İçeriğe atla

2007-2008 finansal krizi

1 Temmuz 2006-24 Ağustos 2009 tarih aralığı için kredi risk göstergesi olan TED yayılımı.

2007–2008 finansal krizi veya küresel finansal kriz (İngilizceGlobal financial crisis, GFC), küresel ölçekte ciddi sonuçlar doğurmuş finansal bir krizdi. Amerika Birleşik Devletleri konut balonunun patlamasıyla birlikte bankalara yüksek risk binmesine[1] ve dolayısıyla Birleşik Devletler gayrimenkulüne bağlı tüm menkul mülklerin değerlerinin dibe inmesine, beraberinde küresel finans kuruluşlarının zarar görmesine,[2] Lehman Brothers'ın 15 Eylül 2008'de iflas etmesine ve bankalarının krize girmesine sebep oldu.[3] Büyük Depresyon'dan bu yana en şiddetli küresel durgunluk olan Büyük Durgunluğu ateşledi.[4][5][6][7][8][9] 2009'un sonlarında Yunanistan'da ufak bir krizle başlayıp sonrasında büyüyen Avrupa borç krizi ve İzlanda'daki üç büyük bankanın üçünün de banka yığılmasını içeren 2008–2011 İzlanda finansal krizini izledi.

ABD'deki mortgage krizi yaklaşık 10 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaşarak bu haliyle dünyanın en büyük piyasası görünümündeydi. Başlangıçta mortagage kredilerinin büyük çoğunluğu yüksek kalite müşterilere verilen ve “prime mortgage” denilen kredilerden oluşuyordu. Zaman içinde krediler daha düşük kaliteli müşterilere deyönlendirilerek “subprime mortgage” olarak isimlendirildi ve bu krediler 2008 ortalarında 1.5 trilyonluk bir hacme ulaştı. ABD'de düşük seyreden faiz oranları, subprime mortgage kredilerini kullanan düşük gelirli grupları, değişken faizli kredileri tercih etmek konusunda cesaretlendirdi. FED'in faiz oranlarını art arda artırması ve konut fiyatlarındaki hızlı düşüşle beraber, bu kişiler aldıkları kredileri ödemekte güçlük çekmeye başladılar. ABD'deki ekonomik gelişme konut fiyatlarındaki artışın devam etmesi üzerine kuruluydu. Konut fiyatlarındaki artış, mülk sahiplerinin kendilerini daha zenginleşmiş hissederek, tüketimlerini borçlanma üzerinden gerçekleştirmelerini teşvik ediyordu. Ayrıca konut fiyatlarının artışıyla, emlak piyasasına dayalı finansal işlemler de genişliyordu. Emlak piyasasındaki canlılık, kredilerin hızlı bir şekilde el değiştirmesine olanak verdiği için, “Türev ürün” adında finans şirketlerinin başka işlemlerinden doğan risklerini, üçüncü kişilere devretmelerine herhangi bir engel yoktu. Bu mekanizmayla ortaya çıkan “hedge fonlar” sayesinde uluslararası çapta işlem yapan bankalar, birbirlerinin kefili haline dönüşmüşler ve fonların en fazla biriktiği banka da Lehman Brothers olmuştur.[10]

2007 yılında finansal markette problemler olmasına karşın, finansal kuruluşların hisselerinin yüksek düzeyde seyretmesinden ötürü, yatırımcıları endişelendirecek herhangi bir işaret yoktu. Finans sektöründe çalışanlar, sorunun yapısal olmaktan çok nakit akışından kaynaklandığını düşünme eğilimindeydiler. Problemlerin 2008 yılında da devam etmesi ve yaratılan finansal ağ yüzünden, finansal balon patlayıncaya kadar, kaybın hangi boyutlarda olduğunu tahmin etmek mümkün değildi. Konut fiyatlarının hızla düşüşe geçmesiyle, finansal hasar ortaya çıkmaya başladı. Bear Sterns, mortgage kredisiyle uğraşmamasına rağmen, yüksek getirisi nedeniyle büyük miktarlarda mortgage bağlantılı kaynaklara yatırım yapmıştı. 16 Mart 2008 tarihinde Bear Sterns'in iflasının önlenmesi için FED'in desteğiyle JP Morgan Chase'e satışının gerçekleşmesi, domino etkisiyle finansal sektörü sarsmaya başladı. Bear Sterns'in hisselerindeki düşüş “Moodys”i de etkiledi. Söz konusu satış, finansal kuruluşların iflas etmekte olduğu olduğu yolunda bir söylentiye ve finansal sektöre yönelik güven kaybına yol açtı.[11] Artık gözler subprime mortgageların biriktiği merkez olan Lehman Brothers’a çevrilmişti.

