İçeriğe atla

Ağ toplumu

Antipozitivizm

Ağ Toplumu, ağ bağlantılı, dijital bilgi ve iletişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının neden olduğu sosyal, politik, ekonomik ve kültürel değişimlerle ilgi olarak 1991 yılında ortaya atılmış bir ifadedir. Ağ Toplumu kavramı Georg Simmel gibi erken dönem sosyal teorisyenlerinin çalışmalarına kadar uzanabilir. 1991 yılında Manuel Castells tarafından ortaya atılan ve daha sonrasında Hollandalı sosyolog Jan Van Dijk tarafından geliştirilen Ağ Toplumu kavramının Bilişim Çağından, (İngilizce: Information Age) sonra dijital kültüre yön veren bir iletişim formu olduğu belirtilmiştir. Toplumun sosyal organizasyon formundan ağ toplumu formuna geçmesiyle daha esnek ve birbirine bağlı (İngilizcesi: Interconnected) bir iletişim ortamı kurulmuştur. Merkeziyetçi olmaması, herkesin özgür ifadelere yer verebilmesi, Jan Van Dijk tarafından "yatay hiyerarşi" olarak tanımlanmış ve 21. yüzyılın ilk on yılında internet gibi medya daha da gelişmiş hale gelip, nüfusun daha geniş kesimleri tarafından ve ekonomi, siyaset ve kültürle ilgili çıkarlar tarafından kullanılmaya başlandıkça, yavaş yavaş “normal medya” olarak görünür olmuştur. Jan Van Dijk, kâğıt iletişim araçlarının modasının geçeceğini iddia etmiştir.[1]

Köken

Ağ toplumu terimi Hollandalı Sosyolog Jan van Dijk tarafından 1991 Hollanda kitabı De Netwerkmaatschappij'de (Ağ Toplumu) ve Manuel Castells tarafından Bilgi Çağı üçlemesinin ilk bölümü olan Ağ Toplumunun Yükselişi'nde (1996) yazılmıştır. 1978'de James Martin, kitle ve telekomünikasyon ağları ile bağlantılı bir toplumu belirten ilgili 'Kablolu Toplum' terimini kullandı.[2]

Van Dijk, ağ toplumunu, sosyal ve medya ağlarının bir araya gelmesinin temel örgütlenme biçimini ve her düzeyde (bireysel, örgütsel ve toplumsal) en önemli yapıları şekillendirdiği bir toplum olarak tanımlar. Bu tür bir toplumu, fiziksel birliktelik olarak şekil alan gruplar, örgütler ve topluluklar (kitleler) ile karşılaştırır.[1]

Manuel Castells

Castells'e göre ağlar, toplumlarımızın yeni sosyal morfolojisini oluşturmaktadır.[3] Castells için ağlar modern toplumun temel birimleri haline gelmiştir. Van Dijk ise o kadar ileri gitmemektedir; onun için bu birimler hâlâ bireyler, gruplar, örgütler ve topluluklardır, ancak ağlar tarafından birbirine bağlanabilirler.[4]

Berkeley Üniversitesi'nden Harry Kreisler ile röportaj yaparken Castelss şunları söylemektedir: “Bir ağ toplumunun somut olarak tanımı, kilit sosyal yapıların ve faaliyetlerin elektronik olarak işlenmiş bilgi ağları etrafında organize edildiği bir toplumdur.” Bu yüzden ağ toplumunun sadece sosyal ağlarla ilgili olmadığını söyler çünkü sosyal ağlar çok eski sosyal örgütlenme biçimleridir.[5]

Jan Van Dijk

Dijk, "ağ toplumu" terimini, medya ağlarındaki ilişkilerini giderek daha fazla organize eden, yüz yüze iletişimin sosyal ağlarının yerini alan veya tamamlayan bir toplum biçimi olarak tanımlamıştır. Kişisel ve sosyal ağ iletişimi dijital teknoloji ile desteklenmektedir. Bu, sosyal ve medya ağlarının, modern toplumun en önemli örgütlenme biçimini ve en önemli yapılarını şekillendirdiği anlamına gelir.[2]

Van Dijk'in Ağ Toplumu, ağ toplumunun ne olduğunu ve gelecekte nasıl olabileceğini kendi olgusuyla tasvir ediyor. Bu kitabın ilk sonuçlarından biri, modern toplumun bir ağ toplumu olma sürecinde olduğudur. Bu, internette kişilerarası, örgütsel ve kitle iletişiminin bütünleştiği anlamına gelir. İnsanlar birbirleriyle bağlantılı hale gelir ve sürekli olarak bilgiye ve iletişime erişebilirler. İnternet kullanan herkes evine ve iş yerlerine “bütün dünya'yı" getiriyor. Buna ek olarak, internet gibi medya daha da gelişmiş hale geldiğinde, 21. yüzyılın ilk on yılında nüfusun daha büyük kesimleri ve ekonomi, politika ve kültüre kazanılmış çıkarlar tarafından kullanıldıkça yavaş yavaş “normal medya” olarak görünecektir. Gazetelerin ve mektupların bilgiyi yaymak için eski biçimler haline gelmesiyle, kağıt ve baskı iletişim araçlarının modası geçeceğini de iddia ederek bu tanımları kitabının sonuçlarına ekliyor.[2]

