İçeriğe atla

Şirketokrasi

Şirketokrasi diğer adıyla Korporatokrasi (İngilizce: Corporatocracy), şirketler tarafından ya da şirketlerin çıkar grupları tarafından kontrol edilen ekonomik ve politik bir sistemi anlatmak için kullanılan bir terimdir.[1] Genelde belirli bir ülkedeki (özellikle Amerika Birleşik Devletleri) halihazırdaki ekonomik durumu eleştirmek için kullanılan aşağılayıcı bir terim olarak görülür.[2][3] Korporatizm (Corporatism) teriminden farklı olarak kullanılır ki Korporatizm anlam olarak şirketler ve tüketiciler arasında olan ortak çıkarların bir araya gelmesinden bahseder. Liberaller ve sol görüşlü eleştirmenler tarafından sıkça kullanılan Şirketokrasi, liberal ekonomi eleştirmenleri ve diğer politik gözlemciler tarafından da madalyonun diğer yüzüne bakmak amacıyla kullanılır. Ekonomist Jeffrey Sachs, Amerika Birleşik Devletlerini bu bağlamda kitabı " The Price of Civilization"'da (Medeniyetin Bedeli) Şirketokrasi ile yönetilen bir ülke olarak tasvir eder. Bu hareketin 4 trendin sonucu olduğunu açıklar; Ulusal partilerin zayıflığı ve kişisel olarak belirli bölgelerde politik temsilin güçlülüğü, 2. Dünya Savaş'ından sonra kurulan Amerikan Ordusunun büyüklüğü, şirketler tarafından desteklenen büyük bütçeli seçim kampanyaları ve küreselleşme ile işçilerden uzaklaşan dengeler.

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları kitabı ile (Confessions of An Economic Hit Man) John Perkins (2004) tarafından da kullanılan terim, ona göre şirketlerin, bankaların ve hükûmetlerin ortak çalışması ile var olur.[4] Bu organize durum Güçlü Elit (Power Elite) deyimi ile C. Wright Mills tarafından da bu şekilde adlandırılır. Bu "Güçlü Elit" grup, aslında Şirketokrasi içeresinde gücü ellerinde bulunduran ve statü olarak yüksek pozisyonlarda bulunan varlıklı kişilerdir. Bu kişiler aslında ülkelerin kaderini tayin eden, yasaları koyan ve ekonomik kararları alan üst düzey zenginlerdir.[5]

Bu türdeki bir yapılaşma; bankaların kurtarılmasını (bailout),CEO'lara ödenen inanılmaz yüksek maaşları, ulusal hazinenin, insanların ve doğal kaynakların sömürülmesinin nedenlerini de gözler önüne sermektedir.Küreselleşmenin de eleştirisini yapan Şirketokrasi terimine somut olarak Dünya Bankasının gelişmekte olan ülkelere verdiği borçlar, serbest gümrük ve ticaret antlaşmaları örnek olarak gösterilebilir.

Şirketokrasi yada "Korporatokrasi" ve benzer fikirlerin kullanımı

Tarihçi Howard Zinn, Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yaldızlı Çağ sırasında ABD hükûmetinin tam olarak Karl Marx'ın kapitalist devletleri tanımladığı gibi hareket ettiğini savunmaktadır: "Düzeni korumak için tarafsızmış gibi davranan ama zenginlerin çıkarlarına hizmet eden...".[6]

Ekonomist Joseph Stiglitz'e göre, büyük ölçüde ABD antitröst yasalarının neoliberal reformlarla zayıflatılması nedeniyle şirketlerin piyasa gücünde ciddi bir artış olmuş, bu da ABD'de gelir eşitsizliğinin artmasına ve genel olarak düşük performans gösteren bir ekonomiye yol açmıştır.[7] Ekonomiyi iyileştirmek için paranın ABD siyaseti üzerindeki etkisini azaltmak gerektiği düşüncesini paylaşmaktadır.[8] Sosyolog C. Wright Mills, 1956 tarihli The Power Elite adlı kitabında, askeri ve siyasi kurumlarla birlikte en büyük şirketlerin liderlerinin ABD'yi kontrol eden bir "güç eliti" oluşturduğunu belirtmiştir.[9]

Ekonomist Jeffrey Sachs The Price of Civilization (2011) adlı kitabında Amerika Birleşik Devletleri'ni bir korporatokrasi olarak tanımlamıştır.[10] Bunun dört eğilimden kaynaklandığını öne sürdü: zayıf ulusal partiler ve bireysel bölgelerin güçlü siyasi temsili, İkinci Dünya Savaşı sonrası büyük ABD askeri kuruluşu, büyük şirketler seçim kampanyalarını finanse etmek için para kullanmak ve küreselleşme güç dengesini işçilerden uzaklaştırıyordu.[10]

2013 yılında ekonomist Edmund Phelps, ABD ve diğer batı ülkelerinin son on yıllardaki ekonomik sistemini "yeni korporatizm" olarak adlandırdığı, devletin ekonomiye çok fazla dahil olduğu ve "herkesi herkese karşı korumakla" görevli olduğu, ancak aynı zamanda büyük şirketlerin hükûmet üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğu, lobicilerin önerilerinin "özellikle rüşvetle gelirlerse hoş karşılandığı" bir sistem olarak nitelendirdiği bir sistem olarak eleştirdi.[11]