Lehman Brothers 2006 yılından itibaren subprime mortgageların biriktiği en büyük merkez haline gelmişti. Hedge fonların yüksek getirisi, şirketi herhangi bir bunalım durumunda karşılayamayacağı kadar çok hisse sahibi olmaya sevk etti. 2007 yılı ortalarında Lehman Brothers’ın likidite olmayan kaynakları ve kaybı çoktan kontrol edilemeyecek bir seviyeye ulaştı. Buna rağmen 2008 yılının ilk çeyreği boyunca şirket piyasada işlem yapmaya ve kayıplarını “Repo 105” denilen bir muhasebeleme yöntemiyle gizlemeyi başardı. Muhasebe kayıtlarındaki usulsüzlüklerle beraber, kısa vadeli repo faizlerinin % 26 gibi oranlara ulaşması sayesinde, Lehman Brothers'ın kâğıt üzerinde kâr elde eden bir şirket görüntüsü vermesi sağlandı. Ama 2008 yılının Mart ayında Bearn Sterns'in satışıyla beraber, piyasaya yönelik güvensizlik arttı ve Lehman Brothers için ekonomik anlamda kaos ortamı oluştu. Şirketin CEO'su Richard Fuld'un şirketin devri konusundaki isteksizliği sonucu, Lehman Brothers 15 Eylül 2008 tarihinde iflas ettiklerini açıklamak zorunda kaldı. Banka iflasını açıkladığında toplam varlıklarının değeri 639 milyar dolardı. Aynı gün diğer yatırım bankası Merrill Lynch'e el konuldu ve Bank of America bu bankayı 50 milyar dolara satın alacağını açıkladı.[12]

ABD konut satışlarını finanse eden iki büyük yarı kamusal mortgage şirketi olan Fannie Mae ve Freddie Mac'in Ağustos ayındaki stok fiyatları, ABD'li yetkilileri telaşlandırmaya başlamıştı. Federal hükûmetin başlangıçta şirketlerin hisse senetlerine yönelik verdiği güvenceler, piyasaya olan güveni sağlamakta yetersiz kalınca, Hazine Bakanlığı 7 Eylül'de bu iki bankanın da kamulaştırıldığını duyurdu. FED'in baskısıyla iflasın eşiğindeki bir diğer banka olan Merrill Lynch'in 16 Eylül'de Bank of America'ya 85 milyar dolara satışı gerçekleşti. Ekim ayında Hazine Bakanı Henry M. Paulson 700 milyar dolarlık bir kurtarma paketi açıklayarak, ABD merkezli ulusal büyük bankaların toksik varlıklarının, hükûmet tarafından satın alınacağını duyurdu.[13]

Krizin ortaya çıkmasından önce de finansal piyasalara yönelik güven kaybının yüksek olduğu bilinmekteydi yalnız, 2008 Ekonomik Krizi ile birlikte, kredi derecelendirme kuruluşlarının da güvenilirliklerinin tartışmaya açılması gerekti. Uluslararası anlamda yüksek itibar sahibi olan Standard and Poor's şirketi Lehman Brothers'ın kredi notunu, şirketin iflasının açıkladığı tarihten yalnızca 6 gün öncesine kadar, en üst düzey yatırım seviyesi olan “A” da tutmaya devam etti. Hatta Moody's, iflasın bir gün öncesine kadar Lehman Brothers'ın kredi notuna değiştirmekten kaçındı.

Söz konusu bu şirketler, yatırımcıların doğru karar vermeleri ve finans piyasasının sağlıklı bir şekilde işlemesi adına hizmet etmeleri gereken kuruluşlardır; ama Mart ayından itibaren dikkatlerin çevrildiği Lehman Brothers'a yönelik herhangi bir harekette bulunmayarak, en temel görevleri olan yatırımcılara: doğru, güvenilir ve anlaşılır bir bilanço sunmak yerine, Lehman Brothers'ın bir an evvel devri umuduyla, karartma ve görmezlikten gelme politikası izlemişlerdir. Böylelikle, uluslararası piyasalarda ABD'li kredilendirme kuruluşlarının, politik ve ideolojik bir tavır sergilediklerini iddia eden Çinli yetkililerin eleştirilerinin haklı olduğu ortaya çıkmıştır.[14]

