İçeriğe atla

Aarskog-Scott sendromu

Aarskog–Scott sendromu / Aarskog sendromu
Diğer adlarFaciodigitogenital sendrom (FGDY), fasiyogenital displazi, Aarskog hastalığı, Scott Aarskog sendromu[1]
UzmanlıkMedikal genetik Bunu Vikiveri'de düzenleyin
BelirtilerGeniş eller ve ayaklar, geniş aralıklı gözler, düşük yerleşimli kulaklar, sarkık alt dudak[1]
NedenleriGenetik (X'e bağlı resesif)[1]
Ölüm2018: iki ölüm, bir hasta 66 yaşında, diğeri 62 yaşında (ayrıca Non-Hodgkin lenfoma teşhisi konmuş). 2019: bir ölüm, 54 yaşında. Hepsi aynı aileden erkekler.

Aarskog-Scott sendromu (Aarskog sendromu; faciogenital dysplasia, AAS), X'e bağlı kalıtılan (XLR), nadir görülen bir hastalıktır ve kısa boy, yüz anomalileri, iskelet ve genital anomaliler ile karakterize edilir.[2] Bu sendrom çoğunlukla erkeklerde görülmekle birlikte,[3][4][5] kadınlarda da sendromun hafif belirtileri bulunabilir.[6][7]

Hipodonti ve Maloklüzyon: Eksik dişler ve dişlerin kapanış düzleminde çene gelişimi yetersizliğine bağlı bozukluk

Belirtiler ve semptomlar

Aarskog–Scott sendromlu bireyler genellikle geniş aralıklı gözler (hipertelorizm), küçük burun, burun ile ağız arasında uzun alan (filtrum) ve alın saç çizgisi (İng. Widow's peak) gibi belirgin yüz özelliklerine sahiptir. Çocukluk döneminde hafif ila orta derecede kısa boy görülmekle birlikte, ergenlik döneminde büyüme genellikle akranlarına yetişir. Bu sendromda yaygın olan el anomalileri kısa parmaklar (brakidaktili), eğri serçe parmaklar (beşinci parmak klinodaktili), bazı parmaklar arasında deri birleşmesi (kutanöz sindaktili) ve avuç içinde tek bir çizgi bulunmasıdır. Aarskog–Scott sendromlu bireylerde ayrıca kalp defektleri ve üst dudakta yarık (yarık dudak) ve/veya damakta açıklık (yarık damak) gibi diğer anomaliler de mevcuttur.[6]

Aarskog–Scott sendromlu erkeklerin çoğunda skrotumun penisi sarması ve aşağıda asılı olmaması durumu olan şal skrotum bulunur. Daha nadir olarak, inmemiş testisler (kriptorşidizm) veya göbek çevresinde yumuşak bir çıkıntı (umbilikal herni) veya alt karında bir çıkıntı (inguinal herni) görülebilir.[6]

Aarskog–Scott sendromlu bireylerin zihinsel gelişimi geniş bir yelpazede değişiklik gösterebilir. Bazılarında hafif öğrenme ve davranış problemleri olabilirken, bazılarında normal zeka görülür. Nadir durumlarda, ciddi zihinsel engellilik bildirilmiştir.[6]

Genetik

X'e bağlı resesif kalıtım.

FGD1 genindeki mutasyonlar, Aarskog-Scott sendromunun bilinen tek genetik sebebidir. FGD1 geni, Cdc42 adlı başka bir proteini aktive eden bir proteinin üretim talimatlarını sağlar. Cdc42, doğum öncesi ve sonrası gelişimin çeşitli yönleri için önemli sinyalleri iletir.[6]

FGD1 genindeki mutasyonlar, anormal işlev gören bir proteinin üretilmesine neden olur. Bu mutasyonlar, Cdc42 sinyal iletimini bozarak Aarskog-Scott sendromlu bireylerde çeşitli anormalliklere yol açar.[6]

