
Diğer anlam için Ekonomi sayfasına bakınız

Para, mal ve hizmetlerin değiş-tokuşu için kullanılan araçlardan en yaygın olanı. Para sözcüğü ile genellikle madenî para ve banknotlar kastedilmekle birlikte; ekonomide, vadesiz mevduatlar ve kredi kartları da parayı meydana getiren unsurlardan sayılır. Vadeli mevduat, devlet tahvili gibi değişim araçları ise para benzeri olarak değerlendirilir.

Banka, faizle para alınıp verilebilen, kredi, iskonto, kambiyo işlemleri yapan, kasalarında para, değerli belge, eşya saklayan ve bunun dışındaki diğer ticari, finansal ve ekonomik etkinliklerde bulunan kuruluşlara denir. En yaygın üçüncül sektörlerden biridir. Banka sözcüğü İtalyanca banca sözcüğünden Türkçeye geçmiştir. Para bozma gişesi, para bozma yeri anlamına gelir. Kredilendirme faaliyetleri doğrudan banka tarafından veya sermaye piyasaları aracılığıyla dolaylı olarak da yapılabilir. Bankalar genellikle uluslararası bir dizi sermaye standardı olan Basel Anlaşmalarına dayanan asgari sermaye gereksinimine tabidir. Bankalar bir ülkenin finansal sistem ve ekonomisinde önemli bir rol oynadıklarından, yargı alanlarının çoğu bankalar üzerinde yüksek derecede düzenleme uygulamaktadır.

Enflasyon veya parasal şişkinlik, ekonomideki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki genel artıştır. Bu genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılarak ölçülür. Genel fiyat seviyesi yükseldiğinde, her bir para birimi daha az mal ve hizmet satın alır; sonuç olarak, enflasyon paranın satın alma gücünde bir azalmaya karşılık gelir. TÜFE enflasyonunun tersi, mal ve hizmetlerin genel fiyat seviyesinde bir düşüş olan deflasyondur. Enflasyonun yaygın ölçüsü, genel bir fiyat endeksindekinin yıllık olarak yüzde değişimi olan enflasyon oranıdır. Hanelerin karşılaştığı fiyatların hepsi aynı oranda artmadığından, bu amaçla genellikle tüketici fiyat endeksi (TÜFE) kullanılır.

Deflasyon ya da para kısıtlaması, genel olarak piyasada fiyatların belirli bir zaman aralığında sürekli düşüş göstermesi durumudur. Enflasyonun tersidir. Bunun yanında enflasyon durumundan fiyat yükselişini durdurmayı ya da yavaşlatmayı veya enflasyon eğilimi karşısında fiyatları düşürmeyi öngören iktisat siyasetidir.

Finans, para, döviz ve sermaye varlıklarının incelenmesi ve disiplinidir. Mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve tüketiminin incelenmesi olan ekonomi ile ilgilidir ancak ondan farklıdır. Kapsama dayalı olarak Finansal sistemlerde finansal faaliyetlere ilişkin disiplin, kişisel, kurumsal ve kamu finansmanı olarak ayrılabilir.

David Ricardo, Yahudi kökenli Britanyalı politik ekonomist ve klasik finansçı. Finans ve ekonomi dünyasının en önemli isimlerinden biridir.

Büyük Buhran, Büyük Depresyon veya 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı, 1929'da başlayan ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da yıkıcı etkiler yaratmıştır.

