
Kalp ya da yürek, pek çok hayvanda bulunan kaslı bir organdır. Bu organ dolaşım sisteminin kan damarları yoluyla kan pompalar. Pompalanan kan besin ve oksijeni vücudun gerekli yerlerine taşırken, karbondioksit gibi metabolik atıkları da akciğerlere taşır. İnsanlarda kalp yaklaşık olarak kapalı bir yumruk boyutundadır ve akciğerler arasında, göğüsün orta bölmesinin içindedir. Temel görevi kanı vücuda pompalamak olan kalp, metabolizma eylemleri sonucunda oluşan artık ürünlerin vücuttan uzaklaştırılması, vücut ısısının düzenlenmesi, asit-baz dengesinin korunması, hormonlar ve enzimlerin vücudun gerekli bölgelerine taşınması gibi görevleri yapar. Kalp, dolaşım sistemi içerisinde motor görevi yapar. Kalp insanda dakikada 60-80 atım arasında değişen bir hızla dakikada 5-35 litre arası, günlük ise 9.000 litre kanı vücuda pompalar. Günde yaklaşık 100 bin, yılda 40 milyon, tüm insan hayatı boyunca yaklaşık 2,5 milyar kere, hiç durmadan yaklaşık 8 bin ton kanı vücuda pompalar. Yetişkin bir kadında ortalama ağırlığı 200-280 gram, yetişkin bir erkekte ise 250-390 gram ağırlığındadır. Her kişinin, kalbinin yaklaşık kendi yumruğu büyüklüğünde olduğu sanılır.

Koroner arter hastalığı, koroner arterlerin duvarlarında oluşan plaklardan ötürü ortaya çıkan bir hastalıktır. Koroner kalp hastalığı veya kısaca CHD olarak da adlandırılır.

Kalp krizi, kalp enfarktüsü ya da akut miyokard enfarktüsü, kan akımının azalması veya durması sonucunda koroner arterlerden birinde meydana gelen enfarktüs ile karakterize edilir. Tipik belirtiler arasında, sıklıkla sol omuz, kol veya çeneye yayılan, göğüs kemiğinin arkasında (retrosternal) göğüs ağrısı veya rahatsızlığı bulunur. Bu ağrı, bazen mide yanması gibi algılanabilir.

Koroner dolaşım, kalp kası'nı (miyokard) besleyen atardamarlardaki ve toplardamarlardaki kan dolaşımı'dır. Koroner arterler kalp kasına oksijenli kan sağlar. Toplardamarlar oksijeni alındıktan sonra kanı boşaltır. Vücudun geri kalanı ve özellikle de beyin, en ufak bir kesinti dışında sürekli olarak oksijenli kana ihtiyaç duyduğundan kalbin sürekli çalışması gereklidir. Dolayısıyla dolaşımı sadece kendi dokuları için değil tüm vücut için, hatta beynin bilinç düzeyi için de an be an büyük önem taşır.

Koroner arter baypas ameliyatı veya gündelik dilde kalp baypas veya baypas ameliyatı, anjinayı ortadan kaldırmak ve koroner arter hastalıktan ölüm riskini azaltmak için yapılan bir cerrahi uygulamadır. Hasta vücudunun başka yerlerinden elde edilen arter veya venler koroner arterlere eklenerek aterosklerotik stenoz etrafından geçilir ve miyokardı besleyen koroner dolaşıma daha çok kan gitmesi sağlanır. Bu ameliyat genelde kalp durdurularak, kalp-akciğer makinasınin kullanıldığı kardiyopulmoner baypas ile yapılır; çalışan bir kalp üzerinde koroner arter baypas ameliyatı yapmak için de yöntemler vardır, bunlar "pompasız" ameliyat olarak adlandırılır.

İskemi (ischemia) yerel kanlanma eksikliğidir.

Tıpta, bir hasta hastalık mikrobunun taşıyıcısıysa ya da hastalıkla ilgili belirtiler göstermiyorsa, hastalık asemptomatik hastalık olarak kabul edilir. Asemptomatik enfeksiyonlara, subklinik enfeksiyonlar da denir.

Willis poligonu veya çemberi, beyin ve çevresindeki dokulara kan sağlayan bir anastomoz. İngiliz hekim Thomas Willis'e (1621-1675) atfen isimlendirilmiştir.
İnfarkt, dolaşım yetmezliğine bağlı yerel iskemik doku nekrozudur; bu olguya infarksiyon (infarction) nitelemsi yapılır. Kısa sürede oluşan güçlü iskemilerin büyük bölümü infarktla sonuçlanır. Çoğu infarktlar arterlerin bir embolus ya da trombusla tıkanmasına bağlı olarak ortaya çıkar. Vena tıkanmaları ve bunlara ilgili infarktlar seyrektir. İnfarktlar genellikle koagülasyon nekrozu, beyindekiler kollikuasyon nekrozu biçimindedir.

