Mitoloji, mit veya söylen bilimi belirli bir din veya kültürdeki insanlık ile evrenin yaratılış ve doğasını, geleneklere özgü inanç ve uygulamaların sebebini açıklamaya yönelik söylencelerin tümü. Mit (söylen) sözcüğü gerçekte doğru olmayan bir hikâye veya anlatı için tercih edilir ve çoğunlukla bir yanlışlık, doğru olmayan unsur vurgusu barındırır.
Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Melamîlik (ملامتيه) ya da Melamîler 8. yüzyılda Samanîler devrinde Horasan, İran’ında faaliyet gösteren bir sufi topluluktur. Melamet kelimesi, "kınanmışlık; itab ve serzenişlik; rezillik ve rüsvaylık" anlamlarına gelmektedir.
Kali Yuga, Hint Zaman Anlayışı'na göre maddi ve manevi yozlaşmanın doruğa çıktığı dördüncü zaman devresidir. Hindu metinlerinin çoğu yorumcusuna göre Kali Yuga Krişnanın ömrünün sona ermesinden itibaren başlayan –yaklaşık 5000 yıl önce MÖ 3102– ve 1200 yıl sürecek olan bu zaman döngüsü içinde Vişnunun son avatarı Kali, elinde kılıcı ve beyaz ata binmiş olarak ortaya çıkacak ve kötülüğü yok edecektir.
Buddha, Sanskrit dilinde “uyanmak, idrak etmek, bilinçlenmek” anlamına gelen “budh” fiilinin geçmiş zaman kipidir. "Uyanmış, idrak etmiş, bilinçlenmiş” anlamına gelir.
Rumuz veya takma ad; bir kimsenin bilinçli olarak gerçek ismi yerine kullandığı isim. Anlamlı veya tamamen uydurma olabilir. Gerçek ismini herhangi bir nedenle açıklamak istemeyen kişilerin internet dünyası veya gerçek dünyada kullandıkları sahte isimlerdir. Örneğin Güzin Abla ve Haydar Dümen gibi uzman ve köşe yazarlarına mektup gönderen okuyucular, gerçek kimliklerini gizlemek için rumuz kullanırlar.
Özgüven, kişinin kendi değeri hakkındaki subjektif değerlendirmesi ve kişinin kendi özelliklerinin ne ölçüde olumlu ya da olumsuz olduğu hakkındaki yorumudur. Özgüven hem kişinin kendisine ilişkin düşünceleri, hem bu düşüncelerin yol açtığı duyguları, hem de bu duygu ve düşüncelerin ifadesi olan davranışları içerir. Özgüveni süreklilik gösteren bir kişilik özelliği olarak ve geçici bir psikolojik durum olarak düşünmek mümkündür. Son olarak, özgüven sınırlı bir alan için geçerli olabileceği gibi, genel bir kavram olarak da düşünülebilir.
Kara İbrahim Paşa, IV. Mehmed saltanatında, 15 Aralık 1683 - 18 Aralık 1685 tarihleri arasında iki yıl dört gün sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır.
Aforoz, dinî bir topluluğa mensubiyetten mahrum etme ya da çıkarılma anlamında kullanılan dinî bir kınama şekli.
Plütokrasi veya varsıl erki(Yunanca πλοῦτος, ploutos + κράτος, kratos), yönetme erkinin maddi açıdan üstün kişilerce paylaşılmasını öngören oligarşik bir yönetim biçimidir. Çoğu siyasi sistemin aksine, plütokrasi herhangi bir siyasi felsefeye dayanmamaktadır.
Grand Moff Wilhuff Tarkin, Star Wars serisinin dördüncü filmi A New Hope filminde tanıtılan bir karakter. Tarkin Klon Savaşları döneminde General Piell'in komutasında yüzbaşıdır. İlk Ölüm Yıldızı'nın İmparator'dan sonra en ileri geleni. Karizması ve gelişmiş askeri yetenekleri ve hatta Darth Vader'ı bile gölgede bırakabilen davranışları ile Büyük Moff unvanını almıştır. Kendine yakın askerleri bile Vader'dan kurtarabilen bir şahsiyettir ki Amiral Motti buna bir örnektir. En büyük kusuru ise aşırı kibirli olmasıdır. Bu kibir kendisinin de bulunduğu I. Ölüm Yıldızı'nın yok olmasına neden olmuştur. I. Ölüm Yıldızı yok olduğunda kendisi içinde can vermiştir.
