İçeriğe atla

Aşağı Pınar Höyüğü

Arkeolojik Höyük
Adı:Aşağı Pınar Höyüğü
il:Kırklareli
İlçe:Merkez
Köy:Merkez
Türü:Höyük
Tahribat:
Tescil durumu:
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:
Araştırma yöntemi Kazı

Aşağı Pınar Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 3 km. güneyinde yer alan bir höyüktür. Haydardere, bir kıvrım yaparak tepenin kuzeyinden ve batısından geçmektedir. Höyüğün üzerine Geç Antik Çağ'da yapılan bir tümülüs tahribata neden olmuştur. Tümülüs, 38 metre çapında bir çevre duvarı üstüne kurulmuş olup, höyüğün eteklerinden alınan toprakla doldurulmuştur. Oluşan tepenin 19. yüzyıl sonlarında bölgeyi bir süreliğine işgal eden Rus kuvvetleri tarafından hazine aramak için düzleştirilmiş olduğu düşünülmektedir.[1]

Aşağı Pınar Höyüğü, Anadolu'daki höyüklerden belirgin bir farklılık göstermektedir. Bu farklılık "yatay tabakalanma" olarak da adlandırılmaktadır. Höyükteki tarihöncesi dönemlerin ilk yerleşmesi, Aşağı Pınar olarak bilinen mevkide başlamıştır. Daha sonra zaman içinde sürekli olarak batıya kaymış, Erken Tunç Çağı'nda Aşağı Pınar'ın 300 metre batısındaki Kanlıgeçit Mevkii'ne gelmiştir.[2]

Kazılar

Höyük, Mehmet Özdoğan tarafından Trakya ve Marmara Bölgelerinde yapılan yüzey araştırmaları sırasında 1980 yılında tespit edilmiş, kayıtlara Salhana adıyla geçirilmiştir. Bazı yayınlarda Kırklareli Höyüğü olarak da geçmektedir. Bölgedeki hızlı yapılaşma sonucu, diğer arkeolojik değerler gibi kısa süre içinde tahrip edileceği endişesiyle 1993 yılında Mehmet Özdoğan Alman Arkeoloji Enstitüsü'nden ve Hermann Parzinger yönetiminde kazılar başlatılmıştır.[1] Başlangıçta Türk ve Alman arkeologlarca sürdürülen kazılara daha sonraki yıllarda Bulgar, İspanyol ve Slovak arkeologlar da katılmıştır.[3] Üçbin metrekare kazı alanıyla günümüzde Güneydoğu Avrupa'da, günümüzden 6.200 – 7.200 öncesine ilişkin en geniş kazı alanıdır. Öte yandan Aşağı Pınar, Doğu Trakya'daki en büyük prehistorik yerleşmedir.[3]

Tabakalanma

Höyükteki kazılarda yedi tabaka saptanmıştır. Bu tabakalardan 7-6. tabakalar Neolitik Çağ (MÖ 6.400 – 5.700) ve 5-1. tabakalar da Kalkolitik Çağ (MÖ 5.500 – 4.800) olarak gösterilmektedir.[1] Genel bir çerçevede Aşağı Pınar Mevkii Kalkolitik Çağ yerleşimi, Kanlıgeçit Mevkii ise Erken Tunç Çağı yerleşimi olarak tarihlenmektedir.[4] Höyüğün doğusunda, neolitik yerleşmenin hemen güneyinde farklı bir dolguda, iri hayvan kemiklerinin yanı sıra hem neolitik hem de kalkolitik tabaka buluntularındaki mal gruplarının özelliklerini veren çanak çömlekler ele geçmiştir. Bu nedenle bu dolgunun, Neolitik Çağ'a tarihlenen 6. tabaka ile Kalkolitik Çağ'a tarihlene 5. tabaka arasında bir geçiş evresi olduğu düşünülmektedir.[5] Öte yandan höyüğün Erken Tunç Çağı ile Erken ve Orta Demir Çağı'nda da yerleşim gördüğü anlaşılmaktadır. Demir Çağı ile ilgili olarak tümülüsün tahrip ettiği tabakanın altında birçok çukur olarak temsil edilmektedir. Trakya için tartışmalı olan MÖ 2. binyıl ve Erken Tunç Çağı'na ait duvar ve taba parçaları, bu dönemde yerleşim olduğunu göstermektedir.[6]

Buluntular

En alttaki kültür katı olan 7. tabaka, kenarları özenli bir şekilde sıvanmış bir hendekle temsil edilmektedir. Hendeğin 2 metre genişlikte ve 1 metre derinlikte olarak höyüğü çevrelediği düşünülmektedir.[1]

