İçeriğe atla

Absisik asit

Fizyologlar tohum ve tomurcuk dormansisinin bazı inhibitör bileşikler tarafından meydana getirildiğini ileri sürmüşler ve bu bileşiklerin izolasyon çalışmaları sonucunda bunlardan birisinin absisik asit olduğu tespit etmişlerdir.

Absisyon ile ilgili yapılan araştırmalar sonucunda pamuk meyvelerinden absisyonu uyaran bir madde saflaştırılarak kristallendirildi ve Absisin II olarak adlandırıldı. Bundan iki yıl önce pamuk kozasında izole edilen absisyonu hızlandırıcı etkisi olduğu belirlenen Absisin I keşfedilmişti. Aynı zamanda Firavuninciri yapraklarından tomurcuk dormansisini uyaran dormin saflaştırıldı. Absisik asit ismi absisyon olayından orjinlenmiş ve yıllardır absisyon uyarımından primer olarak ABA'nın sorumlu olduğu düşünülmüştür. Bununla birlikte etilenin organ absisyonuna neden olan daha önemli bir faktör olduğu bulunmuştur.

ABA'nın kimyasal yapısı bazı karotenoid moleküllerin terminal kısmına benzer. ABA, 15 karbon atomu, terminal bir karboksil grubuna sahip doymamış bir zincir, bir çift bağ ve iki metil grubu ihtiva eden bir alifatik konfigürasyonuna sahiptir. Tabii olarak meydana gelen ABA'nın büyük çoğunluğu cis formdadır.

ABA'nın angiospermlerin bütün türlerinde mevcut olduğu birçok gymnospermlerde ve bazı eğreltilerde bulunduğu tespit edilmiştir. Alglerde ve hepatophytalarda (ciğer otları) lunularik asit olarak adlandırılan ABA'ya benzeyen bir bileşiğin mevcut olduğu belirlenmiştir.

ABA tayini

Koleoptilin büyüme inhibisyonunun oksinler için kullanılan klasik koleoptil bioassayleriyle ölçülmesiyle bitkilerdeki ABA'yı belirlemek mümkündür. Bu metodun dezavantajını ortadan kaldırılması için bitki ekstratlarının öncelikle saflaştırılması gerekir.

Stomal kapanma bioassayleri ABA'ya yüksek derecede spesifiktir. Bu bioasseyin ilave avantajları ABA'ya stoma hücrelerinin hızlı cevabı ve yüksek duyarlılıktır.

Fiziksel metotlar kantitatif analizin uygunluğu ve spesifikliği yüzünden bioassaylerden daha inandırıcıdırlar. Çok geniş olarak kullanılan tekniklerden birisi de gaz kromatografisidir. Bu metotla çok düşük seviyedeki ABA'nın belirlenmesine imkân verir. Fakat ince tabaka kromatografisinin ihtiva eden birkaç saflaştırma kademesine de ihtiyaç duyulur.

Bitki ekstratlarından ABA'yı saflaştırmak için diğer bir yol immunoasseylerdir. Bu metotla saflaştırılan ekstratlarda yine çok düşük seviyedeki ABA'yı tayin edebiliriz.

ABA’nın biyosentezi

Bitkilerin çoğu ABA sentezleyebilecek kapasitededir. ABA'nın yaprak, gövde, kök, tohum ve meyve dokularında mevalonik asitten sentezlendiği belirlenmiştir. Bu dokularda ABA'nın büyük çoğunluğu plastidlerde sentezlenir. Yüksek bitkilerde genel olarak karotenoidle ilgili yol kullanılır.

ABA sentezinde iki metabolik yol üzerinde çalışmalar yapılmaktadır. Bunlardan birisi bitkilerde bütün terpenoidlerin öncüsü olan mevalonik asitle ilgili olup, direkt yol olarak adlandırılır. İkinci olarak bir karotenoid molekülünün parçalanmasıyla ABA oluşumu ise alternatif yol veya indirekt yol adlandırılır.

ABA’nın fizyolojik etkileri

ABA'nın tomurcuk dormansisini uyardığı bilinmektedir ayrıca başka pek çok fonksiyona sahip olduğu saptanmıştır. ABA bitkilerde diğer düzenleyici olaylarda da rol oynar. Örneğin kuraklık ve nem stresinden bitkileri korumak için stomanın kapanmasını sağlar. Uzayan gövdelerde giberellin tarafından başlatılan hücre uzamasını büyük ölçüde azaltır.

