İçeriğe atla

1815 Tambora Dağı patlaması

Koordinatlar: 8°15′S 118°00′E / 8.25°G 118°D / -8.25; 118
1815 Tambora Dağı patlaması
Tambora Dağı'nın (kuzeydoğuda) sahte renk görüntüsü, 13 Mayıs 1992'de Endeavour Uzay Mekiği'nden alınmıştır.
Tarih1815
TürPlinian
KonumSumbawa, Küçük Sunda Adaları, Hollanda Doğu Hint Adaları
8°15′S 118°00′E / 8.25°G 118°D / -8.25; 118
VPİ7
SonuçYaz Yaşanmayan Yıl

1815 Tambora Dağı patlaması, Volkan Patlama İndeksi (VEI)'nde 7 alarak tarihte kaydedilmiş en büyük patlamalardan biridir. MS 180 yılındaki Taupo Gölü patlamalarından bu yana bu dereceyi alan doğrulanmış tek patlamadır.[1]

Tambora Dağı, Küçük Sunda Adaları'nın bir parçası olan Sumbawa adasında yer almaktadır. Endonezya takımadalarının güney zincirindeki volkanik adalar dizisi olan Sunda Yayı'nın bir parçasıdır. Patlama, 10 Nisan 1815'te doruğa ulaştı[2] ve bunu, altı ay ile üç yıl artan buharlama ve az miktarda freatik patlama izledi. Patlamayla meydana gelen kül, dünya genelinde dağıldı ve sıcaklıkların düşmesine neden oldu. Böylece 1816'da Yaz Yaşanmayan Yıl olarak bilinen küresel bir hasat kıtlığı oluştu.[3] Patlama, kısa bir süre önemli iklim değişikliğine neden oldu, bu da çeşitli aşırı hava koşullarını doğurdu. Çeşitli iklim zorlamaları, Taş Devri'nin başlangıcından bu yana meydana gelen diğer büyük patlamalara rağmen bu patlamadan beri gözlemlenmeyen, sistematik bir şekilde çakıştı ve etkileşime girdi. Patlama sonrası iklim değişikliği ile Tambora olayı arasındaki bağlantı çeşitli biliminsanları tarafından kurulmuş olsa da ilgili süreçlerin anlaşılması tamamlanmamıştır.[4]

Patlamanın kronolojisi

Sumbawa'nın mevcut topografyası

Tambora Dağı, 1815 yılına kadar, kapalı magma odasında hidrojenli magmanın kademeli olarak soğutulması nedeniyle, birkaç yüzyıl boyunca uyku hâlindeydi.[5] 1,5 ila 4,5 kilometrelik derinliklerde odanın içinde magmanın soğutulması ve kristalleşmesi sırasında oluşan yüksek basınçlı akışkan magma eksolüsyonu meydana geldi. Odanın yaklaşık 4.000-5.000 bar'lık aşırı basınç altında kaldı ve sıcaklık 700–850 °C arasında değişti. 1812'de yanardağ sallanmaya başladı ve koyu bir bulut ortaya çıkardı.[6]

5 Nisan 1815'te, çok büyük bir patlama meydana geldi ve ardından 380 km uzaklıktaki Sulawesi üzerindeki Makassar'dan, 1260 km uzaklıktaki Cava üzerindeki Batavia'dan (şimdiki Cakarta) ve 1400 km uzaklıktaki Maluku Adaları üzerindeki Ternate'den patlama sesleri duyuldu. 6 Nisan sabahı, volkanik kül, Doğu Cava'da düşmeye başladı ve hafif patlama sesleri 10 Nisan'a kadar sürdü. İlk önce silah patlama sesi olarak düşünülen şey, 10 Nisan'da Sumatra'dan, 2.600 kilometreden (1.600 mil) uzaktan, duyuldu.[7]

10 Nisan günü saat 07.00'da patlamalar yoğunlaştı. Alev, üç kolondan çıkmaya başladı ve daha sonra birleşti. Bütün dağ akan bir "sıvı ateş" kütlesine dönüştü. Çapı 20 santimete kadar olan ponza taşları saat 8 civarında yağmaya başladı ve onu, saat 9-10 gibi civarında kül yağışı izledi. Yarımadanın her tarafında dağdan aşağı doğru patlayan piroklastik akıntılar, Tambora köyünü silip süpürdü. 11 Nisan akşamına kadar yüksek sesli patlamalar duyuldu. Kül örtüsü, Batı Cava ve Güney Sulawesi'ye kadar yayılmıştır. Batavia'da azotlu bir koku fark edilirken ağır teframsı yağışlar meydana geldi ve 11 ila 17 Nisan arasında azalmaya başladı.

