
Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Sakalar, Kuzeydoğu Avrasya stepleri ile Tarım havzasında yaşayan ve at yetiştirme, madencilik yapma kabiliyetleri geliştirmiş olan tarihi halk. Kaynakların genelde Sakaları Türkî ya da İrani bir halk olarak sayılmasının yanı sıra kimlikleri konusunda tartışmalar sürmektedir. Ancak Avrasya stepleri'deki kurganlarda bulunan kişilerin naaşları üzerinde son yapılan genom ve mitokondriyal DNA çalışmaları sonuçlarına göre, kurganlarda bulunan Saka naaşlarına genetik yakınlık gösteren kişilerin hepsinin günümüz Türki halklara mensup olan bireyler oldukları görülmektedir.

Tibet Budizmi. Tibet, Moğolistan ve Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve bazı Orta Asya Türklerinde takip edilen Budizm koludur. Kimi yerlerde Lamacılık olarak da adlandırılmaktadır. Tibetçe Lama den doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılmaktadır. Budizmin Vajrayana koluna aittir.

Zen, kökeni Hindistan'daki Dhyana (ध्यान) okuluna kadar uzanan bir Mahāyāna Budist okulunun Japoncadaki ismidir. Hindistan'dan Çin'e geçen okul, burada Ch'an (禪) olarak ismini duyurmuştur. Tang Hanedanlığı döneminde Çin'de belli başlı Budist okullar arasına giren Ch'an, Çin'den Kore, Vietnam ve Japonya'ya yayılmıştır. 20. yüzyılda Batı'da tanınmaya başlanan bu okul, İngilizce ve diğer Batı dillerine Zen ya da Zen Budizm ismiyle girmiştir.

Sidarta Gotama, yaygın olarak Buda olarak bilinir, MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiştir. Sanskritçede "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir ünvandır.
Mahāyāna, Budizm’in üç ana kolundan biridir. Kaynağı Hint yarımadasıdır. Budizm’i Hinayana ve Mahayana olarak sınıflandırır. Vajrayana ise Mahayana Budizm’inin bir uzantısıdır. MS 1. yüzyılda Orta Asya ve Çin’e geçmiş, buradan da Doğu Asya’ya yayılmıştır. Günümüze hâlen uygulanmakta olduğu yerler Hindistan, Çin, Tibet, Japonya, Kore, Vietnam ve Tayvan’dır.
Budizm genelde bir din olarak kabul edilir; ancak kimi zaman Budizm için “ruhani felsefe” tanımı da yapılmaktadır. Bunun nedeni Budizm'de mutlak bir yaratıcı tanrı fikri bulunmamasıdır. Buda'nın yaşadığı dönemlerden itibaren, bir yaratıcı kavramının bulunmayışı Budist düşüncenin ayırt edici özelliklerinden biri olagelmiştir. Budizmin yaklaşımı klinik ve sistematiktir; Dört Yüce Gerçek’te Buda ızdırap sorununu analiz etmiş, kökenindeki nedeni teşhis etmiş ve ızdırabı ortadan kaldıracak reçeteyi yazmıştır. Buda’nın öğretilerine göre, sekiz katlı asil yolu izleyen tüm duyarlı varlıklar, “bensizlik” (anatta) kavramının kavranması yoluyla cehaleti, dolayısıyla acıyı ortadan kaldırabilir. Bu nedenle, Budizm bir yaratıcı tanrı kavramına değil, ahlak, meditasyon ve bilgelik kavramlarına dayanmıştır. Bu açıdan Budizm, nihai bir "benlik" tanımlayan Hindu düşüncesiyle çelişir.

Kalmuklar veya Kalmıklar, Batı Moğol halkı Oyratlar'ın 17. yüzyılda Cungarya'dan Hazar Denizi'nin batısına göç etmiş olan koludur. Bugün çoğunlukla Rusya'nın Kalmukya Cumhuriyeti'nde yaşamaktadırlar. ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Çekya'da azınlık olarak bulunurlar. Sovyet yazar Marietta Şaginyan Ekim Devrimi'nin lideri ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin'in babaannesi Anna Smirnov'un Kalmuk soyundan geldiğini belirtmiştir.

