İçeriğe atla

1968 Mayıs olayları

1968 Mayıs olayları, Fransa'nın yakın tarihinin en önemli kırılma noktalarından birini oluşturmaktadır.

1968 Mayıs ve Haziran aylarında, Fransa'da tutucu De Gaulle iktidarına karşı Nanterre Üniversitesi'nde (fr:Université Paris-Nanterre) başlayan öğrenci hareketi, giderek büyümüş ve işçi kesimin desteğini alarak ülke çapında ayaklanmaların, fabrika işgallerinin ve genel grevin yaşanmasına yol açmıştır. Olaylar, Meclisin lağvedilerek seçimlerin yeniden yapılmasıyla sonuçlanır. De Gaulle bu seçimden eskisine göre daha güçlü bir biçimde çıkar.

Öncesi

1958'de Cumhurbaşkanlığına gelen İkinci Dünya Savaşı kahramanı Charles De Gaulle, 1965'te yeniden aynı göreve seçilmiştir. Fransa iktisadi açıdan, daha sonra "Görkemli 30 yıl" olarak adlandırılacak olan en rahat dönemlerinden birini yaşamaktadır. Bununla birlikte, son yıllarda işsiz sayısında kayda değer artış görülmüştür. De Gaulle'ün giderek daha otoriter bir şekil alan yönetimi eleştirilmektedir. Tekel durumundaki Fransız televizyonu (ORTF-Office de la Radiodiffusion Télévision Française) tek yönlü olarak resmi söylemi aktarmaktadır.

Olayların gelişimi

1968 Mayıs olayları, üç aşamada meydana gelişmiştir. İlk olarak öğrenci hareketleri yaşanmış, ikinci aşamada işçiler eylemlere destek vermiş ve son olarak siyasi sonuçlar görülmüştür.

Öğrenci hareketleri

Paris'in Latin Mahallesi'ndeki Sorbonne meydanı

Birkaç aydır Paris'in Nanterre Üniversitesi'nde öğrenciler ve yönetim arasında süregelen anlaşmazlıklar sonucunda, Üniversite'nin dekanı Pierre Grappin 2 Mayıs 1968 günü Üniversite'nin kapatılmasına karar verdi.[1] Bunun üzerine, 3 Mayıs günü, yaklaşık 400 öğrenci, Nanterre Üniversitesinin kapatılmasını protesto etmek için Paris Sorbonne Üniversitesinde toplandı.[2] Göstericiler, herhangi bir uyarı yapılmadan polis tarafından dağıtıldı ve emniyet güçleri üniversiteye yerleşti. 6 Mayıs günü, Fransa Öğrencileri Ulusal Birliği'nin (UNEF-Union Nationale des Étudiants de France) çağrısı üzerine, 20.000 kadar öğrenci, üniversite hocası ve diğer destekçileri, Sorbonne'a doğru yürüyüşe geçti. Cop ve göz yaşartıcı gaz kullanan polis ile barikatlar kuran ve kaldırım taşı fırlatan göstericiler arasında çatışmalar yaşandı ve yüzlerce kişi tutuklandı. Ertesi gün, Zafer Takı'nda toplanan öğrenciler üç temel istekte bulundular: tutuklanan öğrencilere karşı suçlamaların geri alınması, polislerin üniversiteden ayrılması, Nanterre ve Sorbonne Üniversiteleri'nin yeniden açılması.

