Pozitivizm veya olguculuk; Auguste Comte'un başını çektiği, doğru bilginin yalnızca bilimsel bilgi olduğu, doğru bilgiye ise yalnızca ampirizm (deneycilik) ile ulaşılabileceğini ve bu bilginin kendisinin deneysel olmadığını savunan düşünce akımıdır. Pozitivizm, sosyal bilimlerin fen bilimleri gibi kesin gerçeklikler içeren kurallara dayanması ve felsefi tartışmalardan uzaklaşmak hedefiyle, 19. yüzyıl içindeki toplumsal ilişkiler çerçevesinde şekillenmiştir.
19. yüzyıl, miladi takvime göre 1 Ocak 1801 ile 31 Aralık 1900 günleri arasındaki zaman dilimi olarak kabul edilir.
Isidore Marie Auguste François Xavier Comte, pozitivizm doktrinini formüle eden Fransız filozof, matematikçi ve yazardır. Genellikle modern anlamda ilk bilim filozofu olarak kabul edilir. Comte'un fikirleri aynı zamanda sosyolojinin gelişimi için de temel teşkil etti; nitekim bu terimi icat etti ve bu disiplini bilimlerin taçlandırılmış başarısı olarak ele aldı.
Émile Durkheim, Fransız sosyolog, sosyolojinin kurucularından sayılmaktadır.
Ludwig Andreas Feuerbach, Alman filozof ve ahlakçı. Marx üzerindeki etkisi ve hümanist ilahiyat görüşleri ile ünlenmiştir.
Macit Gökberk, felsefe dilinin yalınlaşması, terim karmaşasının giderilmesi ve kavramların sınırlanması alanlarında önemli çalışmalarda bulunan tanınmış Türk felsefecidir.
Georg Wilhelm Friedrich Hegel, Alman filozof.
Georg Lukács, Batı Marksizminin ünlü isimlerinden Macar Marksist filozof ve edebiyat bilimcisidir. Marksizmi Hegelci anlamda yeniden değerlendirmiş ve geliştirmiştir. Ernst Bloch, Antonio Gramsci, Karl Korsch ile birlikte Lukacs, 20. yüzyılın ilk yarısında, Marksist felsefe ve Marksist teorinin yeniden oluşturulmasında en önemli isimlerden biri olmuştur.
Alman felsefesi, 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başlarından itibaren belirgin bir ağırlık kazanan, bir bakıma felsefenin yurdu hâline gelen Alman felsefe geleneğini ya da başka bir açıdan farklı felsefi eğilimlere sahip olan Alman felsefecilerinin bütünlüğünü ifade etmektedir.
Fetiş, doğaüstü veya büyüsel gücü olduğuna inanılan tapınma nesnesidir.
19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.
Haute-Vienne, Fransa'nın illerinden birisidir. İl, "Bellac" ve "Rochechouart" olmak üzere 2 yerleşime ayrılmıştır. Her yerleşimin farklı özellikleri bulunmaktadır.
Alman idealizmi, Almanya'da 1780'lerde gelişmeye başlayan romantizm ve Aydınlanma Çağı ile yakından alakalı felsefi bir akımıdır. 19. yüzyılın başlarına kadar süren bu akım Immanuel Kant'ın 1780'ler ve 1790'lardaki çalışmaları ile gelişmiştir. Kant sonrası dönemi Kant sonrası idealizm ya da kısaca Kant sonrası idealizm olarak da bilinir.
David Friedrich Strauß, Alman ilahiyatçı, Yeni Ahit uzmanı ve filozoftur.
Tarih felsefesi, tarihin kavramsal bir bakış açısıyla yorumlanması. Eleştirel tarih felsefesi ve kurgusal tarih felsefesi olarak iki başlık altında incelenir. Bunlardan ilki, akademik tarih dalını "kuram" özelinde incelemekte; tarihsel belgelerin doğası, nesnelliğin ne derece olası olduğu gibi konularla uğraşmaktadır. Kurgusal tarih felsefesi ise insanlık tarihi başta olmak üzere olayların önem derecesini konu almaktadır.
Hegel'in Hukuk Felsefesinin Eleştirisi 1843 yılında Alman, siyaset felsefecisi Karl Marx tarafından yazılmış; basılmamış bir el yazmasıdır. Giriş kısmı hariç bu eser, Marx hayatta iken basılmamıştır. Bu çalışmasında Marx, Georg Wilhelm Friedrich Hegel'in 1820 yılında yayınlanmış olan Hukuk Felsefesinin Öğeleri isimli kitabını paragraf paragraf yorumlamıştır. Bu eserde Marx'ın önemli eleştirilerinden biri Hegel'in diyalektik argümanlarının soyutlama ile başlamasıdır.
Friedrich Max Müller, genelde bilinen ismiyle Max Müller, Alman filolog ve oryantalist. Hayatının önemli kısmını Britanya'da geçirmiş ve batı akademisinde kabul gören Hindoloji ve Karşılaştırmalı Din disiplinlerine büyük katkı yapmış ve ayrıca Turan Dil Ailesi gruplandırmasını yapan kişidir.
Henri de Lubac, Papa II. Ioannes Paulus tarafından 1983 senesinde Kardinal ilan edilen Fransız Cizvit. Karl Rahner, Hans Urs van Balthasar ve Yves Congar ile birlikte, 20. yüzyılın en önemli Katolik ilahiyatçıları arasında yer almaktadır. Uzman olarak katıldığı İkinci Vatikan Konsili'nin şekillenmesinde, yazıları ve doktriner araştırmalarından oluşan çalışmaları önemli bir rol oynamıştır.
Sosyoloji ile ilgili aşağıdaki olaylar 1810'larda meydana gelmiştir.