İçeriğe atla

Abugida

Abugida İngilizce telaffuz: [ˌɑːbuːˈɡiːdə] (Ge‘ez አቡጊዳ ’äbugida), ya da diğer adıyla alfabetik hece yazısı, parçalı bir yazı sistemi çeşididir. Bu sistemde, birbirini takip eden her sessiz-sesli çifti tek bir birim olarak yazılır: Her birim bir sessiz harfi temel alır; sesli harf ise ikincil önem taşır. Bu özelliğiyle sessiz ve sesli harflerin aynı değerde öneme sahip olduğu alfabelerden, sesli harflerin eksik olduğu veya isteğe bağlı olarak yazıldığı ebcetlerden ve her bir hecenin birbirinden bağımsız birer sembol ile gösterildiği klasik hece yazılarından ayrılır. (Çok akademik olunması gerekmeyen durumlarda, tüm bu yazı sistemleri alfabe olarak adlandırılabilir.) Abugidalar, Güney ve Güneydoğu Asya'da kullanılan Brahmî familyasına ait yazıları kapsar.

Bir dil bilimi terimi olarak Abugida, ilk defa Peter T. Daniels tarafından kendisine ait 1990 yazı sistemleri tipolojisinde ortaya atılmıştır. Abece sözcüğünün, Latincenin ilk üç harfi olan a be ce'den; alfabe sözcüğünün ise, Yunancanın ilk iki harfi olan alfa beta'dan gelmesine paralel olarak Abugida, Ge'ez yazısı anlamına gelen Etiyopyaca bir sözcük olup adını, yine bu yazı sisteminin ilk dört harfi olan ä bu gi da'dan alır. Daniels'in bu sözcüğü kullanış şekli göz önüne alınırsa, bir abugida; sessiz ve sesli harflerin birleşerek oluşturduğu şekillerin birbiriyle hiçbir benzerlik göstermediği hece yazısından ve sessiz ve sesli harflerin bağımsız karakterlerle simgelendiği alfabeden farklıdır. Alfaheceleme terimi ise ilk defa 1997 yılında William Bright tarafından Güneydoğu Asya dillerini baz alarak "hem alfabe hem de hece yazısı sistemlerinin birleşmesi" fikrini yansıttığı için Hint yazılarını tanımlamak için ortaya atılmıştır.

Abigudalar uzun süre birer hece yazısı, veya hece yazısı ile alfabe arası bir oluşum olarak görülmüş olup birçok benzer isimle anılmıştır: neosyllabary (yeni heceleme) (Février 1959), pseudo-alphabet (yalancı alfabe) (Householder 1959), semisyllabary (yarı heceleme) (Diringer 1968, bu terimin farklı kullanımları da bulunmaktadır) ve syllabic alphabet (heceli alfabe) (Coulmas 1996, bu terim hece yazısının eşanlamlısı olarak kullanılmaktadır.)

Tanım

Temel olarak abigudadaki herhangi bir karakter bir sessiz harfi temsil eder. Harfler, çoğunlukla soldan sağa olmak üzere, birbirini takip ederek doğrusal bir hatta dizilir. Sesli harfler; ya diyakritik işaretlerle (ki bu işaretler yazıdaki harflerin yönüyle aynı yönde olmak zorunda değildir) ya da karakterlerin şekillerinde değişikliğe gitmek suretiyle ufak modifikasyonlarla belirtilir.

Kendisinden önce bir sessiz harfin gelmediği durumlarda sesli harfler sedasız sessizle veya özel sesli harf formları ile gösterilebilir. Devamında bir sesli harfin bulunmadığı sessiz harfleri göstermek için ise aşağıdaki yöntemler mevcuttur:

  • sesli harfin eksikliğini açıkça belirten bir modifikasyon (virama),
  • sesli harfi gösteren işaretin yokluğu (ancak bu yöntem, sesli harfin yokluğu ile o karakterle doğal olarak okunan sesli harf arasında anlam belirsizliği yaratır),
  • kısa ünlüyü veya şva'yı gösteren bir işaret (ancak bu yöntem, kısa ünlü ile şva arasında anlam belirsizliği yaratır),
  • ligatür meydana getirecek şekilde birleşik sessizler, veya,
  • bağımlı sessiz harfler ki bunlar normal formlarının biraz daha küçük veya farklı şekilde yazılmış versiyonları olabilir veya tamamen farklı özel işaretler.