1815 patlaması sırasında tahmini volkanik kül yağışı. Kırmızı alan volkanik kül kalınlığının düştüğü yerleri göstermektedir.

"İlk patlamalar bu adada 5 Nisan akşamı duyuldu, her çeyrekte fark edildi ve ertesi güne kadar aralıklarla devam etti. İlk etapta gürültü neredeyse herkes tarafından uzaktaki top patlamalarına bağlandı. Öyle ki komşu bir karakola saldırıya uğradığı düşünüldüğünden Djocjocarta'dan birlikler yürümeye başladı ve sahil boyunca tekneler tehlike altındaki sözde bir gemi arayışı için gönderildi."

Sir Stamford Raffles'ın anılarından.[7]

Patlamanın, 7 Volkanik Patlama İndeksi (VEİ) olduğu tahmin edilmektedir.[8] Tahmini 41 kilometreküp, yaklaşık 10 milyar ton ağırlığında, piroklastik trakiandezit çıkarıldı. Bu, 6-7 kilometre çapında ve 600-700 metre derinlikte bir kaldera meydana getirdi. Makassar'da düşen kül yoğunluğu metreküp başına 636 kilogramdı.[9] Patlamadan önce Tambora Dağı, Endonezya takımadalarındaki en uzun doruklardan biriydi ve yaklaşık 4300 metre yüksekliğindeydi Patlamadan sonra önceki yüksekliğinin yaklaşık üçte ikisine yani 2.851 metrelik bir yüksekliğe düştü.[10]

1815 Tambora patlaması, kaydedilen tarihte en büyük gözlemlenen patlamadır. Patlama 2600 kilometre uzaktan duyuldu ve külleri, en az 1300 kilometre uzağa düştü.

Sonrası

Adadaki tüm bitki örtüsü yok oldu. Ponza külüne bulanmış ve kökünden sökülmüş ağaçlar, denize doğru sürüklendi ve yaklaşık beş kilometrelik bir yığın oluşturdu. 1 ve 3 Ekim 1815'te Kalküta yakınındaki Hint Okyanusu'nda bir ponza yığını bulundu. 23 Nisan'da zirve hâlâ yoğun kül bulutuyla kaplı bir hâldeydi. Patlama 15 Temmuz'da sona erdi ancak duman emisyonları 23 Ağustos'a kadar sürdü. Patlamanın üzerinden dört yıl sonra Ağustos 1819'a kadar alev ve sarsıntılı gibi artçı olaylar yaşanmaya devam etti.

Orta büyüklükte bir tsunami, saat 10 civarında Sanggar'da 4 metreye kadar yükselerek 10 Nisan'da Endonezya takımadalarındaki çeşitli adaların kıyılarına çarptı. Gece yarısından önce Doğu Cava'nın Besuki kentinde yüksekliği 1-2 ve Molucca Adaları'nda yüksekliği 2 metreye ulaşan bir tsunami rapor edildi. Toplam ölü sayısı 4 bin 600 olduğu tahmin edilmektedir.[11]

1815 yazında tipik olan sarı gökyüzü, J.M.W. Turner'ın resimlerini derinden etkiledi.

Patlama kolonu, 43 km'lik bir yüksekliğe ulaşarak stratosfere kadar vardı. Kaba kül parçacıkları patlamalardan 1-2 hafta sonra yağmaya başladı ancak daha ince kül parçacıkları atmosferde birkaç aydan birkaç yıla kadar 10-30 kilometre yükseklikte kaldı. Boylamsal rüzgarlar bu ince parçacıkları dünyaya yayarak görülebilir olaylar yarattı. 28 Haziran ile 2 Temmuz 1815 ve 3 Eylül ile 7 Ekim 1815 tarihleri arasında Londra'da uzun ve parlak renkli gün batımları ve alacakaranlıklar sıklıkla görüldü. Alacakaranlık gökyüzünün ışıltısı tipik olarak ufukta turuncu veya kırmızı, mor veya pembeye rengini aldı.