Kaynakça

  1. ^ a b Dijk, Jan van (2006). The network society : social aspects of new media. 2nd ed. Thousand Oaks, CA: Sage Publications. ISBN 978-1-84860-476-6. OCLC 297429866. 
  2. ^ a b c Martin, James (1978). The wired society. Englewood Cliffs, N.J.: Prentice-Hall. ISBN 0-13-961441-9. OCLC 3447220. 
  3. ^ Castells, Manuel (2000). The rise of the network society. 2nd ed. Oxford: Blackwell Publishers. ISBN 0-631-22140-9. OCLC 43790713. 5 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Mayıs 2022. 
  4. ^ "Call for Special Issue Papers: Effects of Violent Video Games". Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking. 22 (11): 674-674. 1 Kasım 2019. doi:10.1089/cyber.2019.29164.cfp2. ISSN 2152-2715. 
  5. ^ Castells, Manuel; Kumar, Mukul (11 Kasım 2014). "A Conversation with Manuel Castells". Berkeley Planning Journal. 27 (1). doi:10.5070/bp327124502. ISSN 1047-5192. 

İlgili Araştırma Makaleleri

, ağ iletişimi ve ağ bağlantılı şu anlamlara gelebilir:

<span class="mw-page-title-main">İnternet</span> elektronik iletişim ağı

İnternet, bilgisayar sistemlerini birbirine bağlayan elektronik iletişim ağıdır. TDK, internet sözcüğüne karşılık olarak genel ağı önermiştir. İnternet yerine zaman zaman sadece net sözcüğü de kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">İşlevselcilik</span>

İşlevselcilik (İngilizce:Functionalism), Sosyal Bilimlerde, özellikle Sosyoloji ve Sosyokültürel Antropoloji disiplinlerinde esas olarak en derinde bireysel biyolojik gereksinimleri yerine getirme temelinde ortak çareler arayarak tesis edilmiş olan toplumsal kurumları ya da kurumlaşmayı açıklamaya çalışan bir paradigmadır. Sosyal gereksinimleri yerine getiren sosyal kurumların bunu yerine getiriş biçimlerine; özellikle istikrarlı, kararlı toplum yapısı üzerine odaklanır. İşlevselcilik, yaklaşımın diğer öğretileri ile beraber ana sosyolojik yaklaşımdır. Tıpkı çatışmacı kuram ve etkileşimcilik gibi. İşlevselcilik, önce Emile Durkheim ile şekillenmiş daha sonra ise yakın yüzyılda Talcott Parsons tarafından geliştirilmiştir. Aynı zamanda 20. yy. sosyologları tarafından da kurama çok önemli katkılar yapılmıştır ve bu yaklaşım 1970'lere kadar, yani yeni ve eleştirel argümanlarla karşılaşıncaya kadar popüler etkinliğini sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Manuel Castells</span>

Manuel Castells Oliván, İspanyol sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">İnternet kültürü</span>

İnternet kültürü, sık ve aktif internet kullanıcıları arasında gelişen ve sürdürülen, özellikle internet üzerinden birbirleriyle iletişim kuran çevrimiçi toplulukların üyeleri tarafından oluşturulan bir tür yarı yeraltı kültürüdür. Bu kültür, etkisi bilgisayar ekranları aracılığı ve bilgi ve iletişim teknolojileriyle, özellikle de internet tarafından aracılık edilen bir kültürdür.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal medya</span> İnsanların kendi aralarında bilgi veya düşünce paylaştığı sanal topluluk ve ağlar

Sosyal medya, kullanıcıların internette aradığı, kullandığı ve içerik ürettiği interaktif iletişim platformdur. Geleneksel medya’dan Web 2.0’ın kullanılmaya başlamasıyla, tek yönlü içerik paylaşımından, çift taraflı içerik alışverişine erişim sağlanılan medya iletişimidir. Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan İnternet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedir. Küçük gruplar arasında gerçekleşen diyaloglar ve paylaşımlar giderek, kullanıcı bazlı içerik üretimini giderek arttırmakta, amatör içerikleri dijital dünyada birer değere dönüştürmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Bilişim Çağı</span>

