Nasyonal sosyalizm ya da Nazizm, kökten Yahudi aleyhtarı, ırkçı, aşırı milliyetçi, völkisch, sosyal Darwinist, anti-komünist, anti-liberal ve anti-demokratik bir ideolojidir. İtalya'da Benito Mussolini önderliğinde kurulan faşizm akımından etkilenerek ortaya çıkmıştır. Meydana gelişi Almanya'da gerçekleşen ve temel ilkeleri Adolf Hitler tarafından ortaya konan nasyonal sosyalizm, Nasyonal Sosyalist Alman İşçi Partisi'nin 30 Ocak 1933'ten Almanya'nın II. Dünya Savaşı'nda teslim olduğu 8 Mayıs 1945 tarihine kadar, 12 yıl 3 ay iktidarda olduğu dönem boyunca Almanya'nın resmî ideolojisi olarak uygulanmıştır.
Milliyetçilik ya da ulusçuluk, belirli bir milletin çıkarlarını, özellikle egemenliğini ve özyönetimini kazanmayı, daha sonra bunu ilelebet sürdürmeyi amaçlayan ideolojik fikir hareketi. Milliyetçilik, her ulusun kendisini dışarıdan gelecek olan müdahalelerden bağımsız olarak yönetmesi gerektiğini, ulusun bir yönetim için doğal ve ideal bir temel ve tek haklı politik güç kaynağı olduğunu savunmaktadır. Milliyetçilik, 19. yüzyıl başlarından itibaren Avrupa'da, 20. yüzyıldan itibaren ise tüm dünyada egemen politik düşünce tarzı haline gelmiştir. Bu dönemde dünya politik haritası milliyetçilik ilkelerine göre biçimlendirilmiştir. Günümüzde Anglosakson kültürüne bağlı toplumlarda ve Avrupa Birliği düşüncesini savunan çevrelerde olumsuz bir anlam yüklenmiştir.
Emperyalizm, yayılmacılık veya ekspansiyonizm, bir devletin veya ulusun başka devlet veya uluslar üzerinde kendi çıkarları doğrultusunda etkide bulunmaya çalışmasıdır. Etkileyen devlet, etkilenen devletin kaynaklarından "yararlanma" hakkına sahiptir.
Totalitarizm, tüm yetkilerin merkezîleştirildiği, devlete ve hükûmet yöneticilerine mutlak itaat beklendiği diktatörlükvari yönetim biçimidir. Totalitarizm ile yönetilen devletler totaliter devlet olarak bilinir. Totalitarizmde bireysel özgürlüklere izin verilmez ve bireyin yaşamının tüm alanları devlet kontrolüne bırakılır.
Faşizm, ilk olarak İtalya'da Benito Mussolini tarafından oluşturulan, otoriter devlet üzerine kurulu radikal bir aşırı milliyetçi politik ideolojidir. İlkeleri ve öğretileri, La dottrina del fascismo adı altında Giovanni Gentile tarafından yazılmıştır. Benito Mussolini'nin kurucusu olduğu Ulusal Faşist Parti'nin İtalya'da iktidara gelmesinin ardından, faşizm birçok milliyetçi ideolojiye örnek olmuştur. Hitler'in nasyonal sosyalizmi ve Franco'nun falanjizmi, faşizmden çok etkilenmişlerdir.
Zorbalık; psikolojide ve hukukta, daha üstün konumda ya da güçlü olanın karşısındakini -genellikle istediklerini yaptırmak amacıyla- etkilemesi, ezmesi ve gözünü korkutması. Bu durum, doğrudan sözlü veya fiziksel tacizi içerebileceği gibi isteksiz birini zorla ikna etmek, tehdit ederek ya da manipüle ederek istediklerini yaptırmak gibi daha üstü örtülü yöntemleri de kapsar. Zorbalığın en yaygın örneklerine okulda öğrenciler arasında veya aile içerisinde genellikle ebeveynlerden birisi olmak üzere bir bireyin diğer aile üyelerine yaptığı zorbalık şeklinde rastlanır. Eğer zorbalık eden taraf bir grup ise, eylem mobbing olarak adlandırılır.
