Abdest
Abdest, Müslümanların, namaz gibi belli ibadetleri yapabilmek için bir düzen içerisinde bazı organları yıkayıp bazılarını mesh etme yoluyla yaptıkları arınma ve temizliktir.[1] Kur'ana göre her namazın yanında bedensel temizlenme amacıyla belli organları yıkamak (gasil) ve meshetmek (mesih مسح) şeklinde anlatılır. Suyun abdeste uygun olması önemlidir. Su abdeste tadı, bulanıklığı ve kokusunun olağan olması ile uygun olmaktadır.
Etimolojisi
"Abdest" sözcüğü Türkçeye Selçuklular zamanında Farsçadan geçmiştir. Anlamı "su tutmak"tır. âb (su) ve dest (el) kelimelerinin birleşiminden oluşmuştur.[2] İran ve bazı diğer Müslüman ülkeler ile İngilizce konuşan ülkelerde abdest yerine "vudu" kelimesi kullanılır.
Abdest Kur'an' da gasil veya gusül (Arapça: غسل) olarak geçer. Bu sözcük, Arapçada "bir sıvıyı bir nesne üzerinden akıtmak, koku sürünmek" anlamlarına gelir. Bazı hadisçiler ve fıkıhçılar vudû (Arapça: وضوء) kelimesini abdest anlamında kullanmakta ve gusül kelimesini boy abdesti için kullanmaktadırlar. Kur'an'da boy abdesti için ıttıhar (Arapça: اطهار) yani taharlanma (temizlik) sözcüğü kullanılmaktadır.
Teyemmüm
Fakihlere (fıkıh alimi) göre namaz kılmak için abdest yerine bazı durumlarda teyemmüm (Arapça: تيمم) yapılabilir. Ayrıca teyemmüm, hastalık, yolculuk, su bulmama/suyun olmaması veya suya erişilememesi gibi durumlarda boy abdesti yerine de yapılır. Kur'an'da teyemmüm yapmak için türâb تراب (toprak) sözcüğü kullanılmaz, bunun yerine said صعيد sözcüğü kullanılır ki bu sözcük "toz, toprak, taş vs." anlamına gelmektedir. Kullanıma uygun su bulunduğu zaman bozulmaktadır.
Abdest Ayeti
Kur'anda; Mâide Sûresi 6, Nisâ Sûresi 43, Müddessir Sûresi 4-5, Bakara Sûresi 222, Tevbe Sûresi 108 ve Vâkıa Sûresi 79. ayetlerde geçer.
Ayetin ayakları anlatan “ercüleküm” kelimesinin okunuşu kıraat mezhepleri arasında ihtilaflı bir konudur. Kelime iki şekilde okunabilir; ercüleküm şeklinde okunduğunda abdest alırken ayakların yıkanması gerektiği anlaşılır, ercüliküm şeklinde okunmasında ise ayakların yıkanmıyacağı, sadece meshedileceği anlaşılır.[3]
Ayette kullanılan vücûhe küm (vecihleriniz, Arapça: وجوه كم) ibaresi, başın ön yanı için kullanılır. Bu yüzden başta saçların döküldüğü ön kısım, yüz, boyun altı demektir. Baş sıvazlanırken, ayette sınır koymadığı için, baş adlı organın başın ön yanı dışındaki her yanı; kulaklar, ense ve boyun sıvazlanır.[4]
Abdestin hükümleri
Fıkıh alimleri, Kur'an ve Sünneti referans göstererek abdestin hükümlerini (farz, sünnet, mendup, müstehab, mekruh vs.) şunlar olarak belirtirler:
Abdestin farzları
Abdestin farzları hakkında Ehl-i Sünnet alimlerinin 4 görüşü vardır.
Hanefi alimlere göre abdestin farzları dörttür:
- Yüzün, alnın en üst tarafından başlamak üzere çene altına kadar olan kısmıyla, iki kulak yumuşakları arasında kalan kısmını yıkamak.
- Dirsekler de dahil olmak üzere, elleri yıkamak.
- Ayağı, topuklarla beraber yıkamak.
- Başın dörtte birini meshetmek.
Malikiler ayrıca aşağıdaki eylemlerin farz olduğunu düşünüyor:
- Niyet etmek.
- Vücut kısımlarını ovalamak.
- Sürekliliği korumak.
- Başın tümünü meshetmek.
Şafii alimlere ayrıca aşağıdaki fiilleri de farz saymıştır:
- Niyet etmek.
- Sırayı takip etmek.
- Başın dörtte birini değil, herhangi bir yerini meshetmek.
Hanbeli Fukahası da aşağıdaki fiilleri farz olarak sınıflandırır:
- Niyet etmek.
- Bismillah'ı okumak.
- Sırayı takip etmek.
- Sürekliliği korumak.
- Ağzı ve burnu yıkamak.
- Başın tümünü meshetmek.