Geotropizmaya etkisi

Mısır bitkisinin kökleriyle yapılan çalışmalar geotropizma olayında ABA'nın rol aldığını göstermiştir. Burada ABA kök şapkasından sentezlenmekte ve bazipetal bir yönde vasküler dokularla taşınmaktadır. ABA yerçekimi etkisiyle alt kenara çekilir ve bu kenarın büyümesini inhibe eder. Kökün üst kenarı inhibe edilmediğinden kök aşağı doğru büyür.

Stres ve stoma kapanması

Su, tuz ve donma streslerinde ABA ile yapılan çalışmalarda ABA'nın bir stres hormonu olarak görev yaptığı bulunmuştur. Kuraklık koşullarında, yaprak ABA konsantrasyonlarının 40 kat kadar artabileceği belirlenmiştir. ABA stoma kapanmasına neden olup terleme ile su kaybını azaltır. ABA sentezleme yeteneği olmayan mutantlar, stomalarını kapatamadıklarından sürekli sararma gösterirler. Bu mutantlara dışarıdan ABA uygulamasıyla turgor oluşumu sağlanır ve stomalar kapanır. Bu olay birkaç dakikada gözlenebilen hızlı bir cevaptır.

Büyüme

Oksin tarafından uyarılan fide büyümesi ABA tarafından inhibe edilir. Bu nedenle ABA bir büyüme inhibitörü olarak adlandırılır. Hücre çeperlerini yumuşatan oksinlere karşı ABA, hücre uzaması ve hücre duvarı asidifikasyonunu engelleyerek hidrojen salınmasını inhibe eder. Böylece büyüme engellenir.

Tomurcuk dormansisi

Büyüyen fidelerin tomurcuklarına dıştan ABA uygulanması onların dormant olmasına neden olur. Burada bazı çevresel faktörlere cevap olarak, bitkilerde sentezlenen ABA'nın tomurcuklara hareket ettiği ve dormansiyi sağladığı anlaşılır. Kısa günlerin yaprak ve tomurcuklarda ABA seviyesinin artmasına neden olduğu görülür. Kısa gün şartlarının daha fazla ABA sentezlemek için yaprakları uyardığı bulunmuştur. Günler uzayıp sıcaklık uygun hale gelince ABA seviyesinde azalma GA seviyesinde artma tomurcuk dormansisinin kırılmasını sağlar.

Tohum dormansisi

Kuru dormant tohumlar dormant olmayan tohumlardan daha fazla ABA ihtiva ettiği bilinmektedir. Bununla birlikte tohum çimlenmesi esnasında sitokininler ve giberellinler gibi büyüme uyarıcılarının miktarında artış gözlenmektedir. ABA genellikle strafikasyona (düşük soğuk muamelesi) ihtiyaç duyan tohumların dormansisinde rol oynar.

Su alınımı

Kök dokularına ABA uygulanması su ve iyon akışını uyarır. ABA sadece turgoru düzenlemekle kalmaz aynı zamanda köklere giren suyu da artırır. ABA su geçirgenliğini artırarak veya toprak-kök arasında su potansiyel gradiyentini artırıp su alınımını hızlandırır. Ayrıca ABA yaprak büyümesini baskı altına alırken, lateral köklerin çıkışını ve kök büyümesini uyarır. ABA'nın bu etkileri köklerin su absorbsiyon alanında artışa, yaprak alanında ise azalışa neden olarak, bitkide kuraklığa karşı avantaj sağlanır.

Absisyon ve senesens

Önceleri ABA'nın yaprak absisyonunda rolü olduğu ileri sürülürken, yapılan son çalışmalarda yaprak absisyonunun ABA ile fazla ilişkisi olmadığı belirlenmiştir. ABA daha çok çiçek ve meyve absisyonunda rol alır. Sağlam bitkilere uygulanan ABA üzüm çiçekleri, elma, kiraz, zeytin ve üzümün oldun meyvelerinin absisyonunu hızlandırmıştır. Ayrıca pamuk meyvelerinde ABA seviyesinde iki ayrı artış zamanı belirlenmiştir. Birincisinin olgun olmayan meyvelerin düşmesiyle meydana geldiği, diğerininse olgun meyvelerin son çatlama döneminde olduğu tespit edilmiştir.

