1979 Kâbe Baskını
1979 Kâbe Baskını | |||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|
Kâbe'ye ulaşan dehlizlerde harekâta katılan Suudi Arabistan askerleri | |||||||
| |||||||
Taraflar | |||||||
Cuheyman el-Uteybi ve milisleri | |||||||
Komutanlar ve liderler | |||||||
Halid bin Abdülaziz el-Suud | Cuheyman el-Uteybi Abdullah el-Kahtani Muhammed Faysal Muhammed Elias | ||||||
Çatışan birlikler | |||||||
Suudi Arabistan Silahlı Kuvvetleri | |||||||
Güçler | |||||||
Suudi Arabistan Ulusal Muhafızları (10.000) | 243-1000 militan | ||||||
Kayıplar | |||||||
Ölü: 127 Yaralı: 451 (Suudi güçleri) | Ölü: 117 İnfaz / idam: 140 Yaralı: Belirsiz |
1979 Kâbe Baskını, 20 Kasım 1979 tarihinde başlayan ve 4 Aralık 1979 tarihine kadar devam eden, Kâbe'de yaşanan silahlı çatışma.
1955-1973 seneleri arasında Suudi Arabistan Ulusal Muhafızlarında görev yapmış Cuheyman el-Uteybi bu baskını düzenleyen grubun başında bulunmaktaydı. Baskın sırasında Mescid-i Haram'da bulunan cemaati propaganda yapmak için rehin almış, yönetimden siyasi taleplerde bulunmuş ve kayınbiraderi Muhammed bin Abdullah el-Kahtani'yi mehdi ilan etmiştir. İki hafta süren baskın, Fransız antiterör birimlerinden alınan destek öncülüğünde yürütülen askerî operasyon sonucu sona erdirilmiş ve -Cuheyman el-Uteybi dâhil- yakalanan tüm üyeler, Suudi Arabistan kanunlarına göre kolları kesildikten sonra idam edilmiştir.[1]
Öncesi
Baskının liderliğini yapan Cuheyman el-Uteybi, Necid'in köklü Bedevi kabilelerinden Uteybe kabilesine mensuptur. Dedesi olduğu öne sürülen Sultan bin Bacad el-Uteybi, bu bölgede 1920'lerin sonunda Suud Hanedanı'na karşı isyan eden Selefi İhvan hareketinin liderliğini yapmıştı. Uteybi, ordudan ayrıldıktan sonra 1973 senesinde Medine'de üniversite eğitimine başladı ve gelecekte kız kardeşi ile evleneceği ve baskının diğer önemli ismi Muhammed Abdullah el-Kahtani ile burada tanıştı.[2] Eğitimi sırasında mehdi ve fitne hadislerine odaklanmış, dünyanın sonuna ilişkin hadisler ile o dönemki dünya koşullarını eşleştirmiştir. Selefi ve Vehhabi inanışları doğrultusunda İslam'a Çağrı adlı bir grup kurarak kendine taraftar toplamıştır. Uteybi önderliğindeki yüz kadar takipçisi 1978 senesinin yazında Suud yönetimi aleyhine gösteri düzenlemiş olsa da sorgulamaların ardından "zararsız" olduklarına kanaat getirilerek serbest bırakılmıştır.
Varlıklı çevrelerden sağladıkları kaynakları bu eylem için kullanmaya ayıran Uteybi ve takipçileri, aynı zamanda Suudi ordusundan silah, mühimmat ve çeşitli teçhizatı da kaçak yollarla temin ettiler ve bunları Kâbe civarındaki dehlizlere sakladılar.
Baskın
Baskın olayı
Hicri takvime göre 1 Muharrem 1400 (20 Kasım 1979) tarihinde sabah namazı vaktinde, Muhammed bin Abdullah Al Sebili'nin namazı imam olarak kıldırması sonrası baskın düzenlendi.[3] Daha önceden mescidin alt katlarına ve dehlizlerine gizlenen teçhizat, silahlar, mühimmat ve iaşe ortaya çıkarılarak savunma düzenine geçildi. Mescidin kapıları kapatılarak önce mescidin içerisindeki ses düzeneği ele geçirildi ve anonslarla propagandaya başlandı. İlk ilan edilen husus mehdinin ortaya çıktığı konusudur. Makam-ı İbrahim ile Hacer ül Esvet arasındaki mevkide baskıncılar biat töreni düzenlediler.
