İçeriğe atla

Ağa (ünvan)

Yeniçeri Ağası

Ağa, ayrıca Aga (Osmanlı Türkçesi :آغا āghā "bey, usta, üstad"[1]), Osmanlı İmparatorluğu’ndaki bazı sivil veya askeri görevlilerin adından sonra kullanılan Türkçe kökenli bir “sivil” ya da “askeri“ ünvandır. İtibarlı yöneticilere, birçok kuruluşun başındaki amirlere, yörelerin idaresini ellerine almış kimselere verilen bir ünvan. Aynı zamanda bazı mahkeme görevlilerine ağa ünvanı verildi. Ağalar, Osmanlı İmparatorluğu'nda çok önemli bir sosyal statüye sahipti. Ağalar, diğer imparatorluk halkının üstünde sayılırdı ve imparatorluk halkının diğer üyeleri tarafından özel saygının gösterilmesini isterlerdi. Ayrıca, ağaların çoğu zengin ve güçlü ailelerden gelirdi. Günümüzde de halk arasında ağa gücünü zenginlikten alan kişilere veya bazen de geniş topraklara sahip veya aşiret lideri durumunda olan kişilere ağa denir.

Köken

Ağa kelimesi Türkçe kökenlidir,[1] Türkçede kullanılan kelime ise "ağabey" anlamına gelen Eski Türkçe akadan gelmektedir.[2] Moğolca aqa veya aka kelimesinin eşdeğeridir.[3] Moğolcada da aka/aga kelimesi, “büyük erkek kardeş” anlamına gelmektedir. Birçok kaynağa göre Eski Türkçede, “büyük erkek kardeş” anlamına gelen “eçi” kelimesini kullanılmaktaydı. Selçuklular devrinde “ağabey” şeklindeki asıl anlamından başka, büyük ve itibarlı yöneticilere; hükümdarların dahi eçi (içi) demekteydiler.

Moğollar, büyük erkek kardeşlerine aka, küçük erkek kardeşlerine de ini diye hitap ediyorlardı. İni, Orhon yazıtlarında geçer ve Bilge Kağan, Kül Tigin’den daima “İnim Köl Tigin” diye söz eder. Buna göre Moğollar’ın ini sözünü Türkler’den aldıkları belirtilmektedir. Fakat ini sözünü alırken eçiyi almamışlardır. Cengiz Han hanedanlığı arasında, Moğol devrinde aka ve ini sık sık kullanılırdı. Bununla hânedan mensupları arasında küçüklerin büyüklere itaati dile getirilir ve birlik şuurunun yaşatılmasına çalışılırdı. Çağatay, Özbek ve diğer kavimlerin dilinde aka ve daha ziyade onun sadalı şekli ile ağa, kolayca eçi veya içinin yerini almıştır. Anadolu’da ise aka, daha 13. yüzyıldan itibaren ağa şeklinde yazılmış ve başlangıçta şeref ünvanı olarak kullanılmıştır. Nitekim Sultan Veled, Anadolu’daki Moğol valilerinden Samagar Noyan için yazdığı manzumede ondan “Samagar Ağa” diye söz eder.[4] 15. yüzyılın birinci yarısında da ağanın Moğol beyleri arasında ünvan olarak kullanıldığı görülmektedir. Anadolu'da bu ünvanı taşıyanların en ünlüleri de yine Moğol asıllı idiler. XIV ve XV. yüzyıllarda kardeşler arasındaki yaş durumu ulu karındaş ve kiçi karındaş kelimeleriyle ifade edilmiştir.[5]

Diğer kullanımlar

"Ağa" günümüzde erkekler için Farsça bir onursal ünvan olarak kullanılıyor ve İngilizce "Bay" kelimesinin eşdeğeridir.[6] Kadınlar için karşılık gelen onursal terim hanımdır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ a b "Online Etymology Dictionary". Etymonline.com. 20 Kasım 2004 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2017. 
  2. ^ "Aga | Define Aga at Dictionary.com". Dictionary.reference.com. 23 Mayıs 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2017. 
  3. ^ "*Etimoloji: Kökenbilim, kelimelerin aslını ve evrimini inceleyen disiplin ~ EYun étymon "asıl" + logeía "bilim"". Nisanyansozluk.com. 26 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 30 Haziran 2017. 
  4. ^ bk. Dîvân-ı Sultan Veled, s. 306
  5. ^ Dede Korkut Kitabı (nşr. Muharrem Ergin), Ankara 1958, I, 113, 114, 228, 229, 231, 233.
  6. ^ Khani, S., and R. Yousefi. "The study of address terms and their translation from Persian to English." (2014).

