İçeriğe atla

Abdal

Abdal, Türk tasavvufunun daha radikal formlarında karşılaşılan en üst mânevî mertebenin bir adıdır.

Alevi Türkmen dinsel topluluğunda rastlanmakta, Derviş veya Baba da denmekteydi.

Özellikleri

Bir abdal Allah'tan başka dünyadaki her şeyden vazgeçmiş kişidir. Abdallık mertebesine ermiş kişi hakikatın mutlak ve doğrudan bilgisine erişebilmektedir. Toplumsal bir şahsiyet olarak abdal zayıf, ezilmiş ve baskı altında olanlara yardım elini uzatan, toplum içinde ahlaksızlıklara karşı mücadele veren bir otoritedir. Daha ziyade göçebe Türkmenler arasında yaygın olan abdallar Selçuklu veya Osmanlı yerleşik devlet otoritesi karşısında çevre halkının hoşnutsuzluklarını dile getirmişler ve çeşitli isyan hareketlerinin başlatıcısı olmuşlardır.

Türkiye'de en çok İç Anadolu bölgesinde bulunurlar. Kırşehir, Keskin, Balâ yörelerinde abdallar hayatlarını müziğe adamış şekilde yaşamaktadırlar. Balâ ve Keskin yöresinin kültürel havzası aynıdır. Balâ ve Keskin'de genelde halaylar çekilir. Kırşehirli abdalların misyonu farklıdır. Kırşehir'in oyun havaları meşhurdur. Balâ ve Keskin'li abdallar Hacı Taşan"Toplumun en mümtaz şahsiyeti" olarak kabul ederler. Kırşehirli abdallar ise Neşet Ertaş"Toplumun örnek alınmaya lâyık en gözde kişisi" olarak kabul ederler. Bu iki yörenin de çalgıları farklılık göstermektedir. Geçim kaynakları kendilerine özgü enstrümanları çalıp, söyleyip para kazanmaktır. Müziğe yetenekleriyle ünlüdürler. Müzik kulakları çok gelişmiştir. Nota bilmezler. Balâ ve Keskin'deki abdalların bugün İran topraklarında yer alan Horasan bölgesinden geldikleri söylenmektedir.

Tarihsel Nitelikleri

Abdallar İslam dini ile Türklerin İslam öncesi şamanizmini şahıslarında birleştirmişlerdi. Eskiden Kök Tengri ile mânevî bağlantı kurabilen "Kam" karakteri, İslamlaşmayla beraber yerini "Abdal" kişiye bırakmıştır.

Abdal Akhunlar ile ilişkilendirilen bir isimdir. Eynu halkının alternatif adıdır;

Orhan Köprülü'ye göre Türkiye'nin Abdalları, Akhunlar'ın soyundan gelebilir.[1][2][3][4][5] Albert von Le Coq, Türkiye Abdalları ile Doğu Türkistanlı Eynular arasındaki ilişkiyi bazı ortak kelimelere sahip olmaları ve her ikisinin de kendilerini Abdallar olarak adlandırmaları ve kendi aralarında özel bir dil konuşmaları ile zikretmektedir.[6][7][8] Azerbaycanlılar, Türkmenler (Ata, Chowdur, Ersary, Saryk), Kazaklar, Özbek-Lokaylar, Türkler ve Volga Bulgarları'nın (Savirler) bileşiminde de bazı Abdal unsurlara rastlanmaktadır.[9]

Anadolu'nun 11. yüzyıldan başlayarak Türkmen göçüne maruz kalması abdalları ve babaları da buraya getirmiştir. Sarı Saltuk gibi bazı abdallar Osmanlılardan önce Balkanlara geçerek dinsel etkinliklerde bulunmuşlardır. Baba İshak'ın 1239/1240'ta Adıyaman bölgesinde başlattığı Babaî İsyanı Anadolu Selçuklu Devleti'nin zayıflamasına ve 1243'te Moğol saldırısına karşı koyamamasına yol açmıştır.