Tahmini ölüm sayısı, kaynağa bağlı olarak değişmektedir. Zollinger (1855) muhtemelen piroklastik akışlardan kaynaklanan doğrudan ölüm sayısını 10 bine çıkarmıştır. Zollinger'e göre Sumbawa adasında açlıktan 38 bin kişi ölürken Lombok adasında ise hastalık ve açlık nedeniyle 10 bin ölüm gerçekleşmiştir.[12] Petroeschevsky (1949), Sumbawa'da yaklaşık 48 bin kişinin öldüğünü ve Lombok'da 44 bin kişinin öldüğünü tahmin etmiştir.[13] Stothers (1984) gibi birkaç yazar Petroeschevsky'nin rakamlarını kullanarak toplam ölü sayısını 88 bin göstermektedir. Bununla birlikte, Tanguy ve diğerleri (1998), Petroeschevsky'nin rakamlarının asılsız olduğunu ve izlenemez referanslara dayandığını iddia etmiştir.[14] Tanguy belirttiği sayıları, fırtınadan sonra Sumbawa'da birkaç ay geçiren Zollinger'e ve Thomas Raffles'ın notlarına göre revize etti. Tanguy, açlık ve hastalık yüzünden Bali ve Doğu Cava'da başka kurbanlar olabileceğini belirtti. Tahminlerine göre doğrudan volkanik etkilerden 11 bin kişi, patlamadan hemen sonra açlık ve salgın hastalıklar sonucu 49 bin kişi ölmüştür. Oppenheimer (2003), toplamda en az 71 bin kişinin öldüğünü söylemiştir. Reid, Bali ve diğer yerlerde Sumbawa'nın ötesine geçen toplam doğrudan ve dolaylı ölümlerin not edilmesini ve belki de 100 bin rakamının uygun bir tahmin olduğunu belirtmektedir.[15]

Ayrıca bakınız

19. yüzyılın büyük volkanik patlamalar listesi

Kaynakça

  Bu madde Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu kamu malı materyali içermektedir. 

  1. ^ Oppenheimer, Clive (2003). "Climatic, environmental and human consequences of the largest known historic eruption: Tambora volcano (Indonesia) 1815". Progress in Physical Geography. 27 (2). ss. 230-259. doi:10.1191/0309133303pp379ra. 
  2. ^ "Earth Observatory". 6 Şubat 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2018. 
  3. ^ "Tambora Volcano, Indonesia". United States Geological Survey. 3 Haziran 2002. 4 Eylül 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 8 Eylül 2010. 
  4. ^ "Climate Forcing". 2 Aralık 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 31 Ocak 2018. 
  5. ^ Foden, J. (1986). "The petrology of Tambora volcano, Indonesia: A model for the 1815 eruption". Journal of Volcanology and Geothermal Research. 27 (1–2). ss. 1-41. Bibcode:1986JVGR...27....1F. doi:10.1016/0377-0273(86)90079-X. 
  6. ^ Stothers, Richard B. (1984). "The Great Tambora Eruption in 1815 and Its Aftermath". Science. 224 (4654). ss. 1191-1198. Bibcode:1984Sci...224.1191S. doi:10.1126/science.224.4654.1191. PMID 17819476. 
  7. ^ a b Raffles, S. 1830: Memoir of the life and public services of Sir Thomas Stamford Raffles, F.R.S. &c., particularly in the government of Java 1811–1816, and of Bencoolen and its dependencies 1817–1824: with details of the commerce and resources of the eastern archipelago, and selections from his correspondence. London: John Murray, cited by Oppenheimer (2003).
  8. ^ Briffa, K. R.; Jones, P. D.; Schweingruber, F. H.; Osborn, T. J. (1998). "Influence of volcanic eruptions on Northern Hemisphere summer temperature over 600 years". Nature. 393 (6684). ss. 450-455. Bibcode:1998Natur.393..450B. doi:10.1038/30943. 
  9. ^ Stothers, Richard B. (2004). "Density of fallen ash after the eruption of Tambora in 1815". Journal of Volcanology and Geothermal Research. 134 (4). ss. 343-345. Bibcode:2004JVGR..134..343S. doi:10.1016/j.jvolgeores.2004.03.010. 
  10. ^ Monk, K. A.; Fretes, Y.; Reksodiharjo-Lilley, G. (1996). The Ecology of Nusa Tenggara and Maluku. Hong Kong: Periplus Editions Ltd. s. 60. ISBN 962-593-076-0. 
  11. ^ USGS account of historical volcanic induced tsunamis 26 Ocak 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.. Hvo.wr.usgs.gov. Retrieved 26 April 2012.
  12. ^ Zollinger (1855): Besteigung des Vulkans Tamboro auf der Insel Sumbawa und Schilderung der Eruption desselben im Jahre 1815, Winterthur: Zurcher and Fürber, Wurster and Co., cited by Oppenheimer (2003).
  13. ^ Petroeschevsky (1949): A contribution to the knowledge of the Gunung Tambora (Sumbawa). Tijdschrift van het K. Nederlandsch Aardrijkskundig Genootschap, Amsterdam Series 2 66, 688–703, cited by Oppenheimer (2003).
  14. ^ Tanguy, J. C.; Scarth, A.; Ribière, C.; Tjetjep, W. S. (1998). "Victims from volcanic eruptions: a revised database". Bulletin of Volcanology. 60 (2). ss. 137-144. Bibcode:1998BVol...60..137T. doi:10.1007/s004450050222. 
  15. ^ Anthony Reid, 'Lessons of Tambora ignored, 200 years on 26 Temmuz 2018 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.', 25 April 2015, East Asia Forum, Australian National University, accessed 27 April 2015.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Kaldera</span>