De facto veya defakto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiilî" ya da "pratikte" anlamında kullanılan Latince deyiş. "Kanuna göre" veya "hukuki olarak" anlamına gelen "de jure" ile karşıt olarak sıkça kullanılır. Yasal bir durum tartışılırken, "de jure" kavramı, konu hakkında kanunların ne söylediğini, "de facto" kavramı ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir. Bu uygulama, yasal olabilir ya da olmayabilir.
"Kibir ", Hande Yener'in beşinci stüdyo albümü Nasıl Delirdim?'den (2007) bir şarkı. Sezen Aksu tarafından yazılıp bestelenmiştir. Düzenlemesi ise Erol Temizel'e aittir. Klibi, albümünün ilk klibidir ve Kemal Doğulu yönetmenliğinde çekilmiştir. "Kibir", müzik eleştirmenlerinden olumlu eleştiriler toplamıştır. Yener'in şarkıyı yorumlama tarzı övülmüştür. Adı ilk kez Nisan 2007'de duyulan şarkı, Billboard tarafından hazırlanan Türkçe Top 20 listesinde 1 numaraya ulaştı ve Euro Airplay Top 100 listesinin 79 numarasına kadar yükseldi. 2007 yılından sonra Murat Boz, Sezen Aksu, Nihat Doğan, Gönül Yazar ve Aydilge gibi isimler tarafından yeniden seslendirildi.
Blair Cornelia Waldorf, Dedikoducu Kız serisinin ana karakterlerinden biri. Yukarı Doğu Yakası'nın en zengin ailelerinden birinin tek kızıdır. Kitapta kendisinden küçük bir erkek kardeşi varken dizide tek çocuktur. Babası ile annesi ayrılmıştır, boşanmalarının sebebi babasının eşcinsel olmasıdır. Annesi boşandıktan sonra Cyrus Rose adında bir adamla evlenmiştir. Babası ise bir erkekle ilişki yaşamaya başlamıştır.
Britanyalı Psişik Araştırma Derneği, paranormal fenomenleri incelemek üzere 1882'de Birleşik Krallık'ta kurulmuş bir kurumdur.
Yalnızlık veya yalnız kalma, bir insanın boşluk duygusuyla karışık kendini dünyadan kopmuş hissetme duygusudur. Yalnızlık, arkadaş eksikliğinden veya başkalarıyla birlikte olma arzusundan daha da öteye giden bir duygudur. Yalnızlık çeken insan kendisini toplumdan kopmuş hissedebilir. Başka insanlarla anlamlı bir iletişime girmekte zorluk çeker. Yalnızlık çeken bir insan içindeki boşluk veya kopukluk hisleriyle doludur. Ayrıca yalnızlığın farklı türleri vardır. Örneğin bir kişi kalabalık içinde de yalnız hissedebilir. Yalnızlık, sadece etrafında kimsenin olmaması değildir.
Etnosentrizm ya da Etnik merkezcilik; bir aşirete, kabileye, boya ve benzeri etnik gruba bağlılık ile tarif edilen, bir kimsenin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi ile tarif edilen duygu.
Böbürlenme, kişinin yaptığı işlerle karşısındaki insanlara üstünlük taslamasıdır. Bu kavram kibir ile aynı anlamda kullanılabilir. Çoğu zaman kişinin üstünlük kompleksi kendisini aşırı bir şekilde övmesi, kendini diğer insanlardan üstün görmesine yol açar.
Bizans sanatı genel olarak 4. yüzyıl ile 15. yüzyıl arasında varlığını sürdüren Bizans İmparatorluğu döneminde yapılan sanata verilen addır. Bunun dışında Bizans sanatından etkilenen Yakın Doğu, Kafkasya, Balkan, Hazar denizi ve Rusya gibi komşu bölgelerde de etkisini göstermiştir. İstanbul'un Fethi'nden sonra da devam eden Bizans sanatı etkisi Karolenj ve Otto dönemi sanatı ve mimarisini de etkilemiştir. Bizans sanatı daha çok dini sanat olarak da ele alınabilir. Mozaik, kitap sanatları, ikonalar, freskler vb. başlıca inceleme alanı arasındadır.
Yunan Mitolojisi'nde Salmoneus, hepsi Selanik prensi olan yedi kardeşten biriydi. Babası Aeolus, annesi Enarate ya da Iphis, kız kardeşi Peneus ya da Laodice, erkek kardeşleri Athamas, Sisyphus, Cretheus, Perieres, Deioneus, Canace, Alcyone ve Perimede'dir. İlk karısı Alcidice'den olan çocuğu Tyro'dur, ikinci karısı Sidero'dur.