Hac döneminden yaklaşık iki hafta sonraya denk gelmesi ve böyle müstesna bir günün ilk namazı olduğu için Mescid-i Haram içerisinde 50.000 ile 100.000 arasında değişen sayıda Müslüman rehin kalmıştır. Bu rehineler arasında Petrol Bakanı Yamani'nin ailesi de bulunmaktaydı. Daha sonra propaganda yaptıkları hacıların isteyenlerinin çıkmalarına izin verdiler. Rehinlerden Kâbe İmamı Muhammed bin Abdullah Al Sebil'i de kapsayan büyük çoğunluk böylece serbest kalmıştır, çok küçük bir kısmı da basanlara katılmıştır. Olayın duyulmasını sağlayan iki olası durum söz konusudur. İlki, baskın başladığında inşaat çalışmalarının yapıldığı alandakiler -baskıncılar, telefon hatlarını keserek iletişimi sonlandırmadan önce- baskını haber verebilmişlerdir. Bir diğer bilgi de cemaatin çoğu ile mescitten ayrılan imamın haberi ilettiği yönündedir.
Baskın, Türk medyasında da geniş yankı buldu. Mekke'den gelen haberleri Akşam, "Kutsal Mekke Camii basıldı. Namaz kılanlar rehin alındı"; Hürriyet, "Kâbe'yi bastılar"; Türkiye, "Mekke İşgal Edildi", Tercüman, "Harem-i Şerif'e manfur tecavüz"; Son Havadis, "Kâbeyi bastılar"; Yeni Asya "Kâbe'de silahlı saldırı" şeklinde manşetlerine taşıdı.
Senenin başında İran İslam Devrimi'nin olması, çok gergin olan Suudi Arabistan-İran ilişkileri ve Şii anlayışında önemli yeri olan "mehdi"lik iddiası göz önünde bulundurularak ilk etapta olayın İranlılarca yapıldığı zannedilmiştir.[4] Olayın duyulması sonrasında Kâbe baskınından ABD'yi sorumlu tutan bir grup ise İslamabad'ta Amerikan elçiliğini basmıştır.
Amaçları
Baskını düzenleyen grubun bazı dinî ve siyasi talepleri bulunmaktaydı. Baskının lideri Cuheyman el-Uteybi, kayınbiraderi Muhammed Abdullah el-Kahtani'yi mehdi ilan etmiş ve bütün inananları ona biat etmeye çağırmıştır. Ayrıca Suudi rejimine destek veren ulemanın bundan vazgeçmesini talep etti. Nitekim saldırıdan sonra dahi baskına katılanları İslam dışı ilan edilmesine karşı çıkan ve onlardan "silahlı grup" şeklinde bahseden din adamları bulunmaktaydı. Baskın yapanların diğer siyasi talepleri arasında Suud Hanedanı'nın tekfir edilerek yabancı firmalarla iş yapanlarla birlikte yargılanması, dinî esaslara dayalı devlet anlayışının tesisi, petrol üretiminin azaltılması, ülkedeki yabancı üslerin kapatılıp askerlerin çekilmesi, kültürel yozlaşmayı engellemek için Batılı ülkelerle ilişkilerin kesilmesi bulunmaktaydı.
Kuşatma
Ebu Kubays Dağı'na mevzilenmiş veya minarelere ve yüksek mevkilere çıkan Uteybi'nin adamları, Kâbe'yi çeviren Suudi birliklerini takip edebiliyor ve onları Harem-i Şerif'e yaklaştırmıyordu. Öte yandan Suudi Arabistan yönetimi ise içeridekilerin sayısından ellerindeki imkânlara ve yaptıkları hazırlıklara kadar hiçbir konuda net bir bilgi sahibi olamıyordu. Olayların büyümemesi ve ülkede kontrolü bir infialle tamamen kaybetmemek için ilk etapta Medine ve Taif olmak üzere bazı şehirlerde sokağa çıkma yasağı getirildi. Mekke tamamen boşaltılarak şehirle iletişim tamamen kesildi. Başta gazetecilere getirilen kontroller olmak üzere yayınlar, iletişim imkânları, ülkeye giriş çıkışlar konusunda denetim arttırıldı.