Abiguda familyası, sesli harfleri göstermek için sessiz harfin nasıl modifiye edildiğine bağlı olarak (diyakritik işaret, biçim yitimi ya da yönelme) üçe ayrılır.

  • Sesli harflerin diyakritik işaretlerle; hece sonu sessizlerinin ise ligatür, diyakritik veya özel bir sesli iptali işareti ile gösterildiği, Hindistan ve Güneydoğu Asya'nın en eski ve en genişi olan Brahmî ailesi,
  • Sesli harflerin, sessizlerin formlarında değişikliğe gidilerek gösterildiği; hece sonu sessizleri için ise fazladan bir formun bulunduğu Etiyopik familya,
  • Sesli harflerin, sessizlerin döndürülmesi yoluyla; hece sonu sessizlerinin ise ya özel işaretlerle ya da sessizlerin üs olarak yazılmasıyla gösterildiği Krice familyası.

Maldivler'deki Tānacada bağımsız sesli harfler ve sesli harfin eksikliğini gösteren bir işaret bulunmaktadır.

ÖzellikKuzey HintGüney HintTānaEtiyopikKanada
Sessizi takip eden
sesli gösterimi
Her sesli için farklı konuma sahip
bağımsız im (diyakritik)
Birleşik diyakritikDöndürerek
Hece başında
sesli gösterimi
Her sesli için
satır içinde özel harf
GDA'da Sedasız sessiz artı
bağımlı sesli
Gırtlak vuruşu
artı bağımlı harf
Sedasız sessiz
artı bağımlı harf
İçsel sesli
(sesli yokluğu imi)
[ə], [ɔ], [a] veya [[Bengali yazısıt#Sesliler|[o]]]Yok[ə]Yok
sesli yokluğu imiGeneldehece sonunda sesli yoksa
her zaman
Yok
Ünsüz kümesibileşikGrup hâlinde veya ayrıAyrı
Hece sonu sessiziṃ, ḥ hariç satır içinde}Satır içindeBağımlı
Özel hece sonu imiSadece ṃ, ḥ içinYokSadece Batıda.
Hece sonu im konumuSatır içinde; ama ṃ üzerindeSatır içindeÜs olarak veya satır içinde

Hint (Brahmî)

Hint yazıları Hindistan'da ortaya çıkıp Güneydoğu Asya'ya yayılmıştır. Günümüzde hâlâ kullanılan tüm Hint yazıları Brahmî alfabesinden gelmektedir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Arap harfleri</span> Arap alfabesini temel alan yazı sistemi

Arap harfleri, 7. yüzyılın üçüncü çeyreğinden itibaren Emevi ve Abbasi imparatorlukları aracılığıyla Orta Doğu merkezli geniş bir alana yayılma olanağı bulmuş İslam dininin benimsendiği coğrafyalarda kabul gören, kökeni Arap alfabesine dayalı, ünsüz alfabesi türünde bir yazı sistemidir. Dünyada Latin alfabesinden sonra en çok kullanılan yazı sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Latin harfleri</span> Antik Roma tarafından Latince yazmak için kullanılan yazı sistemi

Latin veya Romen harfleri, kökeni antik Roma tarafından Eski Latinceyi yazmak için kullanılan Latin alfabesine dayanan bir yazı sistemidir. ISO tarafından belirlenmiş standart modern Latin alfabesinde 26 harf bulunur. Latin harfleri şu anda dünyada en yaygın kullanılan yazı sistemidir.

