İçeriğe atla

1919-1920 İstanbul yargılamaları

1919-20 yılları arasında Türk askeri mahkemelerinin bir mahkeme oturumu. İttihat ve Terakki liderleri Enver Paşa, Cemal Paşa, Talât Paşa ve diğerleri, savaş zamanı hem Ermenilerlere hem de Rumlara katliam ve vurgunculuk suçlamasıyla nihayetinde ölüme mahkûm edildi.[1]

1919-1920 İstanbul yargılamaları, I. Dünya Savaşı sonrasında, Mondros Mütarekesi'nden kısa bir süre sonra Osmanlı İmparatorluğu'nun askerî mahkemelerinde görülen davalardır. İttihat ve Terakki Cemiyeti (İTC) lider kadrosu ve seçilmiş bazı eski yetkililer, anayasayı ihlal etme, savaş zamanında vurgunculuk ile hem Ermenilerin hem de Rumların katledilmesi gibi çeşitli suçlamalarla itham edildi.[2] Mahkeme, katliamların organizatörleri olarak görülen Enver Paşa, Talât Paşa ve Cemal Paşa ile diğerlerini ölüm cezasına mahkûm eden bir karara vardı.[3][4]

Ermeni ve Rum Soykırımları'nda sorumluluğu bulunan ve bizzat emir komutasında yer alan üst düzey yetkililer, yargılanabilecekleri uluslararası yasa ve mahkemeler bulunmadığından dolayı kovuşturmadan kaçtılar ve Almanya, İtalya ve Orta Asya'da nispeten özgürce seyahat ettiler.[5] Bu durum, 1920-22 yılları arasında Ermeni Devrimci Federasyonu tarafından yürütülen ve kovuşturmadan kaçan Osmanlı siyasî ve askerî şahsiyetlerin Ermeni Soykırımındaki rolleri nedeniyle öldürüldüğü gizli bir operasyon olan Nemesis Operasyonunun yürütülmesine yol açtı.[6] Türk askeri mahkemeleri, Mustafa Kemal yönetimindeki Türk Ulusal Hareketi'nin yeniden canlanması sırasında kapanmaya zorlandı. Cezalarını çekmeye devam edenler, 31 Mart 1923'te yeni kurulan Kemalist hükümet tarafından affedildi.[7]

Arka plan

Birinci Dünya Savaşı

Amerika Birleşik Devletleri'nin Osmanlı İmparatorluğu Büyükelçisi Henry Morgenthau'nun Van kentindeki Ermeni Soykırımı sırasında Ermeni direnişi hakkında yaptığı röportajın ardından, Üçlü İtilafı oluşturan Rus İmparatorluğu, Fransa ve Büyük Britanya, 24 Mayıs 1915'te Osmanlı İmparatorluğu'nu bir bildirge ile resmî olarak uyardı:

Birinci Dünya Savaşı'nın sona ermesine kadar geçen aylarda, Osmanlı İmparatorluğu büyük bir yeniden yapılanma süreci geçirdi. Temmuz 1918'de Sultan V. Mehmed öldü ve yerine üvey kardeşi VI. Mehmed geçti. 1913-1918 yılları arasında Osmanlı Hükümeti'ni yöneten Üç Paşalar da dahil olmak üzere İttihat ve Terakki Nazırları, görevlerinden istifa ettiler ve kısa bir süre sonra İmparatorluğu terk ettiler. Makedonya Cephesi'ndeki başarılı Müttefik saldırıları, Osmanlı başkenti Kostantiniyye'ye doğrudan bir tehdit oluşturuyordu.[15] Sultan VI. Mehmed, Ahmed İzzet Paşa'yı Sadrazamlık görevine atadı ve ona İtilaf Devletleri ile bir mütareke arama ve Osmanlı'nın savaşa katılımını sona erdirme görevini verdi.[16]

30 Ekim 1918'de, Donanma Bakanı Rauf Orbay tarafından temsil edilen Osmanlılar ile İngiliz Amiral Somerset Gough-Calthorpe tarafından temsil edilen Müttefikler arasında bir ateşkes imzalandı. Mütareke, Osmanlı'nın savaşa katılımını sona erdirdi ve savaş alanında yaklaşık bir milyon asker kalmasına rağmen İmparatorluk güçlerinin geri çekilmesini sağladı ancak sınır vilayetlerinde Kasım 1918'e kadar küçük çaplı çatışmalar devam etti.[15]