"Vive De Gaulle", bu Hukuk Fakültesi binasındaki grafitilerden biridir.
Mayıs - Haziran 1968'de Lyon Üniversitesi

10 Mayıs günü, Üniversitelerin bulunduğu şehrin Sol Yakası'nda toplanan göstericilerin Sağ Yaka'ya geçişi Çevik Kuvvet (CRS-Compagnies Républicaines de Sécurité) tarafından engellendi. Polisin, gece saat 2.15'te göstericilere saldırmasıyla başlayan çatışmalar sabaha kadar sürdü. Bunun sonucunda yüzlerce insan tutuklandı ve yaralandı. Olaylar radyodan canlı olarak yayınlandı ve sonuçları ertesi gün televizyondan gösterildi.[3]

Polisin aşırı güç kullanımı karşısında, şarkıcılar, şairler destek vermeye başladı. Devrimin öğrencilerden değil, işçilerden gelmesi görüşünde olan Komünist Parti, kerhen hareketi desteklemeye başladı. Başta Genel Emek Konfederasyonu (CGT-Confédération Générale du Travail) ve İşçi Kuvveti (CGT-FO-Force Ouvrière) olmak üzere sol sendikalar, 13 Mayıs günü için genel grev ve gösteri çağrısında bulundular.

13 Mayıs günü Paris'te bir milyonun üzerinde kişi yürüdü. Polis ortalıkta yoktu. Başbakan Georges Pompidou tutukluların salıverileceğini ve Sorbonne'un açılacağını ilan etti.

Ancak gerginlik azalmadı, aksine tepkiler daha da arttı. Sorbonne açılınca, öğrenciler onu işgal ederek özerk bir "Halk Üniversitesi" ilan etti. Televizyona çıkan öğrenci önderleri, amaçlarının "tüketim toplumu"nu yok etmek olduğunu ilan etti.[4]

İşçilerin öğrencilere destek vermesi

Devam eden günlerde, fabrika işgalleri başladı. 14 Mayıs günü birkaç fabrikada başlayan işgaller, 16 Mayıs'ta 50 fabrikanın işgal edilmesiyle devam etti. 17 Mayıs günü 200.000, 18 Mayıs günü 2 milyon işçi grev yaptı. Bir hafta sonra grev yapan işçi sayısı işgücünün yaklaşık üçte ikisine denk gelen 10 milyona ulaştı.[5]

Grev hareketi sendikaların denetiminden çıktı. İşçiler, maaş artışı ile yetinmemekte, Cumhurbaşkanı De Gaulle ve Hükümetin istifa etmesi ve fabrikalarını kendilerine devredilmesini istemekteydi.

Hükûmet, sendikalar ve işverenler arasında yapılan müzakereler sonucunda 27 Mayıs günü mutabakata varılan Grenelle Anlaşmaları ile asgari ücretin %35, ortalama ücretin de %10 artmasını öngörmekteydi. Ancak Anlaşmalar, işçi tabanı tarafından reddedildi.[6]

27 Mayıs günü, UNEF önderliğinde Paris'in Sebastian Charléty stadyumunda 30.000-50.000 kişi toplandı. Söz alanlar hükûmetin istifa etmesini ve seçimlerin yapılmasını talep etti.[7]

De Gaulle'ün kaçışı ve seçimler

29 Mayıs günü, De Gaulle o gün için öngörülen Bakanlar Kurulu'nu erteledi. Damadına, "Onlara Elysée (Cumhurbaşkanlığı) Sarayı'na saldırma fırsatı vermek istemiyorum. Beni savunmak için kan dökülürse üzücü olur. Gitmeye karar verdim: kimse boş bir Saraya saldırmaz" dedi. Helikopterle Paris'ten ayrıldı.

De Gaulle, Almanya'nın Baden-Baden kentindeki Fransız askeri üssünde, General Jacques Massu ile görüştü. Ordunun desteğine sahip olduğunu düşünen De Gaulle, memleketi olan Colombey-les-Deux-Églises'e döndü.

30 Mayıs günü, CGT sendikası önderliğinde 400.000-500.000 arası gösterici Paris'te yürüyerek "Elveda De Gaulle" sloganları attı. Devrim olasılığı had safhadaydı. Bununla birlikte, Komünist Parti sokak temelli devrime destek vermedi, kamu binaları işgal edilmedi ve hazır durumda tutulan ordunun kullanılmasına gerek kalmadı.