Şirketlerin Amerika Birleşik Devletleri'nde siyaset üzerindeki etkisi

Joseph Kepler tarafından resmedilen The Bosses of the Senate (Senatonun Patronları)adlı bu karikatürde, şirket çıkarları senatörler üzerinde dev para çantaları olarak resmedilmiştir.[12]

Yolsuzluk

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki Yaldızlı Çağ sırasında, iş dünyası liderleri hükûmetin faaliyetlerini düzenlememesini sağlamak için önemli miktarda para harcadıklarından yolsuzluk yaygındı.[13]

Şirketlerin yasama üzerindeki etkisi

Şirketler, kendilerini denetleyen düzenlemeler ve düzenleyiciler üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Örneğin, Senatör Elizabeth Warren Aralık 2014'te hükûmeti finanse etmek için gerekli olan bir torba harcama tasarısının bankacılık düzenlemelerini zayıflatmak için sürecin sonlarında nasıl değiştirildiğini açıkladı. Bu değişiklik, Dodd-Frank bankacılık düzenlemelerinin yasakladığı bankacılık "takas kuruluşlarının" vergi mükellefleri tarafından finanse edilen kurtarmalarına izin verilmesini kolaylaştırdı. Yasanın değiştirilmesinde rolü olan en büyük bankalardan biri olan Citigroup'u örnek gösterdi. Ayrıca hem Wall Street bankacılarının hem de daha önce Wall Street'te çalışmış olan hükûmet üyelerinin, en büyük bankaları parçalayacak iki partili yasayı nasıl durdurduklarını anlattı. Başkan Theodore Roosevelt'in "Demokrasinin temellerini" tehdit eden güçlü şirket kuruluşlarına ilişkin uyarılarını tekrarladı.[14]

2015 yılında verdiği bir röportajda eski Başkan Jimmy Carter, siyasi adaylara yapılan bağışlar üzerindeki sınırları etkili bir şekilde kaldıran Citizens United v. FEC kararı nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri'nin artık "sınırsız siyasi rüşvetin olduğu bir oligarşi" olduğunu ifade etmiştir.[15]Wall Street, 2016 Amerika Birleşik Devletleri seçimlerini etkilemek için 2 milyar dolarlık rekor bir harcama yaptı.[16][17]

Bir British Columbia Üniversitesi hukuk profesörü ve ödüllü "Şirket:Kâr ve Gücün Patolojik Takibi(The Corporation: The Pathological Pursuit of Profit and Power) adlı kitabın yazarı olan Joel Bakan sundan basetmektedir:

"Kanun, işçilere yardım etmek, çevreyi iyileştirmek veya tüketicilerin tasarruf etmesine yardımcı olmak gibi eylemleri için herhangi bir motivasyonu yasaklamaktadır. Özel vatandaşlar olarak bunları kendi paralarıyla yapabilirler. Ancak, başkalarının parasını yöneten şirket yetkilileri olarak, bu tür amaçları kendi başlarına amaç olarak takip etmek için yasal yetkileri yoktur - sadece şirketlerin kendi çıkarlarına hizmet etmek için bir araç olarak, ki bu genellikle hissedarlarının servetini en üst düzeye çıkarmak anlamına gelir. Dolayısıyla kurumsal sosyal sorumluluk yasadışıdır - en azından gerçek olduğunda. "-Joel Bakan, Şirket: Kâr ve Gücün Patolojik Takibi"[18]

Amerika Birleşik Devletleri'nde Şirketokrasinin Algılanan Belirtileri

Gelir payı

1970'ten 2013'e kadar emeğin GSYH'deki payı, toplam ücretlerin yanı sıra maaş ve ücretlere dayalı olarak ölçüldüğünde azalmıştır. Bu da sermayenin payının arttığı anlamına gelmektedir.

Gelir eşitsizliği ile ilgili olarak, University of California, Berkeley ekonomisti Emmanuel Saez'in 2014 gelir analizi, gelir ve servetteki göreceli büyümenin küçük ve orta ölçekli girişimciler ve işletme sahipleri (genellikle gelirdeki en üst yüzde birlik kesimin alt yarısını oluşturan) arasında gerçekleşmediğini doğrulamaktadır,[19] buna karşın, her yıl 2.000.000 $ veya daha fazla kazanan gelir dağılımında toplumun sadece yüzde 1'ini oluşturan en üst arasında yer almaktadır.[20][21]

Şirketlerin gücü gelir eşitsizliğini de artırabilir. Nobel Ekonomi Ödülü sahibi Joseph Stiglitz Mayıs 2011'de şöyle yazmıştır: "Bugünkü eşitsizliğin büyük bir kısmı, finans sektörünün kendisi tarafından satın alınan ve parası ödenen kurallardaki değişikliklerle mümkün kılınan finansal sistemin manipülasyonundan kaynaklanıyor - şimdiye kadarki en iyi yatırımlarından biri. Hükümet finans kuruluşlarına yüzde sıfıra yakın faizle borç verdi ve her şey başarısız olduğunda uygun koşullarda cömert kurtarma paketleri sağladı. Düzenleyiciler şeffaflık eksikliğine ve çıkar çatışmalarına göz yumdular." Stiglitz, en tepedeki %1'lik kesimin gelirin neredeyse "dörtte birini" elde ettiğini ve servetin yaklaşık %40'ına sahip olduğunu açıkladı.[22]