Diğer ABA etkileri

ABA'nın patateste yumru oluşumunu uyardığı saptanmıştır. Ayrıca dıştan uygulanan ABA'nın Dahlia ve yer elması yumrularının oluşumunu başlattığı gözlenmiştir. Diğer taraftan dıştan uygulanan ABA genç meyveleri olgunlaşmasını hızlandırır. Örneğin çilek ve üzümlerin olgunlaşması esnasında endogonik ABA seviyesi artmıştır.

ABA'nın özellikle ılıman bölge bitkilerinin donma hasarlarına karşı dayanıklılığı arttırdığı, dıştan uygulanan ABA'nın Acer (akçaağaç), elma ve yonca fidelerinin donmasını geciktirdiği, kabak fidelerinin donma hasarlarına karşı koruduğu belirlenmiştir.

Kaynakça

  1. Bidwell, R.G.S., Plant Physiology, New York, 1974
  2. Güven, A., Fizyoloji II Ders Notları, İzmir, 1990
  3. Hart, J.W., Light and Plant Growth, Unwin Hyman Ltd, London, 1988
  4. Hopkins, W.G., Introduction to Plant Physiology, John Willey and Sons Inc.USA, 1995
  5. Hopkins, W.G., Hüner, N.P.A., Introduction to Plant Physiology, John Willey and Sons Inc.USA, 2004
  6. Kadıoğlu, A., Bitki Fizyolojisi, Trabzon, 2007
  7. Önder, N., Genel Bitki Fizyolojisi, İstanbul Üniversitesi, 1985
  8. Salisbury, F.B., Ross, C.W., Plant Physiology, California, 1985
  9. Taiz, L., Zeiger, E., Plant Physiology, The Benjamin/Cummings Publishing Company, Inc., 1991
  10. Vardar, Y., Bitki Fizyolojisi Dersleri-II, E.Ü., İzmir, 1982
  11. Wilkins, M.B., Advanced Plant Physiology, Singapore, 1992

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ağaç</span> meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki

Ağaç, botanikte çoğu türünde dalları ve yaprakları destekleyen uzun bir sürgüne ya da gövdeye sahip çok yıllık bir bitkidir. Ağaç tanımı, bazı kullanımlarda sadece ikincil büyüme gösteren odunsu bitkileri, kereste olarak kullanılabilen bitkileri ya da belirli bir yüksekliğin üzerindeki bitkileri kapsayacak şekilde daha dar olabilir. Daha geniş tanımlarda ise uzun palmiyeler, eğrelti ağaçları, muz ağaçları ve bambular da birer ağaç olarak kabul edilir. Ağaçlar taksonomik bir grup değildir ancak güneş ışığı için rekabet etmek adına diğer bitkilerden daha fazla yükseğe çıkmanın bir yolu olarak birbirinden bağımsız şekilde evrimleşip gövde ve dalları olan çeşitli bitki türlerini içermektedir. Ağaçlar uzun ömürlü olma eğilimindedir ve bazıları birkaç bin yıl yaşar. Ağaçlar 370 milyon yıldır dünya üzerindeki varlığını sürdürmektedir. Dünyada yaklaşık üç trilyon olgunluğa erişmiş ağacın olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Floem</span>

Floem veya soymuk borusu, fotosentez sırasında yapılan ve fotosentez olarak bilinen çözünür organik bileşikleri, özellikle şeker sakarozu (sükroz) bitkinin bölümlerine taşıyan vasküler bitkilerdeki canlı dokudur. Bu taşıma işlemine translokasyon denir. Ağaçlarda floem, kabuğun en iç tabakasıdır, dolayısıyla adı Eski Yunanca Grekçe: φλοιός kelimesinden türetilmiştir. (phloiós), "kabuk" anlamına gelir. Terim 1858'de Carl Nägeli tarafından tanıtıldı.

Salisilik asit, karboksil grubunun fenoldeki OH grubuna orto pozisyonunda olduğu bir bileşiktir. C6H4 (OH)CO2H kimyasal formülüne sahiptir. Salisilik asit renksiz ve kristal yapıda olan bir beta hidroksi asittir (BHA). Bu asit "2-hidroksibenzoik asit" olarak da bilinir ve suda çok az çözünmektedir. Beyaz söğüt ve keklik üzümü yapraklarının kabuğundan elde edilir. Bir anti-enflamatuar ajan olarak doğrudan aktiviteye sahip olmakla birlikte pul pul dökülmeyi teşvik etme yeteneği nedeniyle topikal bir antibakteriyel ajan görevi görmektedir. Organik yapıdaki bu asit, organik asit sentezinde kullanılmasının yanı sıra bitkisel hormon olarak da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Oksin</span> bitkilerde büyümeyi ve gelişmeyi etkileyen bir hormon

Oksin, bitkilerde büyüme ve gelişmeyi etkileyen en önemli hormonlardan biridir. Oksin kelimesi yunan αυξειν (auxein) kelimesinde gelmedir ve 'büyüme' anlamına gelir.