Fransa Prusya Savaşı, 19 Temmuz 1870 - 10 Mayıs 1871 tarihleri arasında Fransız İkinci İmparatorluğu ile Prusya Krallığı arasında yapılan savaş. Fransa'da genellikle 1870 Savaşı olarak adlandırılır.
Topyekûn savaş, bir milletin bütün kaynaklarını seferber ederek başka bir millete kesin olarak iradesini kabul ettirebilmek amacıyla, onun askerî gücünü yok etmek için yapılan savaştır. Topyekûn savaşı diğer savaş türlerinden ayıran özellik, bir ulusun tüm kaynaklarını bu savaş için seferber etmesi ve karşı tarafa kendi iradesini kayıtsız şartsız kabul ettirmeyi amaçlamasıdır. Bu kayıtsız şartsız kabul ettirmek, pratikte ancak, karşı tarafının askerî gücünü tümüyle imha etmekle mümkün olacaktır. Yüzyıllardır pratikte uygulanmakta olan topyekûn savaş, ilk olarak 19. yüzyılda bir savaş çeşidi olarak tanınmıştır. Topyekûn savaşta sivil-asker ayrımı yoktur, herkes asker olarak kullanılabilir.
Aşırı sağ, radikal sağ ya da ekstrem sağ, sağcı siyasette sağcılığın en yüksek biçimini gösterir. Aşırı sağ siyaset, toplumsal hiyerarşiyi aşırı biçimde destekler; daha doğuştan bazı insanların aşağı, bazılarınınsa üstün olduğu gibi düşünceleri içinde barındırır. Belirli kişilerin ya da grupların ileri derecede üstünlüğünü destekler. Bu tip siyaset genel olarak otoriterdir ve radikal biçimde sol fikirlere karşıtlık içerir. Genellikle aşırı sağ terimi istenmeyen gruplara karşı göç ve uyum karşıtlığı duruşları, sosyokültürel boyutta baskı, milliyet ayrımcılığı; ırksal ve dinsel grupların kendilerini diğerlerinden üstün konuma getirecek tutumlar, küreselleşme karşıtlığı gibi görüşleri kapsamaktadır. Başka bir deyişle kavram aşırı milliyetçi, yabancı düşmanı, ırkçı, köktendinci özelliklerine sahip kişi ya da grupları tanımlamada kullanılır.
Yüz Gün Savaşı veya Yedinci Koalisyon Savaşı, Birinci Fransa İmparatorluğu imparatoru Napolyon Bonapart’ın 1814 Fontainebleau Antlaşması gereğince sürgün edildiği Elba Adasındaki sürgünden kaçarak Paris’e döndüğü 20 Mart 1815 tarihiyle, kral XVIII. Louis’nin Fransa tahtına döndüğü 8 Temmuz 1815 tarihleri arasındaki 111 günlük dönemi anlatır. Bu dönemde Napolyon Savaşları yeniden başlamış ve Waterloo Muharebesi yaşanmıştır. Yüz Gün deyimi ilk kez kralın dönüşünü kutlayan Paris valisi Gaspard de Chabrol tarafından kullanılmıştır.
Marksizm-Leninizm, adını Karl Marx ve Vladimir Lenin'den alan, 1920'li yıllarda komünist partiler arasında popülerlik kazanan ideolojik akım. Marksizm-Leninizm; Marx, Engels ve Lenin'in ortaya koyduğu temel öğretilere bağlı kalarak, değişen koşullara ve çağın gereklerine uygun bir biçimde sosyalist sistemde yeniden uygulanmasıdır.
Resmî olarak Almanya'nın birleşmesi ile siyasi ve idarî olarak birleşik bir ulus devletin ortaya çıkması 18 Ocak 1871'de Fransa'daki Versay Sarayı'nın Aynalar Galerisi'nde gerçekleşti. Fransa-Prusya Savaşı sonrası Fransızların silah bırakmasının ardından, Alman devletlerinin prensleri Prusyalı I. Wilhelm'i Alman İmparatoru ilan etmek için bir araya geldi. Pratikte, Almanca konuşan halkların çoğunluğunun birleşik bir devlet altında toplanması, resmî ve soylu yöneticiler arasındaki gayriresmî ittifaklar sayesinde bir süredir düzensiz olarak gelişmekteydi. Ancak birleşme fikirleri, tarafların kendi çıkarları yüzünden Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu'nun 1806'da dağılması ve Napolyon Savaşları'nın gerçekleşmesi üzerine kuvvetlenen milliyetçilik hareketlerine kadar neredeyse yüz yıl gecikerek aristokratik bir deneme olmaktan öteye gidemedi.