Söğüt-Bilecik bölgesinde ortaya çıkan Osmanlı Beyliği'nde abdallar (Edebali, Geyikli Baba) Osmanlı Beylerine (Osman Gazi, Orhan Gazi) yakın duran kişilerdi. Osmanlı erken döneminde abdallar gerek Batı Anadolu, gerekse Balkanlardaki Hristiyan nüfusun İslamlaşmasında etkili olmuşlardır. Bunda, İslamın değişmez ve şartlarını empoze eden kitabî yaklaşım yerine yerel geleneklerle uyuşmaya yatkınlık, yani yerel geleneklerle İslam geleneklerini uyum içine sokan tutumun payı belirleyiciydi.

15. yüzyılda abdallar giderek Osmanlı Devleti'nin merkezîleşme ve bürokratik bir imparatorluğa dönüşme sürecinin dışında kalmışlar ve Sünnî İslam'ın Edirne ve 1453'ten itibaren İstanbul'da yerleşmesi sonucunda düzendışı bir niteliğe bürünmüşlerdir. İran'da Safevî Devleti'nin kurulması ve Kızılbaş etkinliğinin Anadolu'da yayılması ile birlikte Abdallar 17. yüzyılda Şamlu kabilesi'nin arasında Kızılbaş hareketiyle bütünleşmiştir.[10][11]

Kültürel Nitelikleri

Halk sufiliğinde, abdalların istedikleri zaman istedikleri mekânda olabileceklerine inanılır. Yani inanışa göre; zaman ve mekân sınırlarını aşabilme gücüne sahip olduklarına inanılır. "Onlar, bazı müstesna varlıklar dışında kimseye görünmezler." İnanışa göre gizli güçleri olan ve büyü gücüne sahip olan abdallar, bol yağmur yağması, bereketin artması ve belalardan korunmak için Allah'tan ne dilerse kabul edilir.

Abdal hakkındaki görüşler, Türk halk inanışlarında da kendine yer edinmiştir. Örneğin, Dağıstan'da yaşayan Türk topluluklarından bir kısmında yaygın olan inanışa göre, eğer dokuz aylık bebek, anne rahminde ölmüşse, bunu Abdal götürmüş demektir. Söylenenlere göre uzun ak sakallı olan Abdal, dağlarda yaşar, dağ keçileri arasında dolaşıp onları korur. Kimselere görünmez. Avcılar onun adına dua edip kurban verirlerse avları uğurlu olur. Eğer bunu yapmazlarsa ne kadar usta avcı olurlarsa olsunlar o avdan eli boş dönecekleri kesindir.

Abdal, insanların yalvarışlarını dinler. Onlara acır, ancak verdiği nasihatlerin de dinlenmesini ister. Bazı mitolojik metinlerde Abdal'ın ölmüş dağ keçisini dirilttiği ve yeniden hayat verdiği bile anlatılmıştır.

Bugünkü Saka Türkçesinde, erkek Şamanlara lakap olarak “Abıdal” şeklinde bir sözcük vardır. Bu sözcüğün "Abdal" sözcüğüne benzerliği dikkat çekicidir. Azerbaycan’da bir zamanlar aşıklar yetiştirmekte ünlü olmuş, Abdal adında bir şehir bile vardır. Ayrıca "Abdal" sözü, tarihte “Ağ Hun” adıyla bilinen Eftalitler'in adıyla da bağlantıdır.

Aleviler'da Abdallık kültürünün varlığı, Hazar Denizi’nin güney kıyısında yaşayan Türkmen boylarında Abdal adını taşıyan insanlara rastlanabilmesi, Abdalların gizli dillerinin olması, Anadolu’daki Abdalların, daha çok göçebe hayatı sürerek, çalgıcı, türkücü ve masalcı olmaları, Köroğlu masallarını söylemekte meşhur olmaları, kendilerine Alevi diyen bu insanların Ehl-i Beyt’in kulları olduklarını söylemeleri, Muharrem ayında Kerbela şehitlerine yas tutmaları, (Anadolu Abdallarına, en çok Alevilerin sıklıkla yaşadığı yerlerde rastlanır) ve bunlar gibi birçok örnek, gerçekten bu sözcüğün çok eski tarihi kökleri olduğunu gösteriyor.