30 Mayıs günü, saat 14.30'da Pompidou istifa tehdidiyle De Gaulle'ü Meclisi lağvetmeye ve seçimlerin düzenlenmesine ikna edildi. Saat 16.30'da De Gaulle, görevine devam edeceğini, bununla birlikte seçimlerin 23 Haziran'da düzenleneceğini, işçilerin eylemlerini bırakmaması durumunda olağanüstü hâlin ilan edileceğini ifade etti. Konuşmadan sonra, 800.000 De Gaulle destekçisi, Fransız bayrağını dalgalandırarak Şanzelize Caddesi'nde yürüdü.[4][8][9]

Sonrası

Bundan sonra öğrenci ve işçi eylemlerinin hızı azaldı. Polis, 16 Haziran günü Sorbonne'a girdi. De Gaulle'ün korktuğunun aksine, 23 ve 30 Haziran'da düzenlenen seçimlerden partisi galip geldi. Bu çerçevede Cumhuriyeti Savunma Birliği (UDR-Union pour la Défense de la République) 487 sandalyeli Meclis'te 354, Sosyalistler 57, Komünistler 34 sandalye kazandı.[4]

Bununla birlikte, De Gaulle'ün siyasi zaferi kısa süreli oldu. 27 Nisan 1969'da Merkezî otoritenin bölgelere dağılması ve Senatoya üye olma kriterlerini yeniden düzenlemeye yönelik referandumun arkasına siyasi ağırlığını koydu, ancak "hayır"ın %52,41 ile galip gelmesi sonucu görevinden ayrıldı.[10]

Ama siyasî sonuçlarının ötesinde, 1968 Mayıs olayların etkisi, kültürel, toplumsal ve ekonomik alanlarda yoğun olarak hissedildi.

Toplumda geleneksel kuralların reddedilmesi ve otoritenin sorgulanmasına yol açan "özerklik", "kişisel gelişim", "yaratıcılık" ve "bireye önem verilmesi" gibi yeni değerler ortaya çıktı.

Olayların sonrasında, özellikle 1970-1975 yıllarında, ahlakî kurallar tartışmaya açıldı. Bu bağlamda cinsel özgürlük ve feminizm gelişti.

Komünizme inanç azaldı ve solcu çevrelerde kötümserlik ağırlık kazandı.

Eğitim alanında gelişmeler görüldü. Öğrenci artık bir "çırak" olarak değil, kendi eğitimi konusunda söz hakkı olan bir "birey" halini aldı. Eğitimde ifade özgürlüğüne, tartışmaya daha çok yer verildi. Öğrenci ve ebeveynler okul meclislerine dahil oldu.

Kilise de sarsıldı. Bundan sonra, dinin gereklerini yerine getirenlerin sayısında kayda değer azalma görüldü.

Slogan ve duvar yazıları

Eylemler sırasında atılan ve duvarlara yazılan sloganların bazıları aşağıdadır:[11]

  • Yasaklamak yasaktır.[12]
  • Her iktidar bozar. Mutlak iktidar mutlaka bozar.
  • Kurumların halka hizmet etmesini istiyoruz, halkın kurumlara değil.
  • Devrim komitelere (partilere, kuruluşlara) değil size aittir.
  • Devrimsiz geçen tek bir hafta sonu bir ay süren devrimden daha kanlıdır.
  • Tahayyül edemeyenler nelerden mahrum kaldıklarını bilemezler.
  • Hepimizin içinde bir polis uyur. Onu öldürmeliyiz. Kafandaki polisten kurtul.
  • Kapitalizmin bekçileri ya da hizmetçileri olmak istemiyoruz.
  • Git çalış, gel uyu.
  • Kaldırım taşlarının altında plaj vardır.
  • Hayal gücü eksik olanların neyin eksik olduğunu hayal edemez.
  • Kapitalizmin koruma köpeği ya da hizmetkarı olmak istemiyoruz.
  • Gerçekçi olun, imkânsızı isteyin.[13]
  • Mutluluğunu satın alıyorlar. Onu geri çal.
  • Anlatılan senin hikâyendir!