Kaldera, volkanik patlama sonucu toprağın çökmesiyle oluşmuş volkanik yer şekli. Bazen volkanik kraterlerle karıştırılmaktadır. Kelime, İspanyolcada ‘caldera’ ve Latincede ‘calderia’ denilen 'pişirilmiş çömlek' anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Stratovolkan</span> lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkan

Stratovolkan, pek çok sertleşmiş lav, tüf ve kül tabakasından oluşmuş, yüksek, konik biçimli bir volkandır. Bu volkanlar dik yamaçlarıyla ve periyodik patlamalarıyla tanınırlar. Bunlardan fışkıran lavın akışkanlığı azdır ve çok uzağa yayılmadan önce soğur ve sertleşir. Magmaları asidik ya da yüksek-orta düzeyde silika içeriklidir. Buna karşın bazik içerikli magmanın akışkanlığı yüksektir ve Hawaii'deki kalkan biçimli Mauna Loa dağı gibi yayvan dağları oluşturur. Pek çok stratovolkanın yüksekliği 2500 metreden fazladır. Türkiye'den Ağrı Dağı ve Nemrut Dağı birer stratovolkan tipindeki volkanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Volkanik kış</span>

Volkanik kış, olarak alt atmosfer tabakasının bir yanardağ patlaması sonucu soğuması fenomeni. Kül ve kükürtlü gazlardan oluşan aerosollar ve sülfürik asit, büyük patlamayla stratosfere kadar fırlayarak sis gibi bütün Dünya'yı kaplar. Güneş ışınları böylece kısmen yutulur, kısmen de uzaya yansır. Stratosferde bu durum bir ısınmaya yol açar. Yerdeyse ortalamada Dünya iklimi soğur, bölgesel ve mevsimlere bağlı olarak aynı zamanda ısınmalar da olur. Volkanik kışa benzer bir etki, (varsayılan) bir atom savaşıyla ortaya çıkan nükleer kıştır.

<span class="mw-page-title-main">Piroklastik akıntı</span>

Piroklastik akıntı, volkanlardan çıkan ve sıcak gazlardan beslenmiş kor halindeki kül ve lav parçaları ile volkanik yamaçlardan çok hızlıca aşağıya akan sıcak akıntılardır. Bu akıntılar saatte 200 km hıza ulaşabilirler. Piroklastik akıntılar iki ana bölümden oluşur. Bunlar yer çekimi etkisinin artışı ve şiddetli türbülans akıntılarıdır. Yer çekimi etkisinin artışı; piroklastik akıntıların bir bakıma çığ ve heyelanlara benzer bir şekilde hareket etmesine sebep olur. Bunlar, lav parçalarından ve hareketli kütlede sıkışan havanın ısınıp genleşmesiyle açığa çıkan gazlar tarafından harekete geçerler. Bu gazlar, tabandaki kayaçlar ile akan malzeme arasındaki sürtünmeyi azaltır. Şiddetli türbülans akıntıları ise; ortamdaki kül ve pumis parçaları ile sürtünmenin en aza indirgenmesine katkıda bulunan önemli mekanizmalardan birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Volkan kemeri</span>