GSYH'ye göre ölçüldüğünde, toplam ücret ve bunun bileşeni olan maaş ve ücretler 1970'ten bu yana azalmaktadır. Bu durum, gelirin emekten (saatlik ücret ve maaşlardan gelir elde eden kişiler) sermayeye (işletme, arazi ve varlık sahipliği yoluyla gelir elde eden kişiler) doğru kaydığını göstermektedir.[23]

Larry Summers 2007 yılında ailelerin alt %80'inin 1979 gelir dağılımına göre 664 milyar dolar daha az gelir elde ettiğini ya da aile başına yaklaşık 7.000 dolar gelir elde ettiğini tahmin etmiştir.[24] Bu gelirin elde edilememesi, birçok ailenin borç yükünü artırmasına yol açmış olabilir ki bu da 2007-2009 subprime mortgage krizi'nde önemli bir faktör olmuştur; zira yüksek kaldıraçlı ev sahipleri kriz sırasında net değerlerinde çok daha büyük bir azalma yaşamıştır. Ayrıca, düşük gelirli aileler yüksek gelirli ailelere göre gelirlerinin nispeten daha fazlasını harcama eğiliminde olduklarından, gelirin daha fazlasının daha varlıklı ailelere kaydırılması ekonomik büyümeyi yavaşlatabilir.[25]

Etkin kurumlar vergisi oranları

ABD kurumlar vergisi oranları 2000 yılından bu yana önemli ölçüde düşmüştür.

Bazı büyük ABD şirketleri, vergi yükümlülüklerini azaltmak amacıyla merkezlerini ABD dışındaki bir ülkeye taşımak için vergi inversiyonu (tax inversion) adı verilen bir strateji kullanmıştır. Yani birleşme ve satın almalarla vergi masraflarından kaçınma taktikleri uygulanmaktadır. Başka ülkelerdeki sirketleri satın alarak veya onlarla birleşerek ülke dışına kendini çıkmış gibi göstererek vergiden kaçınma yapılmaktadır. 1982'den bu yana 15'i 2012'den beri olmak üzere yaklaşık 46 şirket düşük vergili ülkelerde yeniden şirketleşmiştir. Altı şirket de 2015 yılında bunu yapmayı planladı.[26]

Hisse senedi geri alımlarına karşı ücret artışları

Şirketlerin artan gücünün bir göstergesi de, gelir eşitsizliğinin artmasına katkıda bulunacak şekilde, hisse senetlerini geri alma kabiliyetleri üzerindeki kısıtlamaların kaldırılmasıydı. Eylül 2014'te Harvard Business Review'da yazan William Lazonick, ekonomiye yapılan yatırımların azalmasından ve bunun refah ve gelir eşitsizliği üzerindeki etkisinden rekor düzeyde şirket hissesi geri alımlarını sorumlu tuttu. 2003 ve 2012 yılları arasında S&P 500'deki 449 şirket, kazançlarının %54'ünü (2,4 trilyon dolar) kendi hisselerini geri almak için kullandı. Ek olarak %37'si de temettü olarak hissedarlara ödenmiştir. Bunlar birlikte kârın %91'ini oluşturuyordu. Bu durum, üretken yeteneklere yatırım yapmak ya da çalışanlar için daha yüksek gelir elde etmek için çok az kaynak bıraktı ve daha fazla geliri emek yerine sermayeye kaydırdı. Hisse başına kazanç (EPS) hedeflerini tutturmak için büyük ölçüde hisse senedi opsiyonlarına, hisse senedi ödüllerine ve ikramiyelere dayanan yönetici ücret düzenlemelerini suçladı. EPS, tedavüldeki hisse sayısı azaldıkça artar. Geri alımlar üzerindeki yasal kısıtlamalar 1980'lerin başında büyük ölçüde hafifletilmiştir. Geri alımları sınırlandırmak için bu teşviklerin değiştirilmesini savunmaktadır.[27][28]

31 Mart 2014'e kadarki 12 aylık dönemde S&P 500 şirketleri hisse geri alım ödemelerini bir önceki yıla göre %29 artırarak 534,9 milyar dolara çıkarmıştır.[29] Goldman Sachs'a göre ABD şirketlerinin 2015 yılında geri alımlarını 2014 yılına göre %18 artırarak 701 milyar dolara çıkarması beklenmektedir. Ölçek olarak, yıllık konut dışı sabit yatırımın (iş yatırımları için bir vekil ve önemli bir GSYİH bileşeni) 2014 yılı için yaklaşık 2,1 trilyon dolar olduğu tahmin edilmektedir.[30][31]

Endüstriyel Toplulaşma

ABS'de 5 bankada varlığın toplanması

Transnational Institute'den Brid Brennan, şirketlerin toplanmasının (yoğunlaşmasının) hükûmet üzerindeki etkilerini nasıl artırdığını açıkladı: "U.Ş'leri [ulusötesi şirketler] demokrasi için tehlikeli kılan sadece büyüklükleri, muazzam servetleri ve varlıkları değildir. Aynı zamanda yoğunlaşmaları, hükümetleri etkileme ve çoğu zaman hükümetlere sızma kapasiteleri ve ticari çıkarlarını kamu yararına karşı savunmak için gerçek bir uluslararası sosyal sınıf olarak hareket etme yetenekleridir. Şirket suçları ve cezasızlık için gerekli ortamı yaratan, bu tür bir karar alma gücünün yanı sıra, son 30 yılda ulusal anayasalarda ve ulusal ve uluslararası mevzuatta değişikliklere yol açan deregülasyon dayatma gücüdür." Brennan, güçteki bu yoğunlaşmanın gelir ve servetin daha da yoğunlaşmasına yol açtığı sonucuna varmıştır.[32][33]

