süryani Soykırım Anıtı'na bu sayıları 3 katına çıkarıp, 500 bin daha arttırarak 750 bin Süryani'nin soykırıma uğratıldığını belirten plakayı koydurmuştur ki bu da aslen 1914'te yaşayan tüm Süryani sayısının 12.7 katıdır.

<span class="mw-page-title-main">Van İsyanı (1915)</span>

1915 Van İsyanı ya da İkinci Van İsyanı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Van Vilayeti sınırları içindeki Ermenilerin çıkardıkları isyandır. Olayların süresi, Van Vilayeti'nin diğer bölgelerinde daha önce başlamış olmalarıyla birlikte, Van merkezine yayıldıkları süreyi esas alarak 19 Nisan-6 Mayıs 1915 arası olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Ulusal Hareketi</span>

Ermeni Ulusal Hareketi, 1780 Zeytun İsyanı ile başlayarak 1984 yılına kadar süren dönemdeki "Ermeni ulusal kurtuluş hareketi" olarak da bilinen Ermeni milliyetçiliğini savunan Ermenilerin tarihte kurulmuş olan Ermeni devletlerinin kapsadığı bölgelerde, Doğu Anadolu Bölgesi ve Kafkasya'da, yeniden bir Ermeni devleti kurma amacı doğrultusunda düzenlenen faaliyetlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Müslüman-Türk katliamları</span>

Müslüman-Türk katliamları, Türk Kırımı ya da Türk Soykırımı Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılma döneminde Navarin Katliamı ile başlayan ve 1922 Manisa yangınıyla son bulan Balkan, Ortodoks Devletler ve Fransa tarafından Türkler, Türk Yahudileri ve Osmanlılara yönelik gerçekleşen katliamlar, zorunlu göçler, etnik temizlik. Olaylardan etkilenenlerin ana dili Türkçedir.

<span class="mw-page-title-main">1916 Ankara Yangını</span>

Büyük Ankara Yangını; 1916 yılının Eylül ayında, Ankara'nın merkez mahallelerinde başlamış ve kısa süre içerisinde tüm şehre yayılarak kentin büyük çoğunluğunun yok olmasına sebep olmuştur. 13 Eylül gecesi başlamış, 15 Eylül sabahına dek sürmüştür. Yangın Hisarönü Mahallesi'nde çıkmış; Çıkrıkçılar Yokuşu, Saraçlar Çarşısı, Bedesten ve Atpazarı bölgelerine kadar sıçramıştır. 5 kişinin hayatını kaybettiği olayda çoğu gayrimüslimlere ait yaklaşık 1000 ev, 935 dükkân, 7 kilise, 2 cami ve 3 sağlık kurumu tamamen yanmıştır. Yangının etkisini büyük oranda yabancı nüfusun yaşadığı bölgede göstermesi, felaketten en çok zarar gören kısmın Ermeni ve Rum vatandaşların olmasına yol açmıştır. Olay hakkında yeterince resmi belgenin olmaması ve yangın sonrasında durumun pek az esere yansımasının sonucu olarak, yangının nedeni hakkında kesin bir bilgi yoktur. Konu üzerine çalışmalar yapan bazı araştırmacılar, yangının kasten çıkartılmış olabileceği konusunda hemfikir olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Batı Ermenistan</span> Tarihsel iddiaların olduğu bir bölge

Batı Ermenistan, Ermenilerin tarihî ana vatanının bir parçası olan ve günümüzde Türkiye'nin doğusunda kalan bir bölgedir. Bizans Ermenistanı olarak da anılan Batı Ermenistan, MS 387'de Büyük Ermenistan'ın Bizans İmparatorluğu ve Sasani İmparatorluğu arasında bölünmesinden sonra ortaya çıkmıştır.

Trabzon Olayları, Trabzon Vilayeti'nde 2 Ekim 1895 günü Van eski valisi Ferik Bahri Paşa ve Trabzon Kumandanı Hamdi Paşa'ya yapılan suikast denemesi ile başlayan ve bir hafta kadar süren etnik karışıklıktır. Müslüman ve Ermeni nüfustan karşılıklı kayıplar ve yağmalanmalar olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Urfa İsyanları</span> Urfada 1895 yılında başlayan Ermeni ayaklanmalarının genel adı

Urfa İsyanları ya da Urfa Direnişi, 1895 ve 1915 yıllarında Ermeni komitecileri tarafından çıkartılmış olan ve ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan isyan hareketleridir.

<span class="mw-page-title-main">Hagop Terziyan</span> Ermeni kırımı kurbanı Osmanı Ermenisi eczacı.

Hagop Terziyan, Osmanlı Ermeni eczaneci ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Soykırımı'nın inkârı</span> Ermenilere soykırım yapılmadığı iddiasını savunan tez

Ermeni Soykırımı'nın inkârı, Ermeni Kırımı'nın soykırım olarak tanımlanamayacağını savunan veya iddiaların bilimsel yollarla, belgelerle açıklanması gerektiğini savunan tezdir. Ermeni Soykırımı'nın inkârı, bazı ülkelerde tamamen yasaklanmışken bazı ülkelerde soykırım olduğunu ifade etmek hoş karşılanmamaktadır. Pek çok kaynakta ölen insanların sayısı soykırım olduğuna kanıt olarak gösterilmektedir. Ancak bazı araştırmacılara göre de bir soykırım söz konusu değildir. Bu yaklaşımda olanlar, zamanın hükûmetinin bir Ermeni Tehciri gerçekleştirdiğini, olumsuz şartlardan dolayı birçok insanın öldüğünü söylemektedir.

Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan Fransız Ordusu ile yapılan antlaşma. Lejyonun asıl adı "La Légion d'Orient" idi. Adı 1 Şubat 1919'da "La Légion Arménienne" olarak değiştirildi. Bu lejyondaki askerlere gayri resmi olarak Ermeniler arasında Gamavor (Gönüllü) adı verildi.

Melek Hatun, 1920'de Haçin'de Ermeniler ile mücadele sırasında Türkler'in uğradığı zulümleri ağıda döken halk şairi.