Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir.
Kara Veba olarak da bilinen Kara Ölüm, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Avrasya ve Kuzey Afrika'da 75-200 milyon kadar insanın ölümüne yol açtığı düşünülmektedir. 1346-1353 yılları arasında Avrupa'da zirveye ulaşan salgın, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Hastalığın sebebi Yersinia pestis bakterisidir. Genellikle hıyarcıklı veba görülse bile, pnömonik veba ve septisemik veba da görülebilir.
Justinianus Veba Salgını, Ticaret gemileri veba bulaşmış pire taşıyan sıçanlar barındırdığı için Bizans İmparatorluğu ve özellikle başkenti Konstantinopolis'in yanı sıra Sasani İmparatorluğu ile tüm Akdeniz çevresinde liman kentlerini etkileyen bir pandemidir. Bazı tarihçiler, Justinianus Veba Salgını'nın tarihin en ölümcül salgınlarından biri olduğuna inanmaktadır ve bu da iki asır boyunca yenilenerek tahmini 25-100 milyon insanın ölümüne yol açmıştır; ilk salgın sırasında Avrupa nüfusunun yarısına eşdeğer bir ölüm oranı vardır. Vebanın sosyal ve kültürel etkisi, 14. yüzyılda Avrasya'yı harap eden Kara Ölüm ile karşılaştırılmaktadır, ancak 2019'da yayınlanan araştırmalar, vebanın ölüm oranının ve sosyal etkilerinin abartıldığını savunmaktadır.
Atina Vebası, Antik Yunanistan'da Peloponez Savaşı'nın ikinci yılı sırasında Atina'nın zaferi yakın gözükürken Atina şehir devletini mahveden salgındır. Veba'nın tahmini olarak 75,000 ila 100,000 arası insanı öldürdüğüne ve Atina'ya şehrin limanı ve de tek erzak ve yemek kaynağı olan Pire'den bulaştığına inanılmaktadır. Doğu Akdeniz'in büyük bir kısmında hastalık daha düşük bir etkiyle ortaya çıktı. Veba Atina halkında kanunlara ve dini inanca bağlılığın azalmasıyla sonuçlanan ciddi etkiler bıraktı ve bunun üzerine kanunlar daha katı hale gelerek Atinalı olduğunu iddia eden vatandaşlık hakkı tanınmamış kimseler cezalandırıldı. Veba, MÖ 429'da ve MÖ 427/426 kışında iki kez daha geri döndü. Yaklaşık 30 patojenin vebaya neden olduğu ileri sürülmüştür.
Siprianus Vebası, M.S. 250'den 262'ye kadar Roma İmparatorluğu'nu etkilemiş bir veba salgını.
1592-1593 Malta veba salgını dönem Hospitalier Şövalyeleri Malta adasında yönetimde iken meydana gelen veba salgınıdır. İkinci veba salgını sırasında Haziran 1592 ile Eylül 1593 arasında üç dalga halinde meydana geldi ve nüfusun yaklaşık %11'ini oluşturan yaklaşık 3000 ölümle sonuçlandı. Hastalık, İskenderiye'den gemileri ele geçiren Toskana kadırgaları tarafından Malta'ya getirildi. 1593'te tarikat, salgınla mücadele için Sicilya'dan yardım istedi ve alınan önlemler vebanın kontrol altına alınmasında etkili oldu.
1675-1676 Malta veba salgını, Malta'nın Hospitalier Şövalyeleri tarafından yönetilidiği dönemde meydana gelmiş olan bir salgındır. Aralık 1675 ile Ağustos 1676 arasında meydana geldi ve yaklaşık 11.300 ölümle sonuçlandı ve bu da onu Malta tarihindeki en ölümcül salgın haline getirdi. Ölümlerin çoğu, ölüm oranı yaklaşık %41 olan başkent Valletta ve üç şehir de dahil olmak üzere kentsel alanlardaydı. Kırsal yerleşimlerde ölüm oranı %6,9'du.