Bu tür bir sektör yoğunlaĢmasına örnek olarak bankacılık verilebilir. En büyük 5 ABD bankası 1998 yılında ABD bankacılık varlıklarının yaklaşık %30'una sahipti; bu oran 2008'de %45'e, 2010'da %48'e yükseldi ve 2011'de %47'ye düştü.[34]

The Economist ayrıca 1980'den bu yana giderek daha karlı hale gelen kurumsal finans ve bankacılık sektörünün ABD'de Gini katsayılarının yükselmesine nasıl neden olduğunu açıklamıştır: "Amerika'da finansal hizmetlerin GSYİH içindeki payı 1980-2000 yılları arasında ikiye katlanarak %8'e yükseldi; aynı dönemde kârları toplam şirket kârlarının yaklaşık %10'undan %35'ine yükseldi ve 2007-09'da çöktü. Bankacılara da daha fazla ödeme yapılıyor. Amerika'da finansal hizmetlerde çalışanların ücretleri 1980'e kadar ortalama ücretlere benzerdi. Şimdi ise bu ortalamanın iki katıdır."[35]

Perkins'in Kitabında Geçen Uluslararası Şirketokrasi Aşamaları

Bir "Ekonomik Tetikçinin İtirafları" kitabında John Perkins Amerika Birleşik Devletleri ve çeşitli Avrupa ülkelerinin buradaki şirketleri ile başka ülkelerde de o ülkenin ekonomilerini ve ülke kaynaklarını ele geçirmek suretiyle hakimiyet kurduklarını iddia etmektedir.[36] Bu yönde de çeşitli yöntemler bu yöntemlerin kullanıldığı aşamalar ile ilgili bilgiler vermektedir. Burada hedef ülkeler doğal kaynakları bol ancak ekonomisi imkanları gelişmemiş ülkelerdir. Örneğin Kolombiya,Endonezya, Panama,Irak gibi ülkeler Perkins'çe örnek olarak verilmektedir.[36]

Bu ülkeler için verilen evrelerin esası "ekonomik kuşatma (veya ekonomi tuzağı)" üzerinedir; ekonomik kuşatma evresinde sorunlar çıktığında bu evreye dönüşü sağlamak için önce ikinci ve sonrası buda başarısız olursa üçüncü evre gerçekleştirilip, şirketokrasi uygulayan ülkeye bağlı şirketlerin güdümünde, şirketokrasi uygulanan ülkenin, siyasi sisteminin ama en önemlisi ekonomisinin ve kaynaklarının kalması hedeflenir.

Birinci evre: Ekonomik kuşatma (ekonomi tuzağı) evresi;

  1. ilk aşamada hibe vs. yardımlarla, Barış Gönüllüleri gibi sivil gibi gözüken oluşumlarla ilgili ülkenin içine nüfuz edilip güven kazanılır. Ancak bu verilen paralar aynı zamanda o ülkenin şirketlerine vs.ye yarar sağlayacak biçimdedir. Şirketokrasi uygulanacak ülkeye katma değer sağlamayacak veya az sağlayacak onu uygulayan ülkeye ve onun güdümündeki şirketlere bağımlı kılacak yatırımlar tercih sebebidir. Öte yandan rüşvet vs. yolsuzluk mekanizmaları kullanılarak ülkede siyasi sistem içinde yozlaşma yapılması ve şirketokrasi uygulayan devlet yanlısı iktidar, basın ve muhalefetin uygulanan/uygulanacak devlet yönetimde söz sahibi olmasının sağlanması da hedeflenmektedir.
  2. ikinci aşamada büyük inşaat projeleri ve alt yapı projelerinin bu devletlerde yapılmasını sağlamaktır. Otoyollar, termik santral, hidroelektrik santrali, rezidans, havalimanı gibi projeler vaatlerle gelinir. Bunun gayri safi milli hasıla yı yükselteceğine devletler/o ülkedeki halk inandırılır ve devletler borçlandırılır. Ancak sorun şudur burada verilen krediler şartlıdır, verilen krediler karşılığında sömüren devletin firmalarının ürünlerinin kullanılması istenebilmektedir. Öte yandan bu tür projelerdeki kazançlar, hedefler genelde saptırılmıştır, gayrisafi milli hasıla asla hedeflenen şekilde yükselmeyecektir. Yap işlet devret tarzı ihalelerle veyahut esas iş ve yan işler Avrupa Birliği, ABD firmaları veyahut bu ülkelerle ilişkili ortaklı firmalara verilerek buradaki kazancın ilgili yabancı firmalarda kalması sağlanmaktadır. Neticede esaslı ve halka sürekli istihdam ve gelir sağlayıp bir katma değer getirmeyen, ihracatını yükseltmeyen, bu projeler yüzünden büyük borç altına giren gelişmemiş veyahut gelişmekte olan ülke bu borçlarını kapatmak için daha fazla borçlanma yoluna gidecektir. En sonunda da borçlarını ödemeyecek duruma gelecektir. Bu durumda 3.aşamaya geçilecektir.
  3. üçüncü aşamada, ilgili şirket veya firmalar, İMF gibi kurumlarca zor durumdaki (kredi notu düşen) ülkeye verilecek kredi karşılığında özelleştirme yapması, borcuna karşılık belli kurumların verilmeye zorlanması sağlanmaya çalışılır; zor durumdaki ülkenin bu talepleri reddetmesi halinde başkaca sorunlarla karşı karşıya kalması isyan, iç karışıklık vs.ile karşı karşıya kalacağından genelde bu talepleri kabul eder.İmtiyazları güdümlü şirketlere vermek zorunda kalırlar.
  4. Sonuç olarak dördüncü aşamada hedeflenen ekonomik kaynakları sömürülen, sömüren ülkenin mallarına pazar haline getirilen veya ucuz işgücü ile üretilen malların yurtdışına pazarlanmasına karşın kazancın halkta değil sömüren ülke şirketlerinde kaldığı bir ülke, ekonomik bir sömürge haline getirilir. Ülkede petrol vs.tüm üretim ve doğal kaynakları ilgili sömüren devletler güdümündeki şirketlerin eline geçer, bu şirketler büyük imtiyazlar elde eder. Siyasette de bu devletler güdümündeki kişiler işbaşında tutulur. Perkins buna örnek olarak Amerika'ya sürekli petrol sağlanmasını garantileyen, Suud Hanedanı'nın hükümranlığını korunmasını örnek vermektedir. (s.180) Aynı şekilde o devletteki adalet, eğitim vs. sistemlerinde gelişmiş ülkelere sömürge olacak şekilde düzenlenmesi de sağlanır.[36] Bu aşamanın sağlanması için Perkins'e göre ABD "ekonomik tetikçi" denilen ekonomik bilgisi yüksek bu iş için eğitilen ve çalıştırılan kişileri casus olarak kullanmaktadır.

