İçeriğe atla

1956 Temiz Hava Yasası

1956 Temiz Hava Yasası
Birleşik Krallık Parlamentosu
Tam ad
  • Hava kirliliğinin azaltılmasına yönelik hüküm getiren kanun
Kabul edenBirleşik Krallık Parlamentosu
Teklif edenGerald Nabarro
İlgili mevzuat
1853 Duman Sıkıntısını Azaltma Yasası, 1856, 1891 Halk Sağlığı (Londra) Yasası, 1993 Temiz Hava Yasası, 1968 Temiz Hava Yasası
Özet
Özellikle sadece dumansız yakıtların yakılabildiği bazı kasaba ve şehirlerde 'duman kontrol alanları' getirerek, hava kirliliğini azaltmak için bir dizi önlem getirildi.
Durum: İlga edildi

1956 Temiz Hava Yasası, Birleşik Krallık Parlamentosu yasasıdır ve esas olarak Londra'nın 1952'deki Londra Öldüren Sis'i sebebiyle çıkarılmıştır. İngiltere Barınma ve Yerel Yönetim Bakanlığı ile İskoçya Sağlık Bakanlığı tarafından desteklenerek 1993 yılına kadar yürürlükte kaldı.

Yasa, hava kirliliğini azaltmak için bir dizi önlem getirdi. Bunların birincisi, özellikle yüksek nüfusun yaşadığı 'duman kontrol alanlarında', yangınlardan kaynaklanan duman kirliliğini ve sülfür dioksiti azaltmak için dumansız yakıtlara geçişti. Yasa ayrıca bacalardan ve duman bacalarından çıkan gaz, kum ve toz emisyonunu azaltan tedbirleri de içeriyordu.

Kanun, çevreyi korumaya yönelik yasal bir çerçevenin geliştirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. 1968 Temiz Hava Yasası da dahil olmak üzere daha sonraki kanunlarla değiştirilerek kullanımı 1993 yılına kadar sürdü, daha sonra ise yürürlükten kaldırıldı.[1]

Arka plan

Londra uzun zamandır sisli havasıyla biliniyordu.[2] Londra, yüzyıllar boyunca havasını iyileştirmek için bir dizi kanun ve kuralla karşılaştı - Duman Sıkıntısını Azaltma (Metropolis) Yasaları 1853 ve 1856 ve Halk Sağlığı (Londra) Yasası 1891 gibi . Ayrıca, hava kirliliği ve sağlık arasındaki bağlantı 19. yüzyılın sonlarında iyi anlaşılmış olmasına rağmen, bu tür çabaların etkili halk sağlığı önlemleri olduğu kanıtlanamamıştır.[3]

Londra'nın Öldüren Sis'i

Aralık 1952'de " Londra'nın Öldüren Sis'i " şehrin üzerine düştüğünde, etkilerinin eşi benzeri görülmemişti. Kirliliğe bağlı olarak 4,000 kişinin hayatını kaybettiğini düşünülüyor.[4] Halkın endişesini artıran sis o kadar yoğundu ki trenlerin, arabaların ve etkinliklerin durdurulmasına sebebiyet verdi.[5] Sonraki haftalarda ve aylarda ise 8.000 kişi daha öldü. Kirliliğin gerçek ve ölümcül bir sorun olduğu ve dumanın etkilerinin modern çevre hareketinde dikkate değer bir dönüm noktası olduğu açıktı.

Beaver Komitesi

Hükûmet, Londra'daki sorunu araştırmak üzere inşaat mühendisi Sir Hugh Beaver başkanlığında bir Hava Kirliliği Komitesi oluşturdu.[6] 1954'te[7] hava kirliliğinin sosyal ve ekonomik bedellerini rapor etmiş ve o zamanlar temiz havanın on dokuzuncu yüzyılın ortalarında temiz su kadar önemli olduğunu belirtmiştir. Komite, yerli kömürün kokla değiştirilmesini ve elektrik ve gaz gibi diğer 'dumansız' yakıtlara daha fazla güvenilmesi gerektiği önerisini sundu. Yine de dumansız yakıt üreten endüstrilerin her biri -kok ve gaz işleri ve elektrik üretim merkezleri- 'dumansız' yakıtı üretmek için kömür kullandı. Örneğin, on dokuzuncu yüzyılın sonlarında Kuzeydoğu İngiltere'de kok kömürüne dönüştürülen yılda altı milyon ton kömür, karbonik ve kükürtlü asit gibi yaklaşık iki milyon ton uçucu madde yaydı.[8] Bu sebeple hava kirliliği tüketim alanından üretim alanına taşınacak kadar azaltılmıyordu.