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Rum</span>

Rum, Doğu Roma İmparatorluğu sınırları içinde yaşamış ve Roma yurttaşı haklarına sahip olmuş halk veya kişidir. Bu kimselerin çeşitli etnisiteye sahip bireylerden oluşan bir topluluk olmalarına karşın ilerleyen zamanda bu kimselerin konuştukları Latinceyi bırakarak Yunancayı benimsemeleri ve çoğunluğun Müslümanlardan oluştuğu yerlerde yaşamaları nedeniyle daha sonradan bu kelime, Yunanistan dışında Müslüman ülkelerde oturan Yunan asıllı kimseleri ifade etmek için kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Arkadaşlık</span>

Arkadaşlık, bir kişilerarası ilişkidir, birbirlerine karşı sevgi ve anlayış gösteren kimselerin kurduğu sosyal ve duygusal bağdır.

<span class="mw-page-title-main">Umay</span> Türk mitolojisinde doğum ve bereketin sembolü olan tanrıça

Umay, Türk mitolojisinde ve Tengrizimde doğurganlık tanrıçasıdır ve bu nedenle kadınlar, anneler ve çocuklar ile ilgilidir. Umay, diğer çeşitli dinlerinde bulunan toprak ana tanrıçalarına benzer.

<span class="mw-page-title-main">Kül Tigin</span> İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı’nı yöneten devlet başkanı

Kül Tigin veya Köl Tigin, d. 684 - ö. 27 Şubat 731), İkinci Doğu Göktürk Kağanlığı'nı ağabeyi Bilge Kağan ile birlikte yöneten devlet başkanıdır. Kül Tigin, devletin askerî kanadını yönetiyordu.

<span class="mw-page-title-main">Acemi Ocağı</span> Osmanlı İmparatorluğunda asker yetiştirilen birim

Acemi Ocağı ya da Acemi Oğlanlar Ocağı, Osmanlı İmparatorluğu'nda Enderûn için öğrencileri ve başta piyade kısmı olmak üzere Kapıkulu'nun ihtiyaç duyduğu askerleri yetiştirmek için kurulan ocaktır.

Yabgu, eski Türk devletlerinde hükümdar anlamında kullanılan unvan. Unvan daha çok Oğuz Türkleri tarafından kullanılmıştır. Oğuzlar kurdukları ilk devlete de Oğuz Yabguluğu adını vermişlerdir.

İstemi Yabgu d. ? - ö. 576 yılları arasında yaşamış, Göktürk Kağanlığı'nın kurucusu olan Bumin Kağan'ın kardeşi, kağan, yabgu ve elçidir. Bumin Kağan'ın yanında batı kanadını yönetmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sezar (unvan)</span> Kayser (Sezar), Roma imparatorlarına verilen bir unvan

Sezar, Jül Sezar'ın ölümünün ardından Roma İmparatorluğu'nda imparatorlara verilen bir ünvan. Tetrarşi döneminde, en yüce ünvan olan Augustus ünvanını taşıyan imparatorun emri altında çalışan alt-imparatorlara Sezar ünvanı verildi. Bu dönemde Sezar ünvanı taşıyan yardımcılar, Augustus'un emri altında halefleri olarak bulunur ve Augustus'un ölümü veya görevi bırakması sonrası onların yerlerine geçip Augustus olurlardı. Esas imparator Augustus'un yokluğunda, Sezar ünvanını taşıyan yardımcılar bazen imparator olarak da anılırlardı ama esas güç Augustus olduğundan ona hesap vermekle yükümlüydüler.

<span class="mw-page-title-main">Börçigin</span>

Börçigin, Cengiz Han ve ardıllarının üyesi olduğu boydur. Ayrıca "Altan Urug", yani "altın soy" ve Munkak olarak da bilinir.

Han, eski Türk - Moğol topluluklarında hükümdar. "Ulu insan", "lider" anlamları taşımaktadır. Moğolcada ve bazı Altay lehçelerinde Kan (Gan) olarak da söylenir. İngilizcede king denilen kral sözcüğünün Türkçedeki karşılığıdır.

<span class="mw-page-title-main">Baksı</span>

Bahşı, Türkmenlerde destan anlatıcısı, Özbeklerde destancı ve falcı, Kazak ve Kırgızlarda ise büyücü ve duahan manalarında kullanılmaktadır. Türkçe Kişi Adları Sözlüğünde; 1. Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim. olarak tanımlanır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlıca</span> Osmanlı İmparatorluğunda kullanılan dil

Osmanlıca veya Osmanlı Türkçesi, Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk anayasası olan 1876 tarihli Kânûn-ı Esâsî'de geçtiği hâliyle Türkçe, 13 ile 20. yüzyıllar arasında Anadolu'da ve Osmanlı Devleti'nin yayıldığı bütün ülkelerde kullanılmış olan, Arapça ve Farsçanın etkisi altında kalan Türk dili. Alfabe olarak çoğunlukla Arap alfabesinin Farsça ve Türkçe için uyarlanmış bir biçimi kullanılmıştır. Halk arasında bazen bu dil dönemi için "Eski Türkçe" de kullanılmaktadır.

