İçeriğe atla

2014 Mecidiyeköy asansör kazası

Koordinatlar: 39°4′37.90″K 27°31′30.93″D / 39.0771944°K 27.5252583°D / 39.0771944; 27.5252583
2014 Mecidiyeköy Asansör Faciası
Tarih7 Eylül 2014 (2014-09-07)
Saat15:10 (DAS)
KonumMecidiyeköy, İstanbul, Türkiye
Koordinatlar39°4′37.90″K 27°31′30.93″D / 39.0771944°K 27.5252583°D / 39.0771944; 27.5252583
Nedenİş kazası
Türkiye üzerinde Şişli
Şişli
Şişli
Şişli'nin Türkiye'deki konumu

7 Eylül 2014'te Türkiye'nin İstanbul iline bağlı Mecidiyeköy, Şişli'de süren Torun Center inşaatının içinde bulunan şantiye asansörü, içindeki işçilerle birlikte 33. kattan zemine çakıldı. Kaza sonucu 10 işçi öldü.

Arka plan

Olayın ardından basın açıklaması yapan İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Türkiye'deki artan iş kazalarına değinerek Asansör Faciası'nın ardından iş güvenliği yönünden 8 kişinin gözaltına alındığını söylemiştir.[1]

Dava süreci

25 kişi hakkında “taksirle ölüme neden olma” suçundan 22 yıl 6 aya kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. 2018 yılında sonuçlanan davada yargılanan 25 sanıktan 16'sı beraat etti. 9 sanık, "Taksirle ölüme neden olmak" suçundan 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkeme, 9 sanık sanık hakkında verdiği bu cezayı, taksirle işledikleri için 60 bin 800'er TL adli para cezasına çevirdi.[2] Karar, adalet mekanizmasının işlememesi iddasıyla işçi sendikalarının tepkisini çekti.[3] 2019 yılında Yargıtay yerel mahkemenin vermiş olduğu bu kararı onadı.[4]

Ayrıca bakınız

  • Türkiye'deki iş kazaları

Kaynakça

  1. ^ "Vali Mutlu'dan açıklama". Hürriyet. 7 Eylül 2014. 9 Eylül 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Eylül 2014. 
  2. ^ "Mecidiyeköy'de 10 kişinin öldüğü asansör kazası davasında ödül gibi ceza". Cumhuriyet. 8 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2022. 
  3. ^ Gazetesi, Evrensel. "10 işçinin hayatını kaybettiği Torunlar Center'da adalet mekanizması işlemedi". Evrensel.net. 8 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2022. 
  4. ^ iha.com.tr. "Mecidiyeköy'deki asansör faciası davasında yerel mahkemenin kararı onandı". İhlas Haber Ajansı. 8 Kasım 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Kasım 2022. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Suç, kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir. Ceza hukukunda suça göre para cezası, tutuklama, hapis, hatta ölüm cezası verilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Jüri</span> Mahkemede adaletin uygulanmasına katılan yurttaş topluluğu

Jüri, adaletin uygulanmasına katılan yurttaş topluluğu.

<span class="mw-page-title-main">Yassıada Yargılamaları</span> 1960 darbesinden sonraki mahkeme süreci

Yassıada Yargılamaları, 27 Mayıs 1960 Darbesi'nden sonra iktidardan uzaklaştırılan Demokrat Parti yönetiminin, darbeyi gerçekleştiren cunta tarafından kurulan özel bir mahkemede yargılandığı davalar dizisi. Yargılamalar Demokrasi ve Özgürlük Adası 'nda yapıldığı için bu isimle anılırlar. İki eski bakan ve bir başbakanın idam edilmesiyle sonuçlanan yargılamalar, Türk siyasi hayatında çok önemli bir yere sahiptir ve bu konudaki tartışmalar günümüzde de sürmektedir.

Hüküm, bir dava mahkemesinin hukuksal uyuşmazlığı çözen son kararıdır. Ceza yargılamasında, sanığın suçlu bulunması durumunda yasanın o suç için öngördüğü cezaya çarptırılması, suçsuz bulunması durumunda da aklanması biçiminde olur. Hukuk yargılama usulünde ve idari yargılamada hüküm, açılan davanın türüne göre değişir. Cezaevi gibi kurumsal bir ortamda cezayı ya da koşullu salıverme veya denetimli serbestlik gibi uygulamaları kapsayabilir.

