İçeriğe atla

Aşamalar Kuramı

Aşamalar kuramı, Walt Whitman Rostow'un ‘‘İktisadi Büyümenin Aşamaları’' adlı kitabında ileri sürdüğü; toplumların ekonomik büyüme temelli gelişmelerinin, birbirini izleyen beş farklı dönemden oluştuğunu ve her toplumun zorunlu olarak bu aynı tarihsel dönemlerden geçtiğini ya da geçeceğini savunan kuramdır.

Rostow'un Marksist yoruma bir alternatif getirme hedefiyle ortaya koyduğu aşamalar kuramı, iktisadi kalkınmanın aşamalarını genelgeçer bir şekilde tanımlamanın ve bu aşamalar doğrultusunda toplumları sınıflandırmanın mümkün olduğunu ileri sürmektedir. Walt W. Rostow, toplumların ekonomik gelişim evrelerini tanımlamada kullanılan aşamaların, aynı zamanda toplumsal ilerlemenin aşamaları olarak da değerlendirilebileceğini savunmaktadır. Aşamalar kuramı, bir kalkınma modeli olarak kabul edilmenin yanı sıra; ABD'nin soğuk savaş döneminde az gelişmiş ülkelere yönelik, antikomünist hedefler doğrultusunda, planladığı ekonomik kalkınma yardımı programlarının gerçekleştirilmesinin önemine ilişkin bir gerekçe sunması hasebiyle siyasal bir teori olarak da anılmaktadır.[1]

Gelişme Aşamaları

Rostow'un aşamalar kuramında açıkladığı ekonomik ve toplumsal gelişmenin tarihsel dönemler çerçevesinde bölümlere ayrılmasında kullanılan beş aşama sırasıyla; geleneksel toplum aşaması, kalkışa hazırlık aşaması, kalkış aşaması, olgunluk aşaması ve son olarak kitle tüketimi aşamasıdır.[2]

Geleneksel Toplum Aşaması

Geleneksel toplum aşamasındaki ülkelerde toplumu oluşturan bireylerin büyük çoğunluğu ilkel yöntemler kullanarak tarımsal faaliyetlerle uğraşmaktadırlar dolayısıyla geleneksel toplum aşamasında ekonomi tarıma dayalı, düşük gelir seviyesinde ve durgun bir yapıdadır. Üretim tekniğinin ilkel oluşundan kaynaklı olarak, üretim miktarının mevcut hava şartları, iklim değişikliği, toprağın özellikleri gibi doğal faktörlere bağlı şekilde değişim göstermesi ekonomide dalgalanmalara neden olmaktadır. İş bölümünün ve toplumsal kurumların gelişmemiş olduğu bu toplum biçiminde bireyler fatalist bir anlayışa sahiptir. Geleneksel toplumda ekonomik ve politik gücün elinde toplandığı bireyler büyük toprak sahipleridir. Çin hanedanları, Orta Doğu uygarlıkları gibi Newton öncesi bilim ve tekniğe dayanan dünya toplumları geleneksel toplumlardan oluşmuştur.

Kalkışa Hazırlık Aşaması

İktisadi ve toplumsal gelişmenin ikinci aşaması olan kalkışa hazırlık, ekonomik kalkınma için zaruri görülen değişimlerin yaşandığı dönemdir. Geçiş dönemi olarak da adlandırılan bu aşamanın karakteristiği; sermaye birikiminin hızlanması, eğitime verilen önemin artışı, doğal kaynakların değerlendirilmeye başlanması, teknik gelişmelerin yaşanması ve maddi altyapının (enerji, ulaştırma gibi) yaratılmasıdır. Bu gibi faktörlerin yanı sıra ekonomik, politik ve kültürel gücün pekiştirilmesini sağlayan ulusçuluk bilincinin oluşması, kalkışa hazırlık aşamasında görülen ekonomi dışı gelişmelerden biridir. Bu aşamada geleneksel toplumdan kalma üretim metotlarının varlığını sürdürdüğü görülmektedir. Kalkışa geçme aşamasının gerçekleştirilebilmesi için bu metotlardan ziyade sanayi, ulaşım, ticaret ve hizmet sektörlerine yönelik yatırımlara yoğunlaşılması gerekmektedir.

