
Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim kuvvetiyle yörüngede tutulan ve çeşitli gök cisimlerinden oluşmuş bir sistemdir. Güneş ve 8 gezegen ile onların doğruluğu onaylanmış 150 uydusu, 5 cüce gezegen ile onların bilinen toplam 8 uydusu ve milyarlarca küçük gök cisminden oluşur. Küçük cisimler kategorisine asteroitler, Kuiper Kuşağı cisimleri, kuyruklu yıldızlar, gök taşları ve gezegenler arası toz girer.

Asteroit,, iç Güneş Sistemi'nde yörüngede dönen ve meteoroitlerden daha büyük, fakat cüce gezegenlerden daha küçük olan bir küçük güneş sistemi cismidir. Atmosferi olmayan metalik veya kayalık cisimlerdir. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri, cüce gezegenler de dahil olmak üzere önemli ölçüde farklılık gösterir.

Ceres, Güneş'e en yakın cüce gezegen ve Mars ile Jüpiter arasında yer alan ana asteroit kuşağındaki en büyük gök cismidir.

Paleojen, Senozoik Zaman'ın üç alt döneminden ilki olup 65 milyon yıl önce başlayıp 24 milyon yıl önce sona erdiği kabul edilir.

Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nde Güneş merkezli ve kabaca Jüpiter ile Mars gezegenlerinin yörüngeleri arasındaki uzayı kaplayan torus şeklinde bir bölgedir. Bu bölgede asteroit veya küçük gezegen olarak adlandırılan çok sayıda katı ve düzensiz şekillerde gök cisimleri bulunur. Tanımlanan nesneler çok farklı boyutlarda olabilir, fakat gezegenlerden çok daha küçüklerdir ve birbirlerinden ortalama olarak bir milyon kilometre uzaklıklarda bulunurlar. Bu asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki diğer asteroit popülasyonlarından ayırt edilebilmesi için ana asteroit kuşağı veya ana kuşak olarak da adlandırılır.

Dünya'ya Yakın Cisimler, yörüngeleri günberi noktasında Dünya'ya 1,3 Astronomik Birim (AB) mesafeden daha yakın olup Dünya'nın çok yakınına gelen gök cisimleridirler. Bunlar birkaç bin Dünya'ya Yakın Asteroit (DYA), Dünya'ya Yakın Kuyruklu yıldız (DYK), bir miktar Güneş etrâfında dolanan uzay aracı ve uzayda Dünya'yla çarpışmadan tâkip edilebilecek büyüklükte meteoritlerden oluşurlar. Makbul olan görüşe göre DYC'lerin geçmişte Dünya'yla çarpışmalarının gezegenimizin jeolojik ve biyolojik târihinde kayda değer rolü olduğu merkezindedir. Dünya'mıza getireceği tehlikelerin farkına varılmasıyla 1980'lerden beri gittikçe artan ilgiyle bu cisimler izlenmişler, gelebilecek tehlikeleri aktif olarak azaltmak için çözümler aranmaya başlamışlardır.

Makemake Güneş Sistemi'ndeki bilinen dördüncü büyük cüce gezegen ve Klasik Kuiper kuşağı cismi popülasyonundaki ikinci büyük Kuiper kuşağı cismidir. Makemake'nin çapı kabaca Plüton'un dörtte üçü kadardır. S/2015 (136472) 1 adında bir uydusu vardır. Bu gezegenin ortalama 30 K olan aşırı düşük sıcaklığı bize yüzeyi hakkında bazı detaylar vermektedir. Tahminlere göre yüzeyi; metan, etan ve olasılıkla nitrojen buzulları ile kaplıdır.

ABD Ulusal Film Arşivi, Amerika Birleşik Devletleri'nde National Film Preservation Board'un Kongre Kütüphanesinde saklanmak üzere seçtiği filmlerden oluşur. 1988'de National Film Preservation Act ile kurulan Heyet, 1992, 1996, 2005 ve yine Ekim 2008'de Congress Yasası hâkimiyetine girdi. 1996 yasasıyla ayrıca kâr amacı gütmeyen ve National Film Preservation Board'a bağlı olmasına rağmen özel sektöre de yatırım yapan National Film Preservation Foundation kuruldu.

16 Psyche, İtalyan gök bilimci Annibale de Gasparis tarafından 17 Mart 1852'de keşfedilen ve Yunan tanrıçası Psyche'den adını alan büyük bir M-tipi asteroittir. "16" ön eki, keşfedilme sırasına göre on altıncı küçük gezegen olduğunu belirtir. M-tipi asteroitlerin en büyüğü ve en kütleli olanıdır ve en büyük on iki asteroitten biridir. Ortalama çapı yaklaşık 220 km 'dir (140 mi) ve asteroit kuşağı kütlesinin yaklaşık yüzde birini içerir. Eskiden bir öngezegennin açığa çıkmış çekirdeği olduğu düşünülüyordu, fakat son gözlemler bu varsayımı sorgulamaktadır. Psyche, NASA tarafından aynı adı taşıyan bir uzay aracıyla araştırılacak. Bu, insan yapımı bir nesnenin metalik bir asteroide yolculuk ettiği ilk sefer olacak. Uzay aracı 13 Ekim 2023'te fırlatıldı ve 2029 yılında asteroide ulaşması bekleniyor.