Elektrik endüstrisi

Elektrik üretim endüstrisi, büyük bir kömür tüketicisiydi ve atmosfer kirliliğinde önemli etkileri oldu. Beaver komitesi, kentsel alanlardaki tüm yeni elektrik santralleri için baca gazındaki kükürtü gidermenin yaygın bir şekilde benimsenmesini tavsiye etmek için Londra'da bu öneriden kısa süre önce devreye alınan Bankside elektrik santrali örneğini kullandı.[9] Her 1 kWh ünite elektrik fiyatına 0,06 d. ile 0,07 d. arası miktardan daha fazla eklenmemesi durumunda bunun uygulanabilir ve uygun maliyetli olacağını iddia etti.

İngiliz Elektrik Kurumu, kükürt gidermenin faydalarına şüpheyle yaklaştı ve komitenin tavsiyelerine itiraz etti. Kurum, bu tavsiyenin 'bu ülkedeki elektrik geliştirme ekonomisine zarar verici bir darbe vurduğunu' ve mali sonuçların 'potansiyel olarak, Kurumun faaliyetlerine getirilen önceki kısıtlamalar veya kontrollerden daha ciddi olduğunu' belirtmiştir.[9] Kurum, tüm elektrik santrallerine yıkayıcıların kurulmasının yıllık 10 milyon sterlinlik bir sermaye yatırımı gerektireceğini ve elektrik maliyetini kWh başına 0,1 d. artıracağını iddia etti, bu nedenle taslak Beaver raporunda önerilen maliyet etkisiyle ilgili kriterini aşıyor. İngiliz Elektrik Kurumu, Beaver komitesinin atmosfer kirliliğini azaltmanın farklı yollarının göreceli ekonomisini değerlendirmek için ciddi bir girişimde bulunmadığını da eleştirdi. Verimli kum toplayıcılarla donatılmış modern elektrik santrali kazanlarında ve uzun bacalara doğru kömürün yakılmasının 'sermaye harcaması' açısından kirliliği kontrol etmenin son derece verimli bir yöntemi olduğunu iddia etti.

Mevzuat

Hükûmet başlangıçta harekete geçme konusundaki baskısılara direndi ve ekonomik baskılar nedeniyle sorunun ölçeğini küçümsemeye yöneldi.[10] Hükûmeti yasadaki bir değişikliği desteklemeye ikna etmek için bir özel üye kanun teklifiyle yerli kömür yakılması ile ilgili bir yasa tasarısını geçirmesi, milletvekillerinin (Muhafazakar üye Gerald Nabarro, sponsor dahil[11]) hamlesi oldu. Temiz Hava Yasası, özellikle hava kalitesinin uzun süredir düşük olduğu Londra'da, kirleticileri düzenlemeye yönelik önleyici çabalara dayanıyordu.

1956 Temiz Hava Yasası, hava kirliliğini azaltmak için birçok önlem içeriyordu. Kasaba ve şehirlerde alnızca dumansız yakıtların yakılabildiği 'duman kontrol alanlarının' oluşturulmasına izin verdi. Konutlar için olan ısı kaynaklarını daha temiz kömürlere, elektriğe ve gaza kaydırarak, ev yangınlarından kaynaklanan duman kirliliği ve kükürt dioksit miktarını azalttı. Bu değişiklikleri pekiştiren yasa, bacalardan çıkan zararlı duman emisyonunun önlenmesine yönelik hükümler de içeriyordu, yeni fırınların dumansız olmasını ve çıkan kum ve tozun en aza indirilmesini gerektiriyordu. 1956 tarihli Temiz Hava Yasası, özel hanehalklarının şimdiye kadar yaygın olarak kabul gören eylemlerini yasaklayarak, kamu düzenlemesi, halk sağlığı ve meşru hükûmet müdahalesi alanı hakkındaki tartışmalar için önemli sonuçlara sebebiyet verdi.