İstanbul'un İşgali

Osmanlı gazetesi İkdam'ın, Birinci Dünya Savaşı'nın ardından üç paşanın ülkeden kaçması sonrası 4 Kasım 1918'de çıkan manşetinde şöyle deniyor: "Üç Paşa Daha Kaçtı"[17]

Kasım 1918'de Büyük Britanya, Amiral Somerset Gough-Calthorpe'u yüksek komiserliğe ve Tuğamiral Richard Webb'i ise Kostantiniyye'teki yüksek komiser yardımcılığı görevine atadı.[18] Bir Fransız tugayı 12 Kasım 1918'de Kostantiniye'ye girerken, İngiliz birlikleri şehre ilk olarak 13 Kasım 1918'de ayak bastı. 1918 yılının Aralık ayının başlarında, Müttefik birlikler Kostantiniyye'in bölümlerini işgal etti ve bir askerî yönetim kurdu. ABD Dışişleri Bakanı Robert Lansing, Osmanlı İmparatorluğu'nun temsilcileri Sultan VI. Mehmed ve Sadrazam Damad Ferid Paşa'yı Paris Barış Konferansına çağırdı. Konferansta, Ocak 1919'da "Sorumluluklar ve Yaptırımlar Komisyonu" kuruldu. 2 Ocak 1919'da Gough-Calthorpe, Dışişleri Bakanlığı yetkilisinden, Mütareke şartlarının aralıksız ihlalinden ve Ermenilere devam eden kötü muameleden sorumlu olan herkesin tutuklanmasını ve teslim edilmesini talep etti. Calthorpe, aralarında Türk karşıtı bir İrlandalı olan ve daha sonra 1951'de anılarını yayınlayacak olan Andrew Ryan'ın da bulunduğu, kendini işine adamış yardımcılardan oluşan bir kadroyu bir araya getirdi. İngiliz Yüksek Komisyonu'nun baş dragomanı ve ikinci siyasi görevlisi olarak yeni görevinde, kendisini Ermeni Sorunundan sorumlu kişi olarak buldu. Calthorpe, Malta'ya sınır dışı edilen çok sayıda kişinin tutuklanmasında etkili olduğunu kanıtladı. Bunlar genel olarak üç kategoriye ayrılıyordu: halen ateşkes şartlarını ihlal edenler, müttefik savaş esirlerine kötü muamelede bulundukları iddia edilenler ve Türkiye'nin kendisinde ve Kafkasya'da Ermenilere karşı aşırılıklardan sorumlu olanlar. Calthorpe, İngiltere'nin Ermeni meselesini ve savaş esirlerine yönelik kötü muameleyi nasıl gördüğünü anlatmak için Osmanlı Dışişleri Bakanı Mustafa Reşid Paşa ile kişisel bir görüşme istedi. İki gün sonra Calthorpe, İttihat ve Terakki Komitesi'nin (İTC) yedi liderinin resmen tutuklanmasını talep etti. 160 ila 200 kişi tutuklanırken, Ermeni katliamına katıldığından şüphelenilen 60 kişi daha serbest kaldı.[18]

Askerî mahkemeler

Kuruluşu

3 Nisan 1919'da Türk askeri mahkemesinin bir oturumu.

Askeri mahkemeler 28 Nisan 1919'da Paris Barış Konferansı devam ederken kuruldu. Olağanüstü mahkeme celbi, tutuklama vb. yetkilere sahip olan ve savaş suçlularının mahkemeye çağrıldığı "Mazhar Soruşturma Komisyonu" adlı bir soruşturma komisyonu kuruldu. İkinci Meşrutiyet döneminde Osmanlı Devleti'nin temsilcileri olarak Sultan VI. Mehmet ve Sadrazam Damat Ferid Paşa, Paris Barış Konferansı'na çağrıldılar. 11 Temmuz 1919'da Damat Ferid Paşa, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Ermenilere yönelik katliamları resmen itiraf etti ve Birinci Dünya Savaşı'ndan hemen sonra soykırımın baş faillerini ölüme mahkûm etmek için yapılan savaş suçu davalarının kilit figürü ve başlatıcısı oldu.[19][20][21]

