İçeriğe atla

2015 Ceylanpınar saldırısı

2015 Ceylanpınar saldırısı, 22 Temmuz 2015 günü Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde gerçekleşen 2 polisin ölümüyle sonuçlanan saldırı.[1]

Saldırının ilk etapta PKK'ya bağlı HPG tarafından üstlenildiği ve saldırıdan iki gün önce gerçekleşen 2015 Suruç saldırısı'na misilleme olarak gerçekleştirildiğini açıklandı.[2] Fakat birkaç gün sonra BBC'ye konuşan KCK Sözcüsü Demhat Agit saldırının PKK ve ona bağlı birimler tarafından yapılmadığını iddia etti.[3][4] PKK yöneticilerinden Murat Karayılan da olayın kendi birimleri tarafından gerçekleştirilmediğini, kendileriyle örgütsel bağı olmayan bağımsız bir grup tarafından yapıldığını savundu.[5][6]

Olay sonrası Çözüm sürecinin sona erdirilme süreci başladı.

Olay

Feyyaz Yumuşak ve Okan Acar isimli polis memurları 22 Temmuz 2015 tarihinde saat 06.00 civarında başlarına susturuculu silahtan çıkan kurşunlarla öldürüldü.[7] Olay; ölen polislerin 09.00'da başlayan mesailerine gitmemesi sonucu iş arkadaşlarının saat 11.00 civarında polislerin evine çilingirle girilmesi sonucu öğrenildi.[8] Şanlıurfa Valiliği'nden yapılan yazılı açıklamada, polis memurlarının kaldığı evin kapısında zorlama tespit edilemediği belirtildi.[9]

Gözaltılar, dava süreci ve ifadeler

Saldırının ertesi günü beş kişinin içinde olduğu bir araç polis tarafından durduruldu ve araçtakiler cinayet soruşturmasına dahil edildi. Karakolda işlemlerin sürdüğü sırada gelen bir ihbarda araçta bulunanların cinayete karıştığını söylendi. Ayrıca saldırı günü telefon sinyaliyle bölgede olduğu saptanan bazı kişilerin gözaltına alındığı belirtildi.[10] Dosyaya gizlilik kararı konuldu.[11]

Saldırıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında 7'si tutuklu toplam 13 sanık hakkında müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Sanıkların avukatlığını yapan Hüseyin Akay; dava sürecinde sorgulanan bir polis memururun, ev arkadaşı olan polis arkadaşının daha olayın henüz duyulmadığı saat 08.40'ta evde panik bir şekilde koşuşturduğunu belirtmiştir. Koşan polis memuru ölen polislerin intihar ettiğini söylemiştir. Akay, bu süreçte emniyet müdürlüğünün veya basının olaydan haberi olmadığını vurgulamış ve olayın şüpheli olduğunu belirtmiştir. Bu polisin 2 Ocak tarihinde verdiği ifadede ise ev arkadaşı olan polisten hiç bahsetmemiş, ev arkadaşı olarak başka bir polisin ismini vermiştir.[8][12]

Davada, cep telefonu sistemiyle iletişim kuran kişilerin kiminle, ne zaman, nereden nereye, kaç kez ve ne kadar süreyle görüşme yaptığını ortaya koyan sistem olan "Historical Traffic Search" (HTS) verilerinin sanıklara ait olan telefonlara ait olduğunu söylenmiş, ardından TEM Şube tarafından HTS ilişik raporu hazırlanmıştır. Durumu kontrol etmek için HTS verilerinin istenmesine karşın HTS verilerinin dosyada olmadığı, TEM Şube tarafından kopyası alınmaksızın imha edildiği ortaya çıkmıştır.[13]

Dava sürecinde olayla ilgili telefon ihbarları yapan kişilerin birçoğunun kimliği belirlenmemiştir. İhbarı yapan bazı kişilerin olaya dair bazı durumları ayrıntılı biçimde söylemesinden yola çıkılarak bu kişilerin de saldırıyı gerçekleştirmiş olabileceği ifade edilmiştir.[8] Davada, 7 sanığın tutuklanmasına neden olan ihbar asılsız çıkmıştır. İhbarı yaptığı ileri sürülen kişi mahkemedeki ifadesinde, "Kimlik bilgilerim kullanılarak benim adıma 10 adet hat çıkarılmış, söz konusu numarayı ben kullanmadım. Söz konusu ihbarı da ben yapmadım" demiştir.[14] Olayın meydana geldiği mahallede yaşamasından dolayı ifadesi alınan bir tanık ise ölen iki polisin o akşam eve 2 arkadaşlarıyla birlikte geldiğini söylemiştir.[14]