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Rotman, ss. 10–11; Damamme, Gobille, Matonti & Pudal, ed., s. 190.
  2. ^ Damamme, Gobille, Matonti & Pudal, ed., s. 190.
  3. ^ "Michel Rocard". Le Monde.fr. 22 October 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 April 2007. 
  4. ^ a b c Dogan, Mattei (1984). "How Civil War Was Avoided in France". International Political Science Review. 5 (3). ss. 245-277. doi:10.1177/019251218400500304. JSTOR 1600894. 
  5. ^ Maclean, M. (2002). Economic Management and French Business: From de Gaulle to Chirac. Palgrave Macmillan UK. s. 104. ISBN 978-0-230-50399-1. 
  6. ^ Howell, Chris (2011). "The Importance of May 1968". Regulating Labor: The State and Industrial Relations Reform in Postwar France (İngilizce). Princeton University Press. ss. 67-68. ISBN 978-1-4008-2079-5 – Project MUSE vasıtasıyla. 
  7. ^ Lewis, Robert W. (2016). "Stadium spectacle beyond 1945". The Stadium Century (İngilizce). Manchester University Press. s. 71. ISBN 978-1-5261-0625-4. 
  8. ^ Singer, Daniel (2002). Prelude to Revolution: France in May 1968. South End Press. ss. 195, 198-201. ISBN 978-0-89608-682-1. 
  9. ^ "Lycos". 22 Nisan 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2020. 
  10. ^ Mendel, Arthur P. (Ocak 1969). "Why the French Communists Stopped the Revolution". The Review of Politics. 31 (1). ss. 3-27. doi:10.1017/s0034670500008913. JSTOR 1406452. 
  11. ^ "Graffiti de Mai 1968". 17 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 26 Şubat 2020. 
  12. ^ Éditions Larousse. "Encyclopédie Larousse en ligne - événements de mai 1968". 1 Mayıs 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Eylül 2015. 
  13. ^ Watzlawick, Paul (1993). The Language of Change: Elements of Therapeutic Communication. W. W. Norton & Company. s. 83. ISBN 9780393310207. Erişim tarihi: 1 Aralık 2010. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Georges Pompidou</span> 19. Fransa cumhurbaşkanı

Georges Pompidou, Fransız siyasetçi. 1962-1968 arası başbakanlık, 1969'dan ölümüne değin cumhurbaşkanlığı yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu</span> Türkiyede bir işçi sendikaları konfederasyonu

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, 13 Şubat 1967 tarihinde Türk-İş'ten ayrılan Maden-İş, Lastik-İş, Basın-İş ve bağımsız Gıda-İş, Türk Maden-İş (Zonguldak) sendikaları ve onların genel başkanları olan Kemal Türkler, Rıza Kuas, İbrahim Güzelce, Mehmet Alpdündar ve Kemal Nebioğlu tarafından kurulan işçi sendikaları konfederasyonudur. 12 Eylül Askeri Darbesi ile kapatılmasının ardından 19 Ocak 1992 tarihinde yeniden kurulmuştur. DİSK, bağımsız bir sınıf ve kitle örgütüdür.

<span class="mw-page-title-main">Charles de Gaulle</span> 18. Fransa cumhurbaşkanı

Charles André Joseph Marie de Gaulle, Fransız asker ve siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">1989 Tiananmen Meydanı protestoları</span>

1989 Tiananmen Meydanı Olayları, Çin'de (ÇHC) 15 Nisan - 4 Haziran 1989 arasında meydana gelen; öğrencilerin, aydınların ve işçilerin önderliğinde gerçekleşen gösterileri ve ardından yaşananları ifade eder. Gösterilerin odak noktası Pekin'de Tiananmen Meydanı idi, bununla birlikte göreceli olarak daha yumuşak gösterilerin gerçekleştiği Şangay gibi, Çin'in diğer şehirlerinde de kitlesel protestolar oldu.