Konstantiniyye'deki Osmanlı hükûmeti, suçu İttihat ve Terakki'nin birkaç üyesine ve kendi Hürriyet ve İtilaf Fırkası'nın uzun süreli rakiplerine atarak, Paris Barış Konferansı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun daha yumuşak bir muamele görmesini sağlamak istedi.[22][23] Duruşmalar, Hürriyet ve İtilaf Partisi'nin, İttihat ve Terakki'yi siyasi arenadan silmesine yardımcı oldu.[24] 23 Temmuz 1919'da Erzurum Kongresi sırasında General Kâzım Karabekir'e, Mustafa Kemal Atatürk ve Rauf Orbay'ı tutuklaması ve Kemal'in Doğu Vilayetleri Genel Müfettişliği görevini üstlenmesi için Saltanattan doğrudan bir emir çıkarıldı. Kazım Karabekir, İstanbul'daki hükûmete meydan okuyarak tutuklama emrini reddetti ve yerine getirmedi.[16]:248 Bundan sonra, İstanbul ve Ankara'da iki ayrı hükûmet meydana gelirken, Konstantiniyye'deki hükûmet, mevcut hükûmete bağlı olarak davaları az çok ciddiyetle destekledi. Sadrazam Damat Ferid Paşa kovuşturma organının arkasında dururken, Sadrazam Ali Rıza Paşa hükûmeti savaş suçlularına yönelik yasal işlemlerden neredeyse hiç bahsetmedi.[25] Duruşmalar devam ederken, Türk Ulusal Hareketi'ne katılma suçu, Ermeni Soykırımı suçuyla karıştırıldı ve birbiriyle mukayese edildi. Bu durum, Ankara'da daha sonra Atatürk'ün önderlik edeceği hükümete desteğin artmasıyla sonuçlandı.[26]

Prosedür

Mahkeme, Nisan 1919'dan Mart 1920'ye kadar yaklaşık bir yıl boyunca toplandı, ancak birkaç ay sonra mahkemenin sadece önergeleri gözden geçirdiği anlaşıldı. Yargıçlar, ilk sanık grubunu güvenli bir şekilde ülke dışına çıktıklarında mahkûm etmişti ancak, çabalarını büyük bir şekilde göstermesine rağmen mahkûmiyetleri iade etme niyeti göstermedi. Amiral Sir Somerset Gough-Calthorpe, Bâb-ı Âli'yi protesto etti, davaları Türklerin elinden aldı ve Malta'ya taşıdı. Orada uluslararası bir mahkeme kurmak için bir girişimde bulunuldu, ancak Türkler soruşturmaları aksatarak kanıt niteliğindeki belge ve dokümanları paylaşmaktan imtina etti.[27]

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı Giovanni Bonello; "İngilizler, büyük olasılıkla, Türkiye'de kullanılan kıtasal engizisyon usulü ceza muhakemesi sistemini kendi ceza adaletine giden yollarına itici buldu ve buna güvenmenin yerindeliğinden şüphe duydular" ifadelerine yer verdi. Türk hükûmeti, askeri mahkemeler tarafından kullanılan suçlayıcı resmî belgeleri teslim etmeyi geri çevirdi. Atatürk'ün iktidara gelmesiyle birlikte, Türk askeri mahkemelerinin yargılamalarını ve mahkûmiyetlerini dayandırdıkları tüm belgeler kayboldu.[18] Amiral John de Robeck, 5 Ağustos 1919'da Amiral Gough-Calthorpe'un yerine "Konstantinopolis'te Akdeniz Başkomutanı ve Yüksek Komiser" olarak atandı.[27] Ağustos 1920'de yargılamalar durduruldu ve Amiral John de Robeck, mahkemeye devam etmenin boşuna olduğunu Londra'ya şu sözle bildirdi: "Bulguları hiçbir şekilde açıklanamaz."[28]

Hasan Mazhar'ın başlattığı bir soruşturma komitesi, Ermenilere karşı işlenen katliamlara karışan memurlar hakkında soruşturma yapmak için özel bir girişimle, derhal delil ve tanıklık toplamakla görevlendirildi.[29] Soykırım uzmanı, tarihçi ve sosyolog Vahakn Dadrian'a göre Komisyon, Osmanlı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 47., 75. ve 87. maddelerine göre çalıştı. Kapsamlı soruşturma yetkileri vardı, çünkü sadece yasal işlem yapmak, belgeleri aramak ve el koymakla sınırlı değildi, aynı zamanda Kriminal Soruşturma Dairesi ve diğer Devlet hizmetlerinden yardım alarak şüphelileri tutuklamak ve hapsetmekte sorumlulukları arasındaydı.[30] Komite, üç ay gibi bir sürede katliamlarla ilgili 130 belge ve dosyayı toplayarak askeri mahkemelere sevk etti.[31] Askeri Türk mahkemelerinde ayrıca, merkezi hükûmetin Osmanlı İmparatorluğu'nun Ermeni sivil nüfusunu sınır dışı etmek ve ortadan kaldırmak için verdiği ceza emirlerine uymadıkları için 1915'te İttihat ve Terakki ajanları tarafından suikaste uğrayan bazı yüksek rütbeli Osmanlı yetkililerinin davaları da görüldü.