Şîa alimlerden bazıları "ayaklara meshetmenin" abdestin farzlarından olduğuna, bazı alimler meshin farz, yıkamanın sünnet olduğuna, diğer bir kısmı ise her iki uygulamadan birisini yerine getirmenin yeterli olacağına inanmışlardır.[5]
Abdestin sünnetleri
- Elleri bileklere kadar yıkamak,
- Elleri yıkamaya/abdeste başlarken besmele çekmek
- Misvak kullanmak, (misvak yoksa yerine parmağı kullanmak)
- Bir avuç suyla da olsa ağzı üç kere mazmaza etmek
- Buruna üç kere su çekmek (istinşak)
- Oruçlu olmayanların ağıza ve buruna suyu fazla fazla çekmeleri
- Bir avuç suyu, sık sakalın arasına alttan yukarı doğru temas ettirmek
- Parmak aralarını (diğer parmaklarla) ovuşturmak
- Azaları üçer kere yıkamak
- Başa bir kerede kaplama meshetmek
- Başa kullanılan su ile de olsa, kulakları mesbetmek
- Su döktükten sonra azaları ovmak
- Azaları (ara vermeden) peşpeşe yıkamak
- Niyet etmek
Abdestin mekruhları
- Suyu israf etmek
- Suyu son derece cimri (mesheder gibi) kullanmak
- Suyu yüze çarpmak
- Konuşmak
- Bir özrü yok iken başkasından yardım istemek
- Her defasında yeni su alarak meshi üç kez tekrarlamak
Abdesti bozan durumlar
Nisâ Sûresi'nin 43. ayetine göre sekerat (şuuru yerinde olmamak: delilik/cinnet, esriklik/sarhoşluk, bayılmak-baygınlık, uyku-uyumak...) durumu ile boşaltım organlarından çıkış olması durumu namaza dolayısıyla da abdestin varlığına engeldir. Mâide Sûresi'nin 6. ayetine göre namaz için abdest ya da teyemmüm şarttır.
- Ön ve arkadan çıkan şeyler,
- Kan gelmeksizin doğum yapılması;
- Ön ve arkadan çıkan şeylere ilâveten kan ve irin,
- Ağız doluşunca,
- Yemek, su, kan pıhtısı veya safra kusmuğu gibi pis (kabul edilen) mayiler kusmak, [öyle ki, kusmuk ağızda güçlükle tutulacak halde olmalıdır. Öte yandan aynı sebebe bağlı müteferrik kusmukların toplamı da bu çerçevede değerlendirilir],
- Tükrükten fazla veya tükrüğe eşit kan gelmesi;
- Uyku sebebiyle makatın yerdeki istikrarını kaybetmesi,
- Yere düşmese dahî uyuklayan kimsenin makatının uyanmadan önce yerden yükselmesi,
- Bayılma,
- Delirme,
- Sarhoşluk halleri;
- Namazdan çıkmak maksadıyla da olsa, ergin bir kimsenin uyanıkken rükûlu ve secdeli bir namazda kahkahayla gülmesi;
- Erkek tenasül uzvunun sertleşmiş bir haldeyken engelsiz (ve çıplak) olarak kadının tenasül uzvuna temas etmesi.
Engelli abdesti
Normal abdest almasına engel bir durumu olan Müslüman'ın, rahatsızlığına göre farklı yönlerden eksik kalan abdesttir.
Vücudunun belli yerlerini tıbbî sebeplerden yıkayamayan insanlar normal abdest almaktan muaf tutulur. Örnek olarak, kolu kırılan ve alçıya alınan kişi abdestini alır; ancak kolunu yıkayamadığından sadece alçının üstünü suyla mesh edebilir. O da zararlıysa, onu da yapmaz. Vücudunda devamlı kanayan yara olan Müslümanlar da engelli abdesti alır. Buna göre, normal abdest alırlar fakat bu abdestle sadece tek vakit namaz kılabilirler. Engelli abdesti alan Müslüman'ın, tam abdest alan Müslüman'a cemaatle kılınan namazlarda imamlık yapması uygun görülmemiştir.[6][7]
Abdest nasıl alınır
- Eller bileklere kadar Üç kere oğuşturularak yıkanır.
- Sağ elle, ilkin ağza sonra buruna olmak üzere, üçer kere su alınır.
- Yüz, üç kere yıkanır.
- Dirseği biraz aşacak şekilde önce sağ kol sonra sol kol üçer kere yıkanır.
- Sağ elin içi ıslatılıp alından enseye doğru sıvazlanarak baş mesh edilir.
- Islak elin başparmağıyla, serçeparmağıyla sıvazlanarak kulaklar mesh edilir.
- Islak parmakların tersiyle, ense ortasından yanlara doğru boyun da mesh edilir.
- Topuğu biraz geçmek üzere, sol elle ilkin sağ, sonra sol ayak yıkanır.
Kaynakça
- ^ Türk Dil Kurumu Sözlük, abdest 5 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
- ^ Kubbealtı Lugati
- ^ "Arşivlenmiş kopya" (PDF). 3 Ağustos 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 24 Temmuz 2012.
- ^ İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Dr. Vehbe Zuhayli
- ^ "Arşivlenmiş kopya". 19 Eylül 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Ağustos 2012.
- ^ "Özür hâli ne demektir ve özür sahibi kimse ne zaman abdest alır? : Din İşleri Yüksek Kurulu : Dini Bilgilendirme Platformu". kurul.diyanet.gov.tr. 4 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022.
- ^ "ÖZÜR". TDV İslâm Ansiklopedisi. 5 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ekim 2022.