<span class="mw-page-title-main">Kanlı Pazar (1905)</span> II.Nikolayın askerleri tarafından işçilere karşı yapılan silahlı katliam

Kanlı Pazar, 22 Ocak 1905'te Petersburg'da işçilerin Çar II. Nikolay'a bir dilekçe sunmak üzere Kışlık Saray'a doğru sakin ve barışçıl bir yürüyüşe geçmeleri üzerine çarın askerleri tarafından bu barışçı yürüyüşe katılan silahsız yaklaşık 100.000 işçiye toplu tüfekli acımasızca açılan ateş sonucu 1000'den fazla ölü, 2000'den fazla yaralı ile sonuçlanan tarihi olay. Bu yürüyüşü Papaz Georgy Gapon adında bir Ohranka ajanı örgütlemişti. Eylemciler iş gününün 8 saate indirilmesini, asgari ücretin daha adil olmasını ve fazla mesainin kaldırılmasını istemekteydi.

<span class="mw-page-title-main">Şubat Devrimi</span>

Şubat Devrimi, I. Dünya Savaşı sırasında 1917'de ortaya çıkan devrimci harekettir. Devrim, 1917'de Rusya'da gerçekleşen iki devrimden ilkiydi.

<span class="mw-page-title-main">Rus Devrimi (1905)</span>

1905 Rus Devrimi, Rus İmparatorluğu çapında geniş yankı bulan kitlesel siyasi eylemlerdir. 1905 Moskova Ayaklanması örneğinde olduğu gibi, bazı eylemler doğrudan hükûmeti hedef almıştır. Saldırılar, işçi grevleri, köylü ayaklanmaları ve askeri isyanlar şeklinde gelişmiştir. Olaylar sonucunda anayasal monarşiye geçiş yapılmış ve Çarlık Duması kurulmuş, çok partili seçimler yapılmış, 1906 Anayasası meydana getirilmiştir. Ancak Çarlık rejiminin yıkılması ve bazı bölgelerdeki bağımsızlık yönünde yapılan silahlı ayaklanma girişimleri başarısız olmuş ve bastırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">2008 Yunanistan ayaklanmaları</span>

2008 Yunanistan ayaklanmaları 6 Aralık 2008'de Atina'da polis Epaminondas Korkoneas'ın silahından çıkan mermiyle 15 yaşındaki Alexandros Grigoropoulos 'un ölümüyle sonuçlanmasıyla başladı. Bu olayın ardından öncelikle başkentte ardından tüm ülkede anarşistler ve hükûmet karşıtları polise karşı ayaklandı ve polisle çatışmaya başladı. Göstericiler molotofkokteylleri ile özel mülklere saldırdı. Atina'nin ardından çatışmalar ülkenin ikinci büyük şehri Selanik'e sıçradı.

<span class="mw-page-title-main">1941 Şubat Grevi</span> Saldırı

1941 Şubat Grevi, II. Dünya Savaşı sırasında Hollanda'da işgalci Almanya'nın Yahudi karşıtı uygulamalarına tepki olarak örgütlenen genel grevdir. Doğrudan sebep ise Almanların Amsterdam'ın Yahudi mahallesinde yaptıkları şiddet eylemlerdir. Grev 25 Şubat günü başlamış ve ertesi gün büyük ölçüde bastırılmıştı. Şubat Grevi Alman işgali altındaki Avrupa kıtasında Yahudilere karşı yapılan uygulamalara karşı Yahudi olmayanlar tarafından yapılan ilk doğrudan eylemdir.