Manisa davası ya da Manisalı gençler davası, Manisa'da, çoğu lise öğrencisi olan 16 gence 26 Aralık 1995'te gözaltına alınmalarının ardından yasa dışı örgüt üyesi oldukları iddiasıyla açılan dava ile bu gençlere gözaltında işkence yaptıkları iddiasıyla polislere karşı açılan davalara, basında ve halk arasında verilen addır. Davalar Türkiye'de insan hakları alanında verilen mücadelenin simgesi oldu ve uzun süre devam etti.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de yargı teşkilatı</span>

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 9. maddesi uyarınca “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemelerce kullanılır.” Ancak, 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkındaki Kanun içinde yer alan bazı belirleyici hükümler haricinde tüm yargı teşkilatının görev ve yetkisini belirleyen kapsayıcı ve genel bir yasal düzenleme yapılmamıştır. Dolayısıyla, hangi durumda hangi mahkemenin yetkili olacağı çeşitli kanunlarda dağınık ve sistematikten uzak bir biçimde yer aldığından mevcut mevzuat konuya genel bir bakış sağlamaktan uzak bir görüntü sunmaktadır.

Ergenekon davaları veya Ergenekon kumpası, iddia olunan Ergenekon örgütü kapsamında açılan davalardır.

<span class="mw-page-title-main">Pamukova tren kazası</span> 2004te Sakarya, Türkiyede gerçekleşen bir tren kazası

Pamukova tren kazası veya Pamukova faciası, 22 Temmuz 2004 günü Sakarya'nın Pamukova ilçesinde meydana gelen tren kazasıdır. Ankara-İstanbul arasında hızlandırılmış tren seferini yapan Yakup Kadri Karaosmanoğlu adlı tren aşırı hızdan dolayı raydan çıkmış, toplam 230 yolcudan 41 kişinin ölümüne, 89 kişinin de yaralanmasına sebep olmuştur. Kaza, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları (TCDD) bünyesinde sürmekte olan özelleştirilme süreci ve yeni hayata geçirilen hızlı tren projesinin ilk adımında meydana gelmiştir. Yolcu sayısı olarak en yoğun hat olan Ankara-İstanbul tren hattı arasında hızlı tren uygulamasına yetersiz altyapıya rağmen aceleyle yapılan geçiş yüzünden meydana gelen kazadan sonra kamuoyu tepki göstermiştir.

Balyoz ya da Balyoz Harekât Planı 5-7 Mart 2003 tarihlerinde 1. Ordu karargâhında düzenlenen plan seminerinde Türkiye hükûmetini devirmek amacıyla Çetin Doğan liderliğinde hazırlandığı iddia edilen askerî darbe planıdır. Yapılan yargılamalar sonucu, darbe planlarının gerçeği yansıtmadığı ortaya çıkmıştır.

2011 Türk futbolu şike davası ya da 3 Temmuz süreci, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talimatıyla Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'ne bağlı ekiplerin yapmış olduğu 8 aylık teknik ve fiziki takip inceleme neticesinde 3 Temmuz 2011 tarihinde Türkiye'nin 15 şehrinde eş zamanlı olarak gerçekleştirdiği operasyonla birçok aktif yönetici ile futbolcunun gözaltına alınması sonucu başlayan davadır. Türk futbol tarihinin en büyük skandallarından birisidir. 2010-11 sezonunda Süper Lig ve 1. Lig'in bazı müsabakalarında şike yapıldığı ve teşvik primi verildiği iddiası üzerine başlatılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Aslı Nemutlu</span>

Aslı Nemutlu, Türk millî kayakçı.

Sevag Şahin Balıkçı'nın öldürülmesi, Türk Silahlı Kuvvetlerinde askerlik hizmetini yerini getirmekte olan Er Sevag Balıkçı'nın, terhisine 23 gün kala, Er Kıvanç Ağaoğlu tarafından tüfekle vurularak öldürülmesi olayıdır. Olayın 24 Nisan 2011'de, Ermeni Soykırımı'nı Anma Günü'nde gerçekleşmesi, Balıkçı'nın da bir Türkiye Ermenisi olması bunun kaza değil cinayet olduğu yönünde görüşlerin oluşmasına ve buna bağlı tepkilere yol açmıştır. Olayın ırkçı hislerle gerçekleştiği fikrinde birleşen, içinde eski milletvekili Ufuk Uras, Mor ve Ötesi grubunun üyelerinden Kerem Kabadayı, Hrant Dink'in eşi Rakel Dink ve oğlu Arat Dink'in de bulunduğu bir topluluk "Sevag İçin Adalet Girişimi" adlı grubu kurmuştur. Kıvanç Ağaoğlu ırkçılık iddialarını reddetmiştir. Diyarbakır Askerî Mahkemesi olayın dikkatsizlik sonucu gerçekleştiği hükmüne vardı. Balıkçı ailesinin itirazıyla yeniden görülmek üzere dava yerel sivil mahkemeye gönderildi. Ocak 2020'de Kozluk Asliye Ceza Mahkemesi kararıyla "olası kastla öldürme" suçlamasıyla Kıvanç Ağaoğlu 16 yıl 8 ay hapis cezası aldı ve duruşmada tutuklandı. Yargıtay, Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 16 yıl 8 ay cezayı 13 Temmuz 2021 de onadı. Batman Barosu Başkanı Erkan Şenses, “Yargıtay 1. Ceza Dairesi, askerlik yaparken öldürülen Sevag Balıkçı Davası’nda sanık Kıvanç Ağaoğlu hakkında Batman 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin olası kastla öldürme suçundan verdiği 16 yıl 8 ay hapis cezasını onadı” paylaşımında bulundu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, kararı onadı. Bir üye hakim ise Ağaoğlu’na kasten öldürme suçundan ceza verilmesi gerektiğini savunarak, şöyle dedi:

