İçeriğe atla

Ada

Kıbrıs, Akdeniz'in en büyük üçüncü adasıdır.

Ada, çevresi bütünüyle sularla çevrili kara parçasına verilen addır. Yeryüzündeki adaların bütünü on milyon kilometrekarelik bir yer kaplar. Adalar, tek tek olabileceği gibi, gruplar halinde de olabilir. Bu şekildeki adalara “takımada” adı verilir. Yarımada ise suyla çevrili, ancak bir tarafından ana kara parçasına bağlı bulunan coğrafi şekildir. Yer bilimi açısından adalar, kıtasal adalar ve okyanus adaları olmak üzere temelde ikiye ayrılır. Yüzen adalar ise yeni bir yer bilimi konusudur.

Kıtasal Adalar

Kıtasal adalar, komşu kıta kütlelerinin bir uzantısıdırlar. Tektonik hareketler, kara kütlesinin yer değişmesi sonucu komşu kıtadan ayrılarak ya da denizin ya da karanın yer bilim zamanlarındaki alçalması ya da yükselmesiyle oluşurlar.

Adriyatik Denizi'nde küçük bir ada

Örneğin Madagaskar adası; birinci zamanda “Avustralya-Hint-Madagaskar” kıtasının bir parçasıdır; kara kütlesinin yer değiştirmesi sonucu oluşmuştur.

Denizin ya da karanın alçalması ya da yükselmesiyle oluşan karasal adalara Grönland, Büyük Britanya ve New Foundland örnek verilebilir. Bunlarda, ada ve komşu kıta, birbirlerinden oldukça sığ bir deniz kesimiyle ayrılmışlardır. Tortul birikintilerin göl, ırmak ve denizlerde kıta sahanlığı boyunca oluşturduğu deltalar da karasal adalar sınıfındadır.

Okyanus Adaları

Okyanus adaları, tektonik hareketlere dayalı volkanik kökenlidirler. Volkanik adalar, püskürmeyle biriken maddelerin okyanus yüzeyinde yükselmesiyle oluşurlar. Tipik örneği, Polinezya, Melanezya ve Mikronezya takım adalarının çoğu yüzeyden az çok uzak bir denizaltı tabanının üzerindeki volkanik akıntıların sonucudur. Yeni Zelanda, Yeni Gine ve Melanezya'nın bazı adaları dağlık yüzey şekillerini ve bugünkü biçimlerini toprak hareketleri sonucunda almıştır. Kıvrılmalar ve kırılmalar genellikle çok yenidir ve bu adalarda sık sık deprem olur.

Küçük bir Fiji adası.

Ayrıca aşınan ve çöken yanardağ konilerinin çevresinde mercanlar tarafından oluşturulan sığ kayalıklara da mercan adaları (Atol) denmektedir. Örneğin, Avustralya'nın kuzeydoğusundaki Büyük Set Resifi. Fakat, Yeni Zelanda'da Avustralya'nın güneyinde ve bazı takım adalarda mercan kayalıkları yoktur. Örneğin, Markiz Adaları. Üstelik denizaltı sığlıkları bazı mercan oluşumlarına taban yerine geçmiş ve bazı takımadalar tamamıyla atollerden oluşmuştur. Örneğin, Tuamotu, Gilbert vb.

Büyük Okyanus'taki bir mercan adası
Mercan adasının oluşumu

Volkanik kökenli adalar, uzun, dar ve genellikle kıvrılan sıralar biçimi aldıklarında “ada yayı” diye adlandırılırlar. Ada yayları yer kabuğunun tektonik dilimlerinin birbirine yaklaştığı yerde oluşurlar. Bir dilim diğerinin altına kayar; kayan bölge, ada yayına paralel bir bir derin deniz kırığı biçiminde belirir; alta kayan dilim, eriyip, magmayı oluşturur; magma da, yayın yanardağları arasından yeniden yukarı fışkırır. Yay ile kırık arasında kalan bölgede, kayan dilimin parçacıkları ve yayda oluşan aşınma, denizde tortulların birikmesine yol açar. Birçok yay, kayan dilimin bulunduğu bölgeye doğru kabararak kıvrılır. Böylece ada oluşur.[1] Tipik örnekleri: Aleut Adaları ve Kuril Adalarıdır. Ama Tonga, Kermadec ve Mariana adaları ise bu oluşumdan farklı olarak iki dilim arasında yer almaktadırlar. Çeşitli birikme aşınma süreçleri sonunda bazı ada yayları kıta kütlesi içerisinde kalabilir. Güney Amerika Andları ve Kuzey Amerika'nın batısındaki Cascade Dağları tipik örneğidir.

