Cengiz Han,, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk Kağanı olan Moğol komutan ve hükümdardır. Hükümdarlığı döneminde gerçekleştirdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen Cengiz Han, dünya tarihinin en büyük askerî liderlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 13. yüzyılın başında Orta Asya'daki tüm göçebe bozkır kavimlerini birleştirip, bir ulus hâline getirerek Moğol siyasi kimliği çatısı altında toplamıştır. Cengiz Han, hükümdarlığı döneminde 1206-1227 arasında, Kuzey Çin'deki Batı Xia ve Jin Hanedanı; Türkistan'daki Kara Hıtay, Maveraünnehir; Harezm, Horasan ve İran'daki Harezmşahlar, Kafkasya'daki Gürcüler, Deşt-i Kıpçak'taki Rus Knezlikleri, Kıpçaklar ile İdil Bulgarları üzerine seferler yaptı. Bunların sonucunda Pasifik Okyanusu'ndan Hazar Denizi'ne ve Karadeniz'in kuzeyine kadar uzanan bir imparatorluk kurdu.
I. Dünya Savaşı, 28 Temmuz 1914 tarihinde başlayıp 11 Kasım 1918 tarihinde sona eren Avrupa merkezli küresel bir savaştır. II. Dünya Savaşı'na (1939-1945) kadar Dünya Savaşı veya Büyük Savaş olarak adlandırılmıştır. Savaşın taraflarından biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nda "Genel Savaş" anlamında Harb-i Umumi, halk arasında ise Seferberlik olarak adlandırılmıştır. 1917'de Amerika Birleşik Devletleri'nin savaşa katılmasına kadar bu savaş ABD basınında Avrupa Savaşı olarak anılmıştır. Savaşan taraflar, çoğunlukla Avrupa, Kafkasya, Amerika, Orta Doğu ve Afrika ile Asya'nın bazı bölgelerinde çatıştılar.
Timur sonrasında Timur Küregen, Timurlu İmparatorluğu'nun kurucusu olan Türk veya Türk-Moğol asker ve komutan. 1370'ten itibaren düzenlediği seferlerle günümüzdeki Orta Asya, Rusya, İran, Hindistan, Afganistan, Kafkasya, Ortadoğu ve Anadolu'nun büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Çağatay ulusunu oluşturan boylardan Barlaslar'ın önderi olan Turagay ile Tekina Hatun'un çocuğu olarak 1336'da Semerkant yakınlarındaki Şehr-i-Sebz'e bağlı Hoca Ilgar köyünde dünyaya gelen Timur, 1370'te Çağatay Hanlığı'nın batısını denetim altına alan askeri bir lider olarak kendini göstermiştir.
Hokand Hanlığı,, bugünkü Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan ve Doğu Türkistan'ı da kapsayan bölgede 1709 ile 1876 yılları arasında hüküm sürmüş Mangıt-Ming Hanedanlığı. Buhara Hanlığı ve Hive Hanlığı ile birlikte Buhara Hanlıkları olarak anılmıştır. Başkenti Hokand olan hanlığın yönetimi içerisinde Tacikler, Özbekler, Kırgızlar, Kazaklar, Farslar, Kıpçaklar, Soğdlar, Uygurlar bulunmaktaydı. Yönettiği şehirler arasında; Hokand, Taşkent, Buhara, Semerkand, Margilan, Namangan, Fergana, Andican, Türkistan, Çimkent, Taraz(Talas), Bişkek, Oş, Zaferabad, İsfara, Aksu, Kaşgar, Hoten vb şehirler bulunmaktaydı.,
Kubilay Han Moğol İmparatorluğunun kağanı, aynı zamanda Çin'deki Yuan Hanedanlığı'nın kurucusu ve ilk imparatorudur. Tuluy ve Sorghaghtani Beki'nin ikinci oğlu; Cengiz Han'ın torunudur. Moğol hanı Möngke'nin kardeşi; İran'daki Moğol İlhanlılar devletinin kurucusu Hülâgû'nün ağabeyidir.
