İçeriğe atla

2016 Dünya İslâm Alimleri Konferansı

2016 Dünya İslâm Alimleri Konferansı
KonumGrozni
Ülke Çeçenistan
İlk düzenlenme25-27 Ağustos 2016
OrganizatörTabah Vakfı
Resmî web sitesichechnyaconference.org

Çeçenistan’ın başkenti Grozni’de 25-27 Ağustos 2016 tarihinde Çeçenistan Devlet Başkanı Ramazan Kadirov’un himayesinde ve Ezher Şeyhi Dr. Ahmed et-Tayyib’in başkanlığında, eden 200 Müslüman din âliminin katıldığı uluslararası bir toplantı düzenlendi.

Konferansda ise Ehl-i Sünnet’in ancak dört mezhebe mensup (Hanefî, Malikî, Şâfiî ve Hanbelî) olan ve inançta, Eş’ari ve Mâturîdî olan müslümanlardan oluştuğu ve selefilere ve vahabiler yer olmadığı belirtildi.

Konferansta selefiliğin ve vahabiliğin İslam ümmeti ve İslam’ın adına leke sürdüğü vurgulandı.[1]

Konferans katılımcıları

Müslüman ülkelerden 200 civarında temsilci katılmıştı. Konferansa Ahmed et-Tayyib, Ali Cuma, Ali el-Cifri, Said Fude ve Hatim el-Avni gibi meşhur simalar da iştirak etmiş ve program sonunda ortak bir deklarasyon yayınlamışlardı.[2]

Konferansı sonuç bildirgesi

Grozni Toplantısı’nın konu başlığı “Kimler Ehli Sünnet ve Alcemaattir? Fıkhi, İtikadi ve Ameli Bakımdan Durumun Tespiti ve Çağdaş Sapmalar” şeklindeydi. Toplantı iki gün sürdü ve bir sonuç bildirisi yayınlandı.

Sonuç bildirgesinde Sünnilerin tanımının “İnanç açısından Eşari, Maturidi olanlar, fıkıh açısından dört fıkıh öğretisini Hanefi, Maliki, Şafi, Hanbeli’yi takip edenler, ahlak ve iffet açısından da halis tasavvufu benimseyenler” şeklinde yapılması Suudi Arabistan’ı rahatsız etti.

Bildirgede ayrıca konferansın “aşırıcıların bu sıfatı ele geçirip tekelleştirme girişimleriyle birlikte Sünnilik kavramını etkileyen keskin ve tehlikeli sapmanın düzeltilmesi” bakımından “önemli ve elzem bir dönüm noktası” olduğu kaydedildi.

Suudi Arabistan’ın tepkisi üzerine açıklama yapan El-Ezher Üniversitesi karşılaştırmalı fıkıh hocası Ahmed Kerime, “Aşırıcıların Ehl-i Sünnet kavramını tekelleştirmeye çalıştığını” belirtti.

Suudi Dünya Müslüman Gençlik Meclisi tarafından basılan Çağdaş Dinler, Mezhepler ve Fırkalar Ansiklopedisi’ne atıfta bulunan Ahmed Kerime, “Ansiklopedide kendilerinden olmayan diğer Ehl-i Sünnet mezheplerinin dinsiz olarak tanımlandığını” vurguladı.[3]

Eleştiri

Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Başkanı Şeyh Yusuf el-Karadavi de yayınladığı bildiriyle Grozni'de düzenlenen konferansı sert bir şekilde eleştirdi. Bu konferansta alınan kararları reddettiğini ve konferansın düzenlenmesinden rahatsız olduğunu da dile getirdi.[4]

El-Karadavi, ümmetin tüm duyarlı âlimlerini ve fertlerini rahatsız ettiğini söylediği konferansı "Dırar Mescidi"ne benzetti.[5]

Grozni Toplantısı’nı, Suudi Arabistan Yüksek Din Uleması Genel Sekreterliği bir bildiri yayınlayarak kınadı ve Rusya’nın İslam’ı siyasi amaçlarına alet etmek için söz konusu toplantının düzenlendiğini açıkladı. Bu toplantıda alınan kararların Müslümanları fanatik çağrılar ve söylemler çerçevesinde daha çok parçalayacağını ileri sürdü. Toplantıda alınan kararların mezhep kışkırtıcılığı yaptığı ve Müslümanları Ehli Sünnet söylemi çerçevesinde birbirine düşürdüğünü dile getirdi. Alimlerin ve fakihlerin temel dini nasları açıklamak için başvurdukları yöntemlerin farklı olabileceği, bu farklılığın temel dini kaynaklardan herkesin aynı şeyi anlamasına imkân tanımadığını belirtti. Bu bakımdan sahih dini geleneği, klasik dönem fukaha, ulema ve imam görüşlerine göre dondurmanın Kur’an ve Sünnetle bağdaşmadığını ifade etti. Suud Ulemasının bildirisinde İslam toplumunun, “Kur’an ve sünnetten başka hiçbir temel otoritesinin olamayacağı, ifade edildi.[6]