Kalkış Aşaması (Take off)

Bu aşamada düzgün ve sürdürülebilir gelişme karşısındaki engellerin tamamen ortadan kalktığı, kalkınmanın normal seyrinde ilerleyebileceği bir yola girdiği görülmektedir. Kalkış döneminde ekonomik ve sosyal yapıda meydana gelen ilerlemeler, sonraki dönemlerde ekonomik kalkınmanın otomatik olarak devam etmesini sağlamaktadır (self-sustained growth). Tarım anlayışının değişmesi, yeni teknolojilerin geliştirilerek kullanılmaya başlanması, yeni girişimciler sınıfının ortaya çıkması ve özel sektörün gelişim göstermesi gibi unsurlar kalkış aşamasının karakteristik özelliklerindendir. Rostow kalkış aşamasına ilişkin olarak üç temel gerekliliğin bulunduğunu söylemektedir:

  1. Yatırım oranlarının yükselmesi (En azından milli gelirin %10'nun üzerine çıkarılması)
  2. Gelişme potansiyeli olan temel imalat sektörlerinden birinin veya birkaçının gelişmesinin gerekliliği
  3. Modern sektördeki gelişme eğilimlerini ve kalkışın yaratacağı dışsal faydaları üretken, verimli bir çerçeveye sokabilecek ve gelişmeyi sürekli kılacak ekonomik, sosyal ve kurumsal çerçevenin kurulması.

Olgunluk Aşaması

Aşamalar kuramında dördüncü döneme karşılık gelen olgunluk aşaması, kalkış aşamasından yaklaşık 60 yıl sonra gerçekleşmektedir. Dış ticaret hacminin artması, ihracatta sanayi mallarının ağırlık kazanması, tarım sektöründe çalışan insanların sayısının azalması, ürün bazında üretimin genişlemesi, beyaz yakalı işçilerin sayısında artış yaşanması, endüstriyel liderliğin girişimcilikten yöneticiliğe kayması ve ekonomi hacminin uluslararası düzeyde saygın bir yer edinmesi gibi faktörler olgunluk döneminde karşılaşılması beklenen gelişmelerdendir. Olgunluk aşamasının sonuna doğru gelindiğinde ülkelerde üç türlü değişim görülmektedir:

  1. Emek gücünün sektörler arasındaki dağılımı değişir. Kalkış aşamasından önce insanların %75‘i tarımda istihdam edilirken kalkış aşamasının sonuna doğru oran %40'a ve olgunlaşma aşamasında %20'nin altına iner. Kentleşme ve kent nüfusunda artış yaşanır, emek gücünün niteliği olumlu yönde gelişme gösterir.
  2. Liderlik karakteri değişir. Pamuk, demiryolu, çelik ve petrol baronlarının yerini, yetkinlik sahibi oldukça organize ve rasyonel çalışan profesyonel yöneticiler alır.
  3. Toplumun sanayileşme anlayışı değişir. Sanayileşmenin biricik ve başat amaç olmadığı düşünülmeye başlanır.

Kitle Tüketimi Aşaması

Rostow'un aşamalar kuramındaki beşinci ve son dönemi içine alan kitle tüketimi aşamasında; kişi başına düşen millî gelir temel ihtiyaçların karşılanması düzeyinin üstüne çıkmakta, ekonomide ağırlık tüketim mallarına kaymakta ve sosyal refah, sosyal güvenlik gibi mefhumların ön plana çıkmasıyla toplum, refah toplumu olarak nitelendirilebilecek konuma gelmiş bulunmaktadır. Toplumun arzdan ziyade taleple ilgilenmeye başladığı bu aşamada, tüketim malları üreten sektörler ve hizmet sektörleri, refah düzeyinin gelişmesiyle birlikte alım gücü artan bireylerin satın alma isteklerini cevap verebilmek amacıyla süreklilik gösteren bir üretim döngüsü içerisine girmektedirler. Kitle tüketimi aşamasında devlete düşen misyon toplumun sosyal refah ve güvenliğini arttıracak harcamalara yönelmesidir. Bu kapsamda kitle tüketimi aşamasındaki ülkelerin; refah devleti oluşturma, dayanıklı tüketim mallarının üretimi, dış politika ve askeri alanda üstünlük sağlamak amacıyla harcama yapılması olmak üzere üç temel hedef doğrultusunda faaliyet gösterdiği görülmektedir.

Kaynakça

  1. ^ Kartal, Zeki. "Marxist Toplumsal Gelişme Aşamaları ile Rostow'un Gelişme Aşamaları Yaklaşımlarının Değerlendirilmesi". kutuphane.dogus.edu.tr. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi. 27 Aralık 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Aralık 2020. 
  2. ^ Yıldırım, Örnek, Metin, İbrahim. "WALT WHITMAN ROSTOW'UN KALKINMA AŞAMALARI YAKLAŞIMINA GÖRE GAZİANTEP EKONOMİSİNİN İNCELENMESİ". econstar.eu. Türkiye Ekonomi Kurumu. 26 Mart 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Aralık 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Marksizm</span> Alman filozof Marxın düşüncelerine dayanan devrimci sosyalist akım

Marksizm, özgün bir siyasal felsefe akımı, tarihin diyalektik materyalist bir yorumuna dayanan ekonomik ve toplumsal bir dünya görüşü, kapitalizmin Marksist açıdan çözümlenmesi, bir toplumsal değişim teorisi, Karl Marx'ın ve Friedrich Engels'in çalışmalarından çıkarılan, insanın özgürleşmesiyle ilgili bir düşünce sistemidir.