Ellora, dünyanın en büyük kaya-oyma-manastır-tapınak mağaraları komplekslerinden biridir ve Hindistan'ın Maharashtra kentinde yer alan bir UNESCO Dünya Mirası'dır. Sit alanı M.S. 600-1000 dönemine ait Budizm, Hinduizm ve Jainizm anıtlarını ve kaya resimlerini barındırmaktadır. Ellora'daki 16 numaralı mağara, dünyadaki en büyük monolitik kaya kazısı özelliğini göstermektedir. Buradaki Kailaşa Tapınağı, Şiva'ya adanmış araba biçimli bir anıt özelliğindedir. Kailasha Tapınağı kazısında iki büyük Hint destanı olan Vaishnavizm, Shaktizm destanlarını özetleyen tanrı, tanrıçalar ve mitolojik çizimleri de barındırmaktadır.

Takht-i-Bhai olarak yanlış şekilde telaffuz edilen Takht-i-Bahi, Pakistan'ın Hayber-Pahtunhva bölgesindeki Mardan'da bulunan ve eski bir manastır kalıntısını içeren Part arkeolojik alandır. Budizm'in gelmesinden önce bir Zerdüşt yerleşkesi idi, ancak Budizmin gelişinden sonra bir Budist manastırına döndürüldü.

Türk Şahileri, MS 7. ila 9. yüzyıllarda Kabil ve Kapisa'dan Gandara'ya kadar hüküm süren Batı Türk veya Türk-Eftalit kökenli bir hanedandı. Halaç etnik kökenine de sahip olabilirler. Gandara bölgesi, doğuda Keşmir krallığı ve Kanauj krallığı ile sınırında olabilir. 560'lardan itibaren Batı Türkleri, Transoksonya'dan yavaş yavaş güneydoğuya doğru genişlediler ve Baktriya ve Hindukuş bölgesini işgal ederek büyük ölçüde bağımsız yönetimler oluşturdular. Türk Şahileri, Tokaristan Yabgularının siyasi bir uzantısı olabilir.

Kidaritler veya Kidara Hunları, 4. ve 5. yüzyıllarda Baktriya'yı ve Orta Asya ile Güney Asya'nın bitişik bölgelerini yöneten bir hanedandır. Kidaritler, Hindistan'da Huna ve Avrupa'da Hiyonlar olarak topluca bilinen bir halk kompleksine aittir. 5. yüzyıl Bizans tarihçisi Priscus onlara Kidarit Hunları ya da "Kidarit olan Hunlar" adını vermiştir. Huna / Xionite kabileleri, tartışmalı da olsa, benzer bir dönemde Doğu Avrupa'yı fetheden Hunlarla sıklıkla bağlantılıdır. Yaklaşık bir yüzyıl sonra yerini alan Akhunlardan farklılardır.

Bazı araştırmacılar; Sakaca'nın Sakalar tarafından Kotan Krallığı, Shule Krallığı ve Tomşuk gibi Tarım Havzasında hüküm sürmüş Budist devletlerce konuşulmuş ve dil bilimciler tarafından Hotanca ve Tomşukça da denen 2 adet şiveye ayrılmış bir Doğu İran dili olduğunu iddia etmektedirler. Fakat bazı araştırmacılar da Sakaca'nın Ön-Türkçe ile ilişiği olduğunu düşünmektedirler.

Kangju Orta Asya'da eski bir krallığın Çince adıydı ve bu krallık birkaç yüzyıl boyunca Yüeçiler'den sonra Mâverâünnehir'deki ikinci en büyük güç olmuştur. Kangju halkı olan Kāng'lar Hint-Avrupalı yarı göçebe bir halktı, İranlı Soğdlar veya kendileriyle yakından ilişkili olan diğer Asii halkları ile özdeşleştirilmişlerdir.

Kara Tepe, Orta Asya'daki Bactria bölgesinde, Güney Özbekistan'daki Tirmiz şehrine yakın Termez vahasında bulunan bir Budist arkeolojik sit alanıdır. Sit alanının temelleri 1. yüzyıla dayanır. Bölgede bulunan sikkelerden ulaşılan sonuçlara göre 5. yüzyılda Kuşan-Sasani istilası ile karşılaşmadan önce, 3. ve 4. yüzyıllarda Kuşan İmparatorluğu döneminde altın çağını yaşamıştır.