Volkan kemeri. Stratovolkan, aynı zamanda kompozit volkan olarak da bilinir, uzun boylu konik volkan birçok lav, tefra, pamis ve volkanik kül katmanları tarafından sertleşerek inşa edilmiştir. Kalkan volkanların aksine strato volkanlar ve dik profilleri ve periyodik patlamalı püskürmeler ile karakterize edilirler. Bazı çökmüş kraterler ile kalderalarda bu şekilde adlandırılır. Genellikle stratovolkanlar yüksek viskoziteden dolayı uzağa yayılmadan önce soğur ve katılaşırlar. Bu lav oluşturan magma daha az bir miktarda viskoz mafic magma ile yüksek-orta derecede silika içermektedir. Geniş felsik, lav akıntıları nadirdir,15 km (9,3 mi) kadardır. Stratovolkanlar erüptif malzemelerin sıralı dökülmeleri itibaren inşa edilen kendi kompozit yapısı nedeniyle bazen “kompozit volkan” da denir. Onlar daha az yaygın olan kalkan volkanların aksine volkan tipleri arasında en yaygın olanlardandır. İki önemli Stratovolkan olan Krakatoa en iyi bilineni ve Vezüv 1883'teki patlama Pompei ve Herculaneum kasabalarnı önemli oranda tahrip etti. Aynı zamanda bu patlama binlerce kişinin ölümüne sebep olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Novarupta</span>

Novarupta, ABD'nin Alaska eyaletinin güneybatısında ve Alaska Yarımadası üzerinde bulunan bir aktif yanardağdır.

<span class="mw-page-title-main">Vulkaniyen tipi patlama</span>

Vulkaniyen terimini ilk kez Giuseppe Mercalli tarafından kullanılmıştır. 1888-1890 tarihleri arasında Vulcana adasında gerçekleşen patlamalara tanık olmuştur. Patlama tarzı Mercalli’nin açıklamasına göre patlayan krater ve tepe üzerinde yükselen gaz yoğun bir bulut olarak karakterize edilmiştir ve tüm dünyada da kullanılmaktadır. Mercalli, Vulkaniyen tipi patlamaları ‘’düzensiz aralıklarla gerçekleşen top ateşi gibi patlamalar ‘’olarak tanımlamıştır. Artan silis düzeyi magmanın patlayıcı viskozitesini artırır. Magmanın içinde bulunan silis (bazalt-andezit), doğası gereği patlamaları artırmıştır. Genellikle görültülü şekilde patlarlar. Freatomagmatik patlamalar ile başlar.

<span class="mw-page-title-main">Minos Patlaması</span>

Minos patlaması aynı zamanda Thera Santorini patlaması olarak da bilinmektedir. Tarihte bilinen en geniş patlamalardan biridir. Patlama Thera Adası ve Minion yerleşiminde meydana gelmiştir. Girit kıyısındaki ada ve tarım alanlarını da kapsamaktadır. Patlama konusunda kesin bilgiler yoktur ama Yunan mitolojisinde geçtiği söylenmektedir. Mısır'daki gürültünün de bundan kaynaklandığı düşünülmektedir. Patlamanın eski kayıtları net olmamasına rağmen Mısır'daki Tempest Stele'sinde tarif edilen büyük fırtınanın bu olabileceği düşünülüyor. Çin Bambu yıllıklarında da volkanik kış,ve belirtilen soğuk dalga ile bulgular çakışmaktadır. Platon'un Atlantis'inin de temel konularının da bu patlamadan oluştuğu iddia edilir.