Eğer bu ekonomik kuşatma evresinde sorunlar çıkarsa kesintiye uğrarsa bu durumda bu ekonomik kuşatma evresinin tekrar sağlanmasını veya devamını sağlamak üzere 2. ve 3. evreler sırasıyla devreye sokulacaktır.

İkinci evre: Suikast, darbe;

Burada ekonomik kuşatma evresine sorun çıkaran karşı gelen siyasi, askeri liderlerin veya bu yönde sorun çıkarak çıkarması muhtemel kişilerin çeşitli vasıtalarla öldürülmesi, suikaste veya kazaya! uğraması ve/veya siyasi, askeri darbelerle bu devletlere bağlı şirketlerin tarafını tutan kişilerin iş başına geçirilmesi hedeflenir. John Perkins bu konuda Omar Torrijos Herrera suikastini (s.11)[36] örnek olarak vermektedir. Netice olarak devrilen veya suikaste kazaya uğratılan liderin yerine o devletin şirketlerinin güdümündeki lider ve siyasilerin geçirilmesi ana hedeftir.Perkins'e göre ABD bu iş için "CIA güdümlü çakalları" kullanmaktadır.[36]

Üçüncü evre: İşgal

Eğer ikinci evrede başarısız olursa ekonomik kuşatma evresine geri döndürülmesini ve işgal sonrası çekilme anında ilgili devlet güdümünde iktidarın başa geçirilmesini veya ilgili devlet o devlete bağlı şirketlerin güdümünde devletçiklerin kurulmasını sağlamak üzere işgal için bir bahane oluşturulmak suretiyle örneğin ABD'nin Irak'ı işgali gibi kısmi veya tam bir işgal programı askeri kuvvetlerle gerçekleştirilir. Bu yönde paramiliter güçlerde, iç savaş öğeleri de kullanılabilir.Burada ordu ve askerî güçlerin doğal olarak kullanımı söz konusudur.[36]

Tarihsel Şirketokrasi

Bush'un ikinci yemin töreninde Adbusters şirketinin Amerikan bayrağını tutan gösterici, Washington, DC

Tarih boyunca çeşitli ülkeleri yöneten şirket yapıları kurulmuştur. Eski devirde Şirketokrasi güç yapılarını karakterize ettiği düşünülen çeşitli şirketler, kuruluş tarihlerine göre aşağıda listelenmiştir:

Hint alt kıtası

Karayipler

Kuzey Amerika

  • 1670:Hudson's Bay Company, Kuzey Amerika'nın daha sonra Kanada ve Amerika Birleşik Devletleri olacak bölgelerinde sadece bir tekel olarak değil, aynı zamanda fiili bir hükûmet olarak da faaliyet gösterdi.
  • 1672: Senegal Şirketi
  • 1879: Uluslararası Kongo Birliği
  • 1889: Rodezya toplumunun İngiliz Güney Afrika Şirketi tarafından düzenlenmesi.

