İçeriğe atla

Şiddet

Şiddet, bir kişi veya gruba yönelik; mağdurun bedensel bütünlüğüne, mallarına veya simgesel ve kültürel değerlerine zarar verecek şekildeki her türlü davranıştır.

Bir mala zarar verme, yakma gibi mala yönelik eylemler ile cinayet, yaralama, dayak, tecavüz, rehin alma gibi kişiye yönelik fiziksel saldırılar, saldırganlık ve tehdit, küfür, ayrımcılık, hakaret gibi kişiyi duygusal baskı altına alan bireysel eylemlerin yanı sıra toplumsal koşullar ya da sistem tarafından uygulanan baskılar, savaş, terör ve işgaller şiddet örnekleridir.[1]

Etimolojik köken ve tanım

Şiddet, Türkçeye Arapçadan geçmiş bir kelimedir; sertlik, katılık, zorluk anlamlarındaki "şdd" kökünden gelir. İngilizcedeki "violence" karşılığı kullanımı 20. yüzyıla aittir.[2] 1901 tarihli Kamûs-ı Türkî'de "sertlik; sert, katı davranış, kaba kuvvet" anlamında tanımlanmıştır. Latince sert ya da acımasız kişilik anlamındaki Violentia 'dan Fransızca ve İngilizce gibi batı dillerine giren Violence, bir kişiye güç veya baskı uygulayarak isteği dışında bir şey yapmak veya yaptırmak; zorlama, saldırı, kaba kuvvet, bedensel ya da psikolojik acı çektirme ve yaralama olarak tanımlanır.[3]

Günümüzde şiddet kelimesi Türkçede "bir olgunun gücü, yoğunluğu, sertliği, yeğinlik" anlamlarında ve "kaba kuvvet" anlamında kullanılır. Bu ikinci anlamında şiddet tanımlanırken geçmişte sadece zarar vermeye yönelik fiziksel eylemler tanıma dahil edilirken; zamanla failin zarar vermeye, baskı kurmaya yönelik psikolojik ve cinsel eylemleri de tanıma dahil edilmiştir. Şiddet, farklı disiplinler tarafından ele alınmış bir konu olması ve zamana ve topluma göre değişen bir olgu olması nedeniyle ne olduğu konusunda herkes tarafından kabul gören bir tanım yoktur. Hem fiziksel hem de psikolojik acı verme özelliğini kapsayan bir tanımlaması şu şekilde yapılmıştır:"bir kişi veya topluluğun, fiziksel ve ahlaki bütünlüğüne, mülkiyetine, kültürel veya sembolik değerlerine karşı herhangi bir birey, grup ya da örgüt tarafından verilen zarar".[4]

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) şiddeti şu şekilde tanımlamıştır: “Şiddet; kendisine, başkasına, bir gruba veya topluma karşı kasti olarak fiziksel baskı veya güç kullanmak, tehdit etmek veya fiiliyata geçirmek, yaralama, ölüm, psikolojik zarar, gelişim bozukluğu veya mahrum bırakmaya neden olmak veya bu durumların gerçekleşme ihtimalini artırmaktır."[5]

Şiddet türleri

Fransız araştırmacı Jean-Claude Chesnais'in "Şiddetin Tarihçesi" (1981) adlı kitabında yer verdiği ve Interpol'ün sınıflandırmasını esas alan tipolojisinde şiddet türleri şu şekilde ele alınmıştır:[3]

Özel Şiddet
  • Cürümsel şiddet
    • Ölümle sonuçlanan
    • Bedensel şiddet
    • Cinsel şiddet
  • Cürümsel olmayan şiddet
Kolektif Şiddet
  • Vatandaşın iktidara karşı şiddeti
  • Devletin vatandaşa karşı şiddeti
    • Devlet terörü
    • Endüstriyel şiddet
  • Son kertede şiddet :Savaş