Kaynakça

  1. ^ Williams, Mark (2010). Uncontrolled Risk. McGraw-Hill Education. s. 213. ISBN 978-0-07-163829-6. 6 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2020. 
  2. ^ "The Giant Pool of Money". This American Life. 9 Mayıs 2008. 24 Ocak 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ Williams, Mark (2010). Uncontrolled Risk. McGraw-Hill Education. ISBN 978-0-07-163829-6. 6 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2020. 
  4. ^ Gopinath, Gita (14 Nisan 2020). "The Great Lockdown: Worst Economic Downturn Since the Great Depression". International Monetary Fund. 14 Nisan 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ "Three Top Economists Agree 2009 Worst Financial Crisis Since Great Depression; Risks Increase if Right Steps are Not Taken" (Basın açıklaması). Business Wire. 13 Şubat 2009. 17 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2020. 
  6. ^ Eigner, Peter; Umlauft, Thomas S. (1 Temmuz 2015). "The Great Depression(s) of 1929–1933 and 2007–2009? Parallels, Differences and Policy Lessons". Hungarian Academy of Science. SSRN 2612243 $2. 
  7. ^ Eichengreen; O'Rourke (8 Mart 2010). "A tale of two depressions: What do the new data tell us?". VoxEU.org. 2 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ Temin, Peter (2010). "The Great Recession & the Great Depression" (PDF). Daedalus. 139 (4): 115-124. doi:10.1162/DAED_a_00048. hdl:1721.1/60250. 
  9. ^ Singhania, Monica; Anchalia, Jugal (28 Ekim 2013). "Volatility in Asian stock markets and global financial crisis". Journal of Advances in Management Research. 10 (3): 333-351. doi:10.1108/JAMR-01-2013-0010. ISSN 0972-7981. 26 Ekim 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ekim 2020. 
  10. ^ Mahfi Eğilmez, Küresel Finans Krizi Piyasa Sisteminin Eleştirisi, Remzi Kitapevi, 2011, İstanbul, s. 66
  11. ^ Richard Swedberg, “The structure of confidence and the collapse of Lehman Brothers”, Markets on Trial: The Economic Sociology of the U.S. Financial Crisis: Part A, ed. Michael Lounsbury - Paul M. Hirsch, Research in the Sociology of Organizations, Vol. 30, p. 81
  12. ^ Richard Swedberg, “The structure of confidence and the collapse of Lehman Brothers”, Markets on Trial: The Economic Sociology of the U.S. Financial Crisis: Part A, p.84
  13. ^ Frederick Betz, Why Bank Panics Matter Cross-Disciplinary Economic Theory, Springer, New York, 2014, p. 47
  14. ^ "2008 ekonomik krizi ve abd hegomonyasina etkisi" (PDF). Yayimlanmamis Yuksek Lisans Tezi,. Uludag Universitesi. 2016. 20 Ocak 2021 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2021. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Banka</span> finansal etkinlikte bulunan kurum

Banka, faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ticari, finansal ve ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara denir. En yaygın üçüncül sektörlerden biridir. Banka sözcüğü İtalyanca banca sözcüğünden Türkçeye geçmiştir. Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir. Kredilendirme faaliyetleri doğrudan banka tarafından veya sermaye piyasaları aracılığıyla dolaylı olarak da yapılabilir. Bankalar genellikle uluslararası bir dizi sermaye standardı olan Basel Anlaşmalarına dayanan asgari sermaye gereksinimine tabidir. Bankalar bir ülkenin finansal sistem ve ekonomisinde önemli bir rol oynadıklarından, yargı alanlarının çoğu bankalar üzerinde yüksek derecede düzenleme uygulamaktadır.

Varlık Dayalı Menkul Kıymetleştirme (securitization), borçlanma aracı olarak banka kredilerinin yerini alan ciro edilebilir enstrümanların gelişimidir. Tasarruf kurumlarının ve diğer aracıların likit olmayan aktiflerinin paketlenerek menkul kıymetlere dönüştürülmesi işlemidir.