Değişik kaynaklardan edinilen bilgiye göre bu sözcük, İran’da 11. ve 14. yüzyıllarda kaleme alınmış edebi metinlerde Derviş, 15. yüzyıla ait metinlerde ise “Divane” anlamında kullanılmıştır. Kimi zaman onlardan bahsedildiğinde de “ışık” sözcüğü kullanılmıştır. Daha sonraları Bektaşiliğin onu içine aldığı, bir kısmını değiştirdiği ve hatta erittiği yönünde görüşler de vardır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Köşker, Nilüfer. "Abdals in Cultural Geography of Anatolia". 9 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023. 
  2. ^ "Akhunlar, Ak Hun İmparatorluğu Eftalitler Özellikleri Diğer Adı". www.edebiyatfakultesi.com. 8 Temmuz 2021. 30 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023. 
  3. ^ Vincenz, André de (June 1992). "Словарь ∂ревнерусского языка (XI – XIV вв.)". Russian Linguistics. 16 (2-3). ss. 281-288. doi:10.1007/bf02527949. ISSN 0304-3487. 
  4. ^ Шмокало, И. З.; Бозолыбов, А. Н. (May 1965). "История математики". Ukrainian Mathematical Journal. 17 (3). ss. 142-143. doi:10.1007/bf02527373. ISSN 0041-5995. 
  5. ^ Bosworth, C. Edmund (15 Mayıs 2017). The Turks in the Early Islamic World (İngilizce). Routledge. ISBN 978-1-351-88087-9. 
  6. ^ Frank, Allen J. (1995). Turkmen Reader (İngilizce). Dunwoody Press. ISBN 978-1-881265-41-2. 16 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2023. 
  7. ^ Current topics in social sciences. Recep Efe, Hülya Yaldır, St. Kliment Ohridski University. Sofia, Bulgaria: St. Kliment Ohridski University Press. 2016. ISBN 978-954-07-4135-2. OCLC 1013456944. 
  8. ^ "Aydogdy Kurbanov, The Archaeology and History of the Hephthalites. (Universitätsforschung zur prähistorischen Archäologie, Bd. 230.) Bonn, Habelt 2013". Historische Zeitschrift. 301 (1): 168-169. 10 Ağustos 2015. doi:10.1515/hzhz-2015-0295. ISSN 2196-680X. 
  9. ^ Kurbanov, Aydogdy (2020). "UNDERSTANDING LATE ANTIQUE DEHISTAN". ANCIENT AND MEDIEVAL CULTURES OF CENTRAL ASIA (THE FORMATION, DEVELOPMENT AND INTERACTION OF URBANIZED AND CATTLE-BREEDING SOCIETIES). Institute for the History of Material Culture of the Russian Academy of Sciences. doi:10.31600/978-5-907298-09-5-238-239. 
  10. ^ "ABDAL". TDV İslâm Ansiklopedisi. 30 Mart 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Mart 2024. 
  11. ^ Karakaya-Stump, Ayfer (2020). The Kizilbash-Alevis in Ottoman Anatolia: Sufism, politics and community. Edinburgh studies on the Ottoman Empire. Edinburgh: Edinburgh University Press. ISBN 978-1-4744-3268-9. 
  • Ahmet T. Karamustafa : God's unruly friends: Dervish groups in the Islamic later middle period, 1200-1550 (Salt Lake City: University of Utah Press, 1994)
  • Ahmet Yaşar Ocak : La révolte de Baba Resul, ou, la formation de l'hétérodoxie musulmane en Anatolie au XIIIe siècle (Ankara: Türk Tarih Kurumu, 1989).
  • Marjinal Bir Grup Olarak Abdallar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Pîr Sultan Abdal</span> Türk halk şairi, ozan

Pîr Sultan Abdal, 16. yüzyılda Anadolu'da yaşadığı varsayılan Alevi-Bektaşi Türk/Türkmen âşık, sözlü Türkçe ve âşık halk edebiyatının, Alevi inancının en önemli temsilcilerinden Yedi Ulu Ozan'dan biri, zakir ve dede.

<span class="mw-page-title-main">Bektaşîlik</span> Sufi/tasavvufî tarikat

Bektâşîlik, adını 13. yüzyıl Anadolu'sunun İslâmlaştırılması sürecinde etkin faaliyet gösteren ve Hoca Ahmed Yesevî'nin öğretilerinin Anadolu'daki uygulayıcısı konumunda olan Hacı Bektaş-ı Veli'den alan, daha sonra ise 14. ilâ 15. yüzyıllarda Azerbaycan ve Anadolu'da yaygınlaşan Hurûfilik akımının etkisiyle ibahilik, teslis (üçleme), tenasüh ve hulul anlayışlarının da bünyesine katılmasıyla 16. yüzyılın başlarında Balım Sultan tarafından kurumsallaştırılan, On İki İmam esasına yönelik sufi/tasavvufî tarikat.

