1976 Arjantin Darbesi
1976 Arjantin Darbesi, ABD destekli Cordon Operasyonu sonucunda Arjantin Ordusunun dönemin ünlü simgelerinden biri olan ve aynı zamanda Arjantin başbakanı olan Maria Estela Martinez de Peron hükûmetini devirerek hükûmete el koyması olayıdır.
Buenos Aires Olayları
''Ulusal Yeniden Yapılanma Süreci'' adı verilen ve ülkeyi 1976 yılından 1983 yılına kadar yöneten askeri cuntanın başında Jorge Rafael Videla, Roberto Eduardo Viola, Leopoldo Fortunato Galtieri ve Reynaldo Benito Bignone vardı.
30 Ekim 1983 yılında halkın zorlaması sonucu bir genel seçim yapıldı ve genel seçim sonucunda oyların %51'ini alan Raul Alfonsin seçimi kazandı. Aynı yılın aralık ayında göreve geldi. Göreve gelmesiyle 1930 yılından beri Arjantin'de süre gelen ve ''Darbeler Çağı'' olarak adlandırılan dönem sona ermişti. Bu olayla birlikte Arjantin'de demokrasinin tohumları yeniden ekilmeye başlanmıştı. Ülkede 1987-90 yılları arasında ordu içindeki militan gruplar 4 defa darbe yapmaya kalkıştı fakat hiç biri başarılı olamadı. Buna rağmen ordu sık sık Raul Alfonsin ve kendisinden sonra başkan olan Carlos Menem'i tehdit ediyorlardı ve çeşitli mektuplar gönderiyorlardı. Mektuplarda ''cezasızlık yasalarının'' çıkarılmasını talep ediyorlardı ve istedikleri de oldu. Bütün bu baskılara dayanamayan bu iki başkan cezasızlık yasalarının devreye girdiğini açıkladı. Bu yasalar kısaca, daha önceleri yaşanan darbeler nedeniyle tutuklanan askerlerin serbest bırakılmasını ve haklarında soruşturma başlatılan askerlerin soruşturmalarının kaldırılmasını içeriyordu.
Fakat 20 yıl sonra demokrasiyi canlandırmak amacıyla cezasızlık yasaları kaldırıldı ve darbe girişiminde bulunan bütün askerler yakalanarak cezaevine gönderildi, soruşturması kapanan askerlerinde soruşturma dosyaları yeniden açılarak yargılandılar.
7 yıl süren askeri cunta yönetiminde yüzlerce insanlık suçu işlenmişti. İşkence, idam, cinayet, tecavüz ve bebek hırsızlığı bunlardan birkaçıdır.
Askeri Cunta Yönetiminde İşlenen İnsani Suçlar
1-Ölüm Uçuşu
Ölüm uçuşları cunta döneminde tutuklanan askerleri idam etmek için kullanılan ve oldukça popüler olan bir işlemdi. İşlem kısaca şöyle yapılıyordu; tutuklanan askerler öncesinde toplama kamplarına gönderilirdi. Daha sonra askerlere hapishaneye götürülecekleri söylenerek onları uçağa bindirirlerdi. Asker uçağa bindikten sonra askere gizlice anestezi uygulanarak denize atılırdı ve asker ortadan kaldırılmış olurdu.
2-Doğum Sonrası Çalınan Bebekler
Bu yöntem nadiren yapılmaktadır ve şöyledir; özellikle toplama kampına getirilen hamile veya daha sonrasında hamile kalan, genellikle 25-35 yaş arasındaki kadınların doğumundan sonra bebekleri izinsiz bir şekilde alınarak ordudaki askerlere evlatlık verilirdi. Bu olayın önüne geçmek ve kayıp bebekleri bulmak için 1977 yılında toplama kampından kaçan bir grup insan "Mayıs Meydanı Büyükanneleri" adını verdikleri örgütü kurmuşlardır.
Demokrasinin İlanından Sonra Açılan Soruşturmalar
Cunta yönetiminin yıkılmasından sonra 15 yıl içerisinde açılan 626 soruşturma dosyasından 278'i kovuşturma aşamasında iken 254'ü sonuçlandı, 73'ü hala yargılanıyor ve 21'i hala inceleniyor. 2006 yılına kadar 3 bine yakın kişi incelendi. Bunların 1025'i tutuklandı, 165'i beraat etti, 26 kişi firar etti ve 715 kişi daha soruşturma bitmeden intihar etmiştir.
Cordon Operasyonu
1970 yıllarda CIA tarafından Güney Amerika'nın Arjantin, Uruguay, Brezilya, Şili, Paraguay ve Bolivya gibi ülkelerinde sağcı diktatörleri görev başına getirmek için ''Cordon Operasyonu'' adı altında bir uygulamayı devreye soktu.
İlk olarak Arjantin, Bolivya, Şili, Paraguay ve Uruguay ülkelerinin resmi istihbarat servisleriyle görüşme yapan CIA, daha sonrasında Brezilya, Ekvador ve Peru ülkelerinin istihbarat servisleri ile görüşmelere başlamıştır.
Operasyonun asıl amacı, Amerika kıtasında gitgide büyüyen sol ve aşırı sol yönetimlerin etkisini azaltmak ve sağ ideolojiye sahip yönetimler oluşturmaktı.
Bu operasyon nedeniyle sol görüşe sahip olan 60 binden fazla insanın katledildiği ortaya çıkmıştır.