Hukuk ya da tüze birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Ayrıca, toplumu düzen altına alan ve kişiler arası ilişkileri düzenleyen, ortak yaşamın huzur ve güven içinde akışını sağlayan, gerektiğinde adaleti yerine getiren, kamu gücü ile desteklenen ve devlet tarafından yaptırımlarla güvence altına alınan kurallar bütünüdür. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir.
Anonim şirket (AŞ) ya da anonim ortaklık (AO); sermayesi ortak tarafından taahhüt edilmiş ve paylara bölünmüş olan, tüzel kişiliği haiz, borçlarından dolayı kendi mal varlığıyla sorumlu bulunan şirkettir.
Şovenizm, özgün anlamda abartılı, saldırgan ve düşmancıl bir vatanseverlik ve ulusal üstünlük inancıdır. Kendinden olmayanlara karşı mutlak nefret ve kin besler.
Finans, para, döviz ve sermaye varlıklarının incelenmesi ve disiplinidir. Mal ve hizmetlerin üretimi, dağıtımı ve tüketiminin incelenmesi olan ekonomi ile ilgilidir ancak ondan farklıdır. Kapsama dayalı olarak Finansal sistemlerde finansal faaliyetlere ilişkin disiplin, kişisel, kurumsal ve kamu finansmanı olarak ayrılabilir.
Savaş veya harp; ülkeler, hükûmetler, bloklar ya da bir ülke içerisindeki toplumlar, isyancılar veya milisler gibi büyük gruplar arasında gerçekleşen silahlı çatışmaya denir.
İslam hukuku dinsel kökenli hukuk kurallarını ve bunların uygulanma esaslarını tanımlar. Kimi zaman Fıkıh bilimi ile aynı anlamda kullanılır. Bazen de Şeriat kavramı kastedilmektedir.
Rekabet hukuku, serbest piyasa ekonomisini destekleyen ve sürdürmeyi amaçlayan, şirketlerin rekabete aykırı davranışlarını düzenleyen bir hukuk dalıdır. Rekabet hukukunun amacı mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hâkim olan teşebbüslerin bu hâkimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır. Rekabet hukuku, Amerika Birleşik Devletleri'nde tarihsel nedenlerden dolayı "antitröst hukuku" olarak; Çin ve Rusya'da "anti-tekel hukuku" olarak bilinir. Modern anlamdaki ilk rekabet hukuku kanunu 1890 yılında Sherman Antitröst Yasası adıyla yürürlüğe girmiştir. Piyasalarda rekabetin düzenlenmesi ve korunması gerekliliği, zaman içinde diğer ülkeler tarafından da fark edilmiştir. Günümüzde, liberal ekonomik sistemi benimsemiş birçok gelişmiş ülkede rekabet yasaları ve otoriteleri mevcuttur.
İş hukuku, işçi hakları, çalışma koşulları, işçi ücretleri, işçi sendikaları ve işveren-işçi ilişkileri ile ilgili konuları inceleyen hukuk dalıdır. İş hukuku Kara Avrupası hukuk sistemlerine dahil ülkelerde genellikle milli iş kanunları ile düzenlenmektedir. İş uyuşmazlıkları kural olarak iş mahkemelerinde görülmektedir. İş mahkemelerinin bulunmadığı yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerinde görülmektedir.
Hukukun üstünlüğü, temel olarak hukukun bir topluluktaki veya ülkedeki yayılmışlığını ve yetkisinin yüksekliğini ifade eder. Özellikle de devlet ve hükûmet yetkisini elinde tutanlara karşı üstünlüğünün altı çizilir.
Sosyal sorumluluk, etik çerçevede bir kuruluşun ya da bir bireyin kendi çıkarlarının olduğu kadar toplumun genel çıkarlarının yararına da hareket etmesi durumu. Sosyal sorumluluk, her bireyin ekonomi ve ekosistem arasında bir denge sağlamak amacıyla gerçekleştirdiği bir çeşit görevdir. Eğitim, sağlık, yardım ve çevre konuları sosyal sorumluluğun öncelikli konularıdır.
Ekonomik kalkınma, bir ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal refahının geliştiği süreçtir.
Sosyalist hukuk, komünizmin hakim olduğu eski SSCB ve Doğu Avrupa ülkelerinde ve günümüzde Küba, Kuzey Kore ve yumuşatılmış şekilde Çin'de uygulanan Marksist-Leninist ideolojiye dayalı hukuk sistemi.
Kız grubu, genellikle vokal olarak birbirini tamamlayan birden fazla kadın şarkıcıyı içeren müzik grubudur. ABD'de aynı terim dar anlamda çoğunlukla 1950'ler sonu ve 1960'lar başında rock and roll'un gerileyip yerini British Invasion'a bıraktığı dönemde ortaya çıkarak genellikle doo-wop'tan esinlenen Amerikalı kadın pop vokal gruplarını tanımlamak için kullanıldı.
Bir şirket, devlet tarafından tek bir varlık olarak hareket etme yetkisi verilen bir kuruluştur - genellikle bir grup insan veya bir şirkettir ve belirli amaçlar için kanunda bu şekilde tanınmıştır. Erken anonim kuruluşlar, tüzük tarafından kurulmuştur. Çoğu yargı bölgesi artık kayıt yoluyla yeni şirketlerin kurulmasına izin vermektedir. Şirketler birçok farklı türdedir, ancak genellikle iki hususa göre kiralandıkları yargı yetkisi yasasına göre bölünürler: hisse senedi ihraç edip edemedikleri veya kâr etmek için kurulmuş olup olmadıkları. Sahiplerin sayısına bağlı olarak, bir şirket toplu veya tek olarak sınıflandırılabilir. * Amerikalılar, iyi bir yeni fikre ve kararlılığa sahip bulunan ve yoğun çalışmayı kabul eden herkesin bir iş kurabileceği ve zengin olabileceği bir fırsatlar ülkesinde yaşadıklarına her zaman inanmışlardır. Bu teşebbüs inancı uygulamada tek sahipli işletmeden uluslararası holdinglere kadar değişen çeşitli biçimlerde sergilenmiştir.