Avustralya'yı dört tarafı denizlerle çevrili olduğu için ada olarak nitelemek yanlıştır. Çünkü bir kara parçasını ada olarak tanımlamak için o kara parçasının bir anakaraya bağlı olması gerekir. Avustralya bir anakaraya bağlı olmadığı için bir kıta olarak nitelendirilmiştir. Örneğin: Grönland adası Kuzey Amerika anakarasına, Japonya adaları Asya anakarasına bağlı olduğu için ada olarak nitelendirilmiştir.[2]

Yüzen Adalar

Deniz, göl ya da akarsuların üzerinde akıntının ve rüzgarın etkisi ile hareket edebilen ve etrafı su ile çevrili kara parçalarına yüzen ada denilir. Yüzen ada oluşumu ve kullanımları açısından yeni bir yer bilimi konusudur.

Bilinen başlıca yüzen adalar

Meksika’daki Xochimilco Gölü üzerindeki Chinampa denilen yüzen adalar; kuraklık nedeniyle gölün sularının çekilmesi sonucu bu adaların sayısı oldukça azalmıştır. İtalya’da bulunan Roma yakınlarındaki Göl üzerindeki 1 km2 lik yüzen ada koruma altındadır; kuşları ve bitki örtüsüyle dünyanın sayılı ekolojik bölgeleri arasındadır.

Peru Bolivya sınırı yakınındaki Peru'nun Puno şehrinde Titikaka Gölü üzerindeki Uros Yüzenadası üzerinde yerleşim de vardır. Ortalama ömrü altı sene olan bu ada zamanla kendini yenileyebilmektedir.

Denizin üzerindeki yüzen adalara en tanınmış örnek: Sargassum Yüzen adasıdır. Kuzey Atlantik’in ortasında akıntılar nedeniyle, Sargassum denilen bir cins su yosununun birikmesi sonucu oluşmuştur. Kristof Kolomb tarafından bulunmuştur. Bugün deniz biyologlarınca çok ilginç bulunmakta ve yüzen bir hayvanat bahçesi olarak değerlendirilmektedir. Sargassum'un kolları arasında her cins balık, küçük yengeçler, karidesler ve binlerce çeşit küçük canlı yaşamını sürdürür. Su yosunlarından oluşan bir başka yüzen ada da Pasifik'te Kaliforniya açıklarında bulunmaktadır. Macrocystis adlı dev su yosunundan endüstride çok kullanılan ‘algin’ adlı bir madde çıkarılır.

Türkiye’deki yüzen adalar

Solhan ilçesi Hanzarşah Köyü Aksakal Gölü ortasında, hareket eden üç ada vardır. Adalar göl içinde bağımsızdır. Üstüne binildiği zaman sal gibi her tarafa ağır ağır hareket etmektedir. Adanın üzerinde 4-5 tane bodur ve dış budak ağacı mevcuttur. Çevredeki bitkiler gölün mevcut suyu ile beslenmektedir. Ada üzerinde bulunan ot kökleri sarılıcı olması nedeniyle toprak tamamen bitki kökleri ile kaynamış ve yapışmış durumdadır. Ayrıca Göl'ün ortasında bulunan adanın yapısı incelendiğinde çayır, ayrık ot ve suda yetişen çeşitli bitkilerin ada üzerinde mevcut olduğu görülmektedir.