Mortgage, Türkçe anlam karşılıklarında; Tutsat, tutulu satış, ipotekli satış, rehinli satış ya da mortgage bir malın kendisinin güvence olarak gösterilerek, ödünç alınan parayla satın alınması anlamına gelen iktisadi terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Finans</span> Akademik disiplin

Finans, para, döviz ve sermaye varlıklarının incelenmesi ve disiplinidir. Mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve tüketiminin incelenmesi olan ekonomi ile ilgilidir ancak ondan farklıdır. Kapsama dayalı olarak Finansal sistemlerde finansal faaliyetlere ilişkin disiplin, kişisel, kurumsal ve kamu finansmanı olarak ayrılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Credit Suisse</span> Merkezi İsviçrede bulunan banka ve finans şirketi

Credit Suisse, Merkezi Zürih, İsviçre'de bulunan banka ve finans şirketidir. 5 Temmuz 1856 yılında Alfred Escher'in Schweizerische Kreditanstalt'ı kurmasıyla meydana gelmiştir. Özelleştirilmiş hizmetlerin yanı sıra Credit Suisse, dünya genelinde tüm büyük finansal merkezlerde ofisleri bulunan dokuz küresel "bulge bracket" bankasından biridir. Yatırım bankacılığı, özel bankacılık, varlık yönetimi ve paylaşılan hizmetler gibi hizmetler sunmaktadır. Banka, sıkı banka-müşteri gizliliği ve bankacılık gizliliği ile bilinir. Finansal İstikrar Kurulu, Credit Suisse'i küresel sistemik öneme sahip bir banka olarak değerlendirmektedir. Credit Suisse, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) önde gelen bayilerinden biri ve döviz (Forex) piyasalarında da faaliyet göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">1997 Asya mali krizi</span> Temmuz 1997nin ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan ve Taylandda başlayan bir domino etkisi ile tüm Asyayı sarmış ekonomik kriz

Doğu Asya Mali Krizi Temmuz 1997'nin ikinci yarısından itibaren ortaya çıkan ve Tayland'da başlayan bir domino etkisi ile tüm Asya'yı sarmış ve Güneydoğu Asya krizi adını almış finans krizidir. Asya Kaplanları olarak bilinen birçok Doğu Asya ülkesinin para birimleri, borsaları ve diğer kıymetleri ekonomik krizden etkilenmiştir. Yerel olarak IMF Krizi olarak da bilinir ama bu isim tartışmalıdır. Krizin varlığı ve sonuçları üzerinde görüş birliği olsa da nedenleri, kapsamı ve çözümleri tartışmalıdır. Uluslararası fon akımlarının yön değiştirmesine sebep olan ekonomik bir krizdir.

<span class="mw-page-title-main">Mastercard</span> Amerikan çok uluslu finans hizmetleri şirketi

Mastercard, 1966 yılında ABD'de kurulmuş olan finans şirketidir. Kredi kartı gibi materyaller üzerine kurulmuştur. Mastercard bankalar ve tüketicilerinin kart ve kredi kartı ile ödeme sistemlerini sağlamaktadır. Birçok futbol organizasyonuna sponsor olmasıyla da tanınmaktadır. Merkezi, Purchase, New York'taki Mastercard International Global Genel Merkezi'ndedir. Mastercard Worldwide, 2006'dan beri halka açık bir şirkettir. İlk halka arzından önce Mastercard Worldwide, markalı kartlarını çıkaran 25.000'den fazla finans kuruluşunun sahip olduğu bir kooperatifti. Dünya çapında Discover Financial, American Express, Visa Inc. gibi rakipleri bulunur.

Lehman Brothers Inc., merkezi ABD'nin New York kentinde bulunan bir Amerikalı yatırım bankasıdır. Ağırlıklı olarak sabit faizli hisse senetleri ile çalışır. 2004 yılı itibarıyla dünya çapında yaklaşık 20.000 çalışanı vardır.

<span class="mw-page-title-main">2008-2012 Küresel Ekonomik Kriz</span> ABD başta olmak üzere gelişmiş ülkeleri etkileyen ekonomik kriz

2008 Ekonomik Krizi veya Büyük Durgunluk, 2008 yılının son aylarında ortaya çıkan ve birçok ülkeyi olumsuz yönde etkileyen ekonomik gelişmelerdir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımıyla kıyaslanan bu kriz özellikle Eylül 2008 ayında gözle görülür hale gelmiştir. ABD'deki taşınmaz mal piyasasının birden değer kaybetmesi ve bunun sonucu olarak tutulu satışlardaki kişisel iflasların artmasının bu krizi tetiklediği sanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">1929 Wall Street İflası</span> 1929 borsa krizi

