İçeriğe atla

Şizotipal kişilik bozukluğu

Şizotipal bozukluk
UzmanlıkPsikiyatri, psikoloji Bunu Vikiveri'de düzenleyin

Şizotipal kişilik bozukluğu (ŞTKB) veya şizotipal bozukluk, şiddetli sosyal anksiyete, düşünce bozukluğu, paranoid düşünceler, derealizasyon, geçici psikoz ve çoğu zaman sıra dışı inançlar ile karakterize zihinsel bir bozukluktur. Bu bozukluğu olan insanlar, insanlarla yakın ilişkiler kurmakta büyük bir rahatsızlık hissederler, çünkü özellikle akranlarının kendilerine karşı olumsuz düşünceler taşıdıklarını düşünürler, bu yüzden onlarla ilişkilerden kaçınırlar. Tuhaf konuşma tarzları ve garip kıyafet tarzları da bu hastalığın belirtileridir. ŞTKB'li olanlar konuşurken garip tepki verebilirler,cevap vermeyebilir veya kendileriyle konuşabilirler.

Durumları sıklıkla tuhaf veya sıra dışı bir anlama sahip olarak yorumlarlar; paranormal ve batıl inançlar yaygındır. Bu insanlar, kişilik bozukluğu yerine sık sık endişe veya depresyon için tıbbi yardım isterler. Şizotipal kişilik bozukluğu genel popülasyonun yaklaşık % 3'ünde görülür ve erkeklerde daha sık görülür. "Şizotip" terimi ilk olarak 1956'da Sandor Rado tarafından "şizofrenik fenotip" in bir kısaltması olarak tanımlandı. ŞTKB bir A kümesi kişilik bozukluğu ("tuhaf veya eksantrik bozukluklar") olarak sınıflandırılır.

Şizotipal kişilik bozukluğu olan insanların çoğunluğu gerçeklikten kopmuş olurlar. Kendi doğrularından ve kendilerinin değerli bulduğu kavramlardan sapmak istemezler. Halüsinasyon görmezler ama aslında gerçek olmayan ya da olağan dışı şeyleri hissettiklerini iddia ederler.[]

Ayrıca bakınız

Sınıflandırma

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Narsisizm</span> Kendine aşık olma hali

Narsisizm veya özseverlik, kişinin kendi bedensel ve/veya zihinsel benliğine karşı duyduğu hayranlık ve bağlılık, kabaca tabirle kişinin kendisine aşık olması olarak tanımlanan bir terimdir. Kelime kökeni Yunan mitolojisinde bir kahraman olan Narkissos'dan gelir. Narkissos adını narkoza ve bir çiçek familyası olan nergisgillere de vermiştir. Narsisizmin ileri boyutlarda olmasına tıpta narsisistik kişilik bozukluğu adı verilmektedir. Sigmund Freud narsisizmi "dış dünyadan soyutlanan libidonun egoya (ben) yönlendirilmesi" şeklinde açıklamıştır. Yani libidonun büyük bir depoda toplanır gibi egoda toplanması ve daha sonra nesnelere yönlendirilmesi; fakat kolaylıkla tekrar soyutlanarak egoya yönlenmesi durumudur.

Psikoz, düşünce ve duyunun ağır oranda bozulduğu zihin durumunu tanımlamakta kullanılan genel bir psikiyatri terimidir. Psikotik epizod geçiren hastalar halüsinasyonlar görüp, delüzyonel inançlar taşıyabilir, kişilik değişiklikleri ve düşünce bozukluğu gösterebilir. Bir psikotik epizod gerçek ile bağlatının kopması veya zarar görmesi ile karakterizedir denilebilir. Gençlerde daha sık görülen psikoz ağır bir zihinsel hastalığın belirtisi olabilir.

Sanrı, kanıtlar ışığında değiştirilemeyen yanlış ve sabit bir inançtır. Bir patoloji olarak, yanlış veya eksik bilgi, konfabulasyon, dogma, yanılsama, halüsinasyon veya algının diğer bazı yanıltıcı etkilerine dayanan bir inançtan farklıdır, çünkü bu inançlara sahip bireyler kanıtları gözden geçirdikten sonra inançlarını değiştirebilir veya yeniden ayarlayabilirler. Yine de:

Kişilik bozuklukları uzun dönemli, şiddetli ve dirençli düşünce ve davranış kalıplarıyla karakterize olmuş zihinsel bozukluklar sınıfıdır. Kişilik bozukluklarının tanımlanması ve kategorize edilmesi zordur. Kökeni kalıtsal veya çevresel olabileceği gibi, hem kalıtsal hem de çevresel olabilir. Kişisel bozuklukların tanımında kişinin içinde bulunduğu kültürel ve sosyal ortam çok önemlidir. Bir durumun kişilik bozukluğu olarak teşhis edilmesi için kişisel ve/veya sosyal yaşamında önemli oranda sıkıntı ve bozukluğa yol açacak bir davranış düzeni bulunmalıdır.