Erzurum - Olur İlçesi Ormanğazı Köyü Sülüklü Göl'de bir tane yüzen ada bulunmaktadır. Adıyaman - Çat Baraj Gölü'nde sular kabarınca yüzenadalar ortaya çıkmaktadır. Kayseri - Sultansazlığı'ndaki gölcüklerde yüzen sazadaları ortaya oluşmuştur. Denizli - Işıklı Gölü'nün değişik kesimlerinde "hopa" denilen adalar, İçel - Gülnar İlçesi Demirözü Köyü Adalıgöl'e ismini veren ada, Afyonkarahisar - Eber Gölü'ndeki, Konya - Akşehir Gölü'ndeki birer ada bilinen yüzen adalardır. Erzincan'a bağlı Ahmetli Köyü'nün güneydoğusunda, Ahmediye Gölü'ndeki, Ahmediye yüzen adasının boyu 48 metre, eni ise 1.5 metre ile 5 metre arasında değişmekte, kalınlığı 30 ile 60 santimetre arasındadır. Yüzenadanın yüzölçümü yaklaşık 105 metrekaredir. Ada tamamen bitkisel kökenli organik artıkların uygun şartlarda birikmesiyle oluşmuştur. Ayrıca Kızılırmak Kanyonu üzerinde de yüzen adalar vardır.

Dünyanın en büyük adaları

Ada adıBulunduğu yerYüzölçümü (km²)
GrönlandAtlas Okyanusu2.166.086
Yeni GineBüyük Okyanus785.780
BorneoBüyük Okyanus743.330
MadagaskarHint Okyanusu587.042
BaffinAtlas Okyanusu476.068
SumatraHint Okyanusu473.606
HonshūBüyük Okyanus230.510
Büyük BritanyaAtlas Okyanusu229.898
VictoriaArktik Okyanusu217.191
EllesmereArktik Okyanusu196.236
SulawesiBüyük Okyanus189.035
Yeni ZelandaBüyük Okyanus150.525
CavaBüyük Okyanus132.174
KübaAtlas Okyanusu114.524

Uluslararası hukukta ada

Uluslararası hukukta adaların durumu bulundukları yere göre değişir:

  1. Karasuları içinde yer alan ada; kıyının bir eki sayılır.
  2. Ada bir akarsu üzerinde iki devlet sınırında bulunuyorsa, akarsuyun orta çizgisi ile iki devlet arasında bölüşülür.
  3. İki devlet arasında bölümsüz bir akarsu üzerindeki ada, iki tarafın da ortak mülkü sayılır.

Etimoloji

Türkçe ada sözcüğünün Eski Türkçe ātaġ sözcüğünden geldiği ve bu sözcüğün Farsçaya da ādāġ şeklinde geçmiş olduğu belirtilir.[3] Türkçede ada anlamında aral, cezire (<Arapça[3]) ve simek sözcükleri de çeşitli sözlüklerde kayıtlıdır.[4] Bunlardan aral sözcüğü bazı sözlüklerde takımada anlamında kayıtlıdır.[5][6]

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ http://www.cografya.gen.tr/animasyon/adaolusumu.htm 24 Mart 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. |Bir adanın oluşumu
  2. ^ "En Büyük Ada". 7 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Mart 2020. 
  3. ^ a b Kubbealtı Lugati
  4. ^ Pamukkale Üniversitesi
  5. ^ Şemseddin Sami, Kamusı Türkî
  6. ^ TDK Kişi Adları Sözlüğü

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Yanardağ</span> Magmanın yer içinden yüzeye çıktığı veya geçmişte çıkmış olduğu, genellikle koni biçiminde, tepesinde bir püskürme ağzı bulunan dağ

Yanardağ ya da volkanik dağ, magmanın yeryüzünden dışarı püskürerek çıktığı coğrafi yer şekilleridir. Güneş Sistemi'nde bulunan kayalık gezegen ve uydularda birçok yanardağ olmasına rağmen, bu olgu, en azından Dünya'da, genellikle tektonik plaka sınırlarında görülür. Ne var ki, sıcak nokta yanardağlarında önemli istisnalar vardır. Yanardağların araştırıldığı bilim dalına volkanoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç</span> doğal olarak oluşan mineral agregası