Türk dilleri alfabeleri veya çağdaş Türk yazı dilleri alfabeleri çağdaş dönem Türk yazı dilleri için kullanılan çeşitli alfabelerdir. Uzun tarihî dönemler içinde kullanılmış olan Türk yazı sistemlerinin sonrasında, bazılarının terki, bazılarının devamı ile günümüzde kullanımda olmuşlardır.

<span class="mw-page-title-main">Eski Türk yazısı</span> Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı düzeni

Orhun, Göktürk ya da Köktürk alfabesi, Göktürkler ve diğer erken dönem Türk kağanlıkları tarafından kullanılmış, Türk dillerinin yazılması için kullanılmış ilk yazı sistemlerinden biridir. Alfabe, 4'ü ünlü olmak üzere 38 damga (harf) içermektedir.

Noktalama işaretleri; duygu ve düşüncelerin daha açık ifade edilmesi, tümcenin yapısı ve duraklama noktalarını belirlemek, okuma ve anlamayı kolaylaştırmak, sözün vurgu ve ton gibi özelliklerini belirtmek üzere kullanılan işaretlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Meroitik yazı</span>

Meroitik yazı, Meroë Krallığı'nın Meroitik dili yazmak için en azından MÖ 200 yılında kullandığı Mısır hiyeroglif ve Demotik kökenli bir alfabedir, ayrıca bir olasılıkla onu izleyen Nübye krallıklarının dilini yazmak için de kullanılmıştır. Eski Eski Nübyece daha sonraları Yunan uncial alfabesi ile yazıldığında bu alfabeye üç tane Meroitik glif (karakter) de dahil edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yazı sistemi</span> kağıda veya başka bir ortama kaydedilmiş görsel dillerin sistemi, dilde ifade edilebilecek ögeleri temsil etmek için kullanılır

Yazı sistemi, bir dildeki unsurları ve tarif edilebilir durumları temsil etmek için kullanılan bir çeşit semboller sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Çivi yazısı</span> ilk yazı türü

Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ayırıcı im</span>

Ayırıcı im, fonetik işaret veya diyakritik; telaffuz, ton ve diğer ayırıcı unsurları belirtmek için gliflere eklenen imdir. Örneğin Latin harflerine geçiş döneminde Türkçedeki ötümsüz artdişyuvasıl sürtünmeli ünsüz sesini karşılamak için yeni arayışlara gidilmiş ve mevcut S harfine sedil eklenerek Ş harfi elde edilmiştir. O > Ö veya A > Â ya da Y > Ý gibi harflerde ayırıcı imlere örnekler görülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Brahmi alfabesi</span>

Brahmi alfabesi, ünlüleri ünsüz sembollerle ilişkilendirmek için bir aksan işaretleri sistemi kullanan bir abugidadır. Yazı sistemi, Maurya döneminden erken Gupta dönemine kadar yalnızca nispeten küçük evrimsel değişiklikler geçirdi ve MS 4. yüzyılda bile okuma yazma bilen bir kişinin Maurya yazıtlarını hala okuyabildiği düşünülmektedir. Bundan bir süre sonra, orijinal Brahmi yazısını okuma yeteneği kayboldu. En eski ve en iyi bilinen Brahmi yazıtları, kuzey-orta Hindistan'daki Asoka'nın MÖ 250-232'ye tarihlenen kayaya oyulmuş fermanlarıdır. Brahmi'nin deşifresi, 19. yüzyılın başlarında, Hindistan'daki Doğu Hindistan Şirketi yönetimi sırasında, özellikle Kalküta'daki Bengal Asya Topluluğu'nda, Avrupa'nın akademik ilgisinin odak noktası haline geldi. Brahmi, Cemiyetin sekreteri James Prinsep tarafından 1830'larda Cemiyetin dergisinde yayınlanan bir dizi bilimsel makalede deşifre edildi. Buluşları, diğerleri arasında Christian Lassen, Edwin Norris, H. H. Wilson ve Alexander Cunningham'ın epigrafik çalışmalarına dayanıyordu.

