İçeriğe atla

Şiir

Şiir, sözcüklerin düz anlamlarına ek olmak üzere ya da bunların yerine başka anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği veya ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür.[1][2][3] Müellif İsmail Durmuş İslam ansiklopedisinde “mübalağa sanatı”nın şiirin temel karakteristiği olduğu üzerinde durmaktadır.[4]

Şiir, Sümerlerin Gılgamış Destanı’na kadar uzanan köklü bir tarihe sahiptir. İlk şiirler Çincede olduğu gibi halk şarkılarından ya da Sanskritçe Vedalar, Zerdüştlük inancının Gataları ve Homeros’un "İlyada" ile "Odysseia"sı gibi destanların yeniden sözlü anlatım ihtiyacından ortaya çıkmıştır. Şiirin tanımlanması için antik dönemdeki çalışmalar, Aristoteles’in Poetikasında olduğu gibi konuşmanın, retorik, drama, şarkı ve komedide kullanımına odaklanmıştır. Daha sonraki çalışmalar, yineleme, mısra biçimi ve kafiye gibi özelliklere yoğunlaşmış ve şiiri tartışmasız olarak bilgilendirici, düzyazı formlarından ayıran estetik olgusuna vurgu yapmıştır. Yirminci yüzyılın ortalarından itibaren şiir dile yön veren temel yaratıcı güç olarak daha fazla anılır olmuştur.

Şiir, sözcüklere farklı yorumlar getirmek veya onlardan kaynaklanan duygusal tepkiler yaratmak için biçim ve bir araya getirmeleri kullanır. Asonans, aliterasyon, yansıma ve ritim gibi araçlar müzikal veya arpağ etkisi oluşturmak için bazen kullanılmaktadır. Şiir dilinin anlam belirsizliği, sembolizm, ironi ve diğer stilleri gibi araçları şiiri farklı yorumlamalara uygun hâle getirir. Benzer biçimde mecaz, benzetme ve mecaz-ı mürsel[5] gibi konuşmanın öğeleri daha önce algılanmamış farklı imajlar arasında bir anlam katmanı içeren bir ilişki kurmaktadır. Kafiye ve ritim kurgusu içinde şiirin sözleri arasında da benzer yakınlıklar kurulabilir.

Bazı şiir biçimleri, şairin yazdığı dilin özelliğine bir yanıt ve ait olduğu kültüre ve türe özgüdür. Dante, Goethe, Mickiewicz ve Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî tarafından yazılan şiirleri okumaya alışık okurlar şiirin her zaman kafiye ve ölçü ile yazıldığını düşünebilir, ne var ki, kimi kutsal metinlerde olduğu gibi ritim ve ses estetiği oluşturmayı amaçlayan şiir gelenekleri de vardır. Modern şiir ise şiir geleneğine eleştiri üzerine kuruludur.[6] Bunu yaparken birçok unsurun yanı sıra ses estetiği ilkeleriyle oynayıp test etmekte, bazen bunu kafiye ve ritimde de yapmaktadır.[7][8] Günümüzün küreselleşen dünyasında şairler artan oranda farklı kültür ve dillerden biçimleri, tarzları ve teknikleri şiire uyarlamaktadır.

Tanımı

Song Hanedanı döneminden kalma bir Çin şiiri örneği: Cennet Dağı'na dörtlük.

Türkçede karşılık olarak koşuk, yır, özün gibi sözcükler önerilmişse de hiçbiri yaygınlık kazanamamıştır. Günümüzde koşuk, nazım karşılığı olarak kullanılmakta ise de nazım ve şiiri birbirine karıştırmamak gerekir. Birincisi yalnızca bir anlatım yoludur. Geçmişte şiirin uyak, ölçü, nazım biçimleri gibi biçimsel özelliklerden ayrı düşünülmemesi sebebiyle şiirle nazım eş anlamlı sayılmışsa da günümüzde bu düşünce aşılmış ve edebiyatın şiirle birlikte başladığı düşüncesinde fikir birliği oluşmuştur.