<span class="mw-page-title-main">İntihar</span> kişinin kendi ölümüne neden olan kasıtlı eylemi

İntihar veya özkıyım, bir bireyin, neticesinin ölüm olacağının bilincinde olarak, kendisinin ölümüne yol açacak bir eylem yapmasıdır. Risk faktörleri arasında; majör depresif bozukluk, akıl hastalıkları, bipolar bozukluk, şizofreni, kişilik bozuklukları gibi akıl hastalıkları, alkolizm ve madde bağımlılığı bulunmaktadır. Bireyin kendisine yönelik bir saldırganlık hâli olan intihar davranışı, birçok şiddet davranışının aksine her yaştan kişiyi etkilemekte olup, bireyin bilerek ve isteyerek kendi hayatına son vermesi olarak da tanımlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

<span class="mw-page-title-main">Konfüçyüsçülük</span> Çin merkezli etik ve felsefi sistemi

Konfüçyüsçülük, Ruizm veya Ru klasisizmi olarak da bilinir, antik Çin'de ortaya çıkan bir düşünce ve davranış sistemidir ve çeşitli şekillerde bir gelenek, felsefe, din, hükûmet teorisi veya yaşam biçimi olarak tanımlanır. Konfüçyüsçülük, Çin filozofu Konfüçyüs'ün öğretilerinden, daha sonra Yüz Düşünce Okulu dönemi olarak anılacak bir dönemde gelişti.

<span class="mw-page-title-main">Ruhsal bozukluk</span> rahatsız edici düşünce ya da davranış modeli

Ruhsal bozukluk, akıl hastalığı ya da mental bozukluk, sıkıntı, bilişsel işlevlerin bozulması, atipik davranış ve/veya maladaptif davranış ile tanımlanan akıl sağlığı durumlarından birini ifade eder. Mental bozuklukların tanım, değerlendirme ve sınıflandırmaları farklılık gösterebilir; bununla birlikte, Hastalıkların ve Sağlıkla İlgili Sorunların Uluslararası İstatistiksel Sınıflaması (ICD) ve Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabında yer alan kriterler konunun uzmanları tarafından yaygın biçimde kabul görmektedir. Bu çerçevede tanı kategorileri duygudurum veya duygulanım bozuklukları, yaygın gelişimsel bozukluklar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, duygusal ve davranışsal bozukluklar, obsesif kompulsif bozukluk, psikopatik bozukluklar, kaygı bozuklukları, psikotik bozukluklar, sanrısal bozukluk, yeme bozuklukları ve kişilik bozukluklarını içerebilir.

Şizoid kişilik bozukluğu, insan ilişkilerinde ilgi eksikliği, yalıtılmış bir yaşam tarzı, yalnız yapılan eylemler ve etkinlikleri tercih, içe dönüklük, duygusal soğukluk, davranış ile ilişkilerin mekanik ve tekdüze olması ile karakterize kişilik bozukluğudur. Şizoid kişilik bozukluğuna sahip bireyler, insanlarla yakın duygusal bağlar kurmadıkları gibi bilinç düzeyinde böyle bir bağ kurma ihtiyacı da hissetmezler. Bu sebeple utangaç insanlardan farklıdırlar. Başkalarının duygusal beklentilerine karşılık veremezler. Olumlu veya olumsuz eleştirilere genellikle tepkisiz kalırlar ve duygusal durumları genellikle değişmez. Çevrelerindeki insanlar tarafından soğuk olarak yorumlanmalarının nedenleri bunlardır. Tüm bu özellikler, kişilik yapılarının birer parçasını oluşturduğu için yaşamın sadece belli bir bölümünde değil, genelinde etkilidir.

Alınganlık düşünceleri veya referans fikirleri, kişinin dış dünyada olan birbiriyle bağlantısız, alakasız veya sıradan olayları kendisi için bir işaret olarak algılaması ile kendini belli eden bir kişilik bozukluğudur. Psikiyatri alanında referans fikirleri şizofreni, kuruntulu rahatsızlık veya çift kutuplu rahatsızlık gibi psikozlu hastalıkların teşhis kriteridir.

<span class="mw-page-title-main">Paranoid kişilik bozukluğu</span>

Paranoid kişilik bozukluğu (PPD), paranoya ve başkalarına karşı yaygın, uzun süreli şüphecilik ve genel güvensizlik ile karakterize edilen bir ruhsal bozukluktur. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler aşırı duyarlı olabilir, kolayca hakarete uğrayabilir ve korkularını veya önyargılarını doğrulayabilecek ipuçları veya öneriler için çevreyi dikkatli bir şekilde tarayarak dünyayla ilişki kurmayı alışkanlık haline getirebilirler. Hevesli gözlemcilerdir ve sıklıkla tehlikede olduklarını düşünürler ve bu tehlikenin işaretlerini ve tehditlerini ararlar, potansiyel olarak diğer yorumları veya kanıtları takdir etmezler.