Neolitik Çağ tabakalarında ağır bir yangın geçirdiği anlaşılan bir yapı ortaya çıkarılmıştır. Boyutları 16 x 8 metre olan üç odalı bu yapının dış duvarları büyük ahşap dikmelerin arası dallarla örülerek ve daha sonra balçıkla kaplanarak yapılmıştır. İç duvarlar da aynı teknikle yapılmıştır ama daha incedir. İki odada kerpiçten yapılma dörtgen ya da yuvarlak ambarlar vardır. Yapı, Erken Neolitik Çağ'ın Karanovo II dönemine tarihlenmektedir. Genişletilen kazılarda bu yapının doğu – batı yönünde uzandığı, birbirine bitişik odalardan oluştuğu anlaşılmıştır. Bu durum 6. yapı katında evlerin doğu – batı yönünde yan yana ve bitişik yapıldığını göstermektedir.[1] Kalkolitik tabakaların düzenli sıralar halinde fakat ayrık yapı tarzıyla karşılaştırıldığında her iki tabakanın birbirinden farklı yaşam tarzı anlayışına sahip olduğu belirtilmektedir.[7]

Öte yandan neolitik tabaka olan 6. tabakada ele geçen çanak çömlekle Orta ve Batı Balkanlar'ın neolitik buluntuları aynı özellikleri göstermekle birlikte Anadolu'ya özgü buluntu toplulukları da vardır.[5]

Kanlıgeçit Mevkii'ndeki Erken Tunç Çağı yerleşimi akropol olarak tanımlanmakta olan surla çevrili bir yerleşimdir.[4] Esasen MÖ 3.000'li yılların başına tarihlenen bu yerleşimde başlarda Balkan etkiler göstermekte iken Erken Tunç Çağı ortalarından itibaren Anadolu özellikleri vermeye başlamıştır.[8]

Aşağı Pınar Mevkii'ndeki Kalkolitik Çağ yerleşiminin çeşitli buluntuları üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda Bulgaristan'ın Karanovo III-IV kültürü ile aynı süreci yansıttığı belirtilmektedir.[9]

Kazılarda ele geçen bitki kalıntıları yerleşmede üç tür buğday, arpa, bakla ve mercimekgillerin tarıma alındığını göstermektedir.[3]

Değerlendirme

Kalkolitik Çağ yapı katındaki buluntuların Radyokarbon tarihleme yöntemi MÖ 5.800 – 5.700 yıllarını vermektedir. Buluntular, dönemin Bulgaristan Karanovo II buluntularıyla benzerlik göstermektedir. Bununla birlikte yerleşim düzeni Bulgaristan'daki Karanovo yerleşimlerinden çok farklı olup Orhangazi yakınlarındaki Ilıpınar Höyüğü ile tam bir benzerlik içindedir.[1]

Aşağı Pınar Höyüğü'nün arkeolojik değeri bir bakıma bulunduğu coğrafi konuma, Avrupa ile Anadolu ve daha doğusu arasında doğal bir kültürel köprü üzerinde bulunuşunda yatmaktadır. Kısacası, Neolitik Devrim'in daha genel ifadeyle "Neolitik Paket"in (hayvanlardan ikincil ürün olarak da yararlanma, çanak çömlek yapımı, yerleşik düzenin köyleşmesi gibi) Orta Anadolu üzerinden Ege ve Avrupa'ya yayılmasında höyük önemli bir basamak olmuş görünmektedir.[10]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları[]
  2. ^ Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 253
  3. ^ a b c "Aşağı Pınar". 24 Ağustos 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Nisan 2012. 
  4. ^ a b Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 254
  5. ^ a b Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 258
  6. ^ 16. Kazı Sonuçları Toplantısı, (1994) Cilt 1, Sh.: 52
  7. ^ Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 257
  8. ^ Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 259
  9. ^ Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 256
  10. ^ Kırklareli Höyüğü 2005 yılı çalışmaları[] (Imu-munich-academia.edu) Sh.: 261

İlgili Araştırma Makaleleri

Hayaz Höyük, Adıyaman ilinin Samsat ilçesine bağlı Hayaz köyü yakınında bulunan arkeolojik bir yerleşmedir. Samsat ilçesinin 17 km. güneyinde bulunan köy ve höyük daha sonra Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmıştır. Göl oluşmadan önce Fırat ile onun bir kolu olan Kalburcu Çayı'nın birleştiği noktada bulunmakta idi.

Değirmentepe Höyüğü, Malatya ilinin 24 km. kuzeydoğusunda Karakaya Barajı Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür.

Şemsiyetepe Höyüğü, Elazığ il merkezinin batısında, Bilaluşağı Köyü'nün hemen güneyinde yer alan bir höyüktür. Höyüğün büyük bir bölümü günümüzde Karakaya Baraj Gölü kıyısında kalmıştır. Höyük, 70 x 90 metre ölçülerinde, 5-6 metre yükseklikte dairesel ve küçük bir tepedir. Esasen höyük orta boy bir yerleşme sayılırdı, fakat Fırat günümüze kadar yerleşmenin kuzey ve kuzeybatı kesimini yemiştir.