Yahya Kemal Beyatlı şiiri "Bildiğimiz musikiden farklı bir musiki" olarak tanımlarken, Cahit Sıtkı Tarancı'ya göre şiir "Kelimelerle güzel şekiller kurma sanatı"dır. Ahmet Haşim şiiri "Söz ile musiki arasında olan fakat sözden ziyade musikiye yakın olan bir lisan" olarak tanımlar. Necip Fazıl Kısakürek ise şiir için "Mutlak hakikati arama işidir" der.

Şiir türleri

Şiirin şekil unsurları

  • Nazım birimi
  • Nazım şekli
  • Şiirde ölçü
  • Uyaklanış
  • Uyak çeşitleri

Kaynakça

  1. ^ "Poetry". Oxford Dictionaries. Oxford University Press. 2013. 19 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2015. 
  2. ^ "Poetry". Merriam-Webster. Merriam-Webster, Inc. 2013. 21 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2015. 
  3. ^ "Poetry". Dictionary.com. Dictionary.com, LLC. 2013. 4 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2015—Based on the Random House Dictionary 
  4. ^ "MÜBALAĞA". TDV İslâm Ansiklopedisi. 8 Kasım 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2023. 
  5. ^ Strachan, John R; Terry, Richard, G (2000). Poetry: an introduction. Edinburgh University Press. s. 119. ISBN 978-0-8147-9797-6. 
  6. ^ Eliot, TS (1999). "The Function of Criticism". Selected Essays. Faber & Faber. ss. 13-34. ISBN 978-0-15-180387-3. 
  7. ^ Longenbach, James (1997). Modern Poetry After Modernism. Oxford University Press. ss. 9, 103. ISBN 0-19-510178-2. 
  8. ^ Schmidt, Michael, (Ed.) (1999). The Harvill Book of Twentieth-Century Poetry in English. Harvill Press. ss. xxvii-xxxiii. ISBN 1-86046-735-0. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Parnasizm</span> Nesnel bakışla dış dünyayı anlatan ve şekle önem veren edebî akım

Parnasizm, Fransa'da 1860 yılında Çağdaş Parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir edebî akımdır. Yazar Théophile Gautier'in yanı sıra Arthur Schopenhauer'in felsefi fikirlerinden de etkilenilmiştir.

Etimoloji veya kökenbilim, sözcüklerin köklerini, hangi dile ait olduklarını, ne zaman ortaya çıktıklarını, ilk olarak hangi kaynakta kayıt altına alındıklarını, ses ve anlam bakımından geçirdikleri dönüşümleri inceleyen bilim dalıdır.

Rubai, aruz ölçüsüyle yazılır. Birimi dörtlüktür. 4 dizelik (mısralık) bir Divan Edebiyatı nazım biçimidir.

Kaside, genellikle din ve devlet büyüklerini övmek amacıyla yazılan bir şiir formudur. Ancak kaside biçiminin şiirin farklı konuları için de kullanıldığı vakidir. Kaside sanatı, öncelikli olarak Araplar tarafından geliştirilmiştir. Kaside, klasik Arap şiirinin en yüksek hali kabul edilmektedir. Eski Arap edebiyatında kasideler birkaç farklı dahili kısımdan oluşacak şekilde nazmedilmiştir.

Rap, "kafiyeli ve ritmik bir şekilde sokak dili konuşmayı" içerir ve müzikal benzeri tarzlarda yapılabilmektedir. Rap'in bileşenleri "içerik", "akış" ve "sunum"dan oluşmaktadır. Rap, spoken word'den farklıdır çünkü genellikle müzik eşliğinde icra edilir. Rap, hip hop müziğinin temel bileşenlerinden biridir ve özellikle bu türle ilişkilendirilir ancak rap'in kökenleri hip hop kültüründen öncesine dayanmaktadır. Modern rap'in en eski örnekleri, Batı Afrika griot geleneğine dayanmaktadır. Rap'in "Rhytm And Poem" veya "Rhytmic African Poetry" sözcüklerinin kısaltması olduğu görüşü yaygın olsa da aslında rap kelimesi, İngilizce sözlük anlamı olarak "ağır eleştiri" anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Koşma (edebiyat)</span>