Hükümler

8 Nisan 1919'da Yozgat'ın Boğazlıyan kazası eski kaymakamı Mehmed Kemal idama mahkûm edildi ve 10 Nisan 1919'da asıldı.[32] Erzincan'daki jandarma komutanı Abdullah Avni, Erzincan davaları sırasında ölüm cezasına çarptırıldı ve 22 Nisan 1920'de asıldı.[32] Bayburt kaymakamı Behramzade Nusret, 20 Temmuz 1920'de idama mahkûm edildi ve 5 Ağustos 1920'de asıldı.[32]

Mahkeme 5 Temmuz 1919'da, katliamları organize eden Sadrazam Talat Paşa, Harbiye Nazırı Enver Paşa ve Bahriye Nazırı Cemal Paşa ve diğerlerini ölüme mahkûm eden bir karara vardı.[3][4] Askeri mahkeme, İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin kendi özel teşkilatı aracılığıyla Ermenileri fiziksel olarak ortadan kaldırmayı amaçladığını tespit etti. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:[33]

Askeri mahkemeler, İttiat ve Terakki Cemiyeti'ni resmen dağıttı, partinin ve suçlu bulunanların mal varlıklarına el koydu. Yurtdışına kaçan üç paşadan Talat Paşa ve Cemal Paşa daha sonra Nemesis Operasyonu sırasında Ermeni suikastçiler tarafından öldürüldü.

Malta Mahkemeleri ve Nemesis Operasyonu

Türk askeri mahkemeleri tarafından mahkûm edilen Osmanlı askeri üyeleri ve üst düzey politikacılar, 1919'dan itibaren İngiliz kuvvetleri tarafından Konstantiniyye hapishanelerinden SS Princess Ena ve SS HMS Benbow gemilerinde Malta Kraliyet Kolonisi'ne transfer edildi. Türk askeri mahkemelerinin şeffaf olmaması nedeniyle Amiral Sir Somerset Gough-Calthorpe, Lord George Curzon ile birlikte operasyondan sorumlu oldu. Getirilen tutuklular, üç yıl boyunca orada tutuldu ve onları yargılamanın bir yolunu bulmak için İstanbul, Londra, Paris ve Washington'daki arşivlerde arama yapıldı.[34] Ancak, Lord Curzon'un bir akrabası da dahil olmak üzere Ankara'daki hükûmet tarafından tutulan 22 İngiliz savaş esiri karşılığında savaş suçluları yargılanmadan serbest bırakıldı ve 1921'de İstanbul'a geri gönderildi. Ankara'daki hükümet, İstanbul'daki hükûmetin siyasi gücüne karşıydı, bu yüzden bazı kaynaklarda sık sık Malta sürgünleri olarak anılırlar.[35]

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi yargıcı Giovanni Bonello'ya göre, kovuşturmaların askıya alınması, Türk tutukluların ülkelerine geri gönderilmeleri ve serbest bırakılmaları, diğerlerinin yanı sıra, uluslar üstü yargı yetkisine sahip uygun bir yasal çerçevenin olmamasının bir sonucuydu. Çünkü I. Dünya Savaşı'ndan sonra, uluslararası hukuktaki yasal boşluk nedeniyle, savaş suçlarını düzenleyen hiçbir uluslararası norm mevcut değildi; bu nedenle Türk kaynaklarının aksine Malta'da hiçbir zaman yargılama yapılmadı. Bonello, Türk tutukluların serbest bırakılmasının, Mustafa Kemal Atatürk'ün elindeki 22 İngiliz savaş tutsağını geri alabilmek için yapıldığını ekledi.[35][18]

27 Eylül-30 Ekim 1919 arasında Erivan'da toplanan Ermeni Devrimci Federasyonu'nun 9. Genel Kongresi'nde, soykırımın bizzat sorumlularının cezalandırılması konusu gündeme geldi. Talat Paşa, Behbud Han Cevanşir, Said Halim Paşa, Behaddin Şakir Bey, Cemal Azmi, Cemal Paşa, Enver Paşa gibi üst düzey siyasetçi ve generale suikast düzenlemek için Grigor Merjanov ile birlikte çalışan Şahan Natali liderliğinde gizli bir görev gücü kuruldu ve operasyonun kod adı Nemesis Operasyonu olarak adlandırıldı.