Ekonomik ayrımcılık, ekonomik faktörlere dayalı ayrımcılıktır. Bu faktörler arasında iş bulunabilirliği, ücretler, mal ve hizmetlerin fiyatları ve/veya bulunabilirliği ve iş için azınlıklara sağlanan sermaye yatırım fonu miktarı sayılabilir. Bu, işçilere, tüketicilere ve azınlıklara ait işletmelere karşı ayrımcılığı içerebilir. Bu, tekelcilerin farklı alıcılara ödeme isteklerine göre farklı fiyatlar talep etme uygulaması olan fiyat ayrımcılığı ile aynı şey değildir.
Psikolojide, ekonomide ve felsefede tercih, genellikle alternatifler arasında seçim yapmakla ilgili olarak kullanılan teknik bir terimdir. Örneğin, biri B yerine A'yı tercih ederse, A'yı B'ye tercih eder. Tercihler, davranışla bu ilişkiden dolayı karar teorisinin merkezinde yer alır. Bağlaç durumları olarak, arzularla yakından ilişkilidirler. İkisi arasındaki fark, arzuların bir nesneye yönelik olması, tercihlerin ise biri diğerine tercih edilen iki alternatif arasında bir karşılaştırma ile ilgili olmasıdır.
Yasal tarih veya hukuk tarihi, hukukun nasıl geliştiği ve neden değiştiğini inceler. Hukuk tarihi, medeniyetlerin gelişimi ile yakından bağlantılıdır ve sosyal tarihin daha geniş bağlamında işler. Bazı hukukçular ve hukuk süreci tarihçileri hukuk tarihini, kanunların evriminin kaydı ve çeşitli hukuki kavramların kökenlerini daha iyi anlatan bir bakış açısıyla bu kanunların nasıl geliştiğine dair bir teknik açıklama olarak görmüşlerdir; bazıları ise hukuk tarihini entelektüel tarihin bir dalı olarak görür. Yirminci yüzyıl tarihçileri hukuk tarihini, sosyal tarihçilerin düşüncesiyle paralel bir çizgide, daha bağlamsal bir tarzda ele aldı. Hukuk kurumlarına; karmaşık kurallar, oyuncular ve sembollerden oluşan sistemler olarak baktılar ve bunları toplumla, sivil toplumun belirli yönlerini değiştirmek, onları uyarlamak, direnmesini sağlamak veya teşvik etmek için etkileşime giren unsurlar olarak gördüler. Bu tür hukuk tarihçileri, sosyal bilimler araştırma yöntemleriyle vaka geçmişlerini analiz etme, istatistiksel yöntemler kullanma, davacılar, dilekçe sahipleri ve yasal süreçlerdeki diğer taraflar arasındaki sınıf ayrımlarını ayrımlarını analiz etme eğiliminde oldular. Vaka sonuçlarını, işlem maliyetlerini ve karara bağlanmış dava sayısı analiz ederek, hukuk ve toplumun sadece hukuk teorisi, içtihat hukuku ve medeni hukuk çalışmalarıyla yapılabilecek olandan daha karmaşık bir resmine yasal kurumların, uygulamaların, prosedürlerin ve özetlerin bir analiziyle ulaşır.
Hukuk ve ekonomi veya hukukun ekonomik analizi, ekonomik teorilerin, çoğunlukla Chicago Ekonomi Okulundan akademisyenlerle başlayan, hukuk analizine uygulanmasıdır. Ekonomik kavramlar, yasaların etkilerini açıklamak, hangi hukuk kurallarının ekonomik açıdan verimli olduğunu değerlendirmek ve hangi hukuk kurallarının yürürlüğe gireceğini tahmin etmek için kullanılmaktadır. Hukuk ve ekonominin iki ana dalı vardır: Bunlardan birincisi, neoklasik ekonominin yöntem ve teorilerinin hukukun pozitif ve normatif analizine uygulanmasına dayanır. İkincisi ise ekonomik, politik ve sosyal sonuçlara daha geniş bir odaklanma ile hukuk ve yasal kurumların kurumsal analizine odaklanır. Hukuk ve ekonominin bu ikinci dalı, daha genel olarak siyasi kurumlar ve yönetişim kurumları üzerindeki çalışmalarla daha çok örtüşmektedir.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde öne çıkan Müslüman şeriat hukukunun bir bölümü de aile hukukudur. Bu yasa evlilik, çocuklar ve boşanma ile ilgilidir. Aile hukuku, Osmanlı İmparatorluğu'nda özel hukuk kategorisine girer. Aile ve miras hukuku, Osmanlı hukukunun tam merkezindeydi ve bu nedenle yabancı hukukun nüfuzundan en az etkilenmişti. Osmanlı İmparatorluğu'nda İslam toplumunda toplumsal cinsiyet rollerinin belirlenmesinde aile hukuku da önemli bir rol oynamıştır. Tanzimat Dönemi'nde Osmanlı Devleti'nin bürokrasiye ağırlık vermesiyle birlikte kendi idareleri altında yaşayan ailelerin doğum, evlilik, ölüm gibi bilgileri toplamaya başladılar.