1952'deki Londra Öldüren Sis'i, daha sert hamleler için bir ivme kazandırdı: Temiz Hava Yasasının yanı sıra etkileri, 1954 Londra (Çeşitli Güçler) Yasasının ve daha sonra 1968 Temiz Hava Yasasının yürürlüğe girmesine yol açtı.

Sonrası

Kirliliğe bağlı sis ve sağlığa etkileri Londra'da sorun olmaya devam etti. 2-5 Aralık 1957'deki Londra sisi sırasında duman ve kükürt dioksit konsantrasyonları 1952 ile karşılaştırılabilir seviyelere ulaştı ve 760-1000 ölüm gerçekleşti.[12] 1962'deki bir başka olay, 750 ölümle sonuçlandı.[13]

Diğer mevzuatlar

1956 Yasasının hükümleri, bir bacadan koyu duman çıkarmayı suç haline getiren 1968 Temiz Hava Yasası ile genişletildi. Bakana, fırınlardan gelen kum ve toz emisyonları için sınırlar belirleme yetkisi verdi, yeni fırınlara takılacak durdurma tesisi için gereklilikleri sundu ve bacaların yüksekliği ve konumunun kontrolü için genel bir çerçeve sağladı. Yasa aynı zamanda bakanın duman kontrol alanları oluşturmasına ve bu alanlarda izinsiz yakıt kullanımına ilişkin kontroller getirmesine izin verdi.[14]

1956 ve 1968 Temiz Hava Kanunları, daha önceki mevzuatın hükümlerini pekiştiren ve genişleten 1993 Temiz Hava Yasası[15] ile yürürlükten kaldırıldı.

Ayrıca bakınız

  • Temiz Hava Yasası
  • Sis Soruşturma ve Dağıtma Operasyonu (FIDO) - havadaki sisi temizleme girişimi

Kaynakça

  1. ^ "Clean Air Act 1993". legislation.gov.uk. 27 Mayıs 1993. 23 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2017. 
  2. ^ "The Great Smog of 1952". The Met Office. 18 Ekim 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2013. 
  3. ^ Brimblecombe, P. (2006).
  4. ^ "Historic smog death toll rises". BBC News. 5 Aralık 2002. 25 Şubat 2009 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 29 Mayıs 2014. 
  5. ^ "50 Years On: The struggle for air quality in London since the great smog of December 1952" (PDF). Greater London Authority. Aralık 2002. 10 Ekim 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 4 Nisan 2009. 
  6. ^ An Environmental History of Twentieth-Century Britain. Basingstoke: Palgrave. 2002. ss. 247-8. ISBN 9780333949818. 
  7. ^ Committee on Air Pollution Report, Cmd. 9322 (HMSO, London, 1954)
  8. ^ Endangered Lives: Public Health in Victorian Britain. Londra: Methuen. 1983. s. 214. ISBN 9780416379501. 
  9. ^ a b Murray (2019). "The Politics and Economics of Technology: Bankside Power Station and the Environment, 1945-81". The London Journal. 44 (2): 113-32. doi:10.1080/03058034.2019.1583454. 
  10. ^ "50 years after the great smog, a new killer arises". The Guardian. 30 Kasım 2002. 22 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Nisan 2009. 
  11. ^ Who Was Who, 1971-1980. A and C Black. 1981. s. 573. ISBN 0-7136-2176-1. 
  12. ^ An Environmental History of Britain since the Industrial Revolution. 51: Longman. 1994. ISBN 9780582226265. 
  13. ^ Environmental Impact of Power Generation. Cambridge: Royal Society of Chemistry. 1999. ss. 6, 24. ISBN 0-85404-250-4. 
  14. ^ "Clean Air Act 1968" (PDF). 17 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Haziran 2019. 
  15. ^ "Clean Air Act 1993" (PDF). 17 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 22 Haziran 2019. 