Bilişim Çağı bilişim ve iletişim teknolojilerindeki gelişimin insanlık tarihinde toplumsal, ekonomik ve bilimsel değişimin yönünü yeniden belirlediği ve giderek ağ toplumunun ortaya çıktığı döneme verilen addır. Başta imalat sanayii olmak üzere, ulaştırma, inşaat ve enerji sektörlerindeki gelişmelerin toplumsal ve ekonomik değişimin itici gücü olduğu endüstri toplumunun gelecekte neye evrileceği konusundaki tartışmalar 1950'lerin sonlarında başlamıştır. Başlangıçta bu döneme Endüstri Sonrası Çağı denmiştir. Bilgi Toplumu/Çağı, Enformasyon Toplumu/Çağı, İnternet Toplumu/Çağı, Elektronik Çağ, Siber Toplum/Çağ, Dijital Çağ, Sanayi-ötesi Çağ, Post-Modern Çağ, Yeni Çağ gibi çeşitli isimlerle de bilinmektedir. 1980'lerde İnternet'in kullanımının yaygınlaşması ve nihayet 1995'te tamamen serbest bırakılmasından sonra endüstri sonrası terimi yerini enformasyon sözcüğüyle değiştirmiş, kavram Türkçeye Bilişim Çağı ya da Bilgi Çağı olarak yerleşmiştir. Günümüzde "Bilişim Çağı" terimi, 1990'lardan bugüne kadar olan süre için kullanılmaktadır.

Dijital dağıtım, somut bir ortam kullanmadan içerik taşıma, iletme yöntemidir, genellikle internet üzerinden tüketicinin evine bilgisayar veya başka bir araç kullanılarak gelmektedir. Radyo-televizyon yayını ya da internet gibi bir iletişim yolu aracılığıyla, ses, görüntü, bilgisayar yazılımı veya oyun gibi çoklu ortam içeriklerini sağlayan dağıtıcı ise içerik sağlayıcı olarak adlandırılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal ağ</span> Kişinin çevresindeki diğer kişilerle oluşturduğu ilişki ağı

Sosyal ağ kavramını ilk kez 1954 yılında Barnes, kişinin çevredeki diğer insanlarla olan ilişkilerini tanımlamak amacıyla kullanmıştır. İnternet ortamında, kullanıcıların kendilerini tanımlayarak her kültürden farklı kullanıcı ile iletişime geçtiği, bunun yanında normal sosyal yaşamda kullanılan jest ve mimik hareketlerini simgeleyen sembollerle duygu ve düşüncelerini sanal olarak ifade ettiği, bu şekilde sosyal iletişim kurduğu ortamlar “sosyal ağ” olarak tanımlanmaktadır. Bugün sosyal ağlar dediğimizde en büyük örnek olarak karşımıza Facebook, Instagram, Twitter ve LinkedIN gibi web siteleri çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Bilgi tekeli</span>

Bilgi tekeli, ilk kez Kanadalı ekonomi tarihçisi Harold Innis'in iletişim üzerine yazdığı yazılarda ortaya attığı bir konsept. Innis bu terime net bir açıklama getirmese de, bu tekel konseptine ekonomi ve bilgi alanında yaklaştığını belirtir. Bilgi tekeli egemen sınıfların temel iletişim teknolojilerini kontrol etmek suretiyle siyasal iktidarlarını korumalarıyla ortaya çıkar. Bunun bir örneği Eski Mısır'da karmaşık yazı sisteminin okur yazar rahiplerle, yazman takımına kazandırdığı bilgi tekelidir. Yazma ve okumada uzmanlaşmanın çok uzun süreli bir çıraklık ve eğitimden sonra elde edilmesi bilginin sadece bu güçlü sınıfın tekelinde tutulmasına yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dijital yerli</span>

Dijital yerli teknoloji ile doğar doğmaz tanışan, internetin kurdu olarak yetişen, bilgisayar ve teknolojilerini anadili gibi bilen yöneten ve kullanan bir sınıftır. Çevrimiçi sosyal ağları hayatının merkezine oturtmuş, işlerini internetin ve teknolojinin getirdiği avantajları kullanarak basit yöntemlerle halleden, bazı insanların anlamakta güçlük çektiği terimler kullanan, yani çağımıza doğmuş neslin her bir bireyine denir. Dijital yerliler günümüz teknolojileri ile hayata başlamış, hayatının merkezinde çevrimiçi ortamların ve yeni teknolojilerin yer aldığı tüm günlük işlerini teknoloji ile yürüten 21. yüzyıl çocuklarından ve gençlerinden oluşmaktadır. Çağımızın bir getirisi olarak günümüz toplumunun büyük çoğunluğunu oluşturan dijital yerliler diğer bir bakış açısıyla da kuşak çatışmasını temsil etmektedir. yani dijital yerliler ve dijital göçmenlerin çatışması diyebiliriz. Dijital yerli kavramı 1980 sonrası gündeme gelmiş, internetin dünyada yaygınlaşmasıyla birlikte 21. yüzyılın neslini kapsayan bir tabir halini almıştır.