El-Alem televizyonunun bildirdiğine göre Ramazan Kadirov, tüm müslümanların zamanın haricilerinden ızdırap çektiğini ve zamanın haricilerinin vahhabiler olduğunu bildirdi.

BBC'nin sorularını cevaplandıran Kadirov, bugün İslam aleminde yaşanan fitne ve müslümanların birbirinin kanını akıtmasının asıl sebebinin haricilerin fitnesi olduğunu, bunun için yeni neslin bu haricilerin fitnesinden korunması gerektiğini söyledi.

Kadirov, 29 Ağustos tarihinde seçkin İslam aliminin katılımıyla düzenlenen “Ehl-i Sünnet kimlerdir?” konferansının Rusya devlet başkanı Vladimir Putin ile hiçbir alakasının bulunmadığını ve kendilerinin İslam ve müslümanların hizmetçisi olduklarını söyledi.

Kadirov bir Vahhabi terör teşkilatı olan IŞİD'in şimdiye kadar Çeçenistan içinde de 1500 aşkın müslümanı katlettiğini bildirdi.[7]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Çeçenler Vahabileri Ehl-i Sünnetten saymadı". Fars Haber Ajansı. 10 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2018. 
  2. ^ "İslâm içi savaş". Yeni Akit. 3 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2018. 
  3. ^ "İslam Konferansı Sonuç Bildirgesi S. Arabistan'la Mısır'ı Karşı Karşıya Getirdi". Tesnim Haber Ajansı. 3 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2020. 
  4. ^ "Kardavi Çeçenistan'daki Konferansa Tepki Gösterdi". Muslim Port. 5 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2018. 
  5. ^ "Ehli Putin ve Ali Cuma". Diriliş Postası. 15 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2018. 
  6. ^ "Grozni'den Arabistan'a Ehli Sünnet Tartışmaları". Ankara Kriz ve Siyaset Araştırmaları Merkezi (ANKASAM). 15 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Aralık 2018. 
  7. ^ "Çeçenistan'da Vahhabi Karşıtı Konferans". Pars Today. 7 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2020. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Fıkıh</span>

Fıkıh, anlayış, anlayış tarzı veya derinliği anlamına gelen kelime, terim olarak İslami kanunların teorik ve pratik uygulama (fetva) çalışmalarına verilen ismi ifade etmektedir.

Ru'yetullah, İslam dini terimi. Allah'ın âhirette gözlerle görülmesini tanımlar. Kelâm ilmindeki tartışma konularından birisidir.

Vehhabîlik ya da Vahhabizm, İslam'a bağlı Sünni-Hanbelî mezhebinin bir altkolu olan ve 18'inci asırda Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından başlatılmış fikir akımıdır. Muhammed bin Abdülvehhâb kendi düşüncelerini Kur'an ve Hadislerde olmayan her şeyin reddi, esas İslam'a dönüş olarak tanımlar. Abdülvehhâb'ın etkilendiği İbn Teymiyye ve Ahmed bin Hanbel gibi İslam alimlerinin düşüncelerinin ve şirk olarak görülen şeylere karşı duruşlarının etkisi Vehhabîlik akımında baskındır. Vahhabi(zm) terimi Abdülvehhâb'ın şahsı tarafından kullanılmadı, hatta bazı taraftarları "Selefî" terimini kullanmayı tercih ederek "Vahhabi" kullanımını reddederler. Bunun bir sebebi ise Muhammed bin Abdülvehhâb'ın yeni bir İslam yorumu getirmediği ve esas İslam'ı, Ahmed bin Hanbel'i takip ederek tekrar canlandırdığı düşüncesidir. Vehhabîlik tanımlamasını nadir olarak benimseyen Vehhabîler olsa da, sıklıkla bu mezhepte olmayanlar tarafından onları tanımlama amacıyla kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hanife</span> Hanefî mezhebinin öncüsü ve imamı olan din bilgini

Ebû Hanîfe veya tam adıyla Ebû Hanîfe Numân bin Sâbit bin Zûtâ bin Mâh İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı "Nu’man bin Sâbit" olup sevenlerince ismi "İmâm-ı Â’zam" unvanıyla birlikte anılır.