"Sanık mermiyi namluya sürmüş, maktule doğrultmuş, öleceğini bilerek ve muhakkak şekilde öngörerek ateş etmiştir. 1-2 metre mesafeden vücudun öldürücü nahiyesine bilerek ateş edilmesi sonucu meydana gelen ölüm, kasten öldürme suçudur."

<span class="mw-page-title-main">Soma Faciası</span> 13 Mayıs 2014’te Manisa ilinde gerçekleşen madencilik kazası

Soma Faciası, 13 Mayıs 2014'te Türkiye'nin Manisa ilinin Soma ilçesindeki kömür madeninde çıkan yangın nedeniyle 301 madencinin ölümüyle sonuçlanan madencilik kazası. Facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti. Soma Holding şirketlerinden Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. tarafından işletilen maden ocağında, patlamaya elektrikli ekipmanların sebep olduğundan şüphelenildi. Yangın, vardiya değişimi sırasında meydana geldi ve 787 işçi patlama sırasında yer altında kaldı. 17 Mayıs 2014'te, toplamda 301 kişinin hayatını kaybettiği ve içeride kimse kalmaması sebebiyle kurtarma çalışmalarının sona erdiği açıklandı.

Ermenek maden kazası, 28 Ekim 2014 tarihinde, Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Pamuklu köyü yakınlarında, Has Şekerler Madencilik’e ait kömür madeninde su baskını sonucu 18 işçinin mahsur kalarak hayatını kaybettiği olaydır. Bu kaza altı ay içinde bir Türk madeninde ikinci büyük kazadır. Bir önceki Soma Faciası 13 Mayıs 2014'te gerçekleşmişti.

<span class="mw-page-title-main">Namık Tarancı</span>

Namık Tarancı, silahlı saldırı sonucu hayatını kaybeden gazeteci ve Haberde Yorumda Gerçek dergisi muhabiri. Şair Cahit Sıtkı Tarancı'nın yeğeni olan Tarancı'ya düzenlenen saldırının arkasında Türkiye'deki Hizbullah örgütlenmesinin olduğu ortaya çıkmıştır.

12 Eylül Davası, 12 Eylül Darbesi'ni gerçekleştiren komutanlardan hayatta kalanların yargılandığı dava. Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya, 765 sayılı TCK'nin "Devlet Kuvvetleri Aleyhine Cürümler" başlıklı 146. maddesi uyarınca müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Tahsin Şahinkaya'nın, Kenan Evren’den iki ay sonra, 90 yaşında ölmesiyle Yargıtay aşamasındaki dava düştü ve kararlar kesinleşmedi. Yıllar sonra, 15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi sonrası; Kenan Evren'in ifadesini alan dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili, Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya'ya dava açan dönemin Ankara Cumhuriyet Savcısı, açılan davaya ilk bakan hâkimler ve iddia makamında bulunan savcılar, "Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) soruşturması" kapsamında meslekten ihraç edildi. Daha sonra bazıları yargılandı ve mahkûm oldu.

Dilek Doğan'ın öldürülmesi, 24 yaşındaki Dilek Doğan'ın 18 Ekim 2015'te Küçükarmutlu'daki evinde arama yapan Özel Harekât polislerinden biri tarafından öldürülmesi.

15 Temmuz Darbe Girişimiyle ilgili davalar, 15 Temmuz Darbe Girişiminin ardından Türkiye'de başlatılan soruşturmalar kapsamında açılan davalardır.

Gezi Parkı davası, 28 Mayıs - 30 Ağustos 2013 tarihleri arasında gerçekleşen Gezi Parkı olaylarını organize ettikleri iddiası ile 16 kişinin yargılandığı davadır.

15 ve 20 Kasım 2003 tarihlerinde, Türkiye'nin İstanbul şehrindeki dört noktada, her bir günde ikişer patlayıcı yüklü kamyonetin infilak ettirilmesiyle dört intihar saldırısı gerçekleştirildi. 15 Kasım'da sırasıyla Şişli'deki Bet İsrael Sinagogu ile Beyoğlu'ndaki Neve Şalom Sinagogu, 20 Kasım'da ise Beyoğlu'ndaki Birleşik Krallık'ın İstanbul Başkonsolosluğu binası ile Beşiktaş'taki HSBC Genel Merkezi binası, saldırıların hedefiydi.