<span class="mw-page-title-main">Hekla</span> İzlanda’nın güneyinde bir stratovolkan

Hekla 1.491 metre yüksekliğinde İzlanda'nın güneyinde bulunan bir stratovolkandır. Hekla İzlanda'nın en aktif volkanlarından biridir. 874 yılından bu yana 20 patlama meydana gelmiştir. Avrupalılar bu yanardağı "Geçiş" olarak nitelendirirlerdi. Hekla uzun bir volkanik sırt parçasıdır. Bu sırtın en aktif kısmı yaklaşık 5,5 kilometre uzunluğunda Heklugja adında bir fissür olarak kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Volkanik patlayıcılık indeksi</span>

Volkanik patlayıcılık indeksi (VPİ), volkanik patlamaların patlayıcı özelliğinin göreli bir ölçüsüdür. 1982'de Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu'ndan Chris Newhall ve Hawaii Üniversitesinden Stephen Self tarafından tasarlandı.

<span class="mw-page-title-main">Yaz Yaşanmayan Yıl</span> 1816daki kıtlık

Yaz Yaşanmayan Yıl, Yazsız Yıl, Yazı Olmayan Yıl veya Yoksulluk Yılı gibi isimlerle de bilinen 1816 yılında ortalama küresel sıcaklıkların 0.4–0.7 °C (0.7–1.3 °F) düşmesine neden olan ciddi iklim anormallikleri yaşanmıştır. Bu durum sonucu Kuzey Yarımküre boyunca büyük gıda sıkıntıları yaşanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Tambora Dağı</span> Sumbawadaki aktif bir stratovolkan

Tambora Dağı veya Tomboro Dağı, Endonezya'nın Küçük Sunda Adaları'ndan biri olan ve hem kuzeyi hem de güneyi okyanusal kabuk ile çevrili Sumbawa'daki aktif bir stratovolkandır. Tambora, altındaki aktif yitim zonu tarafından oluşturulmuştur. Bu da Tambora Dağı'nın 4.300 metre (14.100 ft) yüksekliğe ulaşmasını sağlamıştır. Yanardağ, Nisan 1815'teki patlamasından önce Endonezya takımadasında en yüksek zirvelerden biriydi. Dağın içindeki büyük bir magma odasının on yıllar boyunca dolmasıyla 1815'te meydana gelen patlama ile dağdaki volkanik olaylar tarihi bir zirveye ulaştı.

<span class="mw-page-title-main">Hatepe patlaması</span>

Hatepe patlaması, Taupo Gölü'nün MS 180 yılında meydana gelen patlamasına verilen isimdir. Hatepe Plinian ponza tefra tabakasından ötürü bu adı almıştır ve bazen Taupo patlaması olarak anılmaktadır. Son 20 bin yıl içinde Yeni Zelanda'da gerçekleşen en büyük patlama olarak kabul edilir. VEI 7 patlama olarak sınıflandırılan patlama sonucu 120 kilometreküplük bir fışkırma meydana geldi ve bunun 30 kilometreküpü ise ilk birkaç dakikada fışkırtıldı. Böylece, son 5000 yılda meydana gelen en şiddetli patlamalardan biri olmuştur ve M.Ö. 2. bin yıldaki Minoan patlaması, Paektu Dağının 946'daki patlaması ve Tambora Dağı'nın 1815'teki patlaması ile karşılaştırılabilir. Ortaya çıkan kül, gökyüzünü Roma ve Çin üzerinden kırmızıya çevirdi.

<span class="mw-page-title-main">Volkanik kül</span> volkanik patlamalarla oluşan, 2 mm çapından küçük toz halindeki kayaç, mineraller ve volkanik cam parçaları

Volkanik kül, volkanik patlamalar sırasında meydana gelen 2 milimetre (0,079 in) çapından daha az olan toz halindeki kayaç, mineraller ve volkanik cam parçalarıdır. Volkanik kül terimi, genellikle, 2 mm'den büyük partiküller de dahil olmak üzere tüm patlayıcı maddeleri içine alabilecek şekilde kullanılır. Volkanik kül, magma içindeki çözünmüş gazlar genişlediğinde ve şiddetle atmosfere kaçtığında volkanik patlamalar sırasında oluşur. Sızan gazlar, magmayı parçalayarak volkanik kaya ve cam parçalarının katılaştığı atmosfere doğru iter. Kül aynı zamanda, freatomagmatik patlamalar sırasında magma suyla temasa girdiğinde ortaya çıkar ve suyun patlamayla buharlaşmasına neden olan magmanın parçalanmasına neden olur. Havaya çıktıktan sonra küller rüzgârla binlerce kilometre uzağa taşınır. Ayrıca yanardağ püskürmeleri sırasında, yanardağın üzerinde yer alan ince partiküller arasındaki sürtünmeden dolayı gök gürültüsü ve yıldırım da yaratabilir ya da yerden huni biçiminde yükselip atmosfere karışarak rüzgâr altında gittikçe büyüyen kül bulutları oluşabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sunda Yayı</span>