Koşma, coşturucu duyguların dile getirildiği, İslamiyet öncesinde yazılan koşuk türünün bir devamı olan ladinî (dinî olmayan) Türk halk edebiyatı nazım biçimi. Koşmalar genellikle 11'li hece ölçüsü ile söylenir, en az 3 en çok 12 dörtlükten oluşur. Türk halk edebiyatının en çok kullanılan nazım şekli olan koşma, halk ozanları tarafından geliştirilmiş bir nazım şeklidir. Bu nazım biçimi Türk Dil Kurumu tarafından:

Âşık halk edebiyatı, halk diliyle ve hece vezniyle meydana getirilen, saz eşliğinde söylenen şiirlerden oluşan geleneksel Türk edebiyatı dalıdır. âşıkların oluşturduğu eserlerin bütününe verilen isimdir.Halk edebiyatı içerisinde yer alır. Anonim ürünlerin dışında kalan şiirlerin oluşturduğu edebi ürünler toplamıdır. Kimi âşıkların başından geçen ve yaygınlaşıp ünlenen hikâyeler de âşık edebiyatı içinde incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Müzik</span> sanatın ses kullanılan şekli

Müzik, insanın doğaya eklediği uyumlu seslerdir. Ses, bir doğa olayıdır. Müzik, bu doğal ve etkin olaydan bilinçli bir çalışma ve emek ile bir sanat yapıtı yaratmak, sesi bilimsel ve estetik bir temele oturtmaktır. Bütün müzik türleri için ana öğeler ritim, tonalite, dinamik ve ses rengi olarak belirtilir. Bu önemli elemanlardan anlaşılacağı gibi müzik yalnız insanın içinden yansıyan duygularla değil, bilgi ve anlayışla yaratılabilir. Müziğin bilgisine bakış, bir sanat olayını anlamamızı da sağlar. Ritim, tonalite, dinamik ve ses renginden hiçbiri, müzikte tek başına yer almaz ancak birlikte müziksel bir bütünlük yaratırlar. Değişik müzik türlerinde farklı oranlarda ağırlık taşıyabilirler. Müzik teorisi, müzik sanatını gerçekleştiren belirli kavram ve sistemlerin bir araya gelmesinden oluşur.

Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.

Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" ya da "tekke edebiyatı" denilen türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Ama Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en büyük şairi Yunus Emre’dir. Anadolu’da 19'uncu yüzyıla değin çeşitli tarikatlarla gelişen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü Alevi-Bektaşi ve Melami-Hamzavi şairler oynadı.

Kafiye ya da uyak, şiirde mısra sonlarında bulunan sözcüklerin son heceleri arasındaki ses benzerliğidir. Şiirde uyak, dize sonlarında bulunan farklı görevlerdeki ekler veya anlamları ayrı sözcükler arasında görülür. Dize sonlarında yinelenen aynı görevdeki ekler ya da sözcükler uyak değildir. Bunlara redif denir.

Tuyuğ, Türklerin Divan şiirine kazandırdığı nazım şeklidir.

<span class="mw-page-title-main">Heteroseksüellik</span> Karşı cinsten insanlara cinsel olarak ilgi duyma

Heteroseksüellik veya karşıcinsellik, cinsel ve duygusal açıdan karşı cinse ilgi duymaya yönelik olan cinsel yönelime verilen isimdir. Cinsel açıdan kadınlara ilgi duyan erkeklere ve erkeklere ilgi duyan kadınlara heteroseksüel denir. Heteroseksüellik hayvan cinselliğini tanımlamada da sıkça kullanılır.

Karacaoğlan, şiirlerine 17. yüzyılda yazılmış mecmualardan beri rastlanan ünlü saz şairidir.