Dış bağlantılar

İngiltere mevzuatı

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çevre mühendisliği</span>

Çevre mühendisliği, doğal kaynakların kullanımı ve insan sağlığına uygun çevre koşullarının yaratılması ile ilgili mühendislik dalıdır. Diğer mühendislik dallarından farklı olarak, doğanın kaynaklarını tüketmeyi değil, doğaya sahip olduklarını geri vermeye çalışan bir mühendislik dalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kömür</span> katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaç

Kömür, katmanlı tortul çökellerin arasında bulunan katı, koyu renkli, karbon ve yanıcı gazlar bakımından zengin kayaçtır. Taşkömürü torkugillerden oluşur. Kömür çoğunlukla diğer elementlerin değişken miktarlarda bulunmasıyla oluşur. Asıl bileşeni karbondur; bunun yanında değişken miktarda hidrojen, kükürt, oksijen ve azot içerir. Isı için yakılan bir fosil yakıt olan kömür dünyanın birincil enerjisinin yaklaşık dörtte birini ve elektriğinin beşte ikisini sağlar. Bazı demir ve çelik üretimi yapan işletmeler ve diğer endüstriyel faaliyetler kömürü yakar. Kömürün ekstraksiyonu ve kullanımı birçok erken ölüme ve çok fazla hastalığa neden olur. Kömür'den her yıl binlerce kişi erken ölüyor.

<span class="mw-page-title-main">Karbonmonoksit</span> 0,97 yoğunluğunda, renksiz, kokusuz, zehirleyici bir gaz. Bol miktarda ısı açığa çıkararak mavi bir alevle yanar ve hava ile birleşerek birçok uygulama alanı olan patlayıcı bir karışım oluşturur (CO)

Karbonmonoksit, CO formülüne sahip sadece bir karbon ve bir oksijen atomundan oluşan inorganik bileşiktir Karbonmonoksitte karbon ve oksijen arasında üçlü bağ vardır. Endüstride jeneratör gazı, su gazı, kuvvet gazı ve hava gazı içinde kullanılır. Yakıt olarak da kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Michael Faraday</span> İngiliz bilim insanı (1791–1867)

Michael Faraday, elektromanyetizma ve elektrokimyaya katkılarıyla tanınan, İngiliz kimya ve fizik bilgini.

<span class="mw-page-title-main">Yangın</span> büyük ve yıkıcı ateş

Yangın, maddenin ısı ve oksijenle birleşmesi sonucu oluşan yanma reaksiyonlarının neden olduğu doğal afettir. Yangınların oluştukları coğrafî alanda maddi hasarlara neden olmasından ziyade, orada yaşayan canlılar ve ekolojik denge üzerinde de büyük derece olumsuz etkileri vardır.

<span class="mw-page-title-main">Karabarut</span>

Karabarut, kükürt, odun kömürü ve potasyum nitratın bir karışımıdır. Kükürt kullanılmadan yapılabilirse de, bu şekilde yapılan karabarut, kükürt kullanılarak yapılan kadar güçlü olmaz. Çok hızlı yanarak karbondioksit, su ve azottan ibaret sıcak bir gaz hacmi ve potasyum sülfürden oluşan katı bir artık bırakır. Yanma özelliklerinden dolayı ortaya çıkan sıcaklık ve gaz hacmi, barutun ateşli silahlarda itici yakıt ve havai fişeklerde piroteknik bileşim olarak kullanımına yol açmıştır. Modern ateşli silahlarda karabarut yerine dumansız barut kullanılır. Antika ateşli silahlarda çoğunlukla karabarut kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Fosil yakıt</span> Milyonlarca yıl önce ölmüş bitki ve hayvanlardan oluşan yakıt

Fosil yakıt veya mineral yakıt, hidrokarbon ve yüksek oranlarda karbon içeren doğal enerji kaynağı. Kömür, petrol ve doğalgaz; bu türden yakıtlara başlıca örnektir. Ölen canlı organizmaların oksijensiz ortamda milyonlarca yıl boyunca çözülmesi ile oluşur. Fosil yakıtlar endüstriyel alanda çok geniş bir kullanım alanı bulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hava kirliliği</span> Atmosferdeki tehlikeli maddelerin varlığı

Hava kirliliği, canlıların sağlığını olumsuz yönde etkileyen ve havadaki yabancı maddelerin, normalin üzerinde miktar ve yoğunluğa ulaşmasıdır.