Dava sürecinde davaya bakan hakim Gülen hareketi ile bağlantılı olduğu iddiasıyla 2016 Türkiye askerî darbe girişimi sonrası yaşanan tasfiyeler kapsamında tutuklandı.[15] Benzer olarak davada görevli otopsi savcısı da yine Gülen hareketi ile ilişkili olarak açığa alındı ve tutuklandı.[16] 1 Mart 2018 tarihinde tüm sanıklar için beraat kararı verildi. Dava faili meçhul olarak kaldı.[13][17][18]

Parmak izleri

Olay mahallinde 14 yabancı parmak izine rastlanmıştır. Daha sonraki süreçte davada yargılanmaya devam eden 9 sanıktan hiçbirinin parmak izi olay yerinde bulunanlar ile eşleşmemiştir.[12] 5 Nisan 2017'deki duruşmadan sonra dosyaya konulan rapora göre (Bu rapor 2015 tarihli olmasına rağmen bu belge dava dosyasına 2 sene sonra girmiştir) parmak izlerinden dördü ölen polislerden başka bir polis memuruna ait çıkmıştır. Cinayetten üç gün sonra ölen polislerin arkadaşı olarak ifadesine başvurulan ve daha sonra evde parmak izi bulunan polis, ilk ifadesinde "Ben bu kişilerin evine hiç gitmedim" demiştir.[19][20] Ölen polislerden biri olan Feyyaz Yumuşak ile eski ev arkadaşı olduğunu, ölen diğer polis olan Okan Acar ile iş arkadaşı olduğunu ifade etmiş, kendisinin evlendikten sonra Okan Acar ile Feyyaz Yumuşak'ın birlikte kalmaya başladığını söylemiştir. Bununla birlikte ifadesinde "2015 yılının Şubat ayında kaloriferli ev bulamadıkları için şehit edildikleri eve taşındılar. Feyyaz ile en son Ramazan ayının son 10. gününde ortak arkadaşımız olan Enver Güler’in evinde sahur vaktine yakın görüştüm" demiştir. Buna karşın dava dosyasında 2015 yılı ramazan ayının Haziran 18'inde başladığı, parmak izi çıkan polisin görüştüğü tarihin ise Temmuz ayının başlarına denk geldiği belirtilmiştir.[21] Sonraki süreçte yapılan araştırmalar sonucu ölen polislerle görüşmedikleri şeklinde ifade veren polislerin, ölen iki polis ile birlikte olayın yaşandığı gece markete gittikleri ortaya çıkmıştır.[20]

Diğer 9 yabancı parmak izlerinin kime ait olduğu tespit edilememiştir.[13]

Davaya ilişkin görüşler

Etyen Mahçupyan, olayın dava sürecinde Gülen hareketinin etkili olma ihtimalinin olduğunu, fakat bu konunun üstünün kapatıldığını ifade ederek "taraflar çözüm sürecini bitirmeye çoktan istekli oldukları için, provokasyonun üstü elbirliği ile örtülmüş gözüküyor" ifadelerini kullandı.[22]

Siyaset

Halkların Demokratik Partisi saldırıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisine araştırma önergesi sunmuş, ancak öneri kabul edilmemiştir.[11]