Sol milliyetçilik, eşitliğe, halk egemenliğine ve self determinasyona dayalı bir milliyetçilik akımıdır. Kökleri Fransız Devrimi'ndeki jakobenizme dayanır. Sol milliyetçilik anti emperyalizmi benimser. Sol milliyetçilik, etnik milliyetçiliği ve faşizmi reddeder; buna rağmen sol milliyetçiliğin bazı minör formları tahammülsüzlük ve ırksal önyargıyı içerisinde barındırır.
Ekonomik sistem, bir toplumda mal ve hizmetlerin üretimini, ticaretini, dağıtımını ve kaynakların üretime tahsis edilmesini düzenleyen, ayrıca üretimi kimlerin yapacağına karar veren uygulama ve ilkeler bütünüdür.
Küreselleşme karşıtlığı, kurumsal kapitalizmin küreselleşmesine karşı eleştirel ve toplumsal bir harekettir.Bu hareket aynı zamanda küresel adalet hareketi, alternatif küreselleşme, anti kurumsal küreselleşme hareketi ve neoliberal küreselleşme karşıtı hareket olarak da bilinir.
Bütünleşik milliyetçilik, Risorgimento milliyetçiliğine karşı bir milliyetçilik tipidir. Her ne kadar Risorgimento milliyetçiliği bir milletin liberal bir devlet kurma arayışına karşılık gelse de bütünleşik milliyetçilik bir ulus bağımsızlık kazandıktan ve halihazırda bir devlet kurduktan sonra ortaya çıkar. Nazi Almanyası ve Faşist İtalya, Alter ve Brown'a göre, bütünleşik milliyetçilik örnekleriydiler. Bütünleşik milliyetçilik karakteri gösteren bazı özellikler bireycilik karşıtlığı, devletçilik, radikal ekstremizm ve agresif yayılmacı militarizmdir.
Fransız milliyetçiliği Fransızların varlığını, bütünlüğünü, ilerlemesini ve gelişmesini savunan politik düşünce sistemidir. Fransız milliyetçiliği genel olarak monarşinin hegemonyası altında sağlanan ve belirli bir süreç içinde varlık gösteren devlet, ülke ve dil birliğinin artık monarşi rejimi dışında tutulması ve bunun reddedilmesiyle başladı. Sonraki süreçte Fransız ihtilali ile farklı bir noktaya ulaşmış oldu. Fransız ihtilali dünya geneline milliyetçilik düşüncesini yayarak monarşileri zayıflattı ve birey olgusunu ön plana çıkardı. Son iki yüz yıl içerisinde ondan fazla yönetim biçimi değişimine uğrayan Fransa, millet, devlet ve sembollerine olan bağlılığına ise sadık kalabildi.
Rövanşizm, genellikle bir savaş veya toplumsal hareketin ardından bir ülkenin uğradığı toprak kayıplarını tersine çevirme iradesinin siyasi tezahürüdür. Bir terim olarak, rövanşizm, Fransa-Prusya Savaşı'ndaki Fransız yenilgisinin intikamını almak ve kaybedilen Alsas-Loren'ni geri almak isteyen Fransa'daki Fransız milliyetçiler tarafından ortaya atıldı.
'Şovenizm Üzerine Notlar', George Orwell tarafından Mayıs 1945'te tamamlanan ve İngiliz Polemic dergisinin Ekim 1945'teki ilk sayısında yayınlanan bir denemedir. İngiliz tarih profesörü ve siyaset teorisyeni Gregory Claeys tarafından Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört adlı romanını iyi anlamak için temel öneme sahip bir kaynak olduğu belirtilmektedir.
Ulusal kimlik veya millî kimlik, bir kişinin bir veya daha fazla devlete veya bir veya daha fazla ulusa ait olma kimliği veya duygusudur. Bu, "kendine özgü gelenekleri, kültürü ve dili ile temsil edilen uyumlu bir bütün halinde ulus" hissidir.