Delillerin ortadan kaldırılması

David Arnett tarafından 4 Temmuz 2004 tarihinde Amerika Birleşik Devletleri'nin İstanbul Başkonsolosluğu'nda sınıflandırılarak imzalanan bir WikiLeaks belgesinde şunlar yazmaktadır:[36]

Telgrafa göre, 1980'lerde büyükelçi Muharrem Nuri Birgi kanıtları yok etmekten etkili bir şekilde sorumluydu.[37] Elçi Birgi, delillerin ortadan kaldırılması sürecinde Ermenilere atıfta bulunarak, "Onları gerçekten katlettik" dedi.[36][37] Türkiye'deki Amerikan Araştırma Enstitüsü Müdürü Tony Greenwood gibi diğerleri de, seçilmiş bir grup emekli askerî personelin arşivlerden geçtiğini doğruladı. Ancak, incelemenin sadece arşivlerde bulunan belgeleri temizlemeye yönelik bir çaba olduğu bir Türk akademisyen tarafından not edilmiştir.[36]

Tartışmalar

Ermeni Soykırımını inkar edenler, gazetelerde yayınlanan kararların ve açıklamaların Batı diline (çoğunlukla İngilizce ve Almanca) tercümelerini sorguladılar.[38] Collège de France'da Osmanlı ve Türk tarihi profesörü olan Gilles Veinstein, eski Ermeni tarihçi Haigazn Kazarian tarafından yapılan çevirinin "birçok yerde son derece taraflı" olduğunu ifade etti. Türk tarihçileri Erman Şahin ve Ferudun Ata; Taner Akçam'ı yanlış çeviriler ve önemli cümlelerin yeniden yazılması ve orijinal versiyonda yer almayan şeylerin eklenmesi de dahil olmak üzere yanlış bilgi yaymakla suçladı.[39][40][41]