Orta Amerika

Afrika

Ayrıca bakınız

Çalışmalar

Kaynakça

  1. ^ ^ "Corporatocracy". Oxford Dictionaries. Retrieved May 29, 2012. "/ˌkôrpərəˈtäkrəsē/ .... a society or system that is governed or controlled by corporations:"
  2. ^ ^ Jump up to: a b Jamie Reysen (October 4, 2011). "At Boston's Dewey Square, a protest of varied voices". Boston Globe. Retrieved 2012-01-04. "... Corporatocracy is the new Fascism ..."
  3. ^ ^ Will Storey (October 6, 2011). "D.C. Occupied, More or Less". The New York Times. Retrieved 2012-01-04. "... we’ve surrendered our nation to a corporatocracy ..."
  4. ^ ^ John Perkins (July 18, 2011). "Economic Chaos, Loans, Greece and Corporatocracy". Huffington Post. Retrieved 2012-01-04. "... bailouts in our own U.S. crisis have only benefited the corporatocracy, with CEO's paying themselves outrageous bonuses. ..."
  5. ^ ^ Doob, Christopher (2013). Social Inequality and Social Stratification (1st ed. ed.). Boston: Pearson. p. 143.
  6. ^ Zinn, Howard (2005). A People's History of the United States. New York: Harper Perennial Modern Classics. s. 258. ISBN 978-0-06-083865-2. 
  7. ^ Stiglitz, Joseph (13 Mayıs 2019). "Three decades of neoliberal policies have decimated the middle class, our economy, and our democracy". MarketWatch. 13 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2019. 
  8. ^ Stiglitz, Joseph (23 Ekim 2017). "America Has a Monopoly Problem—and It's Huge". The Nation. 31 Ekim 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2019. 
  9. ^ Doob, Christopher (2013). Social Inequality and Social Stratification (1. bas.). Boston: Pearson. s. 143. 
  10. ^ a b Sachs, Jeffrey (2011). The Price of Civilization. New York: Random House. ss. 105, 106, 107. ISBN 978-1-4000-6841-8. 
  11. ^ Phelps, Edmund (2013). Mass Flourishing. How grassroots innovation created jobs, challenge, and change (1st edition). Princeton: Princeton University Press. Chapter 6, section 4: The New Corporatism.
  12. ^ Joseph Keppler, Puck (January 23, 1889)
  13. ^ Tindall, George Brown; Shi, David E. (2012). America: A Narrative History. 2 (Brief Ninth bas.). W. W. Norton. s. 578. 
  14. ^ Remarks by Senator Warren on Citigroup and its bailout provision. YouTube. 12 Aralık 2014. 24 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  15. ^ Kreps, Daniel (31 Temmuz 2015). "Jimmy Carter: U.S. Is an 'Oligarchy With Unlimited Political Bribery'". Rolling Stone. 1 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2023. 
  16. ^ "Wall Street spends record $2bn on US election lobbying". Financial Times. 8 Mart 2017. 10 Aralık 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2023. 
  17. ^ "Wall Street Spent $2 Billion Trying to Influence the 2016 Election". Fortune. 8 Mart 2017. 1 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2023. 
  18. ^ Bakan, The Corporation, Constable, 2004, s.37
  19. ^ "The CFO Alliance Executive Compensation Survey 2013" (PDF). 13 Ekim 2014 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Kasım 2014. 
  20. ^ The Distribution of US Wealth, Capital Income and Returns since 1913, Emmanuel Saez, Gabriel Zucman 16 Kasım 2019 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi., March 2014
  21. ^ Phil DeMuth. "Are You Rich Enough? The Terrible Tragedy Of Income Inequality Among The 1%". Forbes. 5 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  22. ^ Joseph E. Stiglitz (31 Mart 2011). "Of the 1%, by the 1%, for the 1%". Vanity Fair. 6 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  23. ^ "Monetary policy and long-term trends". 3 Kasım 2014. 7 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  24. ^ Larry Summers. "Harness market forces to share prosperity". 14 Kasım 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  25. ^ Mian, Atif; Sufi, Amir (2014). House of Debt. University of Chicago. ISBN 978-0-226-08194-6. 
  26. ^ Mider, Zachary (2017). "Tax inversion". Bloomberg News. 13 Nisan 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  27. ^ Lazonick, William (September 2014). "Profits Without Prosperity". Harvard Business Review. 20 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  28. ^ Harold Meyerson (26 Ağustos 2014). "In corporations, it's owner-take-all". Washington Post. 20 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  29. ^ Bullock, Nicole (18 Haziran 2014). "US share buybacks and dividends hit record". Financial Times. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  30. ^ "BEA-GDP Press Release-Q3 2014 Advance Estimate-October 30, 2014". 8 Haziran 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2018. 
  31. ^ "Cox-Stock Buybacks Expected to Jump 18% in 2015-November 11, 2014". CNBC. 12 Kasım 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2023. 
  32. ^ "The State of Corporate Power". Transnational Institute. 22 Ocak 2014. 11 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  33. ^ "State of Power 2014". Transnational Institute. 21 Ocak 2014. 11 Mayıs 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  34. ^ "5-Bank Asset Concentration for United States". January 1996. 10 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  35. ^ "Unbottled Gini". The Economist. 20 Ocak 2011. 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Eylül 2015. 
  36. ^ a b c d e f Perkins, John (2017), Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları-I (çevirenler=Murat Kayı-Kerem Erdener), A.P.R.I.L Yayıncılık, ss. 46-52,53,223.., ISBN 978-605-5162-89-4 

Başkaca çalışmalar

Dış Bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri</span> Kuzey Amerikada bulunan ülke

