İçeriğe atla

Aşağı Salat Höyüğü

Arkeolojik Höyük
Adı:Aşağı Salat Höyüğü
il:Diyarbakır
İlçe:Bismil
Köy:Yukarısalat
Türü:Höyük
Tahribat:Doğal, yapılaşma,[1] nehir taşkınları[2]
Tescil durumu:Tescilli[1]
Tescil No ve derece:2434 / 1
Tescil tarihi:04.10.2000
Araştırma yöntemi:Kazı

Aşağı Salat Höyüğü, Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nin 20 km. doğusunda, Yukarısalat Belde'sinin 3 km. güneyinde, günümüzde 10 – 15 haneli Aşağı Salat Mahallesi'nin altında yer alan bir höyüktür. Dicle Nehri kıyısındaki höyük Salat Çayı'nın Dicle'ye katıldığı yerin 2 km. doğusundadır. Tepe, yaklaşık olarak 150 x 100 metre boyutlarında, nehir seviyesinden 3 metre yükseklikteki bir teras üzerindedir. Kültür dolgusu 5 metre kadar olan höyüğün güney yamacı Dicle taşkınlarıyla tahrip olmuştur.[2] Güneydoğu kesiminin ise su ile aşınmıştır.[1] Aşağı Salat Höyüğü Kuzey Mezopotamya kültür alanı içinde kurulmuş küçük bir köy yerleşimi olarak karşımıza çıkmaktadır.[3] Salat Vadisi'nden gelen doğal yol, Dicle Nehrini Höyük'ün de yer aldığı Salat Mevkii'nde geçerek doğuya ve güneye yönelmektedir.[4] Höyük'ün yaklaşık 50 metre güneybatısında bir mezarlık alanı yer almaktadır.[5]

Kazılar

Höyük ilk olarak Guillermo Algaze başkanlığındaki bir ekip tarafından Batman Çayı'nın Dicle'ye karıştığı yer ile Batman arasındaki 40 km. mesafenin, 3–4 km. genişlikte bir band halinde taranması sırasında 1989 yılında tespit edilmiş ve araştırılmıştır.[6] Ayrıntılı yüzey araştırması ODTÜ TAÇDAM tarafından yürütülen "Ilısu ve Karkamış Baraj Gölleri Altında Kalacak Arkeolojik Kültür Varlıklarını Kurtarma Projesi" çerçevesinde Eyüp Ay tarafından 1999 yılında yapılmıştır. Kazılar ise aynı proje kapsamında 2000 yılında, dönemin Diyarbakır Müzesi Müdürü N. İnal ve Gazi Üniversitesi Tarih Bölümü'nden Süleyman Yücel Şenyurt başkanlığında kurtarma kazısı olarak başlanılmıştır. Kazı çalışmaları Doğu ve Merkez Kazı Alanları ile Kuzeydoğu ve Batı Sondajları olarak yapılmıştır.[2]

Tabakalanma

Höyük'ün en yüksek kesimlerinden biri olan Merkez Kazı Alanı, 4 metrelik kültür dolgusu içinde dokuz mimari tabaka vermiştir.[7] Buradaki buluntular ışığında, I. ve II. tabakalar Ortaç'a, III. tabaka Yeni Asur Dönemi, IV. ve V. tabakalar Erken Tunç Çağı I, VI. tabaka Geç Uruk Dönemi – Erken Tunç Çağı geçiş evresi, VII. tabaka Geç Uruk Dönemi (Geç Kalkolitik Çağ[8]), VIII. tabaka Obeyd Dönemi ve IX. tabakanın Halaf Dönemi tabakasıdır.[9] Doğu Kazı Alanı'nda iki, Merkez Kazı Alanı'nda ise üç Orta Çağ tabakası belirlenmiştir. Batı Sondaj'da I. tabakanın taş temelleri, bunun 1,5 metre altında Erken Tunç Çağı'na tarihlenen bir mezarlık bulunmuştur. Ayrıca bir de Demir Çağı mezarları açılmıştır.[2]

Mezarlık Alanı çanak çömlek buluntularına dayanılarak Erken Tunç Çağı I. evrenin erken tarihlerine, MÖ 3200 – 3000 aralığına tarihlendirilmektedir.[5]