Hidrojen ekonomisi, taşıtların ve elektrik dağıtım şebekesinin dengelenmesi için ihtiyaç duyulan enerjinin, hidrojen (H2) olarak depolandığı, varsayılan bir gelecek ekonomisidir.

<span class="mw-page-title-main">Termik santral</span> ısı enerjisinin elektrik enerjisine dönüştürüldüğü santral türü

Termik santral, ana işletici makinesi buhar gücüyle çalışan güç santralıdır. Isıtılan su buhara dönüştürülerek bir elektrik üretecini süren buhar türbinini döndürmekte kullanılır. Türbinden geçen buhar Rankine çevrimi denilen yöntemle bir yüzey yoğunlaştırıcıda yoğunlaştırılırak geri suya dönüştürülür. Termik santralların tasarımları arasındaki en büyük farklılık kullandıkları yakıt tiplerine göredir. Bu tesisler ısı enerjisini elektrik enerjisine dönüştürmekte kullanıldığından bazı kaynaklarda enerji dönüşüm santrali olarak da geçer. Bazı termik santrallar elektrik üretmenin yanı sıra endüstriyel ve ısıtma amaçlı ısı üretimi, deniz suyunun tuzdan arındırılması gibi amaçlarla da kullanılır. İnsan üretimi CO2 emisyonunun büyük kısmını oluşturan fosil yakıtlı termik santralların çıktılarını azaltma yönünde yoğun çabalar harcanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Asit yağmuru</span> ph oranı 7den küçük olan yağış tipi

Asit yağmuru, asidik kimyasalların yağmur, kar, sis, çiy veya kuru parçacıklar hâlinde yeryüzüne düşmesine verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Pnömokonyoz</span>

Pnömokonyoz, işyerlerindeki çeşitli tozların veya kimyasal maddelerin uzun süre solunmasıyla ortaya çıkan interstisyel akciğer hastalıklarının ortak adıdır. Meslek hastalıklarının en önemlilerindendir; SSK uygulamasında "C Grubu: Pnömokonyozlar ve diğer Mesleki Solunum Sistemi hastalıkları" grubunda yer alır. Etken ortadan kaldırılmazsa akciğerler kalıcı şekilde zarar görür. Belirtileri soluk almada güçlük, KOAH olarak saptanır:

<span class="mw-page-title-main">Çevre kirliliği</span> Doğa sorunu

Çevre kirliliği, çevrenin doğal olmayan bir şekilde insan eliyle doğallığının bozulmasıdır. Bu ekosistemi bozma eylemleri; kirlenme şeklinde tabir edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Elektrik üretimi</span>