Latinizasyon (Romanizasyon) tabiri genel olarak Latin alfabesi dışındaki ses sistemlerinin Latin alfabesine çevrilmesini ifade eder. Arapçanın Latin alfabesine çevirisi yapılırken bu uygulamaların hiçbirinde (fonetik alfabeler hariç) ortak bir uygulama geliştirilememiştir. Çünkü her ülke kendi harflerini esas alan bir çeviri sistemi benimsemiştir. Fakat yine de ana hatlarıyla genel kabul görmüş bazı sesler ve simgeler tercih edilmeye başlanmıştır. Ortak Türkçe alfabesi esas alınarak yapılan bir işaret sistemi büyük oranda geliştirilmiş durumdadır. Fakat yine de çeşitli ülkelerin, sesleri simgelerken kullandıkları harflerin değişik olması nedeniyle farklılıklar ortaya çıkmaktadır.

Yunancanın romanizasyonu, genelde Yunan alfabesi ile yazılan Yunanca metinlerin, Latin alfabesi ile temsili veya bunu yapmayı sağlayan bir sistemdir. Yunancanın romanizasyonu için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Bu yöntemler, kaynak metnin Eski Yunanca mı Modern Yunanca mı olduğuna ve arzu edilen dönüştürmenin transkripsiyon mu transliterasyon mu olduğuna bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Ortak Türk Alfabesi, Türk dillerindeki asal sesler esas alınarak ve aynı kaynaktan çıkanlar sınıflandırılarak tüm harflerin gösterildiği bir sistemdir. Henüz ortak bir biçime ulaşılamamış olmasına rağmen büyük oranda şekillenmiştir.

Ì, ì harfi Katalan, Fransız, İtalyan ve Portekiz alfabelerinde kullanılır.

Èè, harfi Katalan, Fransız, İtalyan ve İskoçça alfabelerinde kullanılır.

Ò, ò harfi Katalan ve İtalyan alfabelerinde kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Glif</span>

Tipografide glif, karakterleri yazı içinde temsil ve diğer karakterlerden ayırt eden simgelere verilen addır. Bir karakter tek bir glifle gösterilebildiği gibi, birden fazla karakter de tek bir glifle gösterilebilir. Ayrıca tek bir karakter yerine göre değişik gliflerle gösterilebilir. Yazı içinde kullanılan bir işaretin glif olarak adlandırılması için o işaretin ayırt edici bir işlevinin olması, yani o karakteri diğer karakterlerden ayırması veya yazıya kültürel ve sosyal kullanımdan kaynaklanan özel bir anlam katması gerekmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Japonca Braille</span>

Japonca Braille, Japoncanın Braille yazı sistemidir. Orijinal Braille yazı sistemine bağlıdır, ancak bağlantıları daha incedir. Japoncadaki adı tenji (点字). Türkçeye tam olarak "nokta karakterleri" olarak çevrilir. Çok karışık olacağından, kanji yazımı olmadan, Japoncayı sadece hiragana ve katakana hece yazıları ile yazmaya dayalı bir sistemdir.

<span class="mw-page-title-main">Tibet alfabesi</span> Tibet kökenli bir alfabe

Tibet alfabesi ; Limbu, Lepça ve Fags-pa alfabeleri ile akraba olan Tibet merkezli bir alfabedir.

Ünsüz alfabeleri, her bir sesbirimin bir sembolle temsil edildiği hakiki alfabelerden, her sembolün bir heceyi gösterdiği hece yazıları ile abugidalardan ve her sembolün bir morfeme karşılık geldiği logografik yazı sistemlerinden farklı olarak yalnızca ünsüz seslerin gösterildiği, ünlüleri ise bağlama göre okurun öngörmesinin beklendiği yazı sistemleridir. Arap ve İbrani alfabeleri günümüzde kullanılan en yaygın ünsüz alfabeleridir.