Amerika Birleşik Devletleri, yaygın olarak Birleşik Devletler veya Amerika olarak bilinir. Kuzey Amerika kıtasında, Kanada ve Meksika arasında bulunan, elli eyalet ve bir federal bölgeden oluşan, federal anayasal cumhuriyet ile yönetilen bir ülkedir. Dünya'nın, 9,8 milyon km2 yüz ölçümü ile karasal alan bakımından dördüncü, toplam alan bakımındansa üçüncü en büyük ülkesi ve 334 milyonu aşan nüfusu ile de en kalabalık üçüncü ülkesidir. Ülkenin başkenti, aynı zamanda federal bölgesi olan Washington, DC'dir. En kalabalık şehri ise New York'tur. Paleo-Kızılderililer, en az 12 bin yıl önce Sibirya üzerinden Kuzey Amerika ana karasına göç ettiler ve 16. yüzyıla gelindiğinde ise Avrupa kolonizasyonu ile karşı karşıya kaldılar. Birleşik Devletler, Doğu Kıyısı boyunca kurulan On Üç Koloni ittifakından doğdu. Büyük Britanya ile vergilendirme ve temsil edilme konusundaki anlaşmazlıklar, bağımsızlığı sağlayan Amerikan Bağımsızlık Savaşı'na (1775-1783) yol açtı. 18. yüzyılın sonlarında ABD, Kuzey Amerika'da hızlı bir şekilde genişlemeye başladı. Ülke; savaşlar, Yerli Amerikalıların yerlerinden edilmesi ve yeni eyaletlerin federasyona kabulü gibi yollarla kademeli olarak yeni bölgeler elde etti. 1848'de Birleşik Devletler, kıtanın bir ucundan diğer ucuna kadar yayılmış hâldeydi. Güney eyaletlerinde 19. yüzyılın ikinci yarısına kadar köleliğin yasal olması, Amerikan İç Savaşı'na zemin hazırladı ve kölelik tüm ülkede yasaklandı. İspanyol-Amerikan Savaşı (1898) ve I. Dünya Savaşı (1914-1918), ABD'nin dünya gücü olacağının sinyallerini verdi ve II. Dünya Savaşı'nda (1939-1945) ise bunu gerçekleştirdi.

<span class="mw-page-title-main">Kosta Rika</span> Orta Amerikada yer alan ülke

Kosta Rika, resmî adıyla Kosta Rika Cumhuriyeti, bir Orta Amerika ülkesidir. Kosta Rika adı İspanyolcada zengin sahil anlamına gelmektedir. Kuzeyde Nikaragua, güneydoğuda Panama ile komşudur. Batısında Büyük Okyanus, doğusunda ise Karayip Denizi vardır. Büyük Okyanus'taki toprağı Cocos Adası Ulusal Parkı dolayısı ile Güney Amerika ülkesi Ekvador'a komşu sayılmaktadır. Ayrıca Kosta Rika, ordusu bulunmayan az sayıdaki ülkelerden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Panama</span> Orta Amerikada bir ülke

Panama veya resmî adıyla Panama Cumhuriyeti, Orta Amerika'da, Karayip Denizi ve Kuzey Büyük Okyanus kıyısında, Kolombiya ve Kosta Rika arasında yer alan bir ülkedir. Başkenti, ülke ile aynı adı taşıyan Panama şehridir (Panamá). Panama, 16. yüzyılda İspanyollar tarafından keşfedilmiş olup 1821'e kadar bir İspanyol kolonisi olarak kalmıştır. 1821'de ise Kolombiya ile birleşmiş ancak 1903 yılında Kolombiya'dan ayrılarak ABD’nin desteği ile bağımsızlığını ilan etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sri Lanka</span> Hint Okyanusunda bir ada ülkesi

Sri Lanka veya resmî adıyla Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti Güney Asya'da, Hindistan'ın 31 kilometre güneyinde ve Hint Okyanusu'nda bulunan bir ada ülkesidir. 1972 yılından önce Seylan olarak bilinirdi. Hint Okyanusu'nun İncisi olarak da adlandırılan ülkede yaklaşık 21 milyon kişi yaşamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Sömürgecilik</span> Bir devletin başka toplumları siyasal ve ekonomik olarak egemelik altına alma politikası

Sömürgecilik; kolonicilik, kolonyalizm ya da müstemlekecilik, genellikle bir devletin başka ulusları, devletleri, toplulukları, siyasal ve ekonomik egemenliği altına alarak yayılması veya yayılmayı istemesidir.

<span class="mw-page-title-main">Joseph E. Stiglitz</span> Amerikalı ekonomist ve Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi

Joseph Eugene "Joe" Stiglitz Amerikalı ekonomist ve Columbia Üniversitesi öğretim görevlisi. 1973'te John Bates Clark Madalyası'na layık görüldü ve 2001 yılında Nobel Ekonomi Ödülü aldı. Bill Clinton'nın hükûmetinde ekonomi danışmanlığı başkanlığıyla ünlendi ve daha sonra Dünya Bankası Başkan Yardımcılığı ve Başekonomistliğini görevinde bulundu. Küreselleşme, piyasa tutuculuğu ve Uluslararası Para Fonu, Dünya Bankası gibi bazı uluslararası kurumlar hakkındaki kıritik bakış açılarıyla ünlü. 2001'de Stiglitz, Columbia Üniversitesinde bir düşünce takımı olan Initiative for Policy Dialogue (IPD)'yi kurdu. 2001'den beri Columbia Üniversitesi'nin bir üyesi ve 2003'ten beri üniversite profesörü. Stiglitz ayrıca University of Manchester'nin Dünya Yoksulluk Sınırıları Kurumu(Brooks World Poverty Institute) başkanı ve Papaya ait Sosyal Bilimler Akademisi üyesi.

<span class="mw-page-title-main">Goldman Sachs</span>

Goldman Sachs, çok uluslu bir ABD yatırım bankasıdır. Kurumsal müşterilere yatırım bankacılığı, finansal danışmanlık, finansal yönetim vb. finansal servisler sunar. 1869 yılında kurulan şirketin merkezi New York'tadır.