Verilen fetva doğrultusunda, verilen sürede teslim olmamaları neticesinde harekât başlamıştır. Baskının altıncı gününde ilk müdahale girişimleri, keskin nişancı ateşiyle Suudi güçlerinin geri çekilmesiyle sonuçlandı. Daha sonraki günlerde Pakistan'dan gelen özel eğitimli komando birliği de önemli bir katkı sağlayamadı. Nihayetinde Valéry Giscard d'Estaing'den istenerek Fransız terörizmle mücadele birliğinin çağrılmasına karar verildi. Ancak gayrimüslimlerin Mekke'ye girmeleri dinen yasaktı. Bu yasak, dönemin Mekke Kadısı Bin Bas'ın verdiği bir fetva ile halledilmiş ve Fransız askerlerin Mekke'ye varmalarından önce kağıda yazılmış kelimeişehadet okutulmasıyla Kâbe'nin etrafına konuşlandırılabilmiştir.[5]
Mescidin kapılarına karadan ve içerisine havadan düzenlenen operasyon ile mescidin zemin katı ve üst katları ele geçirildi. Alt katta ise hâlen bulunan ve direnenlere karşı Fransız birliğinin geliştirdiği strateji ile mücadele edildi. Dehlizlerde ve alt katta saklananlara sinir gazı verilerek mücadele edildi. Ayrıca o dönemde değiştirilen Mekke'nin su altyapısı, kanalların Mescid-i Haram'a yönlendirilmesi ile yeniden düzenlenmiştir. Kâbe ve dehlizlere pompalanan sulara elektrik verilmesi ile içeridekilerin çoğu öldürülmüştür. Yapılan operasyonda el-Uteybi sağ ele geçirilmiş, mehdi iddiasıyla ortaya çıkan el-Kahtani ise öldürülmüştür.
Sonrası
Yakalanan eylemcilerin hepsi Suudi kanunları ve verilen fetvalar uyarınca askeri mahkemece hüküm verilerek infaz veya idam edildi. Bu cezalarda Maide Suresinin 33. ayeti esas kaynaklardan biri olmuştur: "Allah’a ve Resul'üne savaş açanların ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya çalışanların cezası; ancak öldürülmeleri yahut asılmaları veya ellerinin ve ayaklarının çaprazlama kesilmesi yahut o yerden sürülmeleridir. Bu cezalar onlar için dünyadaki bir rezilliktir. Ahirette de onlara büyük bir azap vardır."[6]
170 kişi için verilen cezaların infazı ülkenin sekiz ayrı şehrinde gerçekleştirildi; baskıncılar kolları kesilerek idam edildi.[7] Liderlik ettiği belirlenen 63 eylemcinin ise kolları, bacakları ve başları kesilerek idam edildi.[8] El-Uteybi'nin de aralarında olduğu 63 eylemci halka açık biçimde 9 Ocak 1980 tarihinde Mekke'de idam edildiler.[9]
Bu baskının arka planı, düzenleyerek destek verenler aydınlatılamamış veya açıklanmamıştır. Bir görüşe göre bazı Suudi prenslerinin de olaylara dâhil olduğu ancak zamanın kralı Halid bin Abdülaziz el-Suud'un bu prensleri cezalandırmaktan çekindiği ancak bazılarını sadece sürgüne göndermekle yetindiği öne sürüldü.[5] Bir diğer nokta ise silahların gizlenmesine yardım ettiği öne sürülen, Kâbe'deki inşaatı yapmakta olan Suudi Bin Ladin Grubunun olaya dâhil olduğu ancak Suud Hanedanı ile ilişkilerini kullanarak olaydan sıyrıldıkları yönündedir.
Özellikle bu hadisenin ertesinde Suudi Arabistan yönetiminin ülkedeki Vehhabi, Selefi ve Şii mezheplerden kökten dinci ve aşırıcı gruplara karşı tavrı sertleşmiş, kanunlarda kapsamlı değişiklikler yapılmıştır. Öte yandan Cuheyman el-Uteybi, bugün hâlâ Suudi karşıtı Selefi-Vehhabi akım tarafından meczup bir kahraman olarak görülür ve saygıyla anılır; sadece mehdilik iddiası ve eylemin Kâbe'de düzenlenmesi eleştirilir.[10]
Dış bağlantılar
- Unutulan Kabe Baskını: 1979'da Ne Olmuştu? 19 Ağustos 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. - Anadolu Ajansı
Kaynakça
- ^ "'Aşırılığın başladığı gün'". Evrensel. 18 Eylül 2018. 21 Eylül 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2018.
- ^ "The Dream That Became A Nightmare" (PDF). Al Majalla. Cilt 1533. 20 Kasım 2009. 15 Temmuz 2012 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 11 Nisan 2013.
- ^ "Kâbe İmamı Vefat Etti". 6 Eylül 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ "1979 gizemi ve Kâbe baskını". 28 Şubat 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ a b "Tam 30 yıl oldu Kâbe baskını esrarını hâlâ muhafaza ediyor". 12 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ "Diyanet İşleri Başkanlığı Meali". 18 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ "Esrarını koruyan bir olay: Kâbe baskını". 26 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ ""Saudis behead zealots". The Victoria Advocate". 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ "Suudi Arabistan'da 47 idam". 8 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.
- ^ "Pelin Çift ile Öteki Gündem - Kâbe'nin Tarihi - 23.02.2014". 26 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 13 Mart 2016.