<span class="mw-page-title-main">Kaktüsgiller</span> bitki familyası

Kaktüs, Caryophyllales takımının 1750 kadar bilinen türüne ve yaklaşık 127 cinsine sahip Cactaceae bitki familyasının bir üyesidir. "Kaktüs" kelimesi Latince aracılığıyla, Theofrastos tarafından kimliği kesin olmayan dikenli bir bitki için kullanılan Antik Yunanca kelimesinden türemiştir.

Yapraklı kara yosunları (Bryopsida), Bryophyta bölümünün bir sınıfı.

<span class="mw-page-title-main">Çimlenme</span> Bir organizmanın bir spordan veya tohumdan büyümesi süreci

Çimlenme, tohumda bulunan embriyonun uygun şartlar bulunca gelişerek ana bitkiye benzer bitkiyi vermek üzere tohumdan çıkarak serbest hale geçmesine denir.

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım</span>

Boşaltım veya atılım, metabolik atıkların organizmadan atıldığı bir süreçtir. Omurgalılarda bu işlem öncelikle akciğerler, böbrekler ve deri tarafından gerçekleştirilir. Boşaltım, maddenin hücreyi terk ettikten sonra belirli görevleri olabileceği salgılamanın tersidir. Boşaltım, tüm yaşam formlarında önemli bir süreçtir. Örneğin memelilerde idrar, boşaltım sisteminin bir parçası olan üretra yoluyla dışarı atılır. Tek hücreli organizmalarda, atık ürünler doğrudan hücre yüzeyinden boşaltılır.

<span class="mw-page-title-main">Krassulasean asit metabolizması</span>

CAM veya Crassulaceae asit metabolizması bitkileri ya da CAM fotosentezi, bazı fotosentetik bitkilerde görülen karbon fiksasyonu yoludur.

Sitokinin, bitki hücresinin bölünmesini uyaran faktörleri bulmak için yapılan çalışmalar esnasında bulunmuştur. Bu maddelerin hücre bölünmesi yanında birçok fizyolojik olayı kontrol ettiği gözlenmiştir. Bu etkiler arasında koparılmış organlarda senesensin kontrolü, kotiledonların genişlemesi, besin maddelerinin taşınımı, kloroplast olgunlaşması, morfogenesisin kontrolü sayılabilir. Kısaca sitokininler bitkide birbiriyle ilişkisi olmayan birçok görevi yerine getirir.

<span class="mw-page-title-main">Giberellin</span>

Giberellin, ikinci grup bitki hormonudur. 1950'li yıllarda karakterize edilen giberellinler 80'den fazla bileşin bulunduğu bir gruptur. Giberellinlerin esas etkisi, bitkilerin boyuna büyümesini sağlamaktır. Böylece uzun bir bitki gövdesi aktif giberellinleri, cüce bir bitki gövdesinden daha fazla ihtiva eder. Giberellinlerin sentezi ve kontrolü genetik kontrol altındadır.

<span class="mw-page-title-main">Güzelavrat otu</span>

Güzelavrat otu, patlıcangiller familyasına ait çok yıllık otsu bir bitkidir. "Atropin" maddesi bu bitkinin halüsinojenik özellikleri olan oldukça zehirli yemişleri boyunca olan yapraklarından elde edilir.

<span class="mw-page-title-main">Gövde (botanik)</span> damarlı bir bitkinin yapısal ekseni

Gövde, bir vasküler bitkinin iki ana yapısal ekseninden biridir, diğeri ise kök'tür. Yaprakları, çiçekleri ve meyveleri destekler, ksilem ve floemde kökler ve sürgünler arasında su ve çözünmüş maddeleri taşır, besin maddelerini depolar ve yeni canlı doku üretir. Gövde normalde düğümlere ve ara düğümlere ayrılır:

<span class="mw-page-title-main">Bitkisel hormonlar</span> bitkilerin büyümesini ve gelişmesini sağlayan hormonlar

Bitkisel hormonlar, bitkilerin büyümesini ve gelişmesini sağlayan hormonlardır.