1929 Wall Street İflası, Büyük İflas veya 1929 Borsa Çöküşü, 1929 yılının sonbaharında meydana gelen Amerikan borsasının çöküşüdür. Etkilerinin uzunluğu ve kapsamı göz önüne alındığından ABD tarihinin en yıkıcı borsa çöküşüdür. Çöküş, tüm sanayileşmiş Batı ülkelerine etki ederek 12 yıllık Büyük Depresyon döneminin başlangıcını sinyal vermiştir. Bu ekonomik bunalım, ABD'de II. Dünya Savaşı seferberliğinin başlangıcı olan 1941'in sonuna kadar sürmüştür.

Türkiye'de finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan başlıca krizler; 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008-2012 ve 2018-2023 krizleridir.

Finansal hizmetler, finans sektörünün sağladığı ekonomik hizmetlerdir. Finans sektöründe kredi birlikleri, bankalar, kredi kartı şirketleri, sigorta şirketleri, muhasebe şirketleri, tüketici finansman şirketleri, hisse senedi aracı kurumları, yatırım fonları ve bazı hükûmet destekli işletmeler gibi parayı yöneten kuruluşlar bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Finans merkezi</span> Küresel Mâli Merkezler

Finans merkezi, bankalar, yatırım yöneticileri veya borsalar gibi ulusal veya uluslararası önemli finansal hizmet sağlayıcılarının bulunduğu bir merkezdir. Tanınmış finans merkezi, uluslararası bir finans merkezi (IFC) ya da küresel bir finans merkezi ve çoğu zaman da bir küresel kent olarak tarif edilebilir.

Finansal küreselleşme, ulusal finans sistemlerinin ekonomide, devlet denetimini gevşetmesiyle faiz veya döviz işlemlerinde kontrollerin kalkmasıyla küresel düzeyde yaşanan sermaye hareketlerini ifade etmektedir. Küreselleşme ürünlerin, fikirlerin, kültürlerin ve dünya görüşlerinin alış verişinden doğan bir uluslararası bütünleşme sürecidir. Finansal küreselleşmenin kendini gösterdiği yer finans piyasalarıdır. 1970'li yıllarda ilk önce gelişmiş ülkelerde başlamış ve ardından gelişmekte olan ülkelerde finansal serbestleşme politikaları ortaya çıkmıştır. 1970'li yıllarda gelişim aşamasındaki ülkelerin çoğunda petrol şokları ortaya çıkmış. Beraberinde ekonomik bunalım ve borçlar krizini getirmiştir. Yaşanan iktisadi bunalım sonrası ekonominin gelişmesi için ekonominin serbestleşmesi gerektiğini savunan görüşler çoğalmıştır. Küresel kelimesinin kökü 400 yıl önceye gitmektedir. Küreselleşme dünyada ilk olarak 1960' larda kullanılmaya başlanmış, 1980'li yıllarda ise daha çok yayılmıştır. Küreselleşme kelimesi insanların artık günlük hayatlarında da kullanılmaktadır. Dünyada yaşanan gelişmeleri anlatmak için küreselleşme kavramını kullanmaktayız. Politika, teknoloji, ekonomik vb. alanlardaki gelişmeleri konuşurken küreselleşme kavramı kullanılmaktadır. Genel olarak küreselleşmenin birçok tanımı yapılabilmektedir. İletişim ve bilişimin gelişmesiyle küreselleşme sürecide buna paralel olarak hız kazanmıştır. Küresel ekonominin tanımı; mal ve hizmetlerin, bilginin, sermayenin tüm dünya ülkelerin de dolaşımıdır.

<span class="mw-page-title-main">Banka yığılması</span>

Banka yığılması, bir bankadan aynı anda birçok kişi para çekmeye çalışırsa oluşur. Diğer bir deyişle,kısmi rezerv bankacılık sisteminde, çok sayıda müşteri aynı anda bir finansal kuruluşla mevduat hesaplarından nakit çektiği için finans kurumu temerrüt eder veya olabilir; nakit tutar veya devlet tahvili, kıymetli maden veya değerli taş gibi diğer varlıklara aktarırlar. Başka bir kuruma para transfer ettiklerinde, bu bir sermaye uçuşu olarak nitelendirilebilir. Bir banka yığılması, kendiliğinden ivme kazanır: daha fazla insan nakit çektikçe, temerrüt olasılığı artar ve daha fazla para çekilmesini tetikler. Bu, bankayı nakit tükenene kadar istikrarsızlaştırabilir ve böylece ani iflasla karşı karşıya kalabilir. Bir banka koşusuyla mücadele etmek için, bir banka diğer önlemlerin yanı sıra her müşterinin ne kadar para çekebileceğini, para çekme işlemlerini tamamen askıya alabileceğini veya derhal diğer bankalardan veya merkez bankasından daha fazla nakit kazanabileceğini sınırlayabilir.

