İçeriğe atla

1916 Ankara Yangını

1916 Ankara Yangını
1917'de Bentderesi
Tarih13 Eylül 1916 - 15 Eylül 1916
KonumAltındağ, Ankara, Türkiye
Diğer adıBüyük Ankara Yangını
NedenKesin değil
Can kaybı5 kişi
Maddi hasar1000 ev, 935 dükkân, 7 kilise, 2 cami ve 3 sağlık kurumu yandı

Büyük Ankara Yangını; 1916 yılının Eylül ayında, Ankara'nın merkez mahallelerinde başlamış ve kısa süre içerisinde tüm şehre yayılarak kentin büyük çoğunluğunun yok olmasına sebep olmuştur. 13 Eylül gecesi başlamış, 15 Eylül sabahına dek sürmüştür.[1] Yangın Hisarönü Mahallesi'nde çıkmış; Çıkrıkçılar Yokuşu, Saraçlar Çarşısı, Bedesten ve Atpazarı bölgelerine kadar sıçramıştır.[2] 5 kişinin hayatını kaybettiği olayda çoğu gayrimüslimlere ait yaklaşık 1000 ev, 935 dükkân, 7 kilise, 2 cami ve 3 sağlık kurumu tamamen yanmıştır.[3] Yangının etkisini büyük oranda yabancı nüfusun yaşadığı bölgede göstermesi, felaketten en çok zarar gören kısmın Ermeni ve Rum vatandaşların olmasına yol açmıştır. Olay hakkında yeterince resmi belgenin olmaması ve yangın sonrasında durumun pek az esere yansımasının sonucu olarak, yangının nedeni hakkında kesin bir bilgi yoktur. Konu üzerine çalışmalar yapan bazı araştırmacılar, yangının kasten çıkartılmış olabileceği konusunda hemfikir olmuşlardır.[4][5]

Kundaklama ihtimali

Felaketten önce Ankara'da azımsanmayacak oranda Yahudi, Ermeni ve Rum vatandaş yaşamaktaydı. Şehirdeki ticarete ezici bir nüfuzla Ermeniler yön vermekteydi. Sarraflık, kuyumculuk, bankerlik, müteahhitlik gibi meslek alanlarının yanı sıra; o zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun dünyada lider olduğu ve Ankara'yla özdeşleşmiş olan tiftik üretimi ve ticareti de Ermenilerin elindeydi.[6] Maddi yönden oldukça güçlü olan Ermeniler, şehrin en zengin kesimlerinde yaşıyorlardı. Türkler ve Yahudiler ise daha yoksul bir yaşam sürmekteydiler. Başlarda toplumu oluşturan bu çeşitli unsurlar arasında herhangi bir anlaşmazlık veya sorun yaşanmadıysa da, I. Dünya Savaşı'nın başlaması ve takriben Ermeni Kırımı'nın gerçekleşmesiyle beraber Türkler ve Ermeniler arasında çatışmalar başlamıştır. Ermenilerin ülke genelinde Türklere karşı başlattıkları silahlı ayaklanmaların ve Türk topraklarında ayrı bir Ermeni devleti kurma emelleri, Türklerin tepkisini çekmiş ve toplumda bir yabancı düşmanlığı doğmasına sebep olmuştur. Yangında çoğunlukla yabancılara ait konut ve işyerlerinin yanarak zarar görmesi ise ortaya yangının azınlık mahallelerini yok etmesi ve Ermenilerin Ankara'yı terk etmelerine sebep olması için kasıtlı bir şekilde çıkartılmış olabileceği kanısını doğurmuştur.[7][8][9]

Kaynakça

  1. ^ Karay, Refik Halit (1939). Deli. İstanbul: Semih Lütfi Kitabevi. 
  2. ^ Bağlum, Kemal (1992). Beşbin Yılda Nereden Nereye Ankara. Ankara. 
  3. ^ Resmi tarihin yazmadığı 1916 Ankara Yangını, Radikal, 28 Haziran 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Temmuz 2019 
  4. ^ Soykırımın tamamlayıcı unsuru olarak 'yangın', Agos Gazetesi, 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Temmuz 2019 
  5. ^ 1916 Ankara Yangını, İletişim Yayınevi, 12 Şubat 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Temmuz 2019 
  6. ^ Karal, Enver Ziya. Osmanlı Tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu. 
  7. ^ 1916 Büyük Ankara Yangını, Hafıza Kaydı, 18 Temmuz 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Temmuz 2019 
  8. ^ Ankaralı Gayrimüslimlerin Trajedisi: Büyük Ankara Yangını, Gazete Bilkent, 28 Nisan 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi, erişim tarihi: 9 Temmuz 2019 
  9. ^ Mastrudi, Androniki Karasuli (1966). Kayıp Vatanımdan Hatıralar (Ankara’daki Hayatım). Atina. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Tehcir Kanunu</span>