Sosyalizm, sosyal ve ekonomik olarak toplumsal refahın, katılımcı bir demokrasiyle gerçekleşeceğini ve üretim araçlarının hakimiyetinin topluma ait olduğunu savunan, işçi sınıfının yönetime katılmalarına ağırlık veren, özel üretim yerine kamu bazlı üretimi destekleyen, telkin ve propagandalarını eğitim, tarım ve vergi reformları üzerinde yoğunlaştıran ekonomik ve siyasi bir teoridir. Siyasi yelpazede ve dünyanın çoğu ülkesinde sosyalizm, standart sol ideoloji olarak kabul edilir. Sosyalizm türleri, kaynak tahsisinde piyasaların ve planlamanın rolüne ve kuruluşlardaki yönetim yapısına göre değişir.

<span class="mw-page-title-main">Gelişme iktisadı</span>

Gelişme iktisadı diğer adıyla kalkınma iktisadı 1950-60 yılları arasında oldukça popüler olan bir teoridir.Ancak 1980'lere gelindiğinde bu ilgiyi kaybetmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Üretici güçler</span>

Üretici güçler, Marksist ekonomi politiğin temel altyapı kavramlarından birisidir. Ancak bu kavramın önemi yalnızca ekonomi politik açısından değil tüm bir Marksist teori açısından geçerlidir. Üretici güçler, esas olarak üretim aletleri ve araçlarından meydana gelen bir kavramlaştırmadır. Üretim ilişkileriyle çelişki halinde bulunmaktadır ve gelişiminin belli bir aşamasında zorunlu olarak değişiklikler talep etmektedir. Üretici güçler ve Üretim ilişkileri kavramları, Marksist metinlerde genelde bir arada kullanılırlar ve birbirleriyle ilişki ve çelişki halinde Üretim biçimi denilen kategorinin içeriğini oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">C. Wright Mills</span> Amerikalı toplumbilimci (1916 – 1962)

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">Üretim biçimi</span> Ekonomik Teori

Üretim biçimi ya da başka bir deyişle Üretim tarzı, Marksist teoride genel olarak belirli bir tarihsel dönemdeki üretimin niteliğini ya da üretimin karakteristik formunu ifade etmek anlamında kullanılır. Esas itibarıyla üretim sürecinin nihai sonucuyla üretim araçları arasındaki ilişkiyi belirtir. Bu kategori, Marks'ın şekillendirdiği tarih anlayışının temel kavramlarındandır. Kavramın içerimleri farklı şekillerde ele alınıp farklı vurgularla değerlendirilmekle birlikte, genel anlamda, tarihsel gelişmenin Marks'ın formüle ettiği anlamda Materyalist bir şekilde açıklanmasında bu kavram temel bir rol oynar. Ekonomi-politiğe ait bir kavram olmakla birlikte, Marks'ın kuramında bu terim çok daha genel bir kuramsal yapının ögesi durumundadır. Üretim ilişkileri ve üretici güçler kavramları, belirli bir tarihsel andaki ilişkileriyle üretim biçiminin niteliğini belirlerler.

<span class="mw-page-title-main">Altyapı ve üstyapı</span> Marksist toplum kuramında, insan öznelliği ve toplumun maddi varlığının birlikteliğinin özgün biçimi

Marksist üstyapı, Marksist toplum kuramında, insan öznelliği ve toplumun maddi varlığının birlikteliğinin özgün biçimidir. Biçim bir dereceye kadar nesnel bir dereceye kadar özneldir. Altyapı, üretici güçler ve üretim ilişkilerinden oluşur. Marksist teoride altyapı, üstyapıyı oluşturan kültür, kurumlar, siyasi iktidar ilişkileri, roller, ritüeller, devlet gibi toplumun diğer ilişkilerini ve düşüncelerini belirler. Üstyapı ve altyapı arasındaki ilişkinin diyalektik olduğu, "dünya"daki gerçek varlıklarla arasında bir ayrım olmadığı düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyoloji teorileri</span> Sosyoloji kuramları ve açıklamaları

Genel kuramlar olarak, başlıca genel toplum bilimi kuramlarından bazılarını içerecek şekilde;

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal değişme</span> toplumun yapısının değişmesi

Genel bir terim olarak, kullanım biçimlerine göre "toplumsal değişme"

<span class="mw-page-title-main">Sosyal sermaye</span>

Sosyo-kapital ya da sosyal sermaye, daha önce akademisyen olmayan geleceği öngören birçok yazarın öngördüğü bir gelecek öngörüsü olsa da akademisyenler tarafından bilimsel bir dayanağı bulunmadığı gerekçesiyle tam olarak takdir görmemiş olsa da 2008 ortalarında başlayan ekonomik küresel kriz sonrası bu öngörüler üzerine yazılan birçok eser ciddi bir şekilde farklı akademisyenler tarafından incelenmeye ve kabul görme sürecine girmiştir.