<span class="mw-page-title-main">2012-2013 Kıbrıs Finansal Krizi</span>

2012-2013 Kıbrıs mali krizi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde, Yunan hükümeti borç krizini, Kıbrıs bankalarının aşırı kaldıraç kullanan yerel emlak şirketlerine maruz kalmasını, Kıbrıs hükûmetinin tahvil kredi notunun uluslararası kuruluşlarca çöp statüsüne düşürülmesini, devlet harcamalarını uluslararası piyasalardan geri ödeyememeyi, hükûmetin sorunlu Kıbrıs finans sektörünü yeniden yapılandırma konusundaki isteksizliği içeren bir ekonomik krizdi.

<span class="mw-page-title-main">Küresel Finans Merkezleri Endeksi</span>

Küresel Finans Merkezleri Endeksi (GFCI), Dünya Bankası, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) ve Economist Intelligence Unit gibi kuruluşlardan 100'den fazla endeksle birlikte çevrimiçi bir anketten alınan 29,000'den fazla finans merkezi değerlendirmesine dayanan finans merkezlerilerin rekabet gücünün sıralamasıdır. İlk endeks Mart 2007'de yayınlandı. Londra'daki Z/Yen Group ve Shenzhen'deki China Development Institute tarafından 2015'ten beri yılda iki kez ortaklaşa yayınlanır, ve finans merkezlerini sıralamak için en iyi kaynak olarak geniş çapta alıntılanır.

Finansal sistem, borç verenler, yatırımcılar ve borç alanlar gibi finansal piyasa katılımcıları arasında fon alışverişine izin veren sistemdir. Mali sistemler ulusal ve küresel düzeylerde çalışır. Mali kurumlar, karmaşık, yakından ilişkili hizmetlerden, piyasalardan ve yatırımcılar ile borç alanlar arasında verimli ve düzenli bağlantı sağlamayı amaçlayan kurumlardan oluşur. Diğer deyişle, paranın potansiyelini kullanmak ve faydalanmak için fonların gerek duyulduğu yerlere yeniden tahsisinin olduğu finansal ortam (para) mübadelesinin olduğu her yerde finansal sistemler vardır. Bütün bu mekanizmaya finansal sistem denilir.

Yağmacı kredi, yıkıcı kredi veya yırtıcı kredi, kredi veren kuruluşlar tarafından oluşturma sürecinde haksız, aldatıcı veya hileli, etik dışı uygulamalar yüretilen krediler için verilen ad. Yağmacı kredilendirme için uluslararası kabul görmüş yasal tanımlar bulunmamakla birlikte, ABD Federal Mevduat Sigorta Kurumu (FDIC) genel müfettişlik ofisinin 2006 tarihli bir denetim raporu, yağmacı kredilendirmeyi genel olarak "borçlulara haksız ve istismar edici kredi koşulları dayatmak" olarak tanımlamaktadır, ancak "haksız" ve "istismar edici" özel olarak tanımlanmamıştır. Genellikle yıkıcı ya da yağmacı olarak tanımlanan bazı belirli uygulamalara karşı yasalar olmasına rağmen, çeşitli federal kurumlar bu ifadeyi kredi endüstrisindeki birçok belirli yasadışı faaliyet için genel bir terim olarak kullanmaktadır. Yağmacı kredilendirme, eleştirmenler tarafından kredi veya ipotek hizmeti sürecinde, kredinin verilmesinden sonra haksız, aldatıcı veya hileli uygulamalar olarak tanımlanan ipotek uygulamaları olan yağmacı ipotek ile karıştırılmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Alan M. Taylor</span>

Alan M. Taylor, İngiliz-ABD'li ekonomist ve akademisyen. Columbia Üniversitesi'nde, Ulusal Ekonomik Araştırma Bürosu'nda ve Ekonomi Politikası Araştırma Merkezi'nde çalışmaktadır.