Sunda Yayı, Sumatra ile Cava adalarını ve Sunda Boğazı ile Küçük Sunda Adaları'nı meydana getiren volkanik bir yaydır. Bu adaların topoğrafik omurgasını bir volkan zinciri oluşturmaktadır.

946 Baekdu Dağı patlaması veya Milenyum patlaması ya da Tianchi patlaması, kayda geçen büyük patlamalardan biridir ve Volkan Patlama İndeksi-7 olarak sınıfladırılmıştır. Patlama sonucu, Çin'de kısa bir iklim değişikliği meydana gelmiştir. Patlama tarihi tam olarak tespit edilmemiştir ancak muhtemel yılı MS 946'dır.

Tambora, Tambora Dağı'nın 1815'te patlamasının ardından kül ve piroklastik akıntılar sonucu yok olmuş bir köy ve kültürdür. Sumbawa adasında yer alan Tambora'da yaklaşık 10 bin kişi yaşamaktaydı. Köyü keşfeden bilim insanları, Pompeii'ye benzer şekilde küle gömülü olan seramik kaplar, bronz kaseler, cam şişeler ve evler ve köylüler buldu. Bilim insanları, köye ait geleneklerin ve konuşulan dilin ortadan kalktığına inanmaktadır. Köy, yok olmadan kısa bir süre önce batılı kâşifler tarafından ziyaret edilmiştir. Bulunan çömleklerin, Vietnam'dakilere benzemesinden ötürü Hindiçin ile ticaret yapmış olabilecekleri düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Skorya</span>

Skorya, kristaller (fenokristaller) içerebilen veya içermeyen oldukça veziküler, koyu renkli volkanik bir kayadır. Tipik olarak koyu renkli ve bileşimi bazaltik veya andezitiktir. Skorya, çok sayıdaki makroskopik elipsoidal veziküllerinin bir sonucu olarak nispeten düşük yoğunlukta olan bir yapıya sahiptir. Ancak süngertaşı'nın aksine, tüm skoryaların özgül ağırlığı 1 kilogramdan büyüktür ve suda batar. Delikler veya veziküller, magma içinde çözünen gazlar, erimiş kayada kabarcıklar oluşturarak çözeltiden çıktıklarında oluşur ve bunların bir kısmı kaya soğudukça ve katılaştıkça yerinde donar. Skorya, bir lav akışının bir parçası olarak, tipik olarak yüzeyinin yakınında veya parçalı ejekta olarak oluşabilir, örneğin dik kenarlı skorya konileri oluşturan Strombolian patlamalarında. Yemen'de bulunan çürüklerin kimyasal analizi, esas olarak birkaç zeolit içeren volkanik camdan oluştuğu görülmüştür. Cürufların çoğu camsı parçalardan oluşur ve fenokristaller içerebilir.

<span class="mw-page-title-main">2021 Semeru yanardağ patlaması</span>

Semeru Yanardağı, 4 Aralık'ta Endonezya'nın Doğu Cava eyaletindeki Cava adasında aralıklarla patlamaya başladı. 9 Aralık itibarıyla Ulusal Felaket Yönetim Ajansı'nın resmi açıklamasına göre kırk üç kişi öldü, on iki kişiden haber alınamadı.

<span class="mw-page-title-main">Laach Gölü</span> Almanyada bir kaldera gölü

Laach Gölü ortabatı Almanya'da, Rheinland-Pfalz eyaletinde bulunan bir kaldera gölüdür. Neredeyse 2 kilometre çapındaki göl, Rheinland-Pfalz'ın en büyük gölüdür ve ayrıca Orta Avrupa'daki en büyük kalderadır ve suyla dolu tek kalderadır. Kaldera, yaklaşık MÖ 11.000'de çok şiddetli bir volkanik patlamayla oluştu.