Kayaç, çeşitli minerallerin veya mineral ve taş parçacıklarının bir araya gelmesinden ya da bir mineralin çok miktarda birikmesinden meydana gelen katı birikintilerdir. Kayaç terimi eski Türkçede sahre, yeni Türkçede külte ve yabancı dillerdeki rock, roche, gestein sözcükleri karşılığı kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Göl</span> büyük ve nispeten durgun su kütlesi

Göl, karalar üzerindeki çanakları doldurmuş tatlı veya tuzlu su kütlesidir. Göller, kapalı havzaları dolduran geniş, durgun su kütlesi olarak da tanımlanır. Gölsel ortamlar, oldukça belirgin çökel türü ve çökel yapılarına sahiptirler.

<span class="mw-page-title-main">Orojenez</span> sıradağların oluşumunu açıklayan yerbilimsel terim

Orojenez, İç kuvvetlerin ortaya çıkma şekillerinden birini ifade eden orojenez terimi dağ oluşumu anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Bazalt</span>

Bazalt, volkanik kaya kütlelerinden biri. Siyah renkte ve kesif yığınlar halindedir. Doğada kütle, damar ve akıntı halinde bulunur. Başlıca özelliklerinden birisi, altıgen prizmalar biçiminde, büyük sütunlar meydana getirmesidir. Bu sütunlar, mağma akıntılarının soğuyup büzülmesinden ileri gelmiştir. Sert ve dayanıklı bir taş olduğundan kaldırım, yapı taş, demiryolu, köprü malzemesi olarak kullanılır. Yeryüzünde çok bol olan bazalt, bazı memleketlerde, binlerce kilometrekarelik yerleri örter. Birleşik Krallık'ın kuzeyi, İrlanda, Almanya ve Amerika Birleşik Devletleri'nde büyük Hindistan'da Dekkan bölgesindeki bazalt yığınları 300.000 kilometrekarelik geniş bir bölgeyi kaplar.

<span class="mw-page-title-main">Tortul kayaçlar</span>

Üç ana kayaç türünden biri olan tortul kayaçlar, yeryüzünde en çok görülen kayaç türüdür. Dünya'nın yüzeyinin yaklaşık yüzde 75'ini yerkabuğunun ise yaklaşık yüzde 8'ini kaplarlar. Bu kayaçlar genellikle tabakalı olarak bulunurlar ve içerisinde organizma kalıntıları (fosil) bulundururlar. Sarkıt ve dikitler bu kayaçların oluşturduğu jeolojik yapılara örneklerdir. Tortul kayaçların büyük bir kısmı dış etmenler tarafından yeryüzünün aşındırılmasıyla meydana gelen çeşitli büyüklükteki unsurların (sediman) taşınarak çukur sahalara biriktirilmesi sonucu oluşmuşlardır. Bu olaya genel anlamda tortullaşma denir. Biriken unsurlar önceleri boşluklu gevşek bir yapıya sahiptirler. Fakat zamanla sıkışıp sertleşirler. Bir birikme sahasında, sonradan biriken unsurlar öncekiler üzerinde birikerek ağırlıkları vasıtasıyla basınç yaparlar. Bu basınç sonucu unsurlar, aralarındaki boşlukların küçülmesi ve büyük ölçüde ortadan kalkmasıyla sıkışır ve sertleşirler. Tortul depoların veya kayaçların oluştukları ortamlar yerden yere farklılık gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Stratovolkan</span> lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkan

Stratovolkan, pek çok sertleşmiş lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkandır. Bu volkanlar dik yamaçlarıyla ve periyodik patlamalarıyla tanınırlar. Bunlardan fışkıran lavın akışkanlığı azdır ve çok uzağa yayılmadan önce soğur ve sertleşir. Magmaları asidik ya da yüksek-orta düzeyde silika içeriklidir. Buna karşın bazik içerikli magmanın akışkanlığı yüksektir ve Hawaii'deki kalkan biçimli Mauna Loa dağı gibi yayvan dağları oluşturur. Pek çok stratovolkanın yüksekliği 2500 metreden fazladır. Türkiye'den Ağrı Dağı ve Nemrut Dağı birer stratovolkan tipindeki volkanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Deniz altı volkanları</span>

Deniz altı volkanları, yeryüzünün denizlerle örtülü olduğu bölgelerinde bulunan yarıklardır. Yer altından gelen lavlar bu yarıklar sayesinde yüzeye çıkarlar. Dünya üzerine bir yılda yer altından gelen lavların %75 kadarını bu tür yarıklardan gelenler oluşturur. Çıkan malzemelerin büyük çoğunluğu tektonik hareketlerin yoğun olarak görüldüğü Orta Atlantik Yükselimi olarak da adlandırılan kıta levhalarının bulunduğu bölgelerde gerçekleşir. Pek çoğu okyanusların derin bölgelerinde olmasına karşın, bir bölümü de sığ sularda görülür. Bu tür durumlarda birikerek yükselen malzeme, küçük adacıklar oluşturabilir.

<span class="mw-page-title-main">Mercan adası</span>

Mercan adası ya da atol; ortasında lagün adı verilen bir göl bulunan, kısmen veya tamamen lagünü çevreleyen adacıklara denir. Atolller her zaman dairesel yapıda olmamakla birlikte düzinelerce kilometre çapında kapalı bir şekil oluşturan ve ortasında yaklaşık 50 m ya da daha derin bir lagün bulunduran mercan resiflerinden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Falez</span>

Falez, kayaların aşınması ile oluşan yüksek eğimli kıyıdır. Fransızca falaise dik kayalık sahil anlamına gelmektedir. Türkçe coğrafya literatüründe yalıyar da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Resif</span>

Resif, denizcilik terminolojisinde kaya, kum ve deniz canlıların birikimiyle birlikte suyun cezir halindeyken altı kulaç veya daha az derinlikli sığ alanlarında oluşmuş su altı yüzey yapılarıdır. Pek çok resif kumun abiyotik-biriktirmeleri, dalgaların kayalar üzerindeki erozyonu ve diğer doğal süreçler sonucunda gelişirken en çok bilinenleri biyotik süreçlerin baskınlığında mercanların ve kalkerli alglerin etkisiyle tropik denizlerde oluşmuş mercan resifleridir.

<span class="mw-page-title-main">Magmatik kayaçlar</span> Magmanın yeryüzüne çıkarken soğumasıyla meydana gelen kayaçlardır.

Magmatik kayaçlar, magmanın yükselerek yer kabuğunun içerisine girip veya yeryüzüne ulaşıp soğuyarak katılaşması sonucu oluşan kayaç türüdür. Üç ana kaya türünden biridir, diğerleri tortul ve metamorfiktir. Magmatik kaya magma veya lavın soğutulması ve katılaşmasıyla oluşur. Magmatik kayaçlar çok çeşitli jeolojik ortamlarda meydana gelir: kalkanlar, platformlar, orojenler, havzalar, büyük magmatik bölgeler, genişletilmiş kabuk ve okyanus kabuğu. (Resim1) Magmatik kayaçlar temel olarak silikat minerallerinden oluşmuşlardır. Magmanın bileşimi temel bazı elementlerin dağılımını yansıtsa da oranları değişmekte ve bu da belli başlı magma tiplerinin oluşmasına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Mercan resifi</span> Denizde taşlı mercan iskeletlerinin büyümesi ve birikmesiyle oluşan kaya çıkıntısı

Mercan resifleri canlı organizmaların ürettiği aragonit yapılardır. Az miktar besin içeren deniz sularında bulunur. Çoğu resifte, baskın organizmalar kalsiyum karbonattan oluşan bir dış iskelete sahip taş mercanları, kolonyal sölenterlerdir. İskeletsel materyaller, dalga hareketleri ve biyoerozyon ile parçalanıp yığılarak yaşayan mercanlar ve çok çeşitli hayvanlar ve bitkilerden oluşan yaşamı destekleyen kalsiyumlu bir oluşum meydana getirirler.