Bu bozukluğa sahip bireylerin yalnızca yaklaşık yüzde 20'sinde FGD1 geninde tanımlanabilir mutasyonlar bulunmaktadır. Diğer etkilenen bireylerde Aarskog-Scott sendromunun nedeni bilinmemektedir.[6]

Patofizyoloji

Aarskog–Scott sendromu, FGD1 genindeki mutasyon sonucunda ortaya çıkar. FGD1, özellikle Cdc42'yi aktive eden bir guanin nükleotid değişim faktörü (GEF) kodlar. Cdc42, p21 GTPaz'larının Rho GTPaz ailesi üyesidir. FGD1 proteini, Cdc42'yi aktive ederek fibroblastların, hücresel sinyal iletimi, adezyon ve göç ile ilgili sitoskeletal elemanlar olan filopodiaları oluşturmasını teşvik eder. Ayrıca FGD1 proteini, Cdc42 aracılığıyla, hücre büyümesini, apoptozu ve hücresel farklılaşmayı düzenleyen c-Jun N-terminal kinaz (JNK) sinyal yolunu aktive eder.Şablon:Kaynak needed

Gelişen fare iskeletinde, FGD1 proteini prekartilajinöz mezenkimal kondensasyonlarda, perikondriyum ve periosteumda, proliferatif kondroositlerde ve osteoblastlarda eksprese edilir. Bu bulgular, FGD1 sinyal yolunun, mezenkimal prekondroblastlar, kondrositler ve osteoblastlar dahil olmak üzere çeşitli iskelet hücre tiplerinin biyolojisinde rol oynayabileceğini düşündürmektedir. Fare embriyolarında FGD1 ekspresyonunun mekansal ve zamansal deseninin karakterizasyonu, Aarskog–Scott sendromunun patogenezinin anlaşılmasına önemli ipuçları sağlamıştır.Şablon:Kaynak needed

Aarskog–Scott sendromundaki temel defektin, anormal FGD1/Cdc42 sinyalleşmesi sonucu oluşan anormal embriyonik gelişim ve anormal endokondral ve intramembranöz kemik oluşumu olduğu görülmektedir.Şablon:Kaynak needed

Tanı

FGDY1 genindeki mutasyonlar için genetik testler mevcut olabilir. Bu durumu taşıma potansiyeli olan bireyler veya aileler için genetik danışmanlık önerilir, çünkü bu durum fetal alkol sendromu ile örtüşen özellikler göstermektedir.[7][8]

Tanıya yardımcı olabilecek diğer muayeneler veya testler şunlardır:

  • ayrıntılı aile öyküsü alınması
  • morfolojik özellikleri belgelemek için kapsamlı fizik muayene yapılması
  • FGDY1 genindeki genetik kusur için test yapılması
  • iskelet anormalliklerini belirlemek için röntgen çekilmesi
  • kalp anormalliklerini taramak için ekokardiyogram yapılması
  • kistik gelişim için beyin BT taraması yapılması
  • dişlerin röntgeni çekilmesi
  • inmemiş testisleri belirlemek için karın ultrasonu yapılması[9]

Tedavi

Tüm genetik hastalıklarda olduğu gibi, Aarskog–Scott sendromu da tedavi edilemez. Ancak yaşam kalitesini artırmak için birçok tedavi seçeneği mevcuttur.[9]

Bazı anomalilerin düzeltilmesi amacıyla cerrahi müdahale gerekebilir ve bazı yüz anomalilerinin düzeltilmesi için ortodontik tedavi uygulanabilir. Büyüme hormonu tedavisi, bu hastalıkta görülen kısa boyu tedavi etmek için etkili olmuştur.[10]

Prognoz

Bazı bireylerde hafif zihinsel yavaşlama olabilir, ancak bu duruma sahip çocuklar genellikle iyi sosyal becerilere sahiptir. Bazı erkeklerde fertilite sorunları görülebilir.[7]

Tarihçe

Sendrom, 1970 yılında bu durumu ilk olarak tanımlayan Norveçli pediatrist ve insan genetikçisi Dagfinn Aarskog[11] ve 1971 yılında sendromu bağımsız olarak tanımlayan Amerikalı tıbbi genetikçi Charles I. Scott, Jr.'ın adıyla anılmaktadır.[12]