Toplumsal sözleşme veya sosyal sözleşme; bireylerin karşılıklı uzlaşma, bazı kurallara uymak üzerinde anlaşma ve birbirlerini şiddet, sahtekarlık veya dikkatsizlikten korumak için birleştirdiğini varsayan bir kavramdır. İnsanlar arasındaki kullanımı, insanların bir devlete ya da otoriteye bağımsızlıklarının bir kısmından hukukun üstünlüğü anlayışı ile vazgeçmeleridir. Yönetilenler tarafından, bir takım bazı kurallar ile yönetilme üzerine anlaşma olarak da düşünülebilir.

<span class="mw-page-title-main">Uyumlu Sosyalist Toplum</span>

Uyumlu Sosyalist Toplum, Çin'in Çin değerleri ile sosyalizm politikalarının yansıması olan sosyoekonomik vizyonunu ifade eden terim.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal hizmet</span>

Sosyal hizmet, belirli bir disiplin içerisinde birey, aile, grup ve toplum için genel refah düzeyini ve sosyal işlevselliği artırma çabalarına verilen addır. Sosyal işlevsellik, insanların sosyal ilişkilerini sürdürebilmesi için sağlanan olanaklar anlamında kullanılır. Sosyal hizmet; sosyoloji, psikoloji, siyaset bilimi, kamu sağlığı, toplumsal kalkınma, hukuk ve ekonomi gibi sosyal bilimler ile sıkı bir ilişki içerisindedir ve toplumsal değişim sosyal ve kişisel sorunları çözmeye odaklanır. İnsan hakları ve sosyal adalet, sosyal hizmet uygulamasının felsefi temelleridir. Sosyal hizmet uygulamaları genelde doğrudan bireyler ya da küçük gruplar ile çalışma gerektirir.

<span class="mw-page-title-main">Sanayileşme</span>

Sanayileşme, mal üretiminde makineleşmeyi, milli gelir içinde sanayinin payının artmasını ifade eder. Geniş anlamda, üretim tekniklerinde yeni tekniklerin uygulanması, üretilen malların kalitesinin yükseltilmesi, üretim maliyetlerinin azaltılması ile ülkede ekonomik, siyasal ve sosyal değişikliklerin oluşmasıdır. II. Dünya Savaşı'ndan sonra gelişen kalkınma iktisadının temel hedefi sanayileşmedir.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kurumlar sosyolojisi</span>

Toplum, ortak bir coğrafi mekandan, kurumsallaşma davranış biçimleri sergileyen ve bir arada yaşayan bireylerden oluşmuş bir bütündür. Toplumu oluşturan bireyler arasında düzenli ilişkiler ve davranış kalıpları vardır. Davranış kalıpları, dil ve kültür sayesinde oluşur. Toplumun sahip olduğu bu davranış kalıpları zamanla değişebilir.

Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.

Tarih boyunca insanlar iletişim aracılığıyla birbirleriyle ilişkiler kurmuş ve ortak bir toplum düzeni oluşturmuştur. Özellikle Sanayi Devrimi'nden sonra ortaya çıkan kapitalist düzen ve kitle toplumu nedeniyle iletişim araştırmalarına olan önem artırılmıştır. Ortaya çıkan kitleyi kontrol etmek amacıyla kitle iletişim araçlarına önem verilmeye başlanmıştır ve bu dönem içerisinde bir dizi kitle iletişim kuramı ve modeli geliştirilmiştir. İletişim kuramları temel olarak eleştirisel ve ana akım iletişim araştırmaları olarak iki sınıfa ayrılabilir. Bu iki temel ana sınıf kendi içerisinde ideolojilere ve kuramcıların bakış açılarına göre farklı sınıflandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik sosyoloji</span>

Ekonomik sosyoloji veya ekonomi sosyolojisi, ekonomik olay, olgu ve ekonomik çıkarları, tek­nolojiye dayalı sosyal ilişkiler ağı içinde ele alan bir bi­lim dalıdır. Bilim dalının kurucuları Weber ve Durkheimdir.

<span class="mw-page-title-main">Kalkınma teorisi</span>

Kalkınma teorisi, toplum içerisinde istenilen ve hayal edilen değişimin nasıl başarılacağına dair fikirler içeren bir teori türüdür. Kalkınma teorisi altında birçok teori bulunmaktadır. Bu makale içerisinde de farklı teorilerin bakış açıları "kalkınma teorisi"ne göre belirtilmektedir.