Misyonerlik, dar anlamıyla herhangi bir dini öğretiyi yabancı ülkelerde yaymakla yükümlü din görevlilerini tanımlamada kullanılır. Daha geniş anlamıyla ise başkalarını belirli bir öğretiye, özellikle dini bir öğretiye ikna etmeye çalışan, onları bu öğretiye çekme amacını üstlenen kişileri tanımlamada kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Keskin</span> Kırıkkalenin ilçesi

Keskin, Kırıkkale ilinin bir ilçesidir. Daha önce Ankara iline bağlı olan Keskin, Makine ve Kimya Endüstrisi Fabrikaları ve Tüpraş Rafinerisi ile gelişerek Türkiye'nin önemli sanayi şehirlerinden olan Kırıkkale iline bağlanmıştır. Keskin şu anda merkez de dâhil olmak üzere tüm ilçelerden yüz ölçümü bakımından büyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Ak Hun İmparatorluğu</span> 5.-8. yüzyıllarda var olmuş bir imparatorluk

Ak Hun İmparatorluğu, dördüncü yüzyılın başlarında Isığ Gölü çevresinde Avarlar'a bağlı yaşarlarken bu yüzyılın ikinci yarısında Maveraünnehir'e ve Toharistan'a yayılmış Türk devleti. Hükümdarlık 5. yüzyılda Heftal denilen aileye geçtiğinden Eftalitler olarak da bilinirler.

<span class="mw-page-title-main">Çepniler</span> Türkiye ve Türkmenistanda yaşayan bir Oğuz boyu

Çepniler veya Çepni boyu, yoğunlukla Doğu Karadeniz ve Türkmenistan'ın batı bölgelerinde yaşayan, Oğuz boylarından Üçoklara mensup olan yerleşik Türk halkıdır.

<span class="mw-page-title-main">Balâ</span> Ankaranın ilçesi

Balâ, Ankara ilinin ilçesidir. İlin güneydoğusunda olup Ankara şehir merkezine 70 km mesafededir. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk'ün Balâ milletvekili olmasından dolayı, Türk siyasetinde önemli bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Keskin, Tepebaşı</span>

Keskin, Eskişehir ilinin Tepebaşı ilçesine bağlı, Haydariyye ve Vefâîyye'ye ulaşan ve genellikle yukarıda işaret edildiği gibi Baba İlyas'ın halife ve müritlerinden oluşan bir grup olup, önceleri “Babâîler”'daha sonra da “Baba”, “Abdal” ve “Horasan Erenleri” adıyla meşhur olmuş Orta Asya'dan Türkistan'dan, Taptuk Emre ile birlikte, Şeyh Edebali ile gelen talebeleri tarafından kurulmuş bir mahalledir. 523 tarihli vakıf defteri parçasından anlaşıldığına göre zaviye Halil Veledi Beştaş tarafından babası adına kurulmuştur. Beştaş Baba'nın da Baba İlyas müritlerinden biri olduğu ihtimali güçlüdür.

Yesevîlik, adını Nakşibend’îyye tarikâtı şeyhi Yusuf Hemedanî'nin müritlerinden Hoca Ahmed Yesevî'den alan, İslâm'da kadın-erkek denkliğini yaşatan, Anadolu Alevîliği üzerinde bir hayli tesirleri olan, Bektâşî Tarikâtı'nın da beslendiği tasavvufî yol ve Türk tarikatı.

<span class="mw-page-title-main">Eynuca</span> Çinin batısında konuşulan Türk dili

Eynuca göçmen bir Türk halkı olan Eynular tarafından konuşulur. Bu halk batı Çin'de yaşar. Karışık bir dildir. Bir Türk dili olduğunun ispatı olarak grameri Türkçedir; ancak kelime haznesi çoğunlukla Farsça sözcüklerden oluşur. 6.570 konuşanı olduğu bilinmektedir. Bu dilin Aynuca ile uzaktan yakından alakası yoktur.