Kalgay, Kırım Hanlığı'nda veliahda verilen unvan.

Bugüne dek kullanılmış başlıca soyluluk unvanları şunlardır:

<span class="mw-page-title-main">Kardeş</span>

Kardeş, anne veya babadan en az birinin ortak olduğu kişilerin birbirlerine göre durumuna verilen addır. Kardeşler erkek ya da kız olabilirler. Birçok toplumda kardeşler anne babalarıyla birlikte aynı ortamda oynayarak ve eğlenerek çocukluklarını birlikte geçirerek büyürler. Bu kalıtsal ve fiziksel yakınlık birbirlerine karşı sevgi ya da düşmanlık gibi duygusal hisler beslemelerine neden olur.

Osmanlı İmparatorluğu'nda birçok soyluluk ünvanı vardı. Batı uygarlıklarındaki geleneklerin aksine, birçok şark ünvanlarında olduğu gibi, sınırlı yetkileri olan birçok devlet görevlisi de saltanata bağlı ünvanlar alıyordu. Bu ünvanlar kimi zaman birkaç kuşak boyunca babadan oğula geçebiliyordu.

Odman – Türk ve Altay halk kültüründe Küçük Oğul anlamına gelir. Otman, Otoman veya Utman olarak da söylenir. Ocağın, ev ateşinin devamlılığını sağlayan, evde kalan çocuk. Masallardaki daima başarılı olan Küçük Oğul figürüdür. Türk kültüründe büyük kardeşler kendilerine yeni ev açar fakat en küçük oğul evde kalır. Böylece ocak ateşinin devamını sağlar. Osmanlı İmparatorluğunun kurcusu Osman Bey’in gerçek adının Otman olduğunu ileri süren tarihçiler vardır. Bu ismin, İslamiyeti kabul eden Türklerde ses benzeşimi yoluyla Osman’a dönüştüğü söylenmektedir. Hatta mecazen Selçuklu Devleti’nin varisi olduğu ve diğer beylikler içinde oldukça küçük olduğu halde Anadolu’daki Türk Devleti’nin ocağını sürdürdüğü için bu adla uyum içinde olduğu da düşünülebilir. Gerçekten de bu ad Avrupa kaynaklarında Ottoman olarak yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Emir (makam sahibi)</span>

Emir, Arap ülkeleri, Batı Afrika, Afganistan ve Hindistan altkıtasındaki çeşitli yerlerde kullanılan bir kral, aristokrat veya askerî olarak yüksek bir makam ünvanını ifade eder. Terim, bir "komutan", "general" veya "lider" anlamına gelecek biçimde de Emîrü'l-mü'minîn olarak yaygın biçimde kullanılmıştır. Dişil formu emire kelimesidir. "Prens" olarak çevrildiğinde, "emirlik" kelimesi egemen bir prensliğe benzer. Çağdaş kullanımda bu terim, bir Emirliğin Müslüman bir devlet başkanını veya İslamî bir örgütün liderini belirtebilir.

<span class="mw-page-title-main">Bizans bürokrasi ve aristokrasisi</span> Bizans İmparatorluğu hükûmeti

Bizans İmparatorluğu, Roma İmparatorluğu'ndan miras kalan karmaşık bir aristokrasi ve bürokrasi sistemine sahipti. Hiyerarşinin zirvesinde imparator duruyordu; ancak "Bizans bir cumhuriyetçi mutlak monarşiydi ve ilahi haklara sahip bir monarşi değildi". İmparatorluk verasetiyle ilgili yazılı yasalar yoktu ve Roma Cumhuriyeti hiçbir zaman resmen kaldırılmadı, bu nedenle İmparator, hem Senato (Synkletos) hem de Ordu tarafından resmi olarak seçilmeliydi. Gerçekte, Senato yetkisi zamanla ciddi şekilde kısıtlandı ve Ordu pratikte seçim konusunda tekel konumuna geçti. Ayrıca, yarı cumhuriyetçi bir varlık iken, İmparatorlar genellikle çocuklarının halefini dolaylı yollarla, örneğin onları ortak imparator olarak atamak gibi, sağlamayı başardılar. Yazılı veraset kanunlarının ve usullerinin yokluğu ve İmparatorluğun askerileştirilmiş devleti, çok sayıda darbe ve isyana yol açarak, Malazgirt yenilgisi gibi birçok feci sonuçlara yol açtı.

Serdar Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri bir rütbe ve Karadağ ve Sırbistan'da asil bir rütbeydi. Serdarlar özellikle Osmanlı İmparatorluğu sınırlarında görev yapmıştır. Toprakların güvenliğinden sorumluydular. Örneğin, Yakup Ağa babası kim Barbaros gelen Yenice.