Türk sosyolog ve siyaset bilimci Doğu Ergil, şiddeti farklı eksenlerde sınıflandırdığı "Şiddetin Kültürel Kökenleri"(2001) başlıklı yazısında şiddetin bireysel veya kolektif uygulanıp uygulanmamasını başlı başına bir eksen olarak ele almış; şiddetin failinin mafya çetesi, toplumsal sınıf, kabile, etnik grup, devlet, ulus gibi farklı büyüklükteki bir grup olabileceğine dikkat çekmiştir. Suç sayılıp sayılmamasına göre ikiye ayırarak cinayet, soygun, tecavüz, taciz, zorbalık, mobbing, etnik temizlik, sömürgeleştirme gibi suç sayılan açık şiddetin yanı sıra toplumun geleneklerinden ve kültürel değerlerinden kaynaklanan, suç sayılmayan dolaylı şiddete örnek olarak yaygın trafik kazaları, kronik yoksulluk ve eğitimsizlik, çevre kıyımını göstermiştir.[4] Son olarak şiddet, demokratik olmayan toplumlarda sürekli bir durum olarak ortaya çıkan yapısal şiddet (şiddetin, düzeni bozmaya çalışanlara karşı bir "önlem" olarak sunulduğu durumlar) ile elverişli durumlarda geçici olarak ortaya çıkan konjoktürel şiddet olarak ikiye ayrılmıştır.

Hedefi açısından şiddet amaçsal ve araçsal şiddet şeklinde iki kısımda incelenmektedir: Amaçsal şiddet kişinin kendi dışındaki birey, eşya veya hayvana kasıtlı olarak kötülük yapması, kötülük yapmayı arzulamasıdır (örneğin intikam amacıyla birini öldürmek). Araçsal şiddet ise başka bir kazanım için (örneğin gücünü, sosyal konumunu korumak için) şiddeti araç olarak kullanmaktır.[6] Bu ayrımın kategorik olmadığı, şiddetin çoğu kez bu ikisinin karışımı halinde işlendiği de iddia edilmiştir.[1]

Şiddet sıklıkla şiddete maruz kalanlara göre ve uygulanan şiddet tipine göre kategorilendirerek değerlendirilmektedir.[7]

Maruz kalanlara göre şiddet

Uygulanan şiddet tipine göre

Kaynakça

  1. ^ a b Gümüş, Adnan. "Şiddet Türleri" (PDF). Eğitimsen “Toplumsal Bir Sorun Olarak Şiddet” Sempozyumu 20-21 Mayıs 2006, Bildiri Kitabı. 23 Kasım 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2020. 
  2. ^ "Şiddet". Nişanyan Sözlük. 17 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2020. 
  3. ^ a b Ünsal, Artun. "Genişletilmiş Bir Şiddet Tipolojisi". Cogito Dergisi, Sayı 6-7, Kış-Bahar 1996. 23 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2020. 
  4. ^ a b Ergil, Doğu. "Şiddetin Kültürel Kökenleri" (PDF). Bilim Teknik Dergisi, Sayı 399, Yıl:2001, Sayfa no:40. 17 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 17 Temmuz 2020. 
  5. ^ "World report on violence and health (Summary)". Dünya Sağlık Örgütü, 2002. 19 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2020. 
  6. ^ Karslı, Necmi. "Psikolojik Açıdan Şiddet ve Çözüm Yolları" (PDF). Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi, Cilt 16, Sayı 3, Yıl:2016. 19 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 19 Temmuz 2020. 
  7. ^ Polat, Oğuz. "Şiddet". Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Cilt 22, Sayı 1, Yıl: 2016. 19 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Temmuz 2020. 

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Transfobi, transgender veya transseksüel kişilere ya da direkt olarak transseksüelliğe karşı duyulan hoşnutsuzluğu ve olumsuz tutumu kapsamaktadır. Transfobi, toplumun cinsiyet normlarına uymayan insanlara karşı duyulan korkuyu, tiksintiyi, nefreti veya rahatsızlığı ve bunlara bağlı olarak şiddeti kapsayabilir. Genellikle homofobik görüşlerle birlikte ifade edilir ve bu nedenle sıklıkla homofobinin bir türü olarak kabul edilir. Transfobinin mağdurlarından olan çocuklar tacize, okulda zorbalığa ve/veya okul içinde şiddete, koruyucu aileleri tarafından şiddete maruz kalmaktadırlar. Yetişkin mağdurlarsa kamuoyunda alaya, tacize, sataşılmaya, şiddet ile tehdide, soyguna uğramaya ve yanlış tutuklamaya maruz kalmaktadır ve bu yüzden birçoğu toplumda güvensiz hissetmektedir. Bazıları; trans olduğu için kovulacağından veya muhafazakâr politikaların, onları korumak için yasalara karşı çıkan dindar grupların etraflarını kuşatmasının baskısından dolayı sağlık hizmetini reddediyor veya işyeri ayrımcılığıyla mücadele ediyor. Kurbanların yüksek bir oranının cinsel şiddete maruz kaldığı rapor edilmektedir.