Mutezile, İslam dininde bir itikadi mezhep. Mutezile, sözcük olarak "ayrılanlar, uzaklaşanlar, bir tarafa çekilenler" anlamına gelir. Büyük günâh işleyen kimsenin iman ile küfür arası bir aşamada olduğunu söyleyerek Ehl-i Sünnet âlimlerinden Hasan-ı Basrî'nin dersini terk eden Vâsıl bin Atâ ile ona uyanların oluşturduğu mezhep bu adla anılır. Mutezile ise kendini "ehlü'l-adl ve'ttevhîd" diye adlandırır. Mutezile mezhebinden olan kişiye Mutezili denir. Özellikle kader ve kaza konularındaki yorumları ve inançları nedeniyle İslam dinindeki diğer mezheplerden ayrılmışlardır; ama yine de İslam dininin çoğunluğunu oluşturan mezheplerden, Ehl-i Sünnet, Mutezile'yi İslam dışı saymamaktadır. Akılcı bir mezhep olan Mutezile, mantık kurallarıyla çelişir gördüğü âyet ve hadisleri Ehl-i Sünnet'ten farklı biçimde yorumlamış ve bu yorumlarında akla öncelik vermiştir. Sonuç olarak Mutezile mezhebi, gerek akla çok değer vermesi ve özellikle de Abbâsîler döneminde felsefe ile girdiği yakın ilişkiler dolayısıyla barındırdığı felsefi metot ve görüşleri nedeniyle fazlasıyla eleştirilmiştir. Özellikle de nass ile aklın çeliştiğini düşündükleri noktalarda sıklıkla nassı akla uygun gelecek biçimde yorumlamaları diğer mezheplerde büyük tepki uyandırmıştır. Modern zamanlardaki bazı araştırmacı ve İslam tarihçileri de Mutezile mezhebini akla verdiği önem ve yöntemleri bakımından, çeşitli konularda rasyonalist olarak tanımlar. Mutezile mezhebinin kendi içinde barındırdığı beş ana öğesi vardır, bu öğelerin ilki olan ve İslam dininin de ilk öğesi olan tevhidin bu beş ana öğenin temeli olduğunu öne sürerler. Bazı cemaat ve mezhepler bu düşünceye karşı çıkmıştır.

Mürcie, bir İslam dini itikad mezhebi.

<span class="mw-page-title-main">Sünnilik</span> en yaygın İslam mezhebi

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat, kısaca Ehl-i Sünnet ya da Sünnîlik, İslam dininin dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri ve %77-80'lik bir oran ile en büyük mensubunun bulunduğu mezhepler grubudur. Zaman zaman Sünnî İslam veya Sünnî mezhebi ifadesi de kullanılır. Günümüzde Sünnîlik, kendi içerisinde günümüzde yaşayan iki akaid mezhebi, dört fıkıh mezhebini içermektedir.

Hâricîlik, Hâriciyye ya da Havâric, İslam dininde bir siyasi mezhep olarak Hicri ilk yüzyılda ortaya çıkmış ve asırlardır kendini değişik şekillerde sergileyen bir hareket. İslâm dünyası içerisinde %2'lik bir kısmı oluşturmaktadır. Tarihte Hâricîler'in en aşırı fırkalarından olan Ezarika'nın ana görüşleri itibarıyla İslâm'dan çıktığını kabul ettikleri ve kendilerinden olmayan diğer Müslümanları tekfîr ile ithâm ederek öldürdükleri bilinmektedir. Günümüzde ise Hâricîler içerisinde en ılımlı kol olarak bilinen İbâdiyye'nin sadece çoğunlukta oldukları bölge olan Umman Sultanlığı ile nüfusun azınlığını teşkîl ettikleri Cezayir, Tunus'un Cerbe adası, Zanzibar ve Tanzanya'nın bazı muhitlerinde yaşamakta oldukları bilinmektedir. Öte taraftan "Umman İbâdîleri" kendilerinin Hâricîler'in bir dalı oldukları savını kabul etmemektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Şafii</span> Şafi mezhebinin kurucusu ve imamı

Şafii, İslam hukuku bilgini. Şafii mezhebinin kurucusudur.