Kaynakça

  1. ^ a b c "Aarskog syndrome". rarediseases.info.nih.gov (İngilizce). 15 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2018. 
  2. ^ "Aarskog-Scott syndrome". Genetics Home Reference (İngilizce). 15 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Mart 2018. 
  3. ^ Orrico A, Galli L, Faivre L, et al. Aarskog-Scott syndrome: clinical update and report of nine novel mutations of the FGD1 gene. American Journal of Medical Genetics, 152A: 313-318, 2010
  4. ^ Orrico A, Galli L, Buoni S, et al. Attention-deficit/hyperactivity disorder (ADHD) and variable clinical expression of Aarskog-Scott syndrome due to a novel FGD1 gene mutation (R408Q). American Journal of Medical Genetics, 135(1):99-102, 2005
  5. ^ Pilozzi-Edmonds L, Maher TA, Basran RK, et al. Fraternal twins with Aarskog–Scott syndrome due to maternal germline mosaicism. American Journal of Medical Genetics, 155:1987–1990, 2011
  6. ^ a b c d e f g National Institutes of Health, Genetics Home Reference, Genetics Home. "Aarskog-Scott syndrome". Genetics Home Reference (İngilizce). 15 Haziran 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2017.  Bu madde, bu kaynaktan alınan kamu malı olan bir metni içermektedir.
  7. ^ a b c "Aarskog syndrome: MedlinePlus Medical Encyclopedia". medlineplus.gov (İngilizce). 28 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Kasım 2017.  Bu madde, bu kaynaktan alınan kamu malı olan bir metni içermektedir.
  8. ^ "Fetal Alcohol Syndrome: Guidelines for Referral and Diagnosis" (PDF). Centers for Disease Control and Prevention. 2004. 28 Ağustos 2009 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  9. ^ a b "Aarskog Syndrome (AAS)". DoveMed. 2014. 1 Temmuz 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Haziran 2014. 
  10. ^ Darendeliler F.; Larsson P.; Neyzi O. (October–November 2003). "Growth hormone treatment in Aarskog syndrome: analysis of the KIGS (Pharmacia International Growth Database) data". J. Pediatr. Endocrinol. Metab. 16 (8): 1137-42. doi:10.1515/jpem.2003.16.8.1137. PMID 14594174. 
  11. ^ Aarskog D. (1970). "A familial syndrome of short stature associated with facial dysplasia and genital anomalies". J. Pediatr. 77 (5): 856-61. doi:10.1016/S0022-3476(70)80247-5. PMID 5504078. 
  12. ^ Scott CI (1971). "Unusual facies, joint hypermobility, genital anomaly and short stature: a new dysmorphic syndrome". Birth Defects Orig. Artic. Ser. 7 (6): 240-6. PMID 5173168. 
  • Jones, Kenneth Lyons (2005). Smith's Recognizable Patterns of Human Malformation (6. bas.). Philadelphia: WB Saunders. ISBN 978-0-7216-2359-7. 
  • Orrico A.; Galli L.; Cavaliere ML. (2004). "Phenotypic and molecular characterisation of the Aarskog–Scott syndrome: a survey of the clinical variability in light of FGD1 mutation analysis in 46 patients". Eur. J. Hum. Genet. 12 (1): 16-23. doi:10.1038/sj.ejhg.5201081Özgürce erişilebilir. PMID 14560308. 

Dış bağlantılar

Sınıflandırma
Dış kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Down sendromu</span> genetik bozukluk

Down sendromu, trizomi 21 ya da mongolizm; genetik düzensizlik sonucu insanın 21. kromozom çiftinde fazladan bir kromozom bulunması durumu ve bunun sonucu olarak ortaya çıkan genetik bir bozukluktur. Down sendromu, bireyin 1 yaşından daha uzun süre yaşayabildiği tek otozomal trizomidir.