Manas Destanı, Kırgızların millî destanıdır. Mani dinini yaşayan Karahitaylar ile Müslüman Karahanlılar arasındaki mücadelede Kırgızların durumunu ve Manas adlı kişinin başından geçenleri anlatan destandır.
Çing Hanedanı, 1644-1911 yılları arasında Çin'de hüküm sürmüş hanedandır. Kurucusu, Çin'in kuzeydoğusunda yaşayan Mançuların Aisin Gioro klanıdır; bu nedenle Mançu Hanedanı olarak da adlandırılır. Çin'in son imparatorluk hanedanıdır.
I. Baybars ya da tam künyesiyle el-Melikü'z-Zâhir Rüknüddîn Baybars el-Bundukdârî, Mısır ve Suriye'de hüküm sürmüş Kıpçak asıllı Memlûk Devleti sultanıdır. Baybars, muhtemelen 15 yaşında köle olarak satın alınıp bir memlûk olarak yetiştirilmiş, yeteneği sayesinde hızla terfi ederek emirliğe kadar yükselmiştir. Mansure Muharebesi ve Ayn Calut Muharebesi'ni başarılı sevk ve idaresiyle bu muharebelerin kazanılmasında başrol oynamış ve ün kazanmıştır. Mısır Eyyûbî sultanı Turanşah'ı bir suikastla öldürmesinden sonra Kutuz sultan olmuş, Baybars çeşitli nedenlerle onu da öldürerek Memluk Sultanlığı hükümdarı olmuştur. Devletin gerçek anlamda kurucusu olarak kabul edilir. Pek çok Haçlı kalesini ve kentini ele geçirmiş, Levant'daki Haçlı varlığını birkaç sahil kentine kadar daraltmış, İlhanlılar'ın Kuzey Suriye'deki varlığına son vermiştir. Anadolu Selçuklu Devleti'ni İlhanlı işgalinden kurtarmak için Anadolu'ya bir sefer düzenlemiş olmasına rağmen Anadolu Selçuklu yöneticilerinden vadedilen desteği göremeyince ülkesine geri dönmüştür.
Kırım Hanlığı veya Taht-i Kırım ve Deşt-i Kıpçak, 1441-1783 yılları arasında Kırım'da hüküm sürmüş Kırım Tatar devletiydi. Altın Orda Devleti'nin yerini alan dört Hanlıkların en uzun süre hüküm süreni idi. Bazı kaynaklarda 1475'ten 1774 yılında Küçük Kaynarca Antlaşması'nın imzalanışına kadar Osmanlı İmparatorluğu'na bağlı kaldığı belirtilmektedir.
Kazan Hanlığı, Altın Orda'nın çöküşünden sonra, Cengiz Han'ın oğlu Cuci'nin ulusuna bağlı Toka Temür sülalesinden Uluğ Muhammed Han tarafından bugünkü Rusya topraklarında kurulmuş olan Türk devletidir. Farklı zamanlarda yaklaşık 750.000 km² alana hakim olmuştur. Ağırlık merkezi bugünkü Tataristan, Başkırdistan, Çuvaş, Mari El (Çirmişistan), Mordovya ve Udmurt (Aristan) Cumhuriyetlerinin toprakları idi.
Bu madde Kazak Hanlığı adlı Türk devleti hakkındadır. Dizi için "Kazak Hanlığı (dizi)" maddesine bakınız.
Nadir Şah Afşar, Afşar İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk hükümdarı olan Türkmen şahtır. İran tarihinin en güçlü hükümdarlarından biri kabul edilip, 1736'dan 1747'deki suikastına kadar Afşar İmparatoru ve İran şahı olarak hüküm sürmüştür. Batı Asya, Güney Kafkasya, Orta Asya ve Güney Asya'da birçok seferde savaşmıştır. Askeri dehası nedeniyle, bazı tarihçiler onu İran'ın Napolyonu veya İkinci İskender olarak tanımlamıştır.
Kalmukya veya Kalmıkya, Rusya'ya bağlı bir cumhuriyettir. En dikkat çeken özelliği Avrupa sınırları içinde Budizm'in en yaygın din olduğu tek bölge olmasıdır.