Terörizm, terör ya da yıldırıcılık, siyasal, dinsel ve/veya ekonomik hedeflere ulaşmak amacıyla sivillere, belirlenen hedef gruplara veya resmî, yerel ve genel yönetimlere yönelik baskı, yıldırma ve her türlü şiddet içeren yolun kullanımını ifade eden terim. Hükûmetlere veya kuruluşlara göre değişmekle birlikte, terör uygulayan organize çeşitli gruplara terör örgütü; terör uygulayan şahıslara ise terörist ya da yıldırıcı denilmektedir. Bununla birlikte bu ifade oldukça tartışmalı bir kavram olup üzerinde akademik ya da uluslararası fikir birliği yoktur. Gücünü ve yetkilerini bu yönde kullanan devletler de devlet terörizmi kapsamında, savaş suçları ya da insan hakları ihlalleri nedeniyle bu kavramla yargılanabilmektedir. Buna benzer olarak; devlet organlarını direkt olarak kullanmayıp, iktidarlardaki grubun veya partinin desteklediği örgütlere verilen desteği tanımlayan devlet destekli terörizm sonucu da benzer yargılamalar olabilmektedir. Birçok akademisyen çeşitli hükûmetlerin eylemlerinin de "terörizm" olarak damgalanabileceğini belirtmiştir. Bir ülkede veya bölgede gücü elinden bulunduran iktidarlar veya hükûmetler gerçekleşen bir direniş hareketini "terörizm" ile etiketleyebilir.

<span class="mw-page-title-main">Tecavüz</span> Rıza olmadan cinsel ilişkiyi kapsayan bir cinsel saldırı türü

Irza geçme veya tecavüz, kişinin rızası dışında cinsel ilişkide bulunulmasını kapsayan bir cinsel saldırı türü. Tecavüz; fiziksel güç, baskı, otorite istismarı kullanılarak ve rıza veremeyecek durumdaki reşit olmayan, bilinci kapalı veya zihinsel engelli kişilerle cinsel ilişkiye girerek gerçekleştirilir.

İstismar, Türkçeye Arapçadan geçen ve sözlük anlamı olarak iyi niyeti kötüye kullanma, sömürme anlamına gelen bir sözcüktür.

Baskı, en genel anlamda, bireylerin kişisel özgürlüklerini engelleyen, onları kendi iradeleri ve istekleri hilafına düşünmeye ve davranmaya itmeyi hedefleyen bir fiil ve suç unsurudur.

Çocuk istismarı bir çocuğa bir yetişkin tarafından fiziksel ya da psikolojik olarak kötü davranılmasıdır. Ayrıca çocuklara kötü muamele, çocuk istismarı ve ihmali ile çoğu zaman aynı anlama gelir. Dünya Sağlık Örgütü çocuk istismarını şöyle tanımlar: "Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek uygulanan tüm davranışlar çocuğa kötü muameledir."

<span class="mw-page-title-main">Aile içi şiddet</span> Bir aile üyesinin; diğer veya eski üyesine fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetmesi, zarar vermesi

Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.

İş yerinde şiddet, işçi veya işveren tarafından yol açılan, organizasyon ve çalışanlar için bir tehdit ögesine dönüşen, şiddet ve zorbalık içeren davranışların tümüdür.

Nefret suçu ; bir kişiye veya gruba karşı ırk, dil, din, cinsiyet ve cinsel yönelim gibi durumlara karşı oluşmuş ön yargı sebebiyle işlenen, genellikle şiddet içeren suçlar. Zaten suç olan eylemleri kapsar ve ön yargı sebebiyle işlenilmiş olmaları suçun cezasının artmasına neden olur. Bu açıdan nefret söyleminden farklı bir kavramdır. Eğer bu suç bir defaya mahsus olarak işlenmemişse ve süreklilik arz ediyorsa, suç işleyenler nefret grubu olarak adlandırılırlar. Bu suçları engellemeye ve suç işleyenleri cezalandırmaya yönelik düzenlenmiş yasalara ise nefret yasası denir.