Buluntular

Orta Çağ yerleşmesinin başlangıcı, Hasankeyf çanak çömlek ve sikke buluntularıyla paralellik kurularak, bölgede Müslümanların hakim olmaya başladıkları 11. – 12. yüzyıllara dayandırılmaktadır.[2]

Erken Tunç Çağı'na tarihlenen taş sanduka mezar, tabana yeşilimsi çakıltaşı döşenerek yapılmıştır. Sanduka mezarların büyük çoğunluğu, dört kireçtaşı levhadan, üzerleri geniş kapak taşlarıyla örtülerek yapılmıştır. Dikdörtgen sandukalar 1,20 – 1,30 metre uzunluk, 1 – 1,10 metre genişliktedirler. Bu boyutlara bakılarak gömülerin hocker tarzında (ana rahmindeki gibi) bırakıldığı anlaşılmaktadır. Ölülerin başları doğuya, ayakları batıya bakacak şekilde bırakıldığı düşünülmektedir. Derinlikleri ortalama 50 – 70 cm. arasındadır. Kireçtaşı levhaların kalınlıkları 5 – 7 cm.dir. Hemen hemen tüm mezarlar kuzeybatı – güneydoğu yönündedir. Açılan dokuz mezar ise hafif bir yön kaymasıyla doğu – batı yönündedir.[7] Ortaya çıkarılan tüm mezarlar yağmalanmıştır. Geride kalan gömüt armağanları bronz iğneler, çanak çömlek ve dağ kristalinden yapılmış boncuklardır.[2] 2002 yılı kazılarıyla ortaya çıkarılan Erken Tunç Çağı mezarlarının sayısı 47'yi bulmuştur.[10] Bu Erken Tunç Çağı nekropolünde bazı mezarların tam sanduka mezar özelliği göstermemesi, bu mezarların sosyal statüsü daha düşük bireylere ait olduğu düşünülmektedir.[2] Bu tip mezarların etrafı toplama taşlarla çevrilerek yapılmış ama üstlerine mutlaka bir kapak taşı konulmuştur. Bunların tabanı da küçük çakıl taşlarıyla kaplıdır.[11] Sağdece üç mezarda çoklu gömü tespit edilmiştir, diğer mezarlar tek kişiliktir.[12]

Erken Tunç Çağı başlarına tarihlenen ve gömüt armağanı olarak bulunan çanak çömleğin biçim ve teknik özellikleri Geç Uruk Dönemi'nin devamı olarak Erken Hanedanlar I Dönemi özellikleri göstermektetedir.[2][11]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c TAY – Yerleşme Ayrıntıları[]
  2. ^ a b c d e f g h "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları". 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2012. 
  3. ^ Emsal Koçerdin, Aşağı Salat Höyüğü Erken Tunç Çağı Seramikleri 30 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Sh.: 1 -Gazi Üniversitesi Arkeoloji Anabilim Dalı Yüksek Lisans Tezi
  4. ^ Emsal Koçerdin, Sh.: 6
  5. ^ a b Aşağı Salat Erken Tunç Çağı I İskeletlerinin Antropolojik Analizi[] Tübav Bilim Dergisi, 2011 Cilt 4, sayı 3 - Sh.: 231
  6. ^ "TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları (Abdullahın Düzü)". 14 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2012. 
  7. ^ a b Emsal Koçerdin, Sh.: 15
  8. ^ Emsal Koçerdin, Sh.: 106
  9. ^ Diyarbakır Müzesi Aşağı Salat Höyüğü Kazısı[]
  10. ^ Tübav Bilim Dergisi, Sh.: 234
  11. ^ a b "TAÇDAM - Aşağı Salat". 11 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Ağustos 2012. 
  12. ^ Tübav Bilim Dergisi, Sh.: 236

İlgili Araştırma Makaleleri

Horum Höyük, Gaziantep'in Nizip İlçesi'nin 15 km. kuzeyinde Fırat'ın batı kıyısında yer alan bir höyüktür.

Şemsiyetepe Höyüğü, Elazığ il merkezinin batısında, Bilaluşağı Köyü'nün hemen güneyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğün büyük bir bölümü günümüzde Karakaya Baraj Gölü kıyısında kalmıştır. Höyük, 70 x 90 metre ölçülerinde, 5-6 metre yükseklikte dairesel ve küçük bir tepedir. Esasen höyük orta boy bir yerleşme sayılırdı, fakat Fırat günümüze kadar yerleşmenin kuzey ve kuzeybatı kesimini yemiştir.