Kazakistan tarihi günümüzdeki Kazakistan'ın sınırları içinde kalan bölgelerin tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar süregelen tarihidir.
Yarkand Hanlığı de denilen Doğu Türkistan'da 1514 ile 1680 yılları arasında Altışehir (Altıshahr) olarak bilinen Hotan, Yarkent, Yengihisar, Kaşgar, Aksu ve Uçturfan gibi şehirleri içine alan bölgede egemenlik sürmüş bir hanlıktır.
Gence Hanlığı, Azerbaycan'ın Gence yöresinde hüküm sürmüş olan hanlıktır. Afşar hükümdarı Nadir Şah, 1735'te, Gence'yi ele geçirdi. Nâdir Şah'ın öldürülmesinden sonra, Gence de diğer Azerbaycan hanlıkları gibi Afşar devletinin egemenliğinden çıkarak 1747'de bağımsızlığını ilan etti.
Kalmuklar veya Kalmıklar, Batı Moğol halkı Oyratlar'ın 17. yüzyılda Cungarya'dan Hazar Denizi'nin batısına göç etmiş olan koludur. Bugün çoğunlukla Rusya'nın Kalmukya Cumhuriyeti'nde yaşamaktadırlar. ABD, Fransa, Almanya, İsviçre ve Çekya'da azınlık olarak bulunurlar. Sovyet yazar Marietta Şaginyan Ekim Devrimi'nin lideri ve Sovyetler Birliği'nin kurucusu Lenin'in babaannesi Anna Smirnov'un Kalmuk soyundan geldiğini belirtmiştir.
Cüz üç ana Kazak topluluklarının, Kıpçak Obası'nda kontrol ettikleri alanlara denir. Bu alanların büyük kısmı bugünkü Kazakistan sınırlarını kapsar.
- Büyük Cüz ya Uysun ordası, Güney ve Güneydoğu Kazakistan, Kuzeybatı Çin (Sincan) ve Özbekistan'ın bazı bölümlerini kapsar.
- Orta Cüz veya Argın ordası, Orta ve Doğu Kazakistan'ı kapsayan 6 kabileden oluşur.
- Küçük Cüz (Kazakça: Кіші жүз / Kişi jüz / كٸشٸ جٷز)) veya Alşın ordası, Batı Kazakistan'ı kapsayan 3 kabileden oluşur.
Çin tarihi, yazılı kaynaklara göre 3500 yıldan fazla geriye uzanmakta olup yazılı Çin tarihi ise MÖ 1500'lerde Shang Hanedanı döneminden başlamaktadır. Çin binlerce yıllık tarihi ile dünyanın en eski medeniyetlerinden biri ve uygarlığın beşiği olarak kabul edilmektedir. Çin uzun tarihi boyunca değişimli olarak birleşik bir devlet olarak veya birçok devlet halinde parçalanmış olarak varlığını sürdürmüştür.
Müsâmeretnâme, Emin Nihat Bey tarafından yazılmış ve Türk hikâyeciliğinin ilk örneklerinden biri olarak kabul edilen eserdir. 1871-1875 yılları arasında yayımlanan ve toplamda yedi hikâyeden oluşan eser, kış gecelerinde bir araya gelen dostların iyi vakit geçirmek ve eğlenmek üzere gençliklerinde başlarından geçenlerle ilgili anlatımlarına dayanmaktadır. Müsâmeretnâme hakkında ilk değerlendirmeleri Ahmet Hamdi Tanpınar XIX. Asır Türk Edebiyatı Tarihi adlı çalışmasında yapmıştır. Mustafa Uzun eseri sadeleştirerek Gece Hikâyeleri: Müsâmeretnâme adıyla günümüz Türkçesine çevirmiştir; bugüne kadar yeni harflere birden fazla aktarımı yapılmıştır. Çerçeve anlatının kullanıldığı Müsâmeretnâme'de Decameron ile Binbir Gece Masalları'ndan izler mevcuttur.