<span class="mw-page-title-main">Protesto</span> itiraz biçimi

Protesto, göreceli olarak bir olaya ve duruma karşı aksi yönde tepki göstermektir. Genellikle bu tepki gösterme biçimi, muhalif görüşü sözle ifade etme yanında o görüşü toplumsallaştırma ve bir grupla birlikte ifade etme karakteri de taşıyabilir. Bundaki amaç kamuoyu nezdinde sesini daha çok duyurabilmek ve yönetime karşı daha etkili bir duruş sergileyebilmektir. Bu, doğrudan ifade ve etkilemenin ve aktivizmin bir yoludur.

<span class="mw-page-title-main">2009 İran cumhurbaşkanlığı seçimi protestoları</span> Mahmud Ahmedinejadın yeniden seçilmesine karşı düzenlenen protestolar

İran'da 2009 yılında yapılan Cumhurbaşkanlığı Seçiminin ardından seçimi hileli olduğu düşenen Mir Hüseyin Musavi ve Mehdi Kerrubi taraftarları başkent Tahran'da ve ülkenin diğer büyük şehirlerinde gösteriler düzenlediler. Ancak bu gösterilere karşılık olarak Tahran'da onbinlerce kişi Mahmut Ahmedinejad'ın zaferini desteklemek için toplandı. Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ülkedeki huzursuzlukları reddederek "futbol maçından sonraki tutkular" olarak niteledi. Bazı kaynaklar İran İslam Katılım Öncülüğünün merkezinin basıldığını ve tutuklamalar yapıldığını duyurdu.

<span class="mw-page-title-main">1918-1919 Alman Devrimi</span> devrim

1918–1919 Alman Devrimi ya da Kasım Devrimi, I. Dünya Savaşı'nın sonunda Friedrich Ebert önderliğinde anayasal monarşiden parlamenter demokrasiye geçiş sürecidir. Savaşın Almanya’nın aleyhine gelişmesinden dolayı Alman halkının üzerinde oluşan gerilim, ülkede yeni bir rejimin kurulması gerektiği düşüncesini ön plana çıkarmıştı. Devrimin amacı monarşi rejiminin yerine demokratik bir cumhuriyet kurmaktı. Bu hedef, İmparator II. Wilhelm’in tahttan çekilmesiyle sonuçlanan, 1 hafta, 4 gün süren ilk aşamada gerçekleşti. Almanya’daki radikal solcular komünist bir rejim kurmak istediği için bu devrim, komünist devrimciler ile anti-komünistler arasındaki bir iç savaşa dönüştü; bu durum, devrimin ikinci aşamasını yarattı. İkinci aşama tam olarak 9 ay, 1 hafta sürdü ve yönetim biçimi parlamenter demokrasiye dayanan Weimar Cumhuriyeti'nin zaferiyle sonuçlandı.

<span class="mw-page-title-main">1961 Paris Katliamı</span>

1961 Paris katliamı, 17 Ekim 1961 günü Paris'te Cezayir Bağımsızlık Savaşı sırasında gerçekleşen bir katliamdır. Paris polis müdürü Maurice Papon'un (1910-2007) talimatı üzerine Fransız polisi Ulusal Kurtuluş Cephesini destekleyen 30 bin kadar Cezayirli göstericiye saldırdı. 37 yıl boyunca katliamı inkâr eden Fransa hükûmeti 1998 yılında 40 kişinin ölümünü kabul etse de ölü sayısına ilişkin bazı tahminler 200'ün üzerine çıkmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Pierre Mendès France</span> Fransız siyasetçi (1907 – 1982)

Pierre Mendès France, Fransız siyasetçi, eski başbakan (1954-1955).