Hassek Höyük, Şanlıurfa ili, Siverek ilçesinin bir köyü olan Yukarı Tillakin Köyü yakınlarında yer alan bir höyüktür. Fırat Nehri'nin yarattığı erozyon nedeniyle tahrip olmadan önce 350 x 150 metre boyutlarında bir yerleşim olduğu düşünülmektedir.

Salat Tepe Höyüğü, Diyarbakır il merkezine 35 km. ve Bismil ilçesine 14 km. mesafede yer alan bir höyüktür. Dicle'ye katılan Salat Deresi'nin doğuya kıvrım yaptığı kesimdedir. Salat Deresi vadisinden 30 metre yükseklikte olan höyük 115 x 100 metre boyutlarındadır. Tepenin üstünde 45 x 30 metrelik düz bir alan bulunmaktadır. Diyarbakır Arkeoloji Müzesi tarafından Yukarı Salat Höyük adıyla tescil edilmiştir.

Kavuşan Höyük, Diyarbakır ili Bismil ilçesinin 10 km güneydoğusunda, Şeyhan Deresi ile Dicle'nin birleştiği bölgenin hemen doğusunda yer alan bir höyüktür. Dicle kıyısından 65-70 metre kadar güneydedir. Höyüğü kuzey yarısı Dicle tarafından yenmiş olup, güney yamaçları ise Şeyhan Deresi alüvyonlarıyla örtülmüştür. Yüzey de yaygın tarım yapılmasıyla tahrip olmuştur. Höyük boyutları 175 x 75 metre olup, yükseklik kuzey kesimde 8 metre iken güneyde 2 metre kadardır. Alan olarak 1,5 hektar olduğu belirtilmektedir.

Kenan Tepe Höyüğü, Diyarbakır ili Bismil ilçesinin 15 km. doğusunda, Dicle Nehri'nin batı tarafında yer alan bir höyüktür. Tarımsal faaliyetler nedeniyle kısmen tahrip olmuş olan höyük 225 x 350 metre boyutlarındadır. Yerleşmenin 4,5 hektarlık bir alana yayılmış olduğu belirtilmektedir. Yayılma alanı, yukarı yerleşme olarak tanımlanan asıl höyük ve aşağı yerleşme denen, bunun kuzeydoğusu yönündeki geniş alandır.

Tilkitepe Höyüğü ya da eski kaynaklarda Şamramaltı Van il merkezinin 7 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Günümüzde Van Havaalanı sınırları içinde olup kısmen havaalanı olarak kullanılmaktadır. Höyük 55 metre çapında, 6-7 metre yüksekliğindedir.

Şaraga Höyük, Şanlıurfa ili Birecik ilçesi yakınlarında ve Fırat'ın batı kıyısında yer alan bir höyüktür. Önemli bir tarihi merkez olan Karkamış'ın 10 km kuzeyindedir. Höyük, 200 x 150 metre boyutlarında ve 25 metre yüksekliktedir.

Girnavaz Höyüğü, Mardin il merkezinin güneydoğusunda, Nusaybin ilçesinin 4 km. kuzeyinde, Suriye sınırından 5 km içeride yer alan bir höyüktür. Höyüğün yer aldığı Girnavaz adlı tepe, Çağ Çağ Deresi'nin oluşturduğu kayalık bir çıkıntının üstünde yer almakta olup, 350 metre çapında, 24-25 metre yüksekliktedir. Çağ Çağ Deresi Vadisi'nin hemen girişinde bulunan yerleşme, Savur Nehri üzerinden Batman bölgesine ulaşan doğal geçiş üzerindedir.

Kusura Höyük, Afyon İl merkezinin 55 km. güneybatısında, Sandıklı İlçesi'nin 12 km. güneyinde, Kusura Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Tepe 400 metre çapında, 14 metre yüksekliğindedir.