1813-1814 Malta veba salgını, Malta ve Gozo adalarındaki son büyük veba salgınıydı. Mart 1813 ile Ocak 1814 arasında Malta'da ve 1814 Şubat ile Mayıs arasında Gozo'da meydana geldi ve 1814 Eylül'ünde salgının resmen bittiği ilan edildi. Yaklaşık 4500 ölümle sonuçlandı, bu da adaların nüfusunun yaklaşık %5'iydi.
İlk veba salgını, Yersinia pestis bakterisinin neden olduğu bulaşıcı hastalık olan vebanın ilk Eski Dünya salgınıdır. Erken Orta Çağ Pandemisi olarak da adlandırılan bu hastalık, 541'de Justinianus Veba Salgını ile başladı ve 750 veya 767'ye kadar devam etti; Justinianus Veba Salgını'nı takip eden en az on beş veya on sekiz büyük veba dalgası tarihsel kayıtlardan tespit edilmiştir. Pandemi, en şiddetli ve en sık Akdeniz Havzası'nı etkiledi, ancak Yakın Doğu ve Kuzey Avrupa'yı da etkiledi. Doğu Roma imparatoru I. Justinianus'un adı bazen Geç Antik Çağ'daki tüm veba salgınları dizisinin yanı sıra 540'ların başlarında Doğu Roma İmparatorluğu'nu vuran Justinianus Vebası için de kullanılır.
1812-1819 Osmanlı veba salgını, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki son büyük veba salgınlarından biridir. Bu salgın en az 300.000 kişinin hayatına mal olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda 16. ve 19. yüzyıllar arasında veba salgınları sık sık meydana gelmiştir.
Büyük Sevilla Vebası (1647-1652), İspanya'da Sevilla nüfusunun dörtte birini öldüren büyük bir hastalıktı.
Milano Büyük Vebası olarak da anılan 1629-1631 İtalya veba salgını, 1348'de Kara Ölüm ile başlayan ve 18. yüzyılda sona eren İkinci veba salgınının bir parçasıydı. 17. yüzyılda İtalya'daki iki büyük salgından biri, Kuzey ve Orta İtalya'yı etkiledi ve en az 280.000 ölümle sonuçlandı. Bir milyon ölümle nüfusun yaklaşık %35'inin öldüğü de tahminler arasındadır. 1629-1631 salgınının, İtalya ekonomisinin diğer Batı Avrupa ülkelerine göre geride kalmasına neden olduğu da iddia edilmiştir.
1771 Vebası olarak da bilinen 1770-1772 Rus veba salgını, Rusya'nın merkezindeki son büyük veba salgınıydı. Yalnızca Moskova'da 52.000 ila 100.000 kişinin hayatını kaybettiği iddia edilmektedir. 1768-1774 Rus-Türk savaşı esnasında Moldova bölgesinde ortaya çıkan hıyarcıklı veba salgını Ocak 1770'te Ukrayna üzerinden kuzeye doğru orta Rusya'ya yayıldı. Eylül 1771'de Moskova'da zirve yaptı ve Veba İsyanı'na neden oldu. 18. yüzyılda şehir sınırlarının ötesinde yeni mezarlık alanları kurulduğundan, salgın Moskova haritasını yeniden şekillendirdi.
İkinci Veba salgını, 1348'de Avrupa'ya ulaşan ve sonraki dört yıl içinde Avrasya nüfusunun yarısını öldüren Kara Veba ile başlayan büyük bir veba salgınları dizisidir. Veba çoğu yerde yok olmasına rağmen, endemik hale geldi ve düzenli olarak tekrarladı. 17. yüzyılın sonlarında bir dizi büyük salgın meydana geldi ve hastalık 18. yüzyılın sonlarına veya 19. yüzyılın başlarına kadar bazı yerlerde tekrarladı. Bundan sonra, bakterinin yeni bir türü, 19. yüzyılın ortalarında Asya'da başlayan üçüncü veba salgınına yol açtı.