Miran, Kuzeybatı Çin'de, Sincan'daki Taklamakan Çölü'nün güney kenarında bulunan eski bir vaha şehridir. Lop Nur çölünün Altun Shan dağlarıyla birleştiği yerde bulunan Miran, bir zamanlar İpek Yolu olarak bilinen ünlü ticaret yolunun bir durağıydı. İki bin yıl önce dağdan bir nehir akan bir nehir bulunmaktaydı ve Miran'ın gelişmiş bir sulama sistemi vardı. Günümüzde alan, bakımsız yolları bulunan ulaşımın zorluklarla sağlandığı, seyrek yerleşimli, tozlu bir bölgedir. 20. yüzyılın başlarından bu yana yapılan arkeolojik kazılar, MS 2. ila 5. yüzyıllar arasında var olan geniş bir Budist manastır alanını ve MS 8. ve 9. yüzyıllara tarihlenen bir Tibet yerleşimi olan Miran Kalesi'ni ortaya çıkardı.

Budist felsefe, Gotama Buda'nın ölümünden sonra Hindistan'daki çeşitli Budist okulları arasında gelişen ve daha sonra Asya'nın büyük kısmına yayılan felsefi araştırmalar ve araştırma sistemlerini ifade eder. Budist öğretilerinin yaşam, varoluş, bilgi, akıl, madde ve insan ahlakı değerlerine bakışı veya uygulanması, Budist felsefenin temel konusunu oluşturur. Buda’nın yaşamı boyunca kişisel olarak öğretilerini yazılı olarak kayıt etmemesinden dolayı, Budist felsefesi büyük oranda Budist okullarında geliştirilen Budist öğretilerinin yeniden inşası üzerine kurulmuştur. Budist felsefe’nin çalışma konusu, "Dukkha" kavramı ile başlar. Dukkha, Pali dilinde genellikle sefalet, mutsuzluk, keder, talihsizlik ve umutsuzluk anlamına gelir. Felsefe'nin amacına göre, Dukkha'dan Nirvana'ya ulaşmanın yolu dört asil hakikatte özetlenmiştir. Budizm’de Nirvana’ya ulaşmanın yolu hem felsefi akıl yürütme, hem de meditasyonu birleştirmekten geçer.

Kirada modern bilim insanları tarafından kuzeybatı Hindistan'daki Gandhara bölgesinde Kidarite Hunlarının bilinen ilk hükümdarı olarak kabul edilir.

Pencikent duvar resimleri, Tacikistan'ın antik Soğdya kenti Pencikent'te İslam öncesi döneme ait en ünlü duvar resimleri arasında yer alıyor. Bölgeden çok sayıda duvar resmi ele geçirildi ve bunların birçoğu şu anda Sankt-Peterburg'daki Ermitaj Müzesi'nde ve Duşanbe'deki Tacikistan Ulusal Eski Eserler Müzesi'nde sergileniyor. Duvar resimleri, çoğunlukla Soğd ve Türk elitlerden ve muhtemelen heterojen kökene sahip diğer yabancı tüccar gruplarından oluşan Pencikent toplumunun kozmopolit doğasını ortaya koyuyor. Karşılaştırmalı araştırmalar, Eski Türk kıyafetleri, silah eşyaları, saç stilleri ve ritüel fincanlarla önemli benzerlikler olduğunu ortaya koymaktadır.

Balalık Tepe, eski Baktriya, modern Özbekistan'da, birçok duvar resminin bulunduğu bir Orta Asya arkeolojik alanıdır. Burası, soylu bir Ak Hun klanına ait küçük, müstahkem bir malikanenin bulunduğu yerdi. Genellikle Dilberjin'deki tablodan biraz daha geç bir döneme, MS 5. yüzyılın sonlarından MS 7. yüzyılın başlarına, veya MS 6. yüzyılın sonundan MS 7. yüzyılın başlarına tarihlenmektedir. Balalık Tepe'deki resimler Acına Tepe ve Kafir-kala'yı da kapsayan "Tokharistan okulunun" bir parçasıdır. Bunların ardından kronolojik olarak Soğd sanatı Pencikent gelmektedir.