Kaynakça

  1. ^ Heller, Kevin Jon; Simpson, Gerry, (Ed.) (2013). The hidden histories of war crimes trials (First bas.). Oxford: Oxford University Press. ss. 296-300. ISBN 978-0199671144. 17 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  2. ^ Akçam, Taner (1996). Armenien und der Völkermord: Die Istanbuler Prozesse und die Türkische Nationalbewegung (Almanca). Hamburg: Hamburger Edition. s. 185. 
  3. ^ a b Herzig, edited by Edmund; Kurkchiyan, Marina (2005). The Armenians past and present in the making of national identity. Abingdon, Oxon, Oxford: RoutledgeCurzon. ISBN 0203004930. 
  4. ^ a b Andreopoulos, ed. by George J. (1997). Genocide : conceptual and historical dimensions (1. paperback print. bas.). Philadelphia, Pa.: Univ. of Pennsylvania Press. ISBN 0812216164. 
  5. ^ Power, Samantha. "A Problem from Hell", p. 16-17. Basic Books, 2002.
  6. ^ Bartrop, Paul R.; Jacobs, Steven Leonard (2014). Modern Genocide. ABC-CLIO. s. 89. ISBN 978-1610693646. 1 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  7. ^ von Voss, Huberta (2007). Portraits of hope : Armenians in the contemporary world (1st English bas.). New York: Berghahn Books. s. 320. ISBN 978-1845452575. 16 Kasım 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  8. ^ 106th Congress, 2nd Session, House of Representatives (1915), Affirmation of the United States Record on the Armenian Genocide Resolution, The Library of Congress, 14 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Temmuz 2022 .
  9. ^ 109th Congress, 1st Session, Affirmation of the United States Record on the Armenian Genocide Resolution (Introduced in House of Representatives), The Library of Congress, 15 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Temmuz 2022 .
  10. ^ H.RES.316, Library of Congress, 14 Haziran 2005, 3 Temmuz 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Temmuz 2022 . 15 September 2005 House Committee/Subcommittee:International Relations actions. Status: Ordered to be Reported by the Yeas and Nays: 40–7.
  11. ^ "Crimes Against Humanity", British Yearbook of International Law (23), 1946, s. 181 .
  12. ^ Original source of the telegram sent by the Department of State, Washington containing the French, British and Russian joint declaration, Armenian Genocide, 14 Nisan 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Temmuz 2022 .
  13. ^ William S. Allen, The Nazi Seizure of Power: The Experience of a Single German Town 1922–1945, Franklin Watts; Revised edition (1984).
  14. ^ William A. Schabas, Genocide in International Law: The Crimes of Crimes, Cambridge University Press, 2000, pp. 16–17
  15. ^ a b Findley, Carter Vaughn. Turkey, Islam, Nationalism, and Modernity. Yale University Press, 2010, p. 215
  16. ^ a b Lewis, Bernard. The Emergence of Modern Turkey. Oxford University Press, 1968, p.239
  17. ^ “Üç Paşa Daha Kaçtı?”, İkdam, 4 Teşrînisâni 1334 (4 Kasım 1918).
  18. ^ a b c d Turkey’s EU Minister, Judge Giovanni Bonello And the Armenian Genocide – 'Claim about Malta Trials is nonsense' 2 Mayıs 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. The Malta Independent. 19 April 2012. Retrieved 10 August 2013
  19. ^ Gunnar Heinsohn: Lexikon der Völkermorde. Reinbek 1998. Rowohlt Verlag. p. 80 (German)
  20. ^ Recognizing the 81st Anniversary of the Armenian Genocide 10 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Amerika Birleşik Devletleri Hükümeti Yayın Ofisi. Retrieved 21 January 2013
  21. ^ Armenian Genocide Survivors Remember 26 Temmuz 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Queens Gazette. Retrieved 21 January 2013
  22. ^ Dadrian, Vahakn N (1991), "The Documentation of the World War I Armenian Massacres in the Proceedings of the Turkish Military Tribunal", International Journal of Middle East Studies (23), s. 554 .
  23. ^ Dadrian, Vahakn N (1997), "The Turkish Military Tribunal's Prosecution of the Authors of the Armenian Genocide: Four Major Court-Martial Series", Holocaust and Genocide Studies (11), Oxford Journals, s. 31 .
  24. ^ Detlev Grothusen, Klaus (197). Die Türkei in Europa: Beiträge des Südosteuropa-arbeitskreises der… (Almanca). Berghahn Books. s. 35. 
  25. ^ Taner Akçam: A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility, Metropolitan Books, New York 2006 978-0-8050-7932-6, p. 296
  26. ^ Taner Akçam: A Shameful Act: The Armenian Genocide and the Question of Turkish Responsibility, Metropolitan Books, New York 2006 978-0-8050-7932-6, p. 351
  27. ^ a b Shadow of the Sultan's Realm: The Destruction of the Ottoman Empire and the Creation of the Modern Middle East, Daniel Allen Butler, Potomac Books Inc, 2011, 978-1597974967, p.211-212
  28. ^ Public Record Office, Foreign Office, 371/4174/136069 in Dadrian, Vahakn (2003). The History of the Armenian Genocide. Berghahn Books. s. 342. ISBN 1-57181-666-6. 
  29. ^ Kieser, Hans-Lukas (2006). Turkey Beyond Nationalism Towards Post-Nationalist Identities. Londra: I.B. Tauris & Co. s. 119. ISBN 978-0-85771-757-3. 13 Ekim 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  30. ^ Dadrian, Vahakn N. (2004). The history of the Armenian genocide : ethnic conflict from the Balkans to Anatolia to the Caucasus (6th rev. bas.). New York: Berghahn Books. s. 320. ISBN 1-57181-666-6. 9 Aralık 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  31. ^ Kevorkian, Raymond (2015). "The Origins and Evolution of the Armenian Genocide". Armenian General Benevolent Union Magazine. 25 (1): 15. 
  32. ^ a b c Dadrian, Vahakn N.; Akçam, Taner (1 Aralık 2011). Judgment At Istanbul: The Armenian Genocide Trials (İngilizce). Berghahn Books. s. 195. ISBN 978-0-85745-286-3. 
  33. ^ Libaridian, Gerald J. (2007). Modern Armenia people, nation, state. New Brunswick, N.J.: Transaction Publishers. ss. 134-5. ISBN 978-1412813518. 19 Temmuz 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  34. ^ Türkei By Klaus-Detlev. Grothusen.
  35. ^ a b Bonello 2008.
  36. ^ a b c https://wikileaks.org/cable/2004/07/04ISTANBUL1074.html 2 Nisan 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Wikileaks. 04Istanbul1074, Armenian "Genocide" and the Ottoman Archives
  37. ^ a b Barsoumian, Nanore (10 Eylül 2011). "WikiLeaks: Stepping Out of Ottoman Archives, Diplomat Says 'We Really Slaughtered Them!'". The Armenian Weekly. 22 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2022. 
  38. ^ "Trois questions sur un massacre", L'Histoire (Fransızca), April 1995 .
  39. ^ Şahin, Erman, "A Scrutiny of Akçam's Version of History and the Armenian Genocide", Journal of Muslim Minority Affairs (PDF) (28:2), s. 308, 1 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF), erişim tarihi: 19 Temmuz 2022 .
  40. ^ "The Armenian Question", Middle East Policy (Review Essay), XVII (1), Bahar 2010, ss. 149-57, 3 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 19 Temmuz 2022 .
  41. ^ Ferudun Ata, "An Evaluation of the Approach of the Researchers Who Advocate Armenian Genocide to the Trials Relocation," in The New Approaches to Turkish-Armenian Relations, Istanbul, Istanbul University Publications, 2008, pp. 560–561.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Mondros Mütarekesi</span> Osmanlı İmparatorluğunu fiilen sona erdiren ateşkes antlaşması