Türkiye'de genel olarak tüm alanlarda batılılaşma süreci, 1839 yılında ilân edilen Tanzimat Fermanı ile başlamıştır. 1838 - 1860 yılları arasında yetişmiş gençler 1860 yılında sonra Edebiyat alanında batılaşmayı sağlamışlardır. Bu dönem edebiyatına Tanzimat Edebiyatı denmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Canzoniere</span>

Canzoniere, Francesco Petrarca'nın İtalyanca yazdığı iki yapıtından biridir .
Öncelikle, Canzoniere adının yapıta sonradan verildiği belirtilmelidir. Petrarca'nın yapıtı için kullandığı başlık, Rerum vulgarium fragmenta ya da tam adıyla Francisci Petrarche laureati poete Rerum vulgarium fragmenta'dır. Bu başlığı aşağı yukarı şöyle çevirebiliriz: Defne Taçlı Şair Francesco Petrarca'nın İtalyanca Dağınık Şiirleri.

Nazım şekilleri; Gazel, Rubai, Kaside, Tuyuğ, Mesnevi, Murabba, Kıt'a, Şarkı, Müstezat, Terkib-i Bent, Terci-i Bent, Musammat olmak üzere 12 türe ayrılır.

Telaffuz, söyleyiş, sesletim ya da boğumlanma; bir dildeki sözcüklerin söyleniş biçimi. Telaffuz sözcüğü Arapça kökenlidir. Dilbilimde, ilgili sözcük ya da cümlenin kullanıldığı dilin okuma özellikleri ve sese dönüşmesinin ifadesi olan telaffuz, kendi içinde yöresel farklılıklar gösterebilir. Her dilin söyleyiş özellikleri farklıdır. Türkçe yazıldığı gibi okunan bir dil olmasına karşın, yerel söyleniş ayrımları ile bunun geçerli olmadığı durumlar görülür. Ayrıca Türkçeye yabancı dillerden geçen sözcükler için de telaffuzdaki vurgu kuralları söz konusu olmayabilir.

İslamiyet öncesi Türk edebiyatı ya da Destan dönemi Türk edebiyatı, Türklerin İslamiyeti kabulünden önceki dönemlerde oluşturdukları edebiyata verilen isimdir. İslamiyet öncesi Türk edebiyatı M.Ö 4000'li yıllardan başlayarak Türklerin İslamiyeti kabul ettiği XI. yüzyıla kadar sürmektedir. Bu dönem edebiyatı genellikle sözlü ürünlerden oluşmuştur ve yazılı ürünler yok denecek kadar azdır. İslamiyet öncesi Türk edebiyatında M.S VI. yüzyıla kadar olan dönem sözlü edebiyat dönemi olarak adlandırılırken, ilk yazılı eserlerin verilmeye başlamasından sonra yazılı edebiyat dönemi başlamıştır. Eski Türklere ait olan en eski yazılı belgeler ise Orhun Yazıtları'dır Bu yazıtlar Türklerin bilinen ilk alfabesi olan Orhun alfabesi ile Göktürkler tarafından yazılmış yapıtlardır. Genel olarak Orhun Yazıtları'ndan önceki dönem sözlü edebiyat, sonrası ise yazılı edebiyat olarak nitelendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Edebî tarz</span> Edebi eserlerin dil, konu, akım vb. niteliklerine göre sınıflandırma düzeni.

Edebî tarzlar, edebî eserlerin bir kategorilendime biçimidir. Tarzlar edebi teknikler, ses, içerik ve kurgusal eserler söz konusu olduğunda eserin uzunluğu ile belirlenebilir. Tarzlar eserlerin yetişkin, gençlik ve çocuk olarak sınıflandırılabileceği yaş kategorileri ile karıştırılmamalıdır. Bunun yanı sıra çizgi roman gibi kategorileri kapsayan format ile de karıştırılmamalıdır. Tarzlar arasında ayrımlar genellikle esnektir ve pek çok tarzın alt tarzları bulunur.