Tehcir Kanunu veya resmî adıyla Sevk ve İskân Kanunu, 27 Mayıs 1915'te Osmanlı Hükûmeti tarafından I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı ordusu ile karşı karşıya gelebilecek iç unsurların savaş bölgelerinden uzak yerlere devlet eliyle gönderilmesi için çıkarılan göç kanunudur. 1 Haziran 1915 tarihinde Takvim-i Vekâyi'de yayımlanarak yürürlüğe girdi. İçeriğinde Osmanlı Ermenilerinden bahsetmemesine rağmen doğrudan imparatorlukta yaşayan Ermeni halkı hedef alarak Ermenilerin yaşadığı şehirlerden başka yerlere sürülmesine yol açtı ve böylece Ermeni Tehciri'nin bir parçasını oluşturdu.

<span class="mw-page-title-main">Ermeniler</span> anayurdu Ermeni Yaylaları olan bir halk

Ermeniler, anayurdu Batı Asya'daki Ermeni Yaylaları olan etnik grup ve millettir.

<span class="mw-page-title-main">Ortaköy, Beşiktaş</span> Beşiktaş, İstanbul, Türkiyede mahalle

Ortaköy, Boğaziçi'nin Avrupa yakasında, Beşiktaş ilçesine bağlı mahalle ve semt. Ortaköy ve Mecidiye mahallelerinden oluşan Ortaköy semti, sahile açılan vadi boyunca yamaçlara kurulmuş bir yerleşmedir. Kuruçeşme, Ulus, Levazım, Balmumcu ve Yıldız mahalleriyle çevrili olan semtin kuzey sınırı Defterdarburnu'dur. Ortaköy Camii semtin sembolüdür.

<span class="mw-page-title-main">1922 İzmir Yangını</span> 13-22 Eylül 1922de İzmirde etkili olan yangın

1922 İzmir Yangını veya, yabancı kaynaklarda kullanılan terimle, Büyük İzmir Yangını -İzmir geçmişte başka büyük yangınlar da geçirmiş olduğu için bu terimin ne derece yerinde olduğu tartışmaya açıktır-, 13 Eylül 1922 günü Basmane'de başlayan ve dört gün sürerek İzmir şehir merkezini geniş ölçüde tahrip eden yangın hadisesidir.

Türkiye Ermenileri, Türkiye sınırları içinde yaşayan ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan etnik azınlıktır. 1914-1921 yılları arasında 2 milyondan fazla olan Ermeni nüfusunun, günümüzde 40.000 ila 76.000 arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bugün Türkiye Ermenilerinin ezici çoğunluğu İstanbul'da yaşamaktadır. Kendi gazetelerini, kiliselerini ve okullarını desteklemektedirler ve çoğunluğu Ermeni Apostolik inancına mensuptur ve Türkiye'deki Ermenilerin azınlığı Ermeni Katolik Kilisesi'ne veya Ermeni Evanjelik Kilisesi'ne mensuptur. Dört bin yıldan fazla bir süredir tarihi anavatanlarında yaşadıkları için Ermeni Diasporası'nın bir parçası olarak görülmemektedirler.

<span class="mw-page-title-main">Erenköy, Terme</span>

Erenköy, Samsun ilinin Terme ilçesine bağlı bir mahalledir.

Gayrimüslim, İslam hukuku ve dünya görüşünde Müslüman olmayanları tanımlamak için kullanılan terimdir. İslam esasıyla yönetilen devletlerin idaresi altında yaşayan ve İslam'dan başka bir inanca sahip kişi ve topluluklar ayrıca zimmî olarak sınıflanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Ermeni Patrikhanesi</span>

İstanbul Ermeni Patrikhanesi, Osmanlı Devleti'nde yaşayan Ermenilerin ruhani ve dünyevi işlerini yönetmek üzere 1461'de Fatih Sultan Mehmed tarafından kurulmuş olan teşekküldür. Günümüzde Apostolik Kilisesi'ne (Gregoryen) mensup Türkiye Ermenilerinin dini önderliğini yapmaktadır. 1915 Ermeni Kırımı'ndan beri cemaatleri küçülmüştür. Patrikhane merkezi İstanbul'un (Kumkapı) semtinde bulunan Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi'dir.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Ermenileri</span> Osmanlı Devletinin Ermeni halkı

Osmanlı Devleti kuruluş döneminde Ermeniler, genellikle Çukurova, Doğu Anadolu Bölgesi ile Kafkasya bölgelerinde bulunan beyliklerin egemenliği altında yaşamışlardır. Bursa'nın başkent olduğu dönemde Ermeni ruhani reisliği başkente alınmıştır. İstanbul'un fethinden sonra da İstanbul'a taşınmış ve daha sonra da İstanbul Ermeni Patrikhanesi kurulmuştur. Ermeniler Anadolu'dan gelen göçlerle İstanbul'da büyük bir cemaat oluşturmuştur.