Uluslararası Astronomi Birliği'ne (IAU) göre küçük gezegen, Güneş'in etrafında doğrudan yörüngede dönen ve ne gezegen ne de kuyruklu yıldız olarak sınıflandırılmayan bir gök cismidir. IAU, 2006 yılından önce resmen küçük gezegen terimini kullanmaktaydı, fakat o yıl yapılan toplantıda küçük gezegenler ve kuyruklu yıldızlar; cüce gezegenler ve Küçük Güneş Sistemi Cisimleri (SSSB) olarak yeniden sınıflandırıldı.

Aktif asteroitler, asteroit benzeri yörüngelere sahiptir ancak kuyruklu yıldız benzeri görsel özellikler gösteren küçük Güneş Sistemi cisimleridir. Yani, koma, kuyruk veya kütle kaybının diğer görsel kanıtlarını gösterirler, ancak yörüngeleri Jüpiter'in yörüngesi içinde kalır. Bu cisimler ilk olarak 2006 yılında astronomlar David Jewitt ve Henry Hsieh tarafından ana kuşak kuyruklu yıldızları (MBC'ler) olarak adlandırılmıştı, ancak bu isim onların bir kuyruklu yıldız gibi zorunlu olarak buzlu olduklarını ve yalnızca ana kuşakta var olduklarını, oysa artan nüfus Aktif asteroitlerin sayısı bunun her zaman böyle olmadığını gösterir.

Lutetia, ana asteroit kuşağında yer alan bir M-tipi asteroitdir. 1852 yılında Hermann Goldschmidt tarafından keşfedildi. Adı, Paris'in Latincesi olan Lutetia'dan gelmektedir.

201 Penelope, Avusturyalı gök bilimci Johann Palisa tarafından 7 Ağustos 1879'da Pula'da keşfedilen büyük bir ana kuşak asteroitidir. Asteroit, Homeros'un Odysseia'sındaki Odisseus'un karısı Penelope'nin adını almıştır. 0,18 dış merkezlik ve 4,381 yıllık bir periyot ile Güneş'ten 2,68 AU uzaklıktaki bir yörüngede yer alır. Yörünge düzlemi, tutulum düzlemine 5,8°'lik bir açıyla eğiktir.

Asterope, 11 Mayıs 1883'te Fransız gökbilimci Alphonse Borrelly tarafından Marsilya Gözlemevinde keşfedilen büyük bir ana kuşak asteroittir. Asteroit, Pleiades'ten biri olan Asterope'den adını almıştır.
Barbara, Alman asıllı Amerikalı gökbilimci Christian Heinrich Friedrich Peters tarafından 12 Ağustos 1883'te Clinton, New York'ta keşfedilen bir ana kuşak asteroitidir. Asteroit, yarı büyük ekseni ile Güneş'in etrafında döner. 2.385 AU, 3,68 yıllık süre ve 0,25'lik eksantriklik değerlerine sahiptir. Yörünge düzlemi, ekliptik düzlemine göre 15,37° eğimlidir. Spektrumuna göre taşlı S-tipi asteroit olarak sınıflandırılmaktadır. 234 Barbara'nın ortalama çapının 45,6 km olduğu tahmin edilmektedir. 26,5 saatlik veya bir günden biraz fazla dönüş hızına sahiptir. Asteroidin adı matematikçilerin koruyucu azizi olarak tanımlanan Barbara'dan gelmektedir.

2867 Šteins asteroit kuşağının iç bölgelerinden gelen, yaklaşık 5 kilometre çapında düzensiz, elmas şeklinde bir arka plan asteroitidir. 4 Kasım 1969'da Sovyet gök bilimci Nikolay Çernık tarafından Kırım'da bulunan Kırım Astrofizik Gözlemevi'nde keşfedildi. Eylül 2008'de, ESA'nın uzay sondası Rosetta, Šteins'ın yanından geçti ve bu sayede Šteins, bir uzay aracıyla ziyaret edilmiş birkaç küçük gezegenden biri oldu. Parlak E-tipi asteroit, 23 adlandırılmış kratere sahiptir ve 6,05 saatlik bir dönme süresine sahiptir. Adını Litvanyalı gök bilimci Kārlis Šteins'tan almıştır.

Euphrosyne çok genç bir asteroittir. En büyük asteroitlerden biridir. Kuzey Amerika'dan bulunan ilk asteroid olup, 1 Eylül 1854'te James Ferguson tarafından keşfedilmiştir. Adını Yunan mitolojisindeki Haritesler 'den biri olan Euphrosyne'den almıştır. 2019'da küçük bir yol arkadaşı keşfedildi. Bilinen en yuvarlak üçüncü asteroittir. Yuvarlaklığının, bir çarpışma ile bozularak yeniden birikmiş olmasından kaynaklandığı düşünülmektedir ve hidrostatik dengeye yakın değildir.

Eugenia, asteroit kuşağında bulunan büyük bir asteroittir. Etrafında bir ayın döndüğü keşfedilen ilk asteroitlerden biri olarak ünlenmiştir. Aynı zamanda 87 Sylvia'dan sonra keşfedilen ikinci üçlü asteroittir.

M tipi asteroitler, diğer asteroit sınıflarına göre daha yüksek oranlarda demir-nikel gibi metal fazları içerdiği görülen ve yaygın olarak demir göktaşlarının kaynağı olduğu düşünülen spektral bir asteroit sınıfıdır.

İkili asteroit, ortak merkez etrafında dönen iki asteroitden oluşan bir sistemdir. İlk olarak, 243 Ida'nın ikili yapısı 1993 yılında Galileo uzay aracının asteroidin yakınından geçmesiyle keşfedilmiştir. O zamandan beri çok sayıda ikili ve birkaç üçlü asteroit sistemi tespit edilmiştir.