<span class="mw-page-title-main">Turner sendromu</span> Genetik bozukluk

Turner sendromu, kromozom anomalisi sonucu ortaya çıkan ve kız çocuklarını etkileyen bir sendromdur; bir dişide eşey kromozomlarından birinin bulunmaması sonucu ortaya çıkar. Turner sendromluların fenotipi dişi olarak görülür fakat; eşey organları ve eşey hücreleri gelişmez. Kısır bireylerdir.

Sendrom ya da belirgi, birbirleriyle ilişkisiz gibi görünen, ancak bir araya geldiklerinde tek bir olgu olarak kendilerini gösteren bulgular bütünüdür. Sendromlar, kalıtsal olabilir ya da edinsel nedenlerle de oluşabilir. Kalıtsal sendromlar otosomal dominant, otosomal resesif ya da X-kromozomu aracılığıyla aktarılırlar; bir bölümünün nedeni bilinmemektedir. Sendromlar bir hastalık tablosunun gelişmesi içinde bir bulgu olabildiği gibi, bazı hastalıklar bazı sendromların komplikasyonu olarak belirlenirler.

<span class="mw-page-title-main">Kedi gözü sendromu</span>

Kedi gözü sendromu , ebeveynlerden birinde spontan olarak ortaya çıkan kromozom anomalisinin otosomal dominant yolla aktarıldığı izole bir sendromdur. Kromozomları normal olan bireylerin 2 adet 22p olarak bilinen kısa kolu ve 22q olarak adlandırılan 2 adet uzut kolu olan 2 tane kromozom 22'leri vardır. Fakat, kedi gözü sendromuna sahip bireylerde ise kromozom 22'nin kısa kolu ve uzun kolunun bir bölümü vücudun hücrelerinde ikişer adet bulunacaklarına üç ya da dört adet bulunurlar. Fetüslerin çoğu ölü doğar. "Kedi gözü sendromu" adı hasta bireydeki belirgin göz anomalisinden türetilmiş bir isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kedi miyavlaması sendromu</span> nadir bulunan genetik düzensizlik

Kedi miyavlaması sendromu, Kedi çığlığı sendromu veya tıptaki isimleriyle Cri du Chat sendromu ya da Cri-du-Chat sendromu, 5. kromozomun bir parçasının kaybıyla ilişkili nadir bulunan bir genetik düzensizliktir. Sendromun genetik tanımı 45,X(X/Y),-5p olarak gösterilir. Yani kişide 45 kromozomun bulunduğunu fakat 5. kromozomun kısa (petit) kolunun bir kısmının bulunmadığını ifade eder. Bu tip kromozom mutasyonlarında DNA'daki bazın ya da bazların yok olmasına delesyon adı verilir. Delesyondaki büyüklük bebeklerdeki fiziksel, psikomotor ve zihinsel gelişimlerini etkiler.

Rett sendromu, yaygın gelişimsel bozukluklardan birisi olarak sınıflandırılan beyinsel gelişim bozukluğudur. Ancak bunun yanlış bir sınıflandırma olduğunu ve benzer şekilde otistik belirtiler gösteren frajil X sendromu, tüberoz skleroz ya da Down sendromunun yaygın gelişimsel bozukluklar olarak sınıflandırılabileceğini önesüren görüşler bulunmaktadır. Bu sendromun belirtileri kolaylıkla otizm ve Angelman sendromunun belirtileriyle karışır. Klinik belirtiler arasında baş büyüme hızının azalması ve bazen mikrosefali, küçük el ve ayaklar bulunur. Stereotipik ve yineleyici el hareketleri de gözlenir. Bilişsel bozukluk ve gerileme döneminde de sosyalleşme sorunları da belirtiler arasında görülür. Okula girdikleri dönemde sosyalleşme genellikle düzelir. Rett sendromu olan kız çocuklar gastrointestinal bozukluklara yakalanmaya yatkındır ve %80’i nöbet geçirir. Hemen hemen hiç sözel becerileri yoktur ve kadınların %50’si yürüyemez. Skolyoz, büyüme eksikliği ve kabızlık çok yaygındır ve sorunlu olabilir.