Histrionik kişilik bozukluğu Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından genellikle yetişkinliğin ilk dönemlerinde başlayan, aşırı duygusallık ve dikkat çekmek, çevresi tarafından onay arama ihtiyacının yüksekliği ile kendini belli eden kişilik bozukluğu olarak tanımlanmıştır. Narsistlerden farklı olarak çevreleriyle ilişkilerinin her dakikasına dikkat ederler.

Sosyal fobi veya sosyal anksiyete bozukluğu (SAB), sosyal ortamlarda başkaları tarafından olumsuz değerlendirilmekten yoğun şekilde kaygı duyma ve korkulan durumlardan kaçınma eğilimi ile tanımlanabilecek bir anksiyete bozukluğudur. Bu korkular, başkalarından algılanan veya gerçekten yapılan bir gözlemleme ile tetiklenebilir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan bireyler, diğer insanların onlar hakkında olumsuz bir şekilde düşünmelerinden korkarlar.

<span class="mw-page-title-main">Panik bozukluk</span> fiziksel semptomların eşlik ettiği beklenmedik ve tekrarlanan yoğun korku atakları ile karakterize olan anksiyete bozukluğu

Panik bozukluk, tekrarlanan beklenmedik panik ataklar ile karakterize bir anksiyete bozukluğudur. Panik ataklar çarpıntı, terleme, titreme, nefes darlığı, uyuşma veya korkunç bir şeyin olacağı hissini içeren ani yoğun korku dönemleridir. Semptomlar dakikalar içinde etkilerini artırır ve en yüksek derecelerine çıkarlar. Daha fazla atağın gelmesinden kaygı duyarak geçmişte atakların meydana geldiği yerlerden kaçınmayla sonuçlanacak endişeler olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Agorafobi</span> Ruhsal hastalık, fobi

Agorafobi kişinin kendini güvende hissettiği ortamlar dışında bulunması ile gelişen bir anksiyete bozukluğudur. Açık alanlardan, kalabalık yerlerden uzak durma, evde tek başına kalmak istememe gibi durumlar görülür. Dışarıya yalnız çıkmaktan korkar ve sosyal olmaktan kaçınır.

Hristiyanlığa göre cinsellik Tanrının bir armağanıdır. Hristiyanlığın kutsal kitabının ilk bölümünde şöyle yazar:

Aşağıdakiler, DSM ve ICD tarafından tanımlanan ruhsal bozuklukların bir listesidir.

Psikolojik Anlam, herhangi birinin, bir olay ya da durum yarattıktan sonra, onu kendisinin yaptığını ve ona bir özellik katmak için yaptığı psikolojik bir eylemlerden biridir. Bu eylemi yapan insanlar çoğu zaman psikolojik bozukluk veya çocukluk travması gibi nedenlerden ortaya çıkar. Anlamı kendine bir ifade biçimi olarak kullanan bu insanlar hayatlarını buna bellemiştir. Örnek olarak verilecek olursa, bir Seri Katilin kurbanını öldürdükten sonra ona imza bırakmak gibi, kurbanına kendine özgü bir şeyler katmak gibi. Belki de bu kişiler bu tarz şeylerin kendilerine anlam olarak saydıkları için, öldürmek, yaralamak veya cinsel sapkınlık gibi şeylerin kendilerine anlam yarattıklarını göstermektedir.. Genelde psikolojik olduğu için, psikolojik bozukluğu olmayan insanlarda bu tür eylemler pek sık karşılaşılmaz.

Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri, bireyin kişisel ve toplumsal uyumunu objektif biçimde değerlendirme amacıyla uygulanan standart bir psikolojik testtir.

<span class="mw-page-title-main">Büyülü düşünme</span>

Büyülü düşünme veya batıl inançlı düşünme, aralarında makul bir nedensellik bağı olmamasına rağmen, özellikle doğaüstü etkilerin bir sonucu olarak, ilgisiz olayların nedensel olarak bağlantılı olduğuna dair inançtır. Örnek olarak, kişisel düşüncelerin dış dünyayı harekete geçmeden etkileyebileceği ya da nesnelerin birbirlerine benzemesi veya geçmişte birbirleriyle temas etmiş olmalarından dolayı nedensel olarak bağlantılı olması gerektiği fikri gösterilebilir. Büyülü düşünme, hatalı bir düşünce türüdür ve geçersiz nedensel çıkarımların yaygın bir kaynağıdır. Bağlılık nedenselliği ifade etmez ifadesinin belirttiğinin aksine büyülü düşünce için olayların birbiriyle ilişkili olması gerekmez.