10 Ocak 1828 yılında Katolik ve Gregoryen Ermenilerin arasında çıkan ihtilafların hat safhaya varması sonucu, II. Mahmud, İstanbul Ermeni Patrikliğine bir ferman göndererek İstanbul ve Ankara'daki Katolik Ermenilerin, Osmanlı sınırlarındaki taşra bölgelere zorunlu olarak gönderilmelerini emretmiştir. Bu olay Osmanlı tarihindeki ilk zorunlu Ermeni göçü olarak kayıtlara geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Özür Diliyorum</span> 2008de başlatılan bir imza kampanyası

Özür Diliyorum, Türkiye'de öğretim üyeleri ve gazetecilerden oluşan bir grup tarafından, kendi ifadeleriyle "1915'te Osmanlı Ermenilerinin maruz kaldığı Ermeni Kırımı" ile ilgili başlatılan imza kampanyası ve internet sitesidir. Ahmet İnsel, Baskın Oran, Cengiz Aktar ve gazeteci-yazar Ali Bayramoğlu, kampanyanın öncülüğünü yaptılar. Ermenilerin başına gelenlerin yıllardır konuşulmamış olunmasından dolayı kişisel olarak özür dilenmektedir. Metin, imzaya açıldığı ilk 24 saat içinde 5000 kişi tarafından imzalandı. Kampanya, devletin birçok kurumu tarafından tepkiyle karşılandı. Bu kampanyaya karşı olanlar ise yeni kampanyalar başlattılar.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">Gedikpaşa</span>

Gedikpaşa, İstanbul, Fatih İlçesi'nde, Emin Sinan, Küçük Ayasofya, Kadırga, Şahsuvar, Muhsine Hatun, Nişanca, Mimar Kemalettin ve Beyazıt mahalleleri ile çevrili olup, Mimar Hayrettin Mahallesi sınırları içinde kalan semt.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Lejyonu (Fransa)</span>

Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında 1916 yılında Fransız ordusuna destek bir güç olarak oluşturulmuştur. Musa Dağı Ermenilerinden müteşekkil olması planlanan Doğu Lejyonu'na Ermenilerin yanı sıra Müslüman ve Hristiyan Suriyeliler ve Lübnanlılar da dahil edilmiştir. Fransızlar Amerika'ya daha önceden yerleşmiş Ermenileri ve Suriyelileri birliklere almak istese de tam başarı sağlayamamıştır.

İran'daki Ermenilerin sayısı Ermeni kaynaklarına göre 100.000 civarındadır. İran'da Ermeni nüfusunun en yoğun olduğu şehir Tahran'dır. Ayrıca Yeni Culfa, İsfahan bölgesi de Ermeniler'in yoğun olarak bulunduğu bölgelerdendir. İran'daki Ermeniler 19 ve 20. yüzyıl boyunca İran'ın modernleşmesinde etkin rol oynamışlardır. İran devrimi sonrasında ise Ermeniler Kuzey Amerika ve Batı Avrupa gibi Ermeni diasporası faaliyetlerinin güçlü olduğu bölgelere göç hareketleri başlamıştır. İran'daki Ermeniler nüfus bakımından bugün İran'daki en büyük Hristiyan azınlığı oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Esat Uras</span> Türk siyasetçi

Ahmet Esat Uras, Türk siyasetçi.

<span class="mw-page-title-main">Urfa İsyanları</span> Urfada 1895 yılında başlayan Ermeni ayaklanmalarının genel adı

Urfa İsyanları ya da Urfa Direnişi, 1895 ve 1915 yıllarında Ermeni komitecileri tarafından çıkartılmış olan ve ölüm ve yaralanmalarla sonuçlanan isyan hareketleridir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni-Kürt ilişkileri</span> Irklararası tarihsel ilişki

Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Van İsyanı (1896)</span> Ermenilerin, 1896 yılı içerisinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı Van bölgesinde başlattığı ayaklanma olayı

Van İsyanı, 1895 senesinin sonlarına doğru Ermeni komiteciler'in Kafkasya ile İran'dan Doğu Anadolu bölgesine yüklü miktarlarda silah ve cephanelik taşıyarak Van bölgesinde çıkardıkları isyanı ifade eder.

Ermeni Lejyonu, I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında Osmanlı İmparatorluğu'na karşı savaşan Fransız Ordusu ile yapılan antlaşma. Lejyonun asıl adı "La Légion d'Orient" idi. Adı 1 Şubat 1919'da "La Légion Arménienne" olarak değiştirildi. Bu lejyondaki askerlere gayri resmi olarak Ermeniler arasında Gamavor (Gönüllü) adı verildi.