Alternatif medya, yaygın olarak bilinen ve tüketilen medyanın karşısında olan, ona alternatif üretim yapan medya örgütleri, kurumları ve araçlarına verilen genel ad.

Dijital okuryazarlık akıllı telefonlar, tabletler, dizüstü bilgisayarlar ve masaüstü bilgisayarlar gibi ağ cihazları aracılığı ile bilgiyi bulma, anlama, analiz etme, üretme ve paylaşabilme becerilerini ifade eder. Dijital okuryazarlık bilgisayar okur yazarlığı veya dijital becerilerden farklıdır.

Dijital bölünme, dijital çağdan yararlanabilenler ile yararlanamayanlar arasındaki uçurumu ifade etmektedir. İnternet'e ve diğer bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimi olmayan kişiler, dijital bilgi edinemedikleri, çevrimiçi alışveriş yapamadıkları, demokratik olarak katılamadıkları veya becerilerini öğrenip bunları sunamadıkları için dezavantajlı duruma düşeceklerdir. Bu erişime sahip olmayan kişilere bilgisayar ve ilgili hizmetleri veren programlar sunulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">İnternet sosyolojisi</span>

İnternet sosyolojisi toplumbilim kuramının bir bilgi ve iletişim kaynağı olan internete uygulanmasıdır. Toplumsal ağlar, sanal topluluklar, etkileşim yöntemleri ve bilişim suçları bu dalın ilgilendiği konular arasındadır.

Dijital dönüşüm, toplumsal ve sektörel ihtiyaçlara dijital teknolojilerin entegrasyonuyla çözüm bulmanın ve buna bağlı olarak iş akışlarının ve kültürün gelişmesi ve değişmesi sürecini tanımlayan bir kavramdır. Yaratıcılığı ve inovasyonu merkeze alan dijital dönüşüm, geleneksel metodlardan daha verimli sonuçlar elde etmek için ortaya çıkmıştır. Dijital Dönüşüm, insan ve çevre odağında, teknolojinin sosyolojiyle etkileşiminden ortaya çıkan “yaratıcı yıkımla”, toplumsal olarak yeni bir yönetim, üretim ve yaşam sürecine değişerek dönüşümü olarak da ifade edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Gıda sosyolojisi</span>

Gıda sosyolojisi, toplumun ilerleyen tarihi ve gelecekteki gelişimi ile ilgili kaygılardan ortaya çıkan gıda çalışmasıdır. Gıda sosyolojisi içerisinde; üretim, hazırlık, tüketim, dağıtım, etik, kültürel vb. konular barındırır. Toplumumuzdaki gıda dağıtımının yönü, gıda tedarik zincirindeki değişikliklerin analizi ile incelenebilir. Özellikle küreselleşme, gıda dağıtım endüstrisinde baskı etkisi yaratarak gıda tedarik zinciri üzerinde önemli etkilere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Terör sosyolojisi</span>

Terör sosyolojisi, terörizmi sosyal bir fenomen olarak anlamaya çalışan sosyolojinin bir alandır. Alan, terörizmi tanımlar, niçin gerçekleştiğini araştırır ve toplum üzerindeki etkisini değerlendirir. Terörizm sosyolojisi, siyaset bilimi, tarih, ekonomi ve psikoloji alanlarından meydana gelmektedir. Terörizm sosyolojisi, terörizmi meydana getiren sosyal koşullara vurgu yapması ile önemli terörizm araştırmalarından farklılık göstermektedir. Terörizm sosyolojisi ayrıca devletlerin böyle olaylara nasıl tepki gösterdiğini araştırır.

<span class="mw-page-title-main">Kütüphaneci</span> bir kütüphanede profesyonel olarak çalışan ve genellikle kütüphanecilik eğitimi almış kişi, kütüphanede bilgi hizmeti veren kişi

Kütüphaneci, üniversitelerin bilgi ve belge yönetimi bölümünden mezun olup kütüphanelerde çalışan personellerdir. "Bilgi uzmanı", "bilgi profesyoneli", "kütüphane personeli", "kütüphane uzmanı", "kütüphane öğretmeni" ve "bilgi yöneticisi" gibi unvanlarla da adlandırılır.

Dijital gözetim, bireyler veya gruplarla ilgili hassas ve iletişim bilgilerini içeren kişisel verilerin çeşitli sensörler, biyometrik tanımlama cihazları, veri analitiği, casus yazılımlar, kayıt cihazları gibi teknolojik araçlar kullanılarak izlenmesidir.