Üçüncü veba salgını, Çing hanedanlığının Xianfeng İmparatorunun beşinci yılında 1855'te Çin'in Yunnan kentinde başlayan büyük bir bubonik veba salgınıydı. Bubonik (hıyarcıklı) vebanın bu bölümü, tüm yerleşik kıtalara yayıldı ve nihayetinde Hindistan ve Çin'de 12 milyondan fazla ölüme yol açtı. Ölümlerin en az 10 milyonu yalnızca Hindistan'da meydana geldi. Bu salgın tarihin en ölümcül salgınlarından biri olarak kayıtlara geçti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi dünya çapındaki kayıpların yılda 200'e düştüğü 1960 yılına kadar aktif olarak kabul edildi. Veba ölümleri o zamandan beri her yıl daha düşük bir seviyede devam etmektedir.
Geç Dönem Ming Hanedanlığı'ndaki Büyük Veba, Çin'deki Ming Hanedanlığı'nın son dönemi olan 1633 ve 1644 yılları arasında yaşanan büyük bir veba salgınıdır. Salgın 1633'te Şansi Eyaletinde başladı ve 1641'de Pekin'e ulaştı. Veba 1643'te 200.000'den fazla insanın ölümüne neden oldu ve 1644'te Ming Hanedanlığı'nın çöküşüne katkıda bulundu.
1900–1904 San Francisco vebası, San Francisco'da Chinatown merkezli bir hıyarcıklı veba salgınıydı. Bu salgın, kıtasal Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk veba salgınıydı. Salgın, tıbbi yetkililer tarafından Mart 1900'de tanındı, ancak varlığı iki yıldan fazla bir süre Kaliforniya Valisi Henry Gage tarafından reddedildi. Amacı San Francisco ve California'nın itibarını korumak ve karantina nedeniyle gelir kaybını önlemekti. Hızlı harekete geçmedeki başarısızlık, hastalığın yerel hayvan popülasyonları arasında kendini göstermesine izin vermiş olabilirdi. Federal yetkililer büyük bir sağlık sorunu olduğunu kanıtlamak için çalıştılar ve etkilenen bölgeyi izole ettiler; bu Gage'in güvenilirliğini sarstı ve 1902 seçimlerinde valiliği kaybetti. Yeni vali George Pardee halk sağlığı önlemleri aldı ve salgın 1904'te durduruldu. 121 vaka tespit edildi ve 119 ölümle sonuçlandı.
Hitit Veba Salgını MÖ 14. yüzyılda ortaya çıkan Tularemi epidemisidir. Hitit Veba Salgını, bir hastalığın biyolojik silah olarak kullanımının ilk belgelendiği salgındır.
Büyük Viyana Vebası 1679'da Avusturyalı Habsburg hükümdarlarının imparatorluk ikametgâhı olan Viyana, Avusturya'da meydana gelmiştir. Dönemin açıklamalardan, hastalığın kara sıçan ve diğer kemirgenlerle ilişkili pireler tarafından taşınan Yersinia pestis bakterisinin neden olduğu hıyarcıklı veba olduğuna inanılmaktadır. Şehir, 1680'lerin başlarında düzensiz bir şekilde tekrarlayan ve tahmini 76.000 kişinin yaşadığını iddia eden salgın yüzünden zarar gördü.
Mançurya vebası, 1910-1911 yıllarında Mançurya bölgesinde etkili olan bir pnömonik veba salgınıdır. 60.000 kişinin ölümüne yol açan salgın, ilk defa salgınlara lokal yanıttan ziyade uluslararası müdahalenin gerekliliğini göstermiştir. Tarihte ilk defa salgın kontrolü için yaygın olarak kişisel koruyucu ekipmanların giyilmesi bu salgında teşvik edilmiştir.