Joseph Eugene "Joe" Stiglitz Amerikalı ekonomist ve Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi. 1973'te John Bates Clark Madalyası'na layık görüldü ve 2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülü aldı. Bill Clinton'nın hükûmetinde ekonomi danışmanlığı başkanlığıyla ünlendi ve daha sonra Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı ve Başekonomistliğini görevinde bulundu. Küreselleşme, piyasa tutuculuğu ve Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası gibi bazı uluslararası kurumlar hakkındaki kıritik bakış açılarıyla ünlü. 2001'de Stiglitz, Columbia Üniversitesinde bir düşünce takımı olan Initiative for Policy Dialogue (IPD)'yi kurdu. 2001'den beri Columbia Üniversitesi'nin bir üyesi ve 2003'ten beri üniversite profesörü. Stiglitz ayrıca University of Manchester'nin Dünya Yoksulluk Sınırıları Kurumu(Brooks World Poverty Institute) başkanı ve Papaya ait Sosyal Bilimler Akademisi üyesi.
Keynesyen iktisat veya Keynesçilik, adını İngiliz ekonomist John Maynard Keynes'ten alır), toplam talebin ekonomik çıktı ve enflasyonu nasıl güçlü bir şekilde etkilediğine dair çeşitli makroekonomik teori ve modellerdir. Keynesyen görüşe göre, toplam talep ekonominin üretken kapasitesine eşit olmak zorunda değildir. Bunun yerine, üretimi, istihdamı ve enflasyonu etkileyen - bazen düzensiz davranan - bir dizi faktörden etkilenir.
İş döngüsü, iktisadi döngü veya konjonktür devresi, iktisadi etkinlik veya üretimde birkaç ay veya yılı aşan iktisadi dalgalanmaları belirtmek için kullanılan terim.

Finansal kriz veya ekonomik kriz, terimi finansal kuruluşlar ya da mal varlıklarının büyük bir bölümünün aniden değerini kaybetmesi gibi çeşitli durumlar için kabul görmüş bir terimdir. 19. yüzyıldaki ve 20. yüzyılın başındaki birçok finansal kriz, banka panikleri ve bu paniklerle birlikte ekonomik durgunlukların rastlaşması ile ilgilidir. Finansal kriz olarak isimlendirilen diğer durumlar genelde borsa çöküşlerinden ve diğer ekonomik balonlardan, nakit para krizlerinden ve hükûmetlerin ekonomik yükümlülüklerini yerine getirmemesinden patlak verir. Finansal krizler, direkt olarak kâğıt üzerindeki varlığın kaybı sonucunu doğurur. Onlar, ekonomik durgunluklar ya da depresyonlarla devam etmedikçe gerçek ekonomiye direkt olarak etki etmezler.
Türkiye'de finansal krizler ya da ekonomik krizler makro ekonomik yapının bozulmasıyla ortaya çıkan buhran dönemleridir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı sonrası yaşanan başlıca krizler; 1946, 1958, 1960, 1974, 1980, 1982, 1990, 1994, 2000-2001, 2008-2012 ve 2018-2023 krizleridir.

Japon ekonomik mucizesi veya Japon mucizesi, Japonya'nın II. Dünya Savaşı sonrası dönemden Soğuk Savaş'ın sona ermesine kadar süren ekonomik büyüme dönemiydi.

Bizans ekonomisi, Akdeniz'de birçok yüzyıl boyunca en sağlam ekonomilerden biri olmuştur. Konstantinopolis, bazı zamanlar Avrasya'nın tamamına ve Kuzey Afrika'ya kadar genişleyen ticaretin ana merkezi olmuştur. Bazı Bilim insanları, 7. yüzyılda Arapların gelişine kadar, Doğu Roma İmparatorluğu'nun dünyanın en güçlü ekonomisi olduğu düşünürler. Bununla birlikte, Arap fetihleri, bir dönem gerileme ve durgunluğa katkıda bulunan servetlerin önemli bir tersini temsil edecektir. V. Konstantinos'in reformları, 1204 yılına kadar süren bir canlanmanın başlangıcını işaret eder. 10. yüzyıldan 12. yüzyılın sonuna dek, Bizans İmparatorluğu'nda lüks bir görüntü görülür ve gezginler, Başkent'in birikmiş servetinden etkilenirler. Tüm bunlar, ekonomik bir felaket olan Dördüncü Haçlı Seferi'nin gelişiyle birlikte değişti. Paleologos Hanedanı ekonomiyi yeniden canlandırmaya çalıştı ancak geç Bizans devleti ne yabancı ne de yerli ekonomik güçlerin tam kontrolünü ele geçiremeyecekti.