<span class="mw-page-title-main">Volkanizma</span>

Volkanizma, erimiş kayalardan oluşan magmanın sırf gazdan oluşmayan bir gök cisminin yüzeyine magma ve gazın yüzeydeki çatlak ya da yanardağ ağzından yüzeye çıkması fenomenindir. Gök cisminin kabuğu veya mantosu magmadan kaynaklanan veya onu oluşturarak yüzeye çıkana kadar olan bütünü kapsar.

Kıyı oku, girintili çıkıntılı kıyılarda, enkaz göçü ve kıyı akıntıları ile taşınan malzeme, koy ve körfezlerin açıklarında birikerek zamanla su yüzüne çıkarlar. Bu şekilde koyların önünde bir ok biçiminde yer alırlar. Bu şekillere “kıyı oku” denir. Kıyı oku, kıyılardan ya da göl kıyılarından oluşan bir kıyı barı ya da plaj arazisidir. Bir koyun burun bölgelerinde olduğu gibi yeniden girişin gerçekleştiği yerlerde, kıyı şeridi akımları ile kıyı şeridi sürüklenme süreci ile gelişir. Sürüklenme, dalgaların sahile eğik bir açıyla gelmesi ve tortuları zikzak desenle sahile taşıması nedeniyle oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Ada yayı</span>

Adalar dizisi (yayı); çoğunlukla birbirine yaklaşan iki tektonik plaka arasında bulunan sınıra, paralel ve yakın olarak konumlanan, yay şeklinde hizalanmış, volkan zincirlerinden oluşan takımada, yani içinde çok ada olan bir deniz türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kayaç döngüsü</span>

Yer kabuğunu oluşturan üç temel kayaç türü vardır. Bunlar; magmatik kayaçlar, tortul kayaçlar ve başkalaşım kayaçlarıdır. Bu kayaçlar oluştukları günden bugüne kadar geçen zamanda birçok değişikliğe uğramışlardır. Her ne kadar bulundukları yerde hiç hareket etmeden kalsalar da, her biri çok uzun yıllardır süren bir değişikliğin parçasıdır. Kayaçların oluştukları günden bu yana devam eden ve farklı tür kayaçların doğal yollarla birbirine dönüşmesini açıklayan bu olaya "kayaç döngüsü" denir. Kayaç döngüsünü devam ettiren etken, doğal olaylardır. Kayaç döngüsünün geçtiği evreler:

<span class="mw-page-title-main">Kıyı coğrafyası</span>

Kıyı coğrafyası, kıyıların ve kıyıdaki yer şekillerinin oluşumu, oluşum koşulları ve dağılımı ile ilgilenen Fiziki coğrafya bilim dalıdır.

Volkanik yay. Adalar dizisi (yayı); çoğunlukla birbirine yaklaşan iki tektonik plaka arasında bulunan sınıra, paralel ve yakın olarak konumlanan, yay şeklinde hizalanmış, volkan zincirlerinden oluşan takımada, yani içinde çok ada olan bir deniz türüdür. Volkanik yay ada yayının alt başlığı altında incelenmektedir. Kısmen deniz seviyesinin altında olan ada yayları, tektonik olarak yay şeklindeki dağ kuşağını oluşturur. Aslında ada yayları, okyanusun altında kısmi olarak kalan bir dağ bendinde bulunan özel bir coğrafik-topoğrafik durumu simgeler. Bunların çoğu volkanlardan oluştuğu için volkanik ada yayları olarak da sınıflandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Breş</span>

Breş, kırık çimentolu mineral parçalarından oluşan bir kaya veya ince taneli bir matris ile bir araya getirilmiş, kayaların bileşimine benzer veya bunlardan farklı olabilen bir kayadır.