Mondros Mütarekesi ya da Mondros Ateşkes Antlaşması, I. Dünya Savaşı sonunda Osmanlı İmparatorluğu ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan mütarekename. Osmanlı İmparatorluğu adına Bahriye Nazırı Rauf Bey tarafından, Limni adasının Mondros Limanı'nda demirli Agamemnon zırhlısında 30 Ekim 1918 akşamı imzalanmıştır. Bu antlaşma ile beraber Osmanlı İmparatorluğu fiilen sona ermiştir.

<span class="mw-page-title-main">Taner Akçam</span> Alman akademisyen, sosyolog, yazar

Altuğ Taner Akçam, Türk tarihçi ve sosyolog.

<span class="mw-page-title-main">Somerset Arthur Gough-Calthorpe</span> Britanyalı deniz subayı

Sir Somerset Arthur Gouch Calthorpe, İngiliz filo amiralidir. I. Dünya Savaşı sonunda İtilaf Devletleri Akdeniz donanması komutanı olarak Mondros Mütarekesi'ni imzaladı.

<span class="mw-page-title-main">Teşkîlât-ı Mahsûsa</span> Osmanlı İmparatorluğu’nda faaliyet göstermiş gizli bir örgüt

Teşkîlât-ı Mahsûsa, İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır. II. Meşrutiyet dönemi sonrası 1913-1918 yılları arasında etkinlik gösteren istihbarat ve propaganda işleri yürüten bir topluluktur. İttihat ve Terakki'nin Türkçü ve İslamcı siyasi görüşleri doğrultusunda, yurt içi ve yurt dışında, karşı istihbarat, propaganda, örgütlenme, suikast eylemlerinde bulunmuştur. Oluşumun isim babası Miralay Rasim Bey’dir. Çeşitli şahit ifadelerine göre 1911'den itibaren etkin olmuş, 17 Kasım 1913’te resmen kurulmuş ve daha sonrasında da 5 Ağustos 1914'te Harbiye Nezareti'ne bağlı resmî bir örgüte dönüştürülmüştür. 8 Ekim 1918'de İttihat ve Terakki hükûmetinin iktidardan ayrılması ile birlikte Teşkîlât-ı Mahsûsa da resmen tasfiye edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Talat Paşa</span> 214. Osmanlı sadrazamı

Mehmed Talat, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin kurucu lideri, İttihat ve Terakki'nin kurucularından ve önde gelen liderlerinden olan Osmanlı devlet adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Guenter Lewy</span> Amerikalı siyasetbilimci ve yazar

Guenter Lewy (1923-), ABD'nin Massachusetts eyaletinde bulunan Massachusetts Üniversitesi'nden emekli profesör ve tarihçidir.

Üç Paşalar veya Üç Paşalar İktidarı olarak bilinen yapı, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde etkili olmuş üç önemli Osmanlı yöneticisinden oluşur. Bunlar, Dahiliye Nazırı ve sonradan Sadrazam Talat Paşa (1874–1921), Harbiye Nazırı Enver Paşa (1881–1922) ve Bahriye Nazırı (Osmanlı Donanmasından sorumlu bakan) Ahmed Cemal Paşa'dır, (1872–1922). Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanların yanında I. Dünya Savaşı'na girmesinde İttihat ve Terakki Partisi'nin önde gelen yöneticileri olan bu üç paşa temel bir rol oynamıştır.

Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra, Osmanlı savaş suçlularını yargılama çabası, Paris Barış Konferansı (1919) tarafından ele alındı ve nihayetinde Osmanlı İmparatorluğu ile yapılan Sevr Antlaşması'na (1920) dahil edildi.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<i>Andonyan Belgeleri</i>

Naim Beyin Anıları: Ermeni Tehciri ve Katliamları ile ilgili Resmi Türk Belgeleri, Osmanlı Ermenisi Aram Andonyan'a ait 1919 ve 1920 senesinde Londra'da Hodder & Stoughton yayınevinde basılmış bir kitap. İçinde Andonyan belgeleri diye bilinen ünlü Talat Paşa telgraflarının kopyalarını barındırıyor.