Kaynakça

  1. ^ "Polislere saldırıyı PKK üstlendi". BBC. 22 Temmuz 2015. 1 Ekim 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  2. ^ "Kurd militants say kill two Turkish police to avenge Islamic State bombing" (İngilizce). Reuters. 22 Temmuz 2015. 23 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2018. 
  3. ^ "Kandil: Çözüm süreci yeniden başlatılabilir, zor değil". BBC. 29 Temmuz 2015. 14 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Mart 2018. 
  4. ^ "PKK'dan şehit edilen iki polis için flaş açıklama: Biz yapmadık". Cumhuriyet. 29 Temmuz 2015. 31 Mayıs 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  5. ^ "PKK yöneticisi Karayılan: Ceylanpınar'daki iki polis resmi birimlerimizce öldürülmedi". Diken. 6 Ağustos 2015. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. Karayılan, “Ceylanpınar’da iki polisin öldürülmesi bizim merkezi bir kararımızla yapılmış bir eylem filan değildir. Hatta resmi bir birimimizin yaptığı bir eylem bile değildir. Kendine ‘Apocu Fedailer’ diyen bir grup tarafından yapılmış bir eylemdir. Biz de zaten bunu böyle açıkladık. Hemen buna sarıldılar” dedi. 
  6. ^ "PKK: Ceylanpınar'da iki polisin öldürülmesi merkezi karar değil tepkisel çıkış". Diken. 27 Temmuz 2015. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 16 Mart 2018. 
  7. ^ "Ceylanpınar saldırısını PKK üstlendi". Die Welt. 22 Temmuz 2015. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  8. ^ a b c "Ceylanpınar'daki kuşkulu polis ölümleri AYM yolunda: "Asıl failler perdeleniyor"". Sendika.org. 28 Aralık 2017. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  9. ^ "Şanlıurfa'da 2 polis memuru öldürüldü". Hürriyet. 22 Temmuz 2015. 18 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Mart 2018. 
  10. ^ "Ceylanpınar saldırısıyla ilgili 3 tutuklama". Hürriyet. 27 Temmuz 2018. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  11. ^ a b "HDP'nin 'süreci bitiren' Ceylanpınar'daki polis cinayetlerini araştırma önerisine ret". Diken. 17 Ağustos 2016. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  12. ^ a b "Ceylanpınar'da önemli gelişme: Parmak izleri eşleşmedi". Evrensel. 10 Nisan 2017. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  13. ^ a b c ""Ceylanpınar'da 2 Polisin Faili Meçhul, Çözüm Süreci Bitti, Yüzlerce Kişi Öldü"". Bianet. 2 Mart 2018. 14 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  14. ^ a b "'Çözüm süreci'ni bitiren olaydı... Ceylanpınar'da parmak izleri eşleşmedi". Cumhuriyet. cumhuriyet.com.tr. 10 Nisan 2017. 28 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2018. 
  15. ^ "2 polisin şehit edilmesinde FETÖ kuşkusu". Habertürk. haberturk.com. 6 Ağustos 2016. 28 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2018. 
  16. ^ "Ceylanpınar'da iki polis öldürülmüş, AKP'nin aradığı savaş bahanesi oluşmuştu; şimdi faili meçhul…". Sendika.org. 22 Temmuz 2019. 22 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Temmuz 2019. 
  17. ^ "'Çözüm Süreci'ni bitiren saldırı faili meçhul kaldı". Hürriyet. hurriyet.com.tr. 28 Şubat 2018. 28 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2018. 
  18. ^ "Ceylanpınar'da şehit edilen 2 polisle ilgili davada yeni gelişme". CNN Türk. 1 Mart 2018. 14 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  19. ^ "'FETÖ' çemberinde Ceylanpınar". Cumhuriyet. cumhuriyet.com.tr. 1 Mart 2018. 28 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2018. 
  20. ^ a b "Avukat Tinaş: Ceylanpınar davası faili meçhul yolunda". Evrensel. 5 Temmuz 2017. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  21. ^ "Düğüm çözülüyor". Cumhuriyet. 15 Nisan 2017. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 
  22. ^ Etyen, Mahçupyan (13 Mart 2018). "Ceylanpınarın Faili Hala Aramızda". Karar. 15 Mart 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 14 Mart 2018. 

İlgili Araştırma Makaleleri

2005 Şemdinli olayları, 9 Kasım 2005'te Hakkâri ili Şemdinli ilçesindeki Umut Kitabevinin bombalanması olayıdır.

<span class="mw-page-title-main">JİTEM</span> Türk askeri istihbarat birimi

JİTEM ya da Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı, İçişleri Bakanlığı'nın onayı olmadan ve Genelkurmay Başkanlığı'ndan görüş alınmadan Jandarma Genel Komutanlığı'nın kendi inisiyatifiyle kurulan ve terörle mücadele kapsamında faaliyet yürüten bir oluşumdur.

Güvenlik Korucusu diğer adıyla Köy Korucusu, 26 Mart 1985 tarihinde 442 sayılı Köy Kanununun 74. maddesinde yapılan değişiklikle muhtarın teklifi, kaymakamın kabulü ile gönüllü ya da valiliğin teklifi ve İçişleri Bakanı'nın onayı ile geçici olarak görev yapılan ve köy koruculuğu adıyla oluşturulan paramiliter kurum. İdari bakımdan kaymakamların, mesleki bakımdan ise Jandarma Bölük Komutanı'nın emir ve komutası altındadırlar.

Gazi Mahallesi olayları ya da Gazi Katliamı 12 Mart 1995 tarihinde Gazi Mahallesi'nde bulunan Alevilerin çoğunlukta olduğu bir kahvehaneye, durdurdukları bir taksi şoförünü öldürerek aynı taksiyle kahvehanedeki sivillere yönelik kimliği belirsiz kişilerce gerçekleştirilen silahlı provokatif saldırı sonucu başlayan ve şehrin diğer bölgelerine yayılan olaylar. 15 Mart 1995'e dek kent geneline yayılan olaylar sonucunda 22 kişi ölmüş, yüzlerce kişi yaralanmış ve tutuklanmıştır.