Banka yığılması, bir bankadan aynı anda birçok kişi para çekmeye çalışırsa oluşur. Diğer bir deyişle,kısmi rezerv bankacılık sisteminde, çok sayıda müşteri aynı anda bir finansal kuruluşla mevduat hesaplarından nakit çektiği için finans kurumu temerrüt eder veya olabilir; nakit tutar veya devlet tahvili, kıymetli maden veya değerli taş gibi diğer varlıklara aktarırlar. Başka bir kuruma para transfer ettiklerinde, bu bir sermaye uçuşu olarak nitelendirilebilir. Bir banka yığılması, kendiliğinden ivme kazanır: daha fazla insan nakit çektikçe, temerrüt olasılığı artar ve daha fazla para çekilmesini tetikler. Bu, bankayı nakit tükenene kadar istikrarsızlaştırabilir ve böylece ani iflasla karşı karşıya kalabilir. Bir banka koşusuyla mücadele etmek için, bir banka diğer önlemlerin yanı sıra her müşterinin ne kadar para çekebileceğini, para çekme işlemlerini tamamen askıya alabileceğini veya derhal diğer bankalardan veya merkez bankasından daha fazla nakit kazanabileceğini sınırlayabilir.

2007–2008 finansal krizi veya küresel finansal kriz, küresel ölçekte ciddi sonuçlar doğurmuş finansal bir krizdi. Amerika Birleşik Devletleri konut balonunun patlamasıyla birlikte bankalara yüksek risk binmesine ve dolayısıyla Birleşik Devletler gayrimenkulüne bağlı tüm menkul mülklerin değerlerinin dibe inmesine, beraberinde küresel finans kuruluşlarının zarar görmesine, Lehman Brothers'ın 15 Eylül 2008'de iflas etmesine ve bankalarının krize girmesine sebep oldu. Büyük Depresyon'dan bu yana en şiddetli küresel durgunluk olan Büyük Durgunluğu ateşledi. 2009'un sonlarında Yunanistan'da ufak bir krizle başlayıp sonrasında büyüyen Avrupa borç krizi ve İzlanda'daki üç büyük bankanın üçünün de banka yığılmasını içeren 2008–2011 İzlanda finansal krizini izledi.
Gelir politikası; ekonomi çapında ücret ve fiyat kontrolleridir, en çok enflasyona bir yanıt olarak tesis edilir ve genellikle ücret ve fiyatları serbest piyasa seviyesinin altında belirlemeye çalışır.
Uzun Buhran 1873 ekonomik kriziyle başlayan ve kimilerine göre 1879 kimlerine göre de 1896 yılına kadar etkileri süren dünya çapında ekonomik krizi anlatır. Amerikan İç Savaşı'nı izleyen dönemde İkinci Sanayi Devriminin de itkisiyle büyümekte olan ABD ve Avrupa ekonomilerinin o dönemde yaşadığı ilk ve en şiddetli krizdi. 1930'lu yılların başındaki Büyük Buhran'a kadar bu krize de Büyük Buhran denilmekteydi.

2012-2013 Kıbrıs mali krizi, Kıbrıs Cumhuriyeti'nde, Yunan hükümeti borç krizini, Kıbrıs bankalarının aşırı kaldıraç kullanan yerel emlak şirketlerine maruz kalmasını, Kıbrıs hükûmetinin tahvil kredi notunun uluslararası kuruluşlarca çöp statüsüne düşürülmesini, devlet harcamalarını uluslararası piyasalardan geri ödeyememeyi, hükûmetin sorunlu Kıbrıs finans sektörünü yeniden yapılandırma konusundaki isteksizliği içeren bir ekonomik krizdi.