<span class="mw-page-title-main">Hacınebi Höyüğü</span> Birecikte bir höyük

Hacınebi Höyüğü, Şanlıurfa İl merkezinin kuzeybatısında, Birecik İlçesi'nin 5 km kuzeyinde, Uğurcuk Köyü'nün (Hacınebi) yanında yer alan bir höyüktür. Fırat'ın bölgede doğuya doğru kıvrım yaptığı kesimde bulunan höyük, nehir vadisi üzerinden, Mezopotamya'dan İç Anadolu'ya uzanan ticaret yollarının ve üzerinde ve kavşağındadır. Tepe, 240 x 140 metre boyutlarında ve 7-2 metre yüksekliktedir. Bu boyutlarıyla 33 dönümlük bir alanı kaplamaktadır.

Yenice Yanı Höyüğü, Diyarbakır İli'nin 50 km. doğusunda, Bismil İlçesi'nin 10 km. güneydoğusunda, Dicle'nin kollarından Seyhan Çayı vadisinde, çayın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Yenice Köyü'nün Eski Mezarlık Mevkiindedir. Tepe, 150 x 80 metrelik boyutlarıyla küçük sayılabilecek bir höyüktür ve yaklaşık olarak 1,2 hektarlık bir alana yayılmaktadır.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Polatlı Höyüğü, Ankara İl merkezinin 65 km. güneybatısında, Polatlı İlçesinde yer alan bir höyüktür. Burhan Tezcan'ın 1956 yılında yayımladığı bir çalışmasında Zafer Höyük olarak gösterilmiştir. Tepe, 200 metre çapında ve 25 metre yüksekliktedir.

Asarcık Höyük, Ankara İl merkezinin batısında, Ayaş İlçesi'nin 9,5 km. kuzeybatısında, Ilıca Köyü'nün kuzeydoğu kenarında yer alan bir höyüktür. Yerleşme iki dere arasındaki bazalt bir yükselti üzerindedir.

Pekmez Höyük, Aydın ili Karacasu İlçesi yakınlarındaki Afrodisyas antik kenti içinde yer alan bir höyüktür. Afrodisyas, Büyük Menderes Nehri'nin güney kollarından birinin oluşturduğu vadidedir. Pekmez Höyük, antik kent alanı içinde prehistorik dönemlerden itibaren iskan gören üç höyükten biridir. Diğer höyükler Akropolis ve Kuşkalesi adlarıyla bilinmektedir. Tepe, 125 metre çapında olup 13 metre yüksekliktedir.

Mezraa Höyük, Şanlıurfa ili'nin güneybatısında, Birecik İlçesi'nin kuş uçuşu 7 km güneyinde, Mezraa Belde'sinin 1,5 km güneydoğusunda, Fırat'ın doğu kıyısında yer alan bir höyüktür. Tepe, 180 x 140 metre boyutlarında olup ova seviyesinden 13 metre yüksekliktedir.

Hanay Tepe Höyüğü, Çanakkale il merkezinin güneydoğusunda, Kemerdere Vadisi'nin Menderes Ovası'na açıldığı yerde, Ezine İlçesi'nin yaklaşık 20 km. kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Bazı kaynaklarda Bozköy - Hanaytepe olarak geçmektedir.

Karaağaçtepe Höyüğü, Çanakkale il merkezinin güneybatısında, Seddülbahir Köyü'nün yaklaşık olarak 3 km. kuzey-kuzeydoğusunda, Morto Koyu'ndan 1 km. mesafede, Kirte Deresi'nin sağ tarafında yer alan bir höyüktür. Bazı kaynaklarda, Heinrich Schliemann tarafından bu şekilde tanımlanmış olmasına dayanılarak Protesilaos Tümülüsü olarak da görülmektedir. Tepe, 100 metre çapında olup 8 metre yüksekliktedir. Günümüzde sahilden 1 km. kadar içeride olan Höyük'ün iskan edildiği dönemde deniz kenarında olduğu belirtilmektedir.

Etiyokuşu Höyüğü, Ankara il merkezinin yaklaşık 5 km. kuzey – kuzeydoğusunda, günümüzde tümüyle yapıların altında kalmış bir höyüktür. Etiyokuşu ismi, muhtemelen kazı ekibi tarafından verilmiş bir isimdir. Tepe, 86 x 22,5 metre boyutlarında, 1,5 metre yükseklikte ve yerleşme alanının 6,5 dönüm olduğu bildirilmiştir. Kazı öncesinde Çubuk Barajı asfaltıyla ikiye bölünmüş durumdaydı ve kum çekilmesiyle kısmen tahrip edilmiş bulunuyordu.