Kızılbaş, eski dinî inanış ve kültürleri ile İslamiyeti kendilerine has bir şekilde birleştirip Şiilik'ten etkilenen Safevi Tarikatı müridleri için kullanılan terim.

Dede, Alevilikte Ehl-i Beyt soyundan geldiğine inanılan şerif ve seyyidlere, içtimai ve dinî liderlere, yani önderlere verilen addır.

Işıkçılık / Işık Alevîliği son dönemlerde Alevîler arasında yaygınlaşan, Alevî inanç ve tarihini alternatif bir şekilde algılayan bir hareketi imâ etmek amacıyla kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kürtleştirme</span> Kürt kültürünün veya dilinin benimsenmesi

Kürtleştirme veya Kürtleşme, Kürt olmayan bir kişi veya topluluğa Kürt kimliği kazandırma. Saddam Hüseyin döneminde yürütülen Araplaştırmaya karşı ortaya çıkmıştır.

Hacı Taşan, Türkmen Abdal halk ozanı, Türk halk müziği sanatçısı. Abdal müziğinin en önemli isimlerinden birisidir.

Eren, Anadolu halk geleneğinde üstad veya üstadın üstadı anlamında kullanılırken dini çevrede ise Evliya anlamında kullanılmaktadır. İren veya Yiren de denir. Ermiş olarak da adlandırılır. Kendini doğanın ve evrenin işleyişine ve yoluna bırakmış, doğrudan yalnızca bunlardan öğrenmeyi yol edinmiş kişilerdir. Öte yandan dini olarak da Tanrıya ve onun yoluna adamış kişi olarak görülür.

Abdal Musa (Abdal Musa Sultan da denir) 14. yüzyılda yaşamış olan Türk ereni. Ahmed Yesevi dervişlerinden Alevî Türkmen şeyhi olan Pîr-i Horasan Hacı Bektaşi Veli'nin Alevî-Bektaşî Tarikatının mensubudur.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Türkmenleri</span> Anadoluda yaşamını sürdüren çoğunlukla Oğuz kökenli Türk halkları

Türkiye Türkmenleri ya da Anadolu Türkmenleri, Anadolu Oğuzları veya kısa söylenişiyle Türkmenler, Selçuklular döneminde Anadolu ve çevresinde Türkmeneli denen bölgelerde yerleşmeye başlayan, dilleri Türkiye Türkçesine bağlı Anadolu ağızları içinde ele alınan ve Türkiye Türklerini oluşturan Oğuz oymakları Müslüman olup, Hanefi Sünni ve Anadolu Aleviliği olarak görülür. Anadolu’nun Türkleşmesi sürecinde etkili olmuşlardır. Türkmen (تركمنلر) ve Yörük (يوروك) kelimeleri tarihî belgelerde eş anlamlı olarak da kullanılmıştır. Osmanlı arşiv belgelerinde, yerleşim durumuna ve şekline bağlı olarak köylü «Türk» olarak adlandırılırken, göçer veya yarı-göçer topluluklar «Türkmen» ya da «Yörük» tabiriyle anılmışlardır. Aşiretler, yerleşik veya konar-göçer olma durumlarına ve bulundukları bölgelere göre «Türkmen» ya da «Yörük» adını almışlardır. Kimilerine göre Kızılırmak'ın doğusundakilere Türkmen batısındakilere ise Yörük denir. Maraş ve çevresinde yaşayan Dulkadirli Türkmenleri için Osmanlı kaynaklarında hem Türkmen hem de Yörük tabiri birlikte kullanılmıştır. Etnik olarak akraba oldukları Türkmenistan Türkmenleri ile aynı adı taşıdıkları gibi kimi uruğ/oymak adları da ortaktır.

Geyikli Baba veya Babasultan, Osmanlı Sultanı Orhan Gazi döneminde Anadolu'da faaliyet göstermiş Vefâi tarikatına mensup Türkmen ereni.

Eynular Çin'in batı kesiminde yer alan Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nde yaşayan bir toplum. Nüfusları 30.000 kişidir. Çoğunlukla Taklamakan Çölü dolaylarında yaşarlar.