Domuztepe Höyüğü, Osmaniye il merkezinin 35 km. güneydoğusunda yer alan bir höyüktür. Günümüzde Aslantaş Barajı kıyısında yer alan höyüğü tarihöncesi yerleşim katları su altında kalmıştır.

Tepecik / Makaraz Tepe Höyüğü, Elazığ İl merkezinin yaklaşık olarak 31 km. doğusunda, günümüzde Keban Baraj Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür. Höyüğün asıl ismi Makaraz Tepe'dir. Fakat arkeolojik yazında daha çok Tepecik olarak geçmektedir. Tepe, 200 metre çapında olup 16-17 metre yüksekliktedir.

Toptepe Höyüğü, Trakya Bölgesi'nde Tekirdağ İl merkezinin doğusunda, Marmaraereğlisi'nin 4 km. batısında yer alan bir höyüktür. İlk yerleşim 70 metre genişlikteki denize doğru uzanan kayalık bir burun üzerinde kurulmuştur. Burnun iki yanındaki küçük koylar, bu balıkçı topluluğun kayık ya da sallarını çektikleri koylardı. Höyüğün hemen yanında küçük bir pınar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Hacılar Höyük</span>

Hacılar Höyük, Burdur İl merkezinin 26–27 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Toroslar'ın kuzeye uzanan sırtları arasında oluşmuş bir vadide bulunmakta olup batısında Koca Çay akmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Demircihöyük</span>

Demircihöyük, Bilecik il merkezinin yaklaşık olarak 25 km. batısında, Çukurhisar ilçesinin kuzeybatısında yer alan bir höyüktür. Eskişehir Ovası'nın batı kenarındaki höyük 80 metre çapında, 5 metre yüksekliktedir. Yerleşim gördüğü dönemlerde genişlik ve yüksekliğinin çok daha fazla olduğu yapılan sondajlardan anlaşılmaktadır. Buluntular Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Kusura Höyük, Afyon İl merkezinin 55 km. güneybatısında, Sandıklı İlçesi'nin 12 km. güneyinde, Kusura Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Tepe 400 metre çapında, 14 metre yüksekliğindedir.

Kanlıgeçit Höyüğü, Kırklareli İl merkezinin 500 metre güneyinde, Haydar Dere'nin iki yanında yer alan bir höyüktür. Aşağı Pınar Höyüğü'nün 300 metre kadar batısındadır. Demiryolu ve Haydar Dere tarafından üçe bölünen höyüğün bu parçaları Kanlıgeçit Kuzey, Kanlıgeçit Doğu ve Kanlıgeçit Güney olarak adlandırılmıştır. Kanlıgeçit Kuzey nekropol alanı olup yayvan bir tepe görünümümdedir.

Karaoğlan Höyüğü, Ankara İl merkezinin 25 km. güneyinde, Mogan Gölü'nün güneydoğu ucunda yer alan bir höyüktür. Bulunduğu bölge Ankara bölgesinden güneydoğu ve güneybatı yönlerine uzanan ana ticaret yollarının kavşağı durumundaydı. Tepe, 260 x 180 metre boyutlarında ve 18-20 metre yüksekliğindedir. Höyük Ankara – Konya kara yolu üzerindedir.

Pekmez Höyük, Aydın ili Karacasu İlçesi yakınlarındaki Afrodisyas antik kenti içinde yer alan bir höyüktür. Afrodisyas, Büyük Menderes Nehri'nin güney kollarından birinin oluşturduğu vadidedir. Pekmez Höyük, antik kent alanı içinde prehistorik dönemlerden itibaren iskan gören üç höyükten biridir. Diğer höyükler Akropolis ve Kuşkalesi adlarıyla bilinmektedir. Tepe, 125 metre çapında olup 13 metre yüksekliktedir.

Dedecik-Heybelitepe Höyüğü, İzmir ili'nin yaklaşık 35 km. güneyinde, Torbalı Ovası'nın batı kenarında, Metropolis Antik Kenti'nin 2 km. kadar güneyinde, Özbey ve Yeniköy köyleri arasında yer alan bir höyüktür.

Höyücektepe / Kaymaktepe Höyüğü, Balıkesir il merkezinin güneybatısında, Ayvalık ilçesinin güneyinde yer alan bir höyüktür. Çevresi Madra Çayı'nın oluşturduğu alüvyon ovasıdır. Verimli bu toprakların Geç Neolitik Çağ'dan Erken Tunç Çağı ekonomisine geçişin koşullarını sağladığı belirtilmektedir.