<span class="mw-page-title-main">Bitki morfolojisi</span> botaniğin parçası

Bitki morfolojisi ya da Fitomorfoloji, bitkilerin fiziksel formunun ve dış yapısının incelenmesidir. Bu genellikle, özellikle mikroskobik düzeyde, bitkilerin iç yapısının incelenmesi olan bitki anatomisinden farklı olarak kabul edilir. Bitki morfolojisi, bitkilerin görsel olarak tanımlanmasında yararlıdır. Moleküler biyolojideki son çalışmalar, bitki morfolojilerinin korunması ve çeşitlendirilmesinin belirlenmesinde rol oynayan moleküler süreçleri araştırmaya başlamıştır. Bu çalışmalarda transkriptome koruma modellerinin, bitki yaşam döngüsü boyunca çeşitlendirmeyi sınırlayan evrimsel kısıtlamalara yol açabilecek önemli ontogenetik geçişleri işaretlediği bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Çelik (botanik)</span>

Çelik, bir bitkinin dalının, yaprağının veya kökünün bir parçasının kesilerek uygun ortama dikilmesiyle gerçekleştirilen vejetatif bitki çoğaltma yöntemi. Elde edilen çelik, yeni kökler veya dallar üreterek ana bitkiden bağımsız bir bitki hâline gelir.

<span class="mw-page-title-main">Asmaların yıllık büyüme döngüsü</span>

Asmaların yıllık büyüme döngüsü her yıl bağda oluşan, ilkbaharda tomurcuk kırılmasıyla başlayan ve sonbaharda yaprak dökümü ve ardından kışın uyku hali ile sonuçlanan süreçtir. Şarap yapımı açısından süreçteki her adım şarap yapmak için ideal özelliklere sahip üzümlerin geliştirilmesinde hayati bir rol oynar. Bagcılık uzmanları ve bağ yöneticileri iklim etkisini,asma hastalığını ve asmanın tomurcuklanmasından itibaren ilerlemesini engelleyen ya da kolaylaştıran zararlıları, çiçeklenmeyi, veraison, meyve oluşumunu, hasatı, gölgelik yönetimi gibi bağcılık uygulamalarının kullanılmasıyla gerekirse yaprak düşmesi ve uyku-hali tepkisini, sulamayı, asma eğitimini ve tarımsal kimyasalların kullanımını izlerler. Yıllık büyüme döngüsünün aşamaları genellikle bir asmanın yaşamının ilk yılı içinde gözlemlenebilir hale gelir. Büyüme döngüsünün her aşamasında harcanan zaman bir dizi faktöre bağlıdır - en önemlisi iklim türü ve üzüm çeşidinin özellikleridir.

<span class="mw-page-title-main">Yumru</span>

Yumrular, bazı bitki türlerinde besinler için depolama organı olarak kullanılan genişlemiş yapılardır. Bitkinin kalıcılığı için, bir sonraki büyüme mevsiminde yeniden büyümeye yönelik enerji ve besin sağlamak ve eşeysiz üreme aracı olarak kullanılırlar. Gövde yumrularını, kalınlaşmış rizomlar veya stolonlar oluşturur. Gövde yumruları olan yaygın bitki türleri arasında patates ve yam bulunur. Bazı kaynaklar ayrıca tanım kapsamında modifiye olmuş yan kökleri de kabul eder; bunlar tatlı patateslerde, manyokta ve yıldız çiçeğinde bulunur.

<i>Ariocarpus</i>

Ariocarpus, Cactaceae familyasının etli subtropikal bitkilerinin küçük bir cinsidir.

<span class="mw-page-title-main">Sürgün (botanik)</span> genç gövde veya dal

Botanikte bir bitki sürgünü, uzantıları, yaprakları ve yan tomurcukları, çiçekli gövdeleri ve çiçek tomurcukları ile birlikte herhangi bir bitki gövdesinden oluşur. Tohum çimlenmesinden yukarı doğru büyüyen yeni büyüme, yaprakların gelişeceği bir sürgündür. İlkbaharda, çok yıllık bitki sürgünleri, otsu bitkilerde yerden büyüyen yeni büyüme veya odunsu bitkilerde büyüyen yeni gövde veya çiçek büyümesidir.