İbrahim Şahin, emekli Emniyet Müdürü, eski Özel Harekat Daire başkanı, derin devlet mensubu, Susurluk davası mahkûmu, Ergenekon, JİTEM ve Ankara Faili Meçhul Cinayetler davası sanığı.

Başbağlar Katliamı, 5 Temmuz 1993'te, Erzincan ilinin Kemaliye ilçesine bağlı Başbağlar köyünde PKK tarafından 33 sivilin öldürülüp köyün ateşe verildiği katliam. PKK lideri Abdullah Öcalan olaydan habersiz olduğunu ve olayın sorumlusunun Dr. Baran kod adlı bir PKK sorumlusu olduğunu ifade ederek, katliamı PKK'nın düzenlediğini kabul etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">2008 Güngören saldırısı</span> İstanbulun Güngören ilçesinde yapılan silahlı terör saldırısı

2008 Güngören saldırısı, 27 Temmuz 2008 tarihinde İstanbul-Güngören ilçesi Menderes Çıkmazı Caddesi'nde ardı ardına iki bombanın patlatılması sonucu; 5'i çocuk 1'i hamile toplam 17 Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı sivil bireyin yaşamını yitirmesi ve 154 bireyin yaralanması ile sonuçlanan bombalı saldırı.

Cemal Temizöz,, Türk asker, Temizöz davası diye de anılan Cizre faili meçhul cinayetler davası sanığı. 1993'te Cizre'de "terörle mücadele görünümü altında korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan grup oluşturduğu, grubun süreç içinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı" iddiasıyla yargılandı ve beraat etti.

Kemal Arıkan suikastı, 28 Ocak 1982 tarihinde Türkiye'nin Los Angeles Başkonsolosu Kemal Arıkan'ın Ermeni Soykırımı Adalet Komandoları üyesi Hampig Sasunyan ve Krikor Saliba tarafından uğradığı suikast sonucu öldürülmesi.

Cizre faili meçhul cinayetler davası ya da Temizöz davası, Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı albay Cemal Temizöz'ün 23 Mart 2009 tarihinde Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının Cizre'deki bazı cinayetlerle ilgili yürüttüğü soruşturma kapsamında gözaltına alınmasıyla başlayan ve 1990-1996 yılları arasında Cizre'de kaybedilip infaz edilenlerin ailelerinin müdahil olduğu dava. Temizöz "adam öldürmeye azmettirmek ve silahlı örgüt üyesi olmak" suçlamalarıyla 25 Mart 2009 günü tutuklandı.

<span class="mw-page-title-main">Çözüm Süreci</span>

Çözüm süreci, açılım süreci, demokratik açılım veya Kürt açılımı, uzun yıllardır süren Türkiye-PKK çatışmasını çözmeye yönelik olarak Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti tarafından başlatılan sürecin adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Savaş Buldan</span> Pervin Buldanın eşi

Savaş Buldan, Susurluk skandalına karışan Kürt kökenli Türk vatandaşı. Siyasetçi Pervin Buldan'ın eşidir. Haziran 1994'te kimliği bilinmeyen kişilerce kaçırıldı ve öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">2015 Suruç saldırısı</span>

2015 Suruç saldırısı, diğer adıyla Suruç Katliamı, 20 Temmuz 2015'te yerel saatte 12.00 civarında Şanlıurfa ilinin Suruç ilçesinde düzenlenen bombalı intihar saldırısı. Saldırıda, saldırgan dâhil 34 kişi öldü, 100'den fazla kişi yaralandı. Saldırı; aralarında Ezilenlerin Sosyalist Partisi'nin (ESP) gençlik kolu Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) üyelerinin de bulunduğu 300 kişinin Amara Kültür Merkezi bahçesinde Irak ve Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) Kobani Kuşatması sonrası, Kobani'nin yeniden inşa çalışmaları konusunda basın açıklaması yaptığı sırada meydana geldi. Saldırıyı IŞİD üstlendi. Canlı bombanın da IŞİD ile ilişkisi olan Dokumacılar grubu mensubu Şeyh Abdurrahman Alagöz olduğu belirlendi.