Konjenital bozukluk olarak da bilinen doğum kusuru, nedeni ne olursa olsun doğumda mevcut olan anormal bir durumdur. Doğum kusurları fiziksel, zihinsel veya gelişimsel engelliliklerle sonuçlanabilir.

Ektodermal displazi sendromları, ektodermden gelişen doku ve organlardaki malformasyonların ve oluşum kusurlarının saptandığı geniş bir topluluktur. Dişlerle ilgili anomaliler ve malformasyonlar; saç oluşumunda yetersizlikler (seyrek/kırılgan/oluşmama); ter bezlerinin eksikliğine bağlı terleme azlığı/yokluğu (hipohidroz); başkaca çeşitli deri ve tırnak patolojileri ortak bulgular olarak saptanır. Günümüze dek ektodermal displazi bulgularını içeren 200'e yakın sendrom bildirilmiştir; bu kadar çok sayıda fenotip bulunmasının nedeni farklı genlerde oluşan mutasyonlardır. Ektodermal displazili ailelerdeki kalıtım otosomal dominant, otosomal resesif ya da x-kromozomu aracılığıyla resesif olarak aktarılır.

Ağız-Yüz-Parmak sendromu , günümüze dek 16 fenotipi belirlenmiş olan bir sendromlar kümesidir. Bilinen fenotiplere yenileri eklenebilir. Ağız-Yüz-Parmak sendromunun OFD arasında en sık ratlanılanı OFP tip I temel bulguları içerir; sıkça rastlanan öteki fenotiplerde, tip I'e eklenen ya da çıkarılan yan bulgular vardır.

<span class="mw-page-title-main">Joubert sendromu</span>

Joubert sendromu, kalıtsal bir sendromdur; 36 fenotipinden 34'ü otosomal resesif yolla aktarılır, olguların bir bölümü Meckel sendromu ile çakışmaktadır. Joubert sendromunun tüm fenotiplerinde 3 temel bulgu vardır: santral sinir sistemi anomalileri, fizik gelişme geriliği, solunum sorunları. Serebellum (beyincik) vermisi ve beyin sapı hipoplazisi ile beyin radyolojisinde saptanan “azıdişi bulgusu ” santral sinir sistemi anomalilerinin başında gelir. Ataksi ve hipotoni sık görülür. Bazı hastalarda oksipital meningosel ya da meningomyelosel olabilir. Schinzel acrocallosal sendromu, önemli fenotiplerinden biridir.

Mikroftalmi sendromları, 18 fenotipi olan, etkilenen gen türüne göre farklı yollarla -otosomal dominant (AD), otosomal resesif (AR), X-kromozomu dominant (XLD), X-kromozomu resesif (XLR)- aktarılan kalıtsal patolojilerdir. Ortak bulgular yanı sıra farklı sistemlere özgü bulgularla da karşılaşılmaktadır. Ortak bulguların en büyük kümesi gözlerle ilgilidir.

Aşırı büyüme sendromları , çocuklarda, doğum öncesi (prenatal) dönemde ya da doğumdan sonra (postnatal) dönemde ortaya çıkabilen, bebeklerin/çocukların vücutlarının tümünde ya da bir bölümünde ortaya çıkan irileşmeyle karakterize olgulardır; aşırı büyümelerin görüldüğü sendromlarda, kilo ve boy artışı, çeşitli anomaliler ile zeka geriliği ve tümör riskinin varlığı en sık rastlanan bulgulardır.

<span class="mw-page-title-main">Renpenning sendromu</span>

Renpenning sendromu ya da Golabi-Ito-Hall sendromu, X-kromozomu aracılığıyla aktarılan 60'a yakın “mental retardasyon ” sendromlarının fenotiplerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Potter sequence</span>

Potter sequence olgularında belirlenen önemli neden oligohidramnios bulgusudur.

<span class="mw-page-title-main">Vici sendromu</span> Hastalık

Vici sendromu, psikomotor gelişme geriliğinin yanı sıra göz, dolaşım sistemi ve bağışıklık sistemindeki defektlerle karakterize, otosomal resesif yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur.