İslâm dîni fıkhî mezhepleri; İslam coğrafyasında dînî bölünmeleri ifade etmekle birlikte bu bölünmelerin başlangıcı dînî değil, siyâsî ve sosyal bölünmelerden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hanbelilik</span> Sünni İslamda bir fıkıh mezhebi

Hanbelî mezhebi veya Hanbelîlik, İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri. Hanbelilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Eş'ariliktir. İsmini kurucusu olan Ahmed bin Hanbel'den (780-855) alır. Hanbelilik mezhebinin, Suudi Arabistan başta olmak üzere, Kuveyt, Bahreyn gibi körfez ülkelerinde ve yer yer Irak'ta mensupları bulunmaktadır. Selefilik ve Vehhabîlik bu mezhebin alt kolları olarak ortaya çıkmıştır. Sünnilik içerisinde en az takipçisi bulunan mezheptir.

Selefîlik veya Selefizm, temelleri çoğunlukla İbn-i Teymiye ve öğrencisi İbn Kayyim el-Cevziyye tarafından atılan bir İslâm inanç hareketidir. Günümüz Selefileri çoğunlukla, Vehhabîlik fikir akımının kurucusu Muhammed bin Abdülvehhâb'ın yazılarını ve görüşlerini rehber olarak kabul eder.

Büyük günah işleyenin durumu, İslam ilimlerinden biri olan kelâmın tartışmalı ve önemli konularından biridir. Kısacası büyük günah işlemiş bir kişinin dini anlamda durumu, yeri ve ahiretteki durumunu konu alır. Farklı itikadi mezhepler bu konuda farklı görüşlere sahiptir.

İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ebü'l-Hasan Eşarî</span>

Ebü'l Hasan Eş'arî, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Eş'arilik mezhebinin kurucusu ve Şâfiîlik, Mâlikîlik, Hanbelilik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Sünen-i Ebu Davud Ehl-i Sünnet hadis literatüründe en güvenilir hadis kitapları olarak kabul edilen altı kitaptan biridir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmed Sirhindî</span> Hint İslam âlimi

İmâm-ı Rabbânî veya diğer adıyla Ahmed Sirhindî,, Hindistan'da yaşamış İslâm âlimi ve tasavvuf önderi.

<span class="mw-page-title-main">Ehl-i Hadis</span>

Ehl-i Hadis, İslam ın 2./3. yüzyıllarında Kuran'ı ve sahih hadisi hukuk ve inanç gibi meselelerde tek otorite olarak gören hadis alimlerinin bir hareketi olarak ortaya çıkan Sünni İslam'ın İslami bir okuluydu. Taraftarları aynı zamanda rivayetçi veya bazen de gelenekçiler olarak anılmıştır. Gelenekçiler, dördüncü İslami yüzyılda mezheplerin ortaya çıkmasından önce Sünni ortodoksluğun en yetkili ve baskın bloğunu oluşturuyordu. Ehl-i Hadis, hukuki muhakemelerini bilgilendirilmiş görüş رَأْي (re'y) veya yaşayan yerel uygulama عُرْف (ʽörf) üzerine temellendiren ve genellikle aşağılayıcı bir şekilde Ehl er-Re'y olarak anılan çağdaş fıkıhçıların çoğuna karşı çıktı. Gelenekçiler taklid suçlandılar veya kutsal metinler olmadan re'y) uygulamasını kınadılar. Buna karşılık ittiba'yı savundular. Buna karşılık Ehl-i Hadis, Kutsal Yazılara bağlı kalarak içtihadı savundu.

Ehl-i Rey yasal kararlara varmak için muhakemenin kullanılmasını savunan erken bir İslami hareketti. Bunlar, İslam'ın ikinci yüzyılında ehl-i kelam ve ehl-i hadis yanında İslam hukukunun kaynaklarını tartışan üç ana gruptan biriydi. Ehl-i Re'y ya da Dirâyet Ehli, Ehl-i Hadis ekolüne karşı olarak kurulmuş olan, o günün anlayışında Modernist ya da Akılcı İslâm olarak da tanımlanan İslâmî düşünce ekolüdür.

<span class="mw-page-title-main">Kadı Abdülcebbar</span>

Kadı Abdülcebbar, Mutezile kelamcısı ve Şafiî mezhebi fakihi.