<span class="mw-page-title-main">Bank of America</span>

Bank of America Corporation, merkezi Charlotte, Kuzey Karolina'da yer alan, bankacılık ve finansal hizmetler alanında işlem yürüten çok uluslu şirket. Toplam varlıklar açısından ABD'nin en büyük ikinci bankası ve toplam gelir açısından ABD'nin en büyük beşinci şirketidir. 2010 yılında Forbes dergisinde yer alan listeye göre dünyanın en büyük üçüncü şirketidir.

<span class="mw-page-title-main">Ekonomik eşitsizlik</span> Farklı gruplar arasında gelir veya servet dağılımı

,

Hindistan ekonomisi, nominal olarak dünyanın yedinci büyük ve satınalma gücü paritesi bakımından üçüncü büyük ekonomisidir. Ülkenin ekonomisi 20 yıldır ortalama %7 oranında büyümekte olup yeni sanayileşen ülke olarak sınıflandırılmaktadır. Hindistan ekonomisi 2014 yılının son çeyreğinde Çin'i geçerek dünyanın en hızlı büyüyen büyük ekonomisi haline geldi.

<span class="mw-page-title-main">Rusya ekonomisi</span>

Rusya ekonomisi stratejik alanlarda devlet mülkiyeti ile karma, yüksek gelire sahip bir ekonomidir. 1990'larda Pazar yenilikleri, enerjide meydana gelen özelleştirmelerle önemli istisnalarda ve savunmayla ilgili dallarda, Rus sanayisi ve tarımı çok özelleştirilmiştir.

Fransa ekonomisi, nominal olarak dünyanın altıncı büyük ve satınalma gücü paritesi bakımından dokuzuncu büyük ekonomisi olup Almanya'dan sonra Avrupa Birliği'nin en büyük 2. ekonomisidir.

<span class="mw-page-title-main">Suriye ekonomisi</span> Ulusal ekonomi

Suriye ekonomisi, tarım, petrol, endüstri ve hizmete dayanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi</span> Amerika Ulusal ekonomisi

Amerika Birleşik Devletleri ekonomisi, oldukça gelişmiş bir liberal-kapitalist piyasa ekonomisidir. Nominal olarak dünyanın en büyük ve satınalma gücü paritesi bakımından ikinci büyük ekonomisi olup nominal olarak dünya GSYİH'sinin %22'sini oluşturmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Asya ekonomisi</span> Kıta Ekonomisi

Asya ekonomisi, 49 farklı devlette yaşayan 4.4 milyardan fazla insandan oluşur. Altı devletin kısmen Asya'da olmakla birlikte, ekonomik ve siyasi açıdan başka bir bölgeye ait olduğu düşünülmektedir. Asya dünyadaki en hızlı büyüyen ekonomik bölge ve SAGP'ye göre GSYİH bakımından en büyük kıtasal ekonomidir. Çin, Japonya ve Hindistan dünyanın en büyük on ekonomisi arasındadır. Dahası, Asya, Japon ekonomik mucizesinden (1950-1990) başlayarak, Güney Kore'deki Han Nehri Mucizesi (1961-1996) ve Çin'deki ekonomik patlama (1978-2013) ile dünyanın en uzun ekonomik patlamasının merkezidir.

Çin ekonomik reformu, Çin'de Deng Şiaoping önderliğiyle Çin Komünist Partisindeki reformist kesimlerin Aralık 1978'de başlattığı ve "Çin değerleri ile sosyalizm" olarak anılan ekonomik reform programına ilişkindir.

<span class="mw-page-title-main">Yaldızlı Çağ</span> ABD tarihinde bir dönem

Yaldızlı Çağ, Amerika Birleşik Devletleri tarihinde 19. yüzyılın sonlarından 1900'lerin başına kadar olan dönemdir. İlk olarak yazar Mark Twain'in 1873 tarihli Yaldızlı Çağ: Günümüzün Masalı romanından alınmış olup ilk olarak 1920'li ve 1930'lu yıllarda kullanıma girmiştir.

Bağımlılık teorisi, Marx ve Lenin'in ülkeler arasındaki ekonomik ilişkilerin çatışma odaklı ilişkiler ağı olduğunu ve sistemin ekonomik gücün durumuna göre evrildiğini ileri süren, günümüzdeki küresel eşitsizliği açıklamayı amaçlayan uluslararası politik ekonomi teorisidir.

<i>Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları</i>

Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları, John Perkins tarafından yazılan ve ilk olarak 2004 yılında yayınlanan yarı otobiyografik kitaptır.

<span class="mw-page-title-main">John Perkins (yazar)</span> Amerikalı yazar

John Perkins' Amerikalı bir yazar. En iyi bilinen kitabı Bir Ekonomik Tetikçinin İtirafları (2004) olup Perkins bu kitapta şirketler, bankalar ve Birleşik Devletler Hükümeti'nden oluşan bir kabal adına Üçüncü Dünya ülkelerinin ekonomik sömürgeleştirilmesi sürecinde rol oynadığını anlatmaktadır. Kitabın iddiaları bazı ilgili taraflarca şüpheyle karşılandı ve çürütüldü. Kitap "New York Times "ın en çok satanlar listesinde 70 haftadan fazla bir süre kalmıştır. Perkins ayrıca Şamanizm de dahil olmak üzere yerli kültürler'in mistik yönleri hakkında da yazmıştır.