<span class="mw-page-title-main">Snyder-Robinson sendromu</span>

Snyder-Robinson sendromu, “mental retardasyon sendromu”nun 54 fenotipinden biri olan, X-kromozomu aracılığıyla resesif (XLR) yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. Ayrıca, marfanoid yapı, kas ve iskelet sistemi anomalileri ve çene-yüz bulguları vardır. Marfanoid yapı, Marfan sendromundaki bulguların büyük bölümünün saptandığı, ancak Marfan sendromunudaki genetik altyapının bulunmadığı olgular için kullanılan nitelemedir; uzun kollar ve bacaklar, örümceksi parmaklar (araknodaktili), eklemlerde aşırı gevşeklik ve mitral kapak prolapsusu Marfan sendromunu andıran başlıca bulgulardır.

<span class="mw-page-title-main">Limb-mammary sendromu</span>

Limb-mammary sendromu, ektodermal displazi bulguları, el-ayak anomalileri ve memelerdeki oluşum kusurlarıyla karakterize otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. TP63 geninin mutasyonu sonucu ortaya çıkan sendromlardandır.

Albinizm-siyah saç teli-hücre göç bozukluğu, bir bireyin fiziksel görünümünü ve fizyolojisini etkileyen durumları tanımlayan terim ve kavramların kısaltmasıdır: (1) A – albinizm, (2) B – siyah saç teli, (3) C – bağırsak nörositlerinin hücre göç bozukluğu ve (4) D – sinirsel tip işitme kaybı. Bu sendrom, endotelin B reseptör geni (EDNRB) mutasyonundan kaynaklanır.

<span class="mw-page-title-main">Ablepharon makrostomi sendromu</span>

Ablepharon makrostomi sendromu (AMS), baş ve yüzün yanı sıra kafatası, deri, parmaklar ve genital organları etkileyen anormal fenotipik görünümlerle karakterize edilen son derece nadir bir otozomal dominant genetik bozukluktur. AMS, genellikle anormal ektoderm türevli yapılarla sonuçlanır. En belirgin anormallik, göz kapaklarının az gelişmişliği (mikroblefaron) veya yokluğu (ablepharon) ve geniş, balık benzeri bir ağız (makrostomi) olarak tanımlanır. Son zamanlardaki araştırmacılar ve cerrahlar, yapılan son incelemeler ve histolojik çalışmaların en azından bir miktar göz kapağı dokusu bulunduğunu gösteren tutarlı kanıtlar nedeniyle, hastalığın "Ablepharon" olarak adlandırılmasını sorgulamaktadır. AMS ile doğan bebeklerde ayrıca karın duvarı ve meme başı malformasyonları da görülebilir. AMS'li çocuklar, öğrenme gelişimi, dil zorlukları ve bilişsel engeller gibi sorunlar da yaşayabilirler.

Abruzzo–Erickson sendromu, sağırlık, dışa çıkık kulaklar, kolobom, yarık damak veya damak rugozitesi, radyal sinostoz ve kısa boy ile karakterize son derece nadir görülen bir hastalıktır. İlk olarak 1977 yılında Abruzzo ve Erickson tarafından, iki erkek kardeş, anneleri ve anne amcalarından oluşan bir ailede değişken şekilde ifade edilen bir CHARGE benzeri sendrom olarak tanımlanmıştır. Bu ailenin üyeleri, CHARGE belirtilerinin birçoğunu sergilemiş, ancak koanal atrezi görülmemiş ve erkek kardeşlerde tipik genital gelişim yaşanmıştır. Bu bozukluğun yakın zamanda keşfedilmesi nedeniyle etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir, ancak X-kromozomundaki TBX22 genindeki mutasyonlardan kaynaklandığı düşünülmektedir. Hastalık, X'e bağlı resesif bir şekilde kalıtılır. Şu anda bilinen bir tedavisi yoktur, ancak belirtileri tedavi edilebilir.