Anterior inferior serebellar arter (AICA) beyinciği besleyen 3 atardamardan biridir. Baziller arterin beyin sapı ile pons bileşkesi hizasında her iki taraftan çıkar. Seyri değişiklik göstermekle birlikte beyinciğin üst alt kısmına doğru dallar verir ve burada vertebral arterin dalı olan posterior inferior serebellar arter (PICA) ile anastomoz yapar. İnsanların çoğunda Labirintin arter AICA'nın dalı olsa da baziler arterden de çıkabilir. AICA'nın beslediği alanlar PICA'nın baskınlığına göre değişebilir. Sıklıkla beslediği alanlar beyincik ön-alt kısmı, flokkulus, orta serebellar pedinkül ce ponsun alt-dış kısmını besler.

Anterior serebral arter (ACA) ya da ön beyin atardamarı beynin frontal loblarının ve parietal lobunun ön üst orta kısmının ve her iki lobun dış korkelsinin orta hatta yakın bölümlerini besler. ACA Willis poligonunu oluşturan arterlerden biridir ve önde anterior komünikan arter ile her iki ACA bağlantı halindedir. ACA tıkanıklığına bağlı inme bu alanın beslediği alanlardaki fonklsiyonların kaybına bağlı tipik bulgular verir. Tıkanan ACA'nın karşı tarafında bacakta kuvetsizlik ve bilişsel fonksiyonlarda değişiklikler görünür.

Şah damarı ya da internal karotid arter (İKA), boynun her iki tarafında derinde bulunan, ortak şah damarından köken alan ve beyin ve gözleri besleyen ana damarlardan biridir. ortak şah damarın 3. ve 4. omur seviyesinde dallanmasıyla İKA ve göğüs şah damarından oluşur. Göğüs şah damarı boyun bölgesindeki organları, saçlı deriyi, yüzü, beyin zarlarını besler.

Göğüs ağrısı, göğüste, tipik olarak göğsün ön tarafında ağrı veya rahatsızlıktır. Keskin, künt, baskı, ağırlık veya sıkma olarak tanımlanabilir. İlişkili semptomlar, mide bulantısı, terleme veya nefes darlığı ile birlikte omuz, kol, üst karın veya çenede ağrı olabilir. Kalple ilgili ve kalple ilgili olmayan ağrı olarak ikiye ayrılabilir. Kalbe yetersiz kan akışı nedeniyle oluşan ağrı, anjina pektoris olarak da adlandırılır. Diyabet hastaları veya yaşlılar daha az belirgin semptomlara sahip olabilir.
Stenoz, bir kan damarında veya foramina ve kanallar gibi oluşuma sahip diğer tübüler organda veya yapılarda anormal bir daralmadır. Bazen darlık olarak da adlandırılır.

Miyokardiyal perfüzyon görüntüleme veya tarama, kalp kasının (miyokard) işlevini gösteren bir nükleer tıp prosedürüdür.

Stellate ganglion, bireylerin %80'inde mevcut olan, alt boyun gangliyonu ve birinci torasik gangliyonun birleşmesi ile oluşan sempatik bir gangliyon’dur. Bazen ikinci ve üçüncü torasik gangliyonlar da bu birleşmeye dahil olur.

Kalbin kanlanmasını sağlayan sağ koroner arter (RCA), kalp’teki sağ aort sinüsünde, aort kapağının sağ çıkıntısının üstünden çıkan bir arter’dir. Sağ koroner sulkustan kalbin merkezine doğru ilerler. Sinoatriyal nodal arter, sağ marjinal arter, posterior interventriküler arter, konus arteri ve atriyoventriküler düğüm dalı dahil olmak üzere birçok dal verir. Kalbin sağ tarafına ve interventriküler septumun bazı kısımlarına katkıda bulunur.

Girişimsel kardiyoloji, özellikle yapısal kalp hastalıklarının kateter esaslı tedavisiyle ilgilenen kardiyoloji dalıdır. Andreas Gruentzig, girişimsel radyolog Charles Dotter tarafından anjiyoplastinin geliştirilmesinden sonra girişimsel kardiyolojinin babası olarak kabul edilir.

Anormal subklavyen arter veya aberran subklavyen arter, sağ veya sol subklavyen arterin nadir rastlanan bir anatomik varyantıdır. Bu anormallik, ana atardamar yayının en yaygın konjenital vasküler anomalisidir, ve yaklaşık %1 oranında görülmektedir.

Akut koroner sendrom (AKS), koroner arterlerdeki azalmış kan akışı nedeniyle, kalp kasının bir kısmının düzgün çalışamaması veya ölmesi ile sonuçlanan bir sendromdur. En yaygın belirti, genellikle sol omuza veya çeneye yayılan, merkezi yerleşimli basınç tipi göğüs ağrısıdır ve genellikle bulantı ve terleme ile ilişkilidir. Akut koroner sendromu olan birçok kişi, özellikle kadınlar, yaşlılar ve diyabeti olanlar, göğüs ağrısı dışındaki belirtilerle başvurabilir.