<span class="mw-page-title-main">Vahakn Dadrian</span> Amerikalı akademisyen (1926 – 2019)

Vahakn N. Dadrian, Ermeni asıllı Amerikalı sosyologdur.

<span class="mw-page-title-main">Aram Andonyan</span>

Aram Andonyan, Ermeni gazeteci, tarihçi ve yazar.

<span class="mw-page-title-main">Fritz Bronsart von Schellendorf</span>

Friedrich (Fritz) Bronsart von Schellendorf, bir Alman subayı ve siyasetçi. Osmanlı İmparatorluğu'ndaki Alman askeri misyonunun parçası olarak Osmanlı Genelkurmay 2. başkanıydı. "Ermeni Tehciri planının gerçek başlatıcısı" olarak tasvir edilir.

<span class="mw-page-title-main">Nemrud Mustafa Paşa</span>

Nemrut veya Nemrut Mustafa Paşa olarak da tanınan Mustafa Yamulki, Kürt asker, 1919-1920 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu'nda askeri mahkeme başkanı, Kürdistan Krallığı'nda eğitim bakanı ve gazeteci.

Resulayn Kampları, Ermeni Kırımı sırasında 1915 yılında çıkarılan Tehcir Kanunu ile birlikte göç ettirilen Ermeniler için, Resulayn şehri yakınındaki çöl alanda kurulan 25 toplama kampından biridir. Bu kamplar Ermeniler için anma alanlarına dönüştürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Erzurum Ermeni Kongresi</span>

Erzurum Ermeni Kongresi, Ermeni Devrimci Federasyonu'nun sekizinci dünya kongresi ve Osmanlı Ermenileri için Ermeni Kırımı öncesindeki dönüm noktalarından biri. Temmuz-Ağustos 1914'te düzenlenen bu kongreye özel bir heyet gönderen İttihat ve Terakki Cemiyeti, I. Dünya Savaşı'nda Kafkasya Cephesi açıldığında Rusya Ermenilerinin Rus ordusuna karşı ayaklanarak Güney Kafkasya'nın Osmanlı tarafından ele geçirilmesini kolaylaştırmaları istendi.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de Ermeni Kırımı'nın mirası</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı, yaşanmasından uzun yıllar sonra bile Türk toplumunda hissedilecek derin etkiler bıraktı .Anadolu Hareketi'nin 1919 tarihli bir yayını, Ermenilere karşı sistematik bir "imha" politikasının uygulandığını ve İttihat ve Terakki liderlerinin "insanlığın en büyük suçluları arasında" olduğunu kabul ediyordu. Ermeni tarihçi Vahan Avetyan'a göre, 1920ler boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin yeni bir devlet kurma projesinin önemli bir parçası olarak Kırım'ın Türk tarihinden silinmesi denenmişti.

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı boyunca birçok Türk sivil, siyasetçi ve askerî lider katliamlara ve yağmaya katılmayı reddedip Ermenilerin tehcir edilmesini ve katledilmesini durdurmaya çalıştı. Bu kişilerin çoğu eylemlerinin sonucu olarak pozisyonlarını kaybettiler ve bazıları öldürüldü.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı</span>

1915 ve 1917 yılları arasında en az 800.000 Ermeni'nin öldürüldüğü Ermeni Kırımı'nın tarihyazımı I. Dünya Savaşı'nın sonundan beri değişikliklere uğradı. Türkiye'nin dışındaki tarihçilerin çoğu Kırım'ın meydana geldiğini ve olayların bir soykırım olduğunu savunmaktadır, ancak bununla birlikte Kırım'ın sebepleri ve motivleri gibi bazı önemli hususların yorumlanmasında büyük farklılıklar vardır.

<span class="mw-page-title-main">Mayıs 1915 Üçlü İtilaf Bildirgesi</span> Üçlü itilaf Deklarasyonu 24 Mayısta Rus imparatorluğunun İsteğiyle Osmanlı İmparatorluğunda  Ermeni kırımının kınanması ve failleri sorumlu tutan, itham eden bir bildiri

Mayıs 1915 Üçlü İtilaf Bildirgesi veya 1915 Üçlü İtilaf Deklarasyonu, 24 Mayıs 1915 tarihinde Rus İmparatorluğu'nun inisiyatifiyle Üçlü İtilaf devletlerini oluşturan -Rusya, Fransa ve Büyük Britanya- tarafından imzalanan ve Osmanlı İmparatorluğu'nda devam eden Ermeni Kırımı'nı kınayan ve failleri sorumlu tutmakla itham eden bildiri.