<span class="mw-page-title-main">Poznań Ayaklanması</span> 28 Haziran 1956da Polonya Halk Cumhuriyetinin totaliter yönetimine karşı kitlesel eylem

Poznań Ayaklanması, 1956 Poznań ayaklanması yahut Poznań Haziranı, Polonya Halk Cumhuriyeti'nin totaliter yönetimine karşı vuku bulan ilk kitlesel protesto eylemi. Olaylar, Cegielski Fabrikaları işçilerinin 28 Haziran 1956 tarihinde, daha iyi çalışma ve yaşam koşulları talep etmek için düzenledikleri gösterilerle başladı ve çok kısa sürede sert ve kanlı bir biçimde bastırıldı.

<span class="mw-page-title-main">İtalyan direniş hareketi</span> II. Dünya Savaşı sırasında hem Mussolini iktidarına karşı hem de Nazi Almanyasına karşı verilmiş mücadele

İtalyan direniş hareketi, II. Dünya Savaşı sırasında ve savaşın son dönemlerinde patlak veren İtalyan İç Savaşı sırasında hem Mussolini iktidarına karşı hem de Nazi Almanyası'na ve onun işgali sonucunda kurulan kukla İtalyan Sosyal Cumhuriyeti'ne karşı verilmiş mücadeleye verilen addır.

Tariş Olayları, İzmir'de TARİŞ'e bağlı fabrikalarda silah ve patlayıcı madde bulunduğuna dair haberler üzerine 22 Ocak 1980'de TARİŞ'in 5 ünitesinde arama yapan polislere ateş açılması sonucu başlayan olaylar.

<span class="mw-page-title-main">Nuit debout</span>

"Nuit debout" protestoları protestoları olarak bilinen Fransa'da içerisinde "Yeni İş Yasası" adıyla yer alan kısıtlayıcı kanunlarında yer aldığı çalışma reformlarına karşı gösteri ve grevlerinde yer aldığı, 31 Mart 2016'da Fransa hükûmetine karşı başlatılan, Fransa geneline yayılan ve işçi sendikalarının da destek verdiği sivil halk ayaklanması. "Yeni İş Yasası" adıyla Fransa Hükûmeti tarafından çıkarılan kanunla günlük çalışma saatleri artırılmış, çalışan işçilerin sosyal hakları kısıtlanmış ve işverenlere, çalışanlar aleyhine ek haklar tanınmıştır.

<span class="mw-page-title-main">2021 Boğaziçi Üniversitesi protestoları</span> Melih Bulunun rektör olarak atanmasına karşı yapılan protestolar

Boğaziçi Üniversitesi protestoları, Melih Bulu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanmasına karşı 4 Ocak 2021'de başlayan ve 15 Temmuz 2021'e kadar devam eden gösterilerdir. Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencileri, Bulu'nun istifa etmesini ve rektörün seçimle belirlenmesini talep etti. Protestolar sırasında düzenlenen operasyonlarla birçok öğrencinin evi basıldı ve birçok öğrenci gözaltına alındı. Bu protestolar sürecinde üniversitenin polislerce kapatılması, kapısına kelepçe takılması, güvenlik görevlileriyle öğrenciler arasında arbede yaşanması, öğretim üyelerinin içeri alınmaması gibi birçok olay yaşandı. Protestoların başladığı tarihten itibaren hem öğrencilerin hem de öğretim üyelerinin protestoları, kampüs içerisindeki farklı eylemlerle devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">1968 kuşağı protestoları</span> Sol siyasetin, savaş karşıtlığının yükselişi, insan haklarının öneminin artması gibi sebeplerle dünya çapında artış gösteren halk isyanları

1968 kuşağı, ağırlıklı olarak sol siyasetin yükselişi, savaş karşıtlığı, sivil hakların aciliyeti gibi sebeplerden ötürü, devlet ordularına ve bürokrasilerine karşı protestoların yapıldığı; sessiz kuşak ve baby boomer kuşağı içindeki genç karşı kültürünün de içinde olduğu halk isyanlarıyla karakterize edilmiş sosyal çatışmaların ve eylemlerin dünya çapında tırmanışını içeren dönemdir.