Aşağı Salat Höyüğü, Diyarbakır'ın Bismil İlçesi'nin 20 km. doğusunda, Yukarısalat Belde'sinin 3 km. güneyinde, günümüzde 10 – 15 haneli Aşağı Salat Mahallesi'nin altında yer alan bir höyüktür. Dicle Nehri kıyısındaki höyük Salat Çayı'nın Dicle'ye katıldığı yerin 2 km. doğusundadır. Tepe, yaklaşık olarak 150 x 100 metre boyutlarında, nehir seviyesinden 3 metre yükseklikteki bir teras üzerindedir. Kültür dolgusu 5 metre kadar olan höyüğün güney yamacı Dicle taşkınlarıyla tahrip olmuştur. Güneydoğu kesiminin ise su ile aşınmıştır. Aşağı Salat Höyüğü Kuzey Mezopotamya kültür alanı içinde kurulmuş küçük bir köy yerleşimi olarak karşımıza çıkmaktadır. Salat Vadisi'nden gelen doğal yol, Dicle Nehrini Höyük'ün de yer aldığı Salat Mevkii'nde geçerek doğuya ve güneye yönelmektedir. Höyük'ün yaklaşık 50 metre güneybatısında bir mezarlık alanı yer almaktadır.

Gavurtepe Höyük, Manisa İl merkezinin güneydoğusunda, Alaşehir İlçesi'nin güneybatısında, Gediz Ovası'nda Sarıkız Çayı'nın batı yakasında yer alan bir höyüktür. Yamaçları oldukça dik ve sarp bir tepedir. Bulunduğu yer olarak, hem batı kesimindeki yerleşimlerle, hem de Hitit topraklarının batı yerleşimleriyle ulaşım sağlayabilecek konumda görünmektedir. Öte yandan Gediz Vadisi üzerinden Balıkesir ve Denizli ulaşımları üzerindedir.

Hanay Tepe Höyüğü, Çanakkale il merkezinin güneydoğusunda, Kemerdere Vadisi'nin Menderes Ovası'na açıldığı yerde, Ezine İlçesi'nin yaklaşık 20 km. kuzeyinde yer alan bir höyüktür. Bazı kaynaklarda Bozköy - Hanaytepe olarak geçmektedir.

Karaağaçtepe Höyüğü, Çanakkale il merkezinin güneybatısında, Seddülbahir Köyü'nün yaklaşık olarak 3 km. kuzey-kuzeydoğusunda, Morto Koyu'ndan 1 km. mesafede, Kirte Deresi'nin sağ tarafında yer alan bir höyüktür. Bazı kaynaklarda, Heinrich Schliemann tarafından bu şekilde tanımlanmış olmasına dayanılarak Protesilaos Tümülüsü olarak da görülmektedir. Tepe, 100 metre çapında olup 8 metre yüksekliktedir. Günümüzde sahilden 1 km. kadar içeride olan Höyük'ün iskan edildiği dönemde deniz kenarında olduğu belirtilmektedir.

Uğurlu / Zeytinli, Çanakkale İli'ne bağlı Gökçeada'nın batı tarafında, Uğurlu Köyü'nün 900 metre doğu-kuzeydoğusunda yer alan bir höyüktür. Uğurlu Limanı'ndan yaklaşık olarak 1.400 metre, Ada'nın merkezine 23–24 km. uzaklıktadır. Bölge yerel olarak Zeytinli Mevkii olarak bilinmektedir. Yerleşme İsa Tepe'sinin doğu yamacında, bir yamaç yerleşmesi görünümündedir. Çanak çömlek buluntularına bakılarak 300 x 100 metrelik bir alana yayılmış olduğu söylenmektedir. Neolitik Çağ'a tarihlenen çanak çömlek buluntuları ise 100 x 100 metrelik bir alanda görülmektedir. Uğurlu / Zeytinli, şimdilik Doğu Ege Adaları'daki en eski yerleşmedir. Neolitikleşmenin Avrupa'ya aktarımından çok önemli bir konum göstermektedir. En erken yerleşimin Anadolu'dan gelen göçle MÖ 6.500 yıllarında başladığı anlaşılmaktadır. Bu yerleşim MÖ 5.000 dolaylarında Anadolu'dan bağımsız şekilde gelişen bir kültür olarak karşımıza çıkmaktadır.

Kanlıtaş Höyük, Eskişehir il merkezinin kuzeyinde, Aşağıkuzfındık Köyü'nün 1 km. doğusunda, "Kanlıtaş Mevkii" olarak bilinen yörede yer alan bir höyüktür. Yerleşme, vadinin ortasındaki kayalık bir yükseltinin kuzey yamacındadır. Tepe, 30 metre çapında olup 4 - 7 metre yüksekliktedir.