<span class="mw-page-title-main">Kadına yönelik şiddet</span> kadınlara yönelen cinsiyet temelli şiddet eylemleri

Kadına yönelik şiddet, kadınların cinsiyetleri nedeniyle maruz kaldıkları fiziksel, cinsel, psikolojik acı veya ıstırap veren ya da verebilecek olan her türlü eylem, uygulama ya da bu tür eylemlerle tehdit edilme, zorlanma veya keyfi olarak özgürlükten yoksun bırakılmalarıdır.

<span class="mw-page-title-main">İstanbul Sözleşmesi</span> kadına karşı ve aile içi şiddetin önlenmesiyle ilgili uluslararası sözleşme

İstanbul Sözleşmesi ya da tam adıyla Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan, 45 ülke ve Avrupa Birliği tarafından imzalanan, kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddeti önleme ve bununla mücadelede temel standartları ve devletlerin bu konudaki yükümlülüklerini belirleyen uluslararası insan hakları sözleşmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Etnik çatışma</span> etnik gruplar arasındaki fikir veya inanç savaşı

Etnik çatışma, iki veya daha fazla etnik grup arasında çıkan bir çatışmadır. Çatışmanın kaynağı siyasi, sosyal veya ekonomik olabilirken, çatışan bireyler etnik grubunun topluluk içindeki konumu için açıkça mücadele etmelidir. Bu son kriter etnik çatışmayı diğer mücadele biçimlerinden ayırır.

<span class="mw-page-title-main">Flört</span>

Çıkma ya da flört; evlilik, nişanlılık ya da buna benzer başka bir birliktelik içinde olmayan iki birey arasında arkadaşlığın ötesinde duygusal, romantik ve/veya cinsel yakınlık içeren ilişkidir.

Psikolojik şiddet, failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.

Ekonomik şiddet, toplumsal ve ekonomik yapıda dezavantajlı olan bireylerin ekonomik bağımsızlıkları ve bunun oluşum sürecindeki menfi etki ve engelleri tanımlar. Özellikle feminist teori ile ilişkilendirilmektedir. Örneğin, kadınların ekonomik bağımsızlığını elde edememesi üzerindeki menfi etkiler ve bunun kadınlara karşı bir kontrol, tehdit ve yaptırım olarak tezahür etmesi bu şiddet türünün bir örneğidir. Ekonomik şiddetin kapsamı kadınların bağımlı hâlde olmasındaki etkiler dışında kadın istihdamına izin verilmemesi, istenilmeyen bir işte zorla çalıştırılması, iş hayatındaki ileri pozisyonların kısıtlanması, eşit işe eşit ücret verilmemesi ve kadının daha az kazanması, müsadere vb. gibi birçok örnekle genişletilmektedir. Bu eksende kısıtlanan kadın özgürlüğü ile fakirleşme, fiziksel şiddetin daha fazla görünür olması ve psikolojik sorunlar ortaya çıkmakta ve cinsel istismar, kadın ticareti, HIV ve morbidite oranı artmaktadır. Bu kapsamda kadın istihdamın ve istihdam sürecindeki sorunların giderilmesi, kadına yönelik şiddete karşı çalışmaların yapılması ve mağdurlar için destek servislerinin kurulması önerilmektedir.

Flört şiddeti, flört ilişkisinde eşlerden birinden diğerine beraberlikleri sırasında veya beraberlikleri bittikten sonra yönelen duygusal, fiziksel ve cinsel saldırganlık eylemleri.

Cinsiyet suçlarının kovuşturulması, tecavüz ve diğer cinsel şiddet suçlarının kovuşturulmasına yönelik yasal işlemlerdir.

Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması Bildirgesi ya da DEVAW, kadınlara yönelik şiddeti ve şiddetin ortadan kaldırılması özel olarak ele alan 1993 tarihli Birleşmiş Milletler (BM) kararıdır.

Seks işçilerine yönelik şiddet, dünya çapında hem fiziksel hem de psikolojik düzeyde rapor edilmiştir. Kurbanlar ağırlıklı olarak kadınlardır, aşırı durumlarda bu şiddete cinayet de dahildir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika Birleşik Devletleri'nde polis şiddeti</span>

Polis şiddeti, kolluk kuvvetlerine bağlı personelin şüpheliler ve sivillerle uğraşırken uyguladığı baskıdır. Polis şiddeti terimi genellikle bir kişiye fiziksel zarar verme bağlamında kullanılır. Ayrıca, genellikle insan haklarını ihlal eden korkutma taktiklerinin kullanılması yoluyla psikolojik zarar da içerebilir.