Elektrik üretimi, elektrik ve diğer kaynaklardan birincil enerji üretme sürecidir. Elektrik üretiminin temel ilkeleri İngiliz bilim insanı Michael Faraday tarafından 1820'lerde ve 1830'ların başında keşfedildi. Onun temel yöntemi bugün hâlâ kullanılmaktadır: Elektrik, bakır gibi iletken bir telin manyetik bir alan içinde hareket ettirilmesi ile üretilir. Elektrik jeneratörü, bir mıknatıs içinde dönen sarılı iletken tellerin bulunduğu ve bu tellerin mıknatıs içinde dönmesiyle elektrik akımı üreten bir makinedir. Evlerimizde, işyerlerimizde, endüstride gereksinim duyduğumuz büyük miktardaki elektrik enerjisini elde etmek için, elektrik jeneratörlerini döndürecek büyük güç santrallarına ihtiyaç duyarız. Çoğu güç santrali, jeneratörü döndürmek için ısı üretiminde bulunurlar. Fosil yakıtlı santrallar ısı üretimi için doğal gaz, kömür ve petrol yakarlar. Nükleer santrallar da uranyum yakıtını parçalayarak ısı üretirler. Ancak bütün bu değişik tip santrallar ürettikleri ısıyı, suyu buhar haline dönüştürmek için kullanırlar. Oluşan buhar ise elektrik jeneratörüne bağlı olan türbine verilir. Su buharı, türbin şaftı üzerinde bulunan binlerce kanatçık üzerinden geçerken daha önce üretilen ısıdan almış olduğu enerjiyi kullanarak, türbin şaftını döndürür. İşte bu dönme, jeneratörün elektrik üretmek için gereksinim duyduğu mekanik harekettir. Jeneratörde oluşan elektrik ise iletim hatları denilen iletken teller ile kullanılacağı yere gönderilir. Türbinden çıkan, enerjisi diğer bir deyişle basınç ve sıcaklığı azalmış buhar ise yoğunlaştırıcı (kondenser) denilen bölümde soğutulup su haline dönüştürüldükten sonra, tekrar kullanılmak üzere santralın ısı üretilen bölümüne geri gönderilir. Yoğunlaştırıcıda soğutma işini sağlayabilmek için deniz, göl veya ırmaklarda bulunan su kullanılır. Su kaynaklarından uzak bölgelerde ise santralın hemen yanında bulunan ve uzaktan bakıldığı zaman geniş dev bacalara benzeyen soğutma kuleleri kullanılır. Bu kulelerin üzerinde görülen beyaz duman ise su buharıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de enerji</span>

Türkiye her yıl birincil enerjisi 6 exajoule tüketiyor, kişi başı 20 megawatt saat (MW/s)'ten fazla. Türkiye'de enerji beşte dört'ten fazla fosil yakıtan: %31 petrol, %28 doğalgaz ve %27 kömür(2016 itibarıyla). Türkiye'nin enerji politikası fosil yakıtın ithalatını küçültmek ister, çünkü onlar ithalatın ödemelerinden dörtte biri kapsamaktadır.. Enerjisi kaynaklarının fosil yakıt olması yüzünden Türkiye’den sera gazı emisyonları dünyada ortalama kişi başından daha büyük, yılda kişi başına 6 ton'dan fazla gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Ateş (ocak)</span> Konaklama yerinde yakılan ocak ateşi

Ateş (ocak): Konaklama yerinde ısınma ve pişirme için yakılan ocak ateşidir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de hava kirliliği</span> Avrasya ülkesinde kirli hava

Türkiye'de hava kirliliği, ülkedeki en ölümcül çevre sorunudur: her yıl binlerce insan hava kirliliği ile ilişkili hastalıktan ölmektedir. Türkiye'de hava kirliliği ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ilgilenmektedir.

Smog, İngilizce smoke (duman) ve fog (sis) sözcüklerinin birleştirilmesi ile oluşturulmuş, özellikle büyük şehirlerde havaya karışan çeşitli emisyon gazlar ile oluşmuş hava kirliliğini tanımlarken kullanılan bir kavram, bir birleşik sözcüktür.

<span class="mw-page-title-main">Çevre sorunları listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Bu liste, insan faaliyetlerinin, biyofiziksel çevre üzerindeki zararlı etkilere sebep olan çevre sorunlarının bir listesidir. Genel anlamda; sorunlar, etkileri ve hafifletici unsurlar olarak sınıflandırılırlarsa da, etkilerin birbirine bağlı olduğu ve yeni etkilere neden olabilecekleri gözden uzak tutulmamalıdır.

<span class="mw-page-title-main">Londra Öldüren Sis'i</span> Aralık 1952de Londrada gerçekleşen hava kirliliği olayı

Londra Öldüren Sis'i veya 1952 Büyük Kirliliği, Aralık 1952'nin başlarında İngiltere başkentini etkileyen ciddi bir hava kirliliği olayıydı. Antisiklon ve rüzgarsız koşullarla birleşen alışılmadık derecede soğuk hava, çoğunlukla kömür kullamınından kaynaklı şehrin üzerinde kalın bir duman tabakası oluşturarak havadaki kirliliği topladı. Bu kirlilik 5 Aralık Cuma ile 9 Aralık 1952 Salı arasında gerçekleşti ve daha sonrasında hava koşullarının değişmesiyle dağıldı.