<span class="mw-page-title-main">Ankara Garı Saldırısı</span> IŞİDin gerçekleştirdiği bombalı intihar saldırısı

Ankara Garı saldırısı ya da Ankara Garı Katliamı, 10 Ekim 2015'te yerel saatle 10:04 civarında Ankara ilinin Altındağ ilçesinin Ulus semtindeki Ankara Garı kavşağında düzenlenen bombalı intihar saldırısıdır. 109 kişinin ölmesi ile modern Türkiye tarihindeki en ölümcül intihar saldırısı olmuştur. Saldırı sonrası RTÜK tarafından yayın kuruluşlarına geçici yayın yasağı getirildi ve internet servis sağlayıcıları tarafından bazı sosyal medya sitelerine erişim engeli uygulandı.

<span class="mw-page-title-main">Ocak 2016 Diyarbakır saldırısı</span> Diyarbakırda gerçekleşen bir terör saldırısı

2016 Diyarbakır saldırısı ya da Çınar saldırısı, 13 Ocak 2016 tarihinde Türkiye'nin Diyarbakır ilinin Çınar ilçesinde PKK tarafından Çınar İlçe Emniyet Müdürlüğü'ne bombalı araç, roketatar ve uzun namlulu silahlarla gerçekleştirilen saldırı. Emniyet Müdürlüğü binası içerisinde polis lojmanları da bulunuyordu. Binada ağır hasar oluştu. Diyarbakır Valiliği'nin yaptığı ilk açıklamaya göre 5 kişi öldü, 39 kişi yaralandı. BBC'nin geçtiği habere göre enkaza dönen hizmet binası içerisinde hayatını kaybedenler arasında bir çocuk ve bir kadınının da olduğu belirtildi. Olay sonrasında PKK ile Türk emniyet güçleri arasında çıkan çatışmada 8 PKK'lı öldürüldü. Daha sonradan bir kişinin daha cansız bedeni bulundu.

Halkların Birleşik Devrim Hareketi (HBDH), 12 Mart 2016'da Türkiye'de yasa dışı, silahlı faaliyetler yürütmek üzere kurulan komünist ve Marksist-Leninist silahlı militan örgütler yapısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Mart 2016 Diyarbakır saldırısı</span>

Mart 2016 Diyarbakır saldırısı veya Diyarbakır Bağlar saldırısı, 31 Mart 2016 tarihinde Diyarbakır ile Şanlıurfa kara yolu üzerinde bulunan otogar mevkiinde bomba yüklü aracın, seyir halindeki görevli emniyet personelini taşıyan aracın geçişi sırasında uzaktan kumanda ile infilak ettirilmesi ile gerçekleştirilen bombalı saldırı. Saldırı sonucunda 7 polis öldü, 14'ü sivil 27 kişi yaralandı.

<span class="mw-page-title-main">2011 Ankara Kumrular saldırısı</span>

2011 Ankara Kumrular saldırısı, 20 Eylül 2011'de yerel saatle 11:00'te Ankara'nın işlek caddelerinden biri olan Kumrular Sokak, Kızılay, Ankara'da gerçekleşen bombalı saldırı. 1982 yılında ASALA'nın gerçekleştirdiği Esenboğa Havalimanı ve 2007 yılında PKK'nın gerçekleştirdiği Ulus saldırısı sonrası Türkiye'nin başkentinde gerçekleşen üçüncü bombalı saldırı oldu. Olay sonrası saldırının gerçekleştiği yerde şüpheli davranışlar sergileyen iki erkek ve olay yerinde slogan atan bir kadın gözaltına alındı.

Ankara faili meçhul cinayetler davası, 1993-1996 yılları arasında zorla kaybedilen veya infaz edilen Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın, Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkan Yardımcısı Namık Erdoğan, ANAP Keskin İlçe Başkanı Metin Vural, Behçet Cantürk ve şoförü Recep Kuzucu, Savaş Buldan, Hacı Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Avukat Yusuf Ekinci, Ömer Lütfi Topal, Hikmet Babataş, Avukat Medet Serhat, Fevzi Aslan ve yeğeni Salih Aslan, Lazem Esmaeli, Asker Sımıtko, Tarık Ümit ve Avukat Faik Candan'ın öldürülmesine ilişkin 20 Aralık 2013 tarihinde açılan ve Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmüş olan davadır. 2019 yılında sanıklar 19 cinayetin 17'sinden delil yetersizliği nedeniyle beraat etmiştir.

Digor Katliamı veya Digor Saldırısı, 1993 yılında PKK'nın kuruluş yıldönümü üzerine Kars'ın Digor ilçesinde yürüyüş yapan göstericilere açılan ateş sonrası 7'si çocuk 17 kişinin ölmesi olayıdır. Olayda 63 kişi yaralanmıştır.