Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir.
Yersinia pestis, Enterobacteriaceae ailesine mensup bir Gram negatif bakteri türüdür. Veba hastılığının üç türüne de yol açar. Y. pestis tarih boyunca birçok pandemilere sebep olmuştur. Yersinia cinsine mensup bakteriler, Gram negatif çubuk şekilli kokobasillerden oluşmuştur ve diğer Enterobacteriaceae cinslerinde olduğu gibi, seçmeli anaerobik bir metabolizmaya sahiptir. Pireler tarafından taşınır. Organizma izole halde hareketliyken (motil), memeli konağa geçtiğinde hareketsiz (non-motil) hale geçmektedir.
Epidemi, bir bulaşıcı hastalığın, belirli bir popülasyondaki çok sayıda insana, kısa bir süre içinde hızla yayılmasıdır. Örneğin meningokok enfeksiyonlarında, iki hafta üst üste 100.000 kişide 15'ten yüksek vaka oranı epidemi olarak kabul edilir.
Kara Veba olarak da bilinen Kara Ölüm, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Avrasya ve Kuzey Afrika'da 75-200 milyon kadar insanın ölümüne yol açtığı düşünülmektedir. 1346-1353 yılları arasında Avrupa'da zirveye ulaşan salgın, insanlık tarihinde kaydedilen en ölümcül salgındır. Hastalığın sebebi Yersinia pestis bakterisidir. Genellikle hıyarcıklı veba görülse bile, pnömonik veba ve septisemik veba da görülebilir.
Haemophilus influenzae, Gram-negatif, kokobasil, Pasteurellaceae ailesine ait fakültatif anaerobik bir bakteridir. H. influenzae ilk olarak bir grip salgını sırasında Richard Pfeiffer tarafından 1892 yılında tarif edilmiştir. Bakteri gripin viral etyolojisinin ortaya çıktığı 1933 yılına kadar yanlışlıkla grip nedeni olarak kabul edilmiştir ve hâlâ yanlışlıkla halk arasında grip bakterisi olarak bilinmektedir. H. influenzae lokalize ve invazif enfeksiyonların geniş bir aralığından sorumludur. Tüm genom dizilimi ortaya çıkarılmış ilk serbest yaşayan organizmadır. Genom dizilimi projesi 1995 yılında tamamlanmış ve yayınlanmıştır.
Justinianus Veba Salgını, Ticaret gemileri veba bulaşmış pire taşıyan sıçanlar barındırdığı için Bizans İmparatorluğu ve özellikle başkenti Konstantinopolis'in yanı sıra Sasani İmparatorluğu ile tüm Akdeniz çevresinde liman kentlerini etkileyen bir pandemidir. Bazı tarihçiler, Justinianus Veba Salgını'nın tarihin en ölümcül salgınlarından biri olduğuna inanmaktadır ve bu da iki asır boyunca yenilenerek tahmini 25-100 milyon insanın ölümüne yol açmıştır; ilk salgın sırasında Avrupa nüfusunun yarısına eşdeğer bir ölüm oranı vardır. Vebanın sosyal ve kültürel etkisi, 14. yüzyılda Avrasya'yı harap eden Kara Ölüm ile karşılaştırılmaktadır, ancak 2019'da yayınlanan araştırmalar, vebanın ölüm oranının ve sosyal etkilerinin abartıldığını savunmaktadır.
Salgın, bulaşıcı bir hastalığın belirli bir popülasyondaki çok sayıda insana kısa sürede yayılmasıdır. Örneğin meningokok enfeksiyonlarında ardışık iki hafta boyunca 100,000 insanda 15 ve üzeri vaka görülmesi bir salgın olarak kabul edilir.
1675-1676 Malta veba salgını, Malta'nın Hospitalier Şövalyeleri tarafından yönetilidiği dönemde meydana gelmiş olan bir salgındır. Aralık 1675 ile Ağustos 1676 arasında meydana geldi ve yaklaşık 11.300 ölümle sonuçlandı ve bu da onu Malta tarihindeki en ölümcül salgın haline getirdi. Ölümlerin çoğu, ölüm oranı yaklaşık %41 olan başkent Valletta ve üç şehir de dahil olmak üzere kentsel alanlardaydı. Kırsal yerleşimlerde ölüm oranı %6,9'du.
664 veba salgını, MS 664'te ilk veba salgını sırasında Britanya ve İrlanda'yı etkileyen bir salgındır. İngiltere tarihinde kaydedilen ilk salgındır ve bir Güneş tutulması ile aynı zamana denk gelmiştir. Daha sonraki kaynaklar tarafından "664 Sarı Vebası" olarak kabul edilir ve yirmi veya yirmi beş yıl sürdüğü, yaygın ölümlere, sosyal bozulmaya ve dini inancın terk edilmesine neden olduğu söylenir. Sorumlu hastalık muhtemelen veba - Birinci Veba Pandemisinin bir parçası - ya da çiçek hastalığıydı.
İlk veba salgını, Yersinia pestis bakterisinin neden olduğu bulaşıcı hastalık olan vebanın ilk Eski Dünya salgınıdır. Erken Orta Çağ Pandemisi olarak da adlandırılan bu hastalık, 541'de Justinianus Veba Salgını ile başladı ve 750 veya 767'ye kadar devam etti; Justinianus Veba Salgını'nı takip eden en az on beş veya on sekiz büyük veba dalgası tarihsel kayıtlardan tespit edilmiştir. Pandemi, en şiddetli ve en sık Akdeniz Havzası'nı etkiledi, ancak Yakın Doğu ve Kuzey Avrupa'yı da etkiledi. Doğu Roma imparatoru I. Justinianus'un adı bazen Geç Antik Çağ'daki tüm veba salgınları dizisinin yanı sıra 540'ların başlarında Doğu Roma İmparatorluğu'nu vuran Justinianus Vebası için de kullanılır.
1812-1819 Osmanlı veba salgını, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki son büyük veba salgınlarından biridir. Bu salgın en az 300.000 kişinin hayatına mal olmuştur. Osmanlı İmparatorluğu'nda 16. ve 19. yüzyıllar arasında veba salgınları sık sık meydana gelmiştir.
Büyük Sevilla Vebası (1647-1652), İspanya'da Sevilla nüfusunun dörtte birini öldüren büyük bir hastalıktı.
Milano Büyük Vebası olarak da anılan 1629-1631 İtalya veba salgını, 1348'de Kara Ölüm ile başlayan ve 18. yüzyılda sona eren İkinci veba salgınının bir parçasıydı. 17. yüzyılda İtalya'daki iki büyük salgından biri, Kuzey ve Orta İtalya'yı etkiledi ve en az 280.000 ölümle sonuçlandı. Bir milyon ölümle nüfusun yaklaşık %35'inin öldüğü de tahminler arasındadır. 1629-1631 salgınının, İtalya ekonomisinin diğer Batı Avrupa ülkelerine göre geride kalmasına neden olduğu da iddia edilmiştir.
İkinci Veba salgını, 1348'de Avrupa'ya ulaşan ve sonraki dört yıl içinde Avrasya nüfusunun yarısını öldüren Kara Veba ile başlayan büyük bir veba salgınları dizisidir. Veba çoğu yerde yok olmasına rağmen, endemik hale geldi ve düzenli olarak tekrarladı. 17. yüzyılın sonlarında bir dizi büyük salgın meydana geldi ve hastalık 18. yüzyılın sonlarına veya 19. yüzyılın başlarına kadar bazı yerlerde tekrarladı. Bundan sonra, bakterinin yeni bir türü, 19. yüzyılın ortalarında Asya'da başlayan üçüncü veba salgınına yol açtı.
Üçüncü veba salgını, Çing hanedanlığının Xianfeng İmparatorunun beşinci yılında 1855'te Çin'in Yunnan kentinde başlayan büyük bir bubonik veba salgınıydı. Bubonik (hıyarcıklı) vebanın bu bölümü, tüm yerleşik kıtalara yayıldı ve nihayetinde Hindistan ve Çin'de 12 milyondan fazla ölüme yol açtı. Ölümlerin en az 10 milyonu yalnızca Hindistan'da meydana geldi. Bu salgın tarihin en ölümcül salgınlarından biri olarak kayıtlara geçti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi dünya çapındaki kayıpların yılda 200'e düştüğü 1960 yılına kadar aktif olarak kabul edildi. Veba ölümleri o zamandan beri her yıl daha düşük bir seviyede devam etmektedir.
Büyük 1738 Vebası, 1738 ve 1740 yılları arasında Orta ve Doğu Avrupa topraklarını etkileyen hıyarcıklı veba salgınıydı.
Bir veba çeşididir. Havayla yayılabilen tek veba türüdür. Adını hastalarda gösterdiği ağır zatürre semptomundan alır.
Septisemik vebayı diğer veba türlerinden ayıran asıl özellik, kurbanlarının el- ayak parmaklarında ve burunlarında kararma ve doku ölümü yaratmasıdır.
590 Roma veba salgını, 590 yılında Roma şehrini etkileyen bir veba salgınıdır. Justinianus Veba Salgınını takip eden İlk Veba Salgınının bir parçasıdır. Hıyarcıklı veba olduğu düşünülmektedir. Dünyanın diğer bölgelerine yayılmadan önce 100 milyondan fazla Avrupalıyı öldürdüğü ihtimali üzerinde durulur. Geç Antik Çağ'ın sonuna dek sürmüştür. Salgın, piskopos ve vakanüvis Gregorius ve daha sonraları tarihçi Diyakoz Paul tarafından veba olarak tanımlanmıştır.
Mançurya vebası, 1910-1911 yıllarında Mançurya bölgesinde etkili olan bir pnömonik veba salgınıdır. 60.000 kişinin ölümüne yol açan salgın, ilk defa salgınlara lokal yanıttan ziyade uluslararası müdahalenin gerekliliğini göstermiştir. Tarihte ilk defa salgın kontrolü için yaygın olarak kişisel